Özellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkan prostat
hastalıkları, enfeksiyonlar ve prostat büyümesi olarak ayrılmakta, prostatın
iyi huylu ve kötü huylu büyümesine bağlı olarak sorunlar ve tedavileri de
farklılaşmaktadır. Prostatta salgılanan bazı enzimlerin, gençlik çağında üreme
faaliyetlerinin gerçekleşmesinde ve sperm fonksiyonlarının oluşturulmasında da
etkili olduğu bilinmektedir. Bu sebeple burada yaşanan en küçük sorun dahi
erkekler için büyük önem arz etmektedir. Zamanla prostatın büyümesine bağlı
olarak birçok hastalık gelişebilmektedir, bu hastalıkların başında da bu organda
oluşan enfeksiyonlar gelmektedir. Prostat bezindeki enfeksiyonlar hastanın
yaşantısını çok ciddi oranda etkilemektedir ve mutlaka tedavi edilmelidir.
Prostatta oluşan enfeksiyonlar ve enfeksiyon tedavisinde
kullanılan yöntemler hakkında Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman;
“Enfeksiyonlar, ani gelişen akut ve uzun süredir olan kronik enfeksiyonlar
olarak ikiye ayrılmaktadır ve genellikle idrar şikayetleri ile apış arası
dediğimiz bölgede oluşan ağrıyla kendini göstermektedir. Sıklıkla bakteriler ve
diğer enfeksiyon ajanlarıyla ortaya çıkan bu enfeksiyonlar tedavi edilmediği
zaman kronik iltihabi bir duruma neden olmakta ve hastayı sürekli rahatsız eder
hale gelmektedir. Enfeksiyon konusunda önemli bir tespitimiz var, enfeksiyon
rahatsızlıkları genellikle çok sayıda partnerle cinsel ilişkiye giren
erkeklerde ortaya çıkıyor, bu kişiler önemli risk grubunu oluşturuyor. Ayrıca
partnerinde bir enfeksiyon olan erkekler de risk grubunda yer alıyor. Fakat
bazen bu riskler olmasa bile sadece bir enfeksiyon ajanı da tek başına idrar
yolu enfeksiyonu oluşturduktan sonra ikincil olarak prostat enfeksiyonu
gelişmesine zemin hazırlayabilmektedir. Daha çok genç erişkinlerde görülen bu
sorunun tanısını koyabilmek için mutlaka fiziksel muayene ile idrar ve prostat
sıvılarının değerlendirilmesi gerekiyor. Tedavi yaklaşımında daha çok
antibiyotikler yer alsa da bunun yanında birtakım ısı tedavileri ve hatta
prostatın ameliyatına kadar giden farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ancak
bunlar için hastanın doğru tanılanması gerekiyor. Eğer hasta tedavi edilmezse
kısa zamanda hastalık kronikleşiyor ve bu noktaya gelen prostat
enfeksiyonlarının tedavisi zorlaşıyor. Çünkü enfeksiyonlar ilaçlara karşı
dirençli hale geliyor ve hastanın yaşam konforunu bozabiliyor.” dedi.
“40 yaşından sonra
erkeklerin ortak sorunu: Prostat büyümesi”
40 yaşından sonra ortaya çıkan prostat hastalıklarının
bir diğeri de “iyi huylu prostat büyümesi”. Bu noktada öncelikle prostatın ne
olduğunu bilmemiz gerekiyor. Prostat bir salgı bezi yapısıdır ve dışında bir
kapsül ve içinde de iki ceviz büyüklüğünde organ bulunmakta ve içerisinden de
idrar kanalı geçmektedir. Prostat bezinden aralarında PSA’nın da olduğu bazı
enzimler salgılanmakta ve bunların sperm fonksiyonlarının gelişmesinde önemli
rolü bulunmaktadır. Prostat yaşla birlikte büyümeye başlıyor. Normalde ağırlığı
20 gr. olan prostatın ağırlığının 40’lı yaşlara gelindiğinde 40 ila 50 gr.’a kadar
yükselebiliyor. Bu büyüme sırasında prostat idrar kanalına baskı yaparak
idrarın dışarı rahat çıkmasına engel olabiliyor. Erkeklerin yüzde 50’sinde
büyüme ortaya çıkarken, bunların da yaklaşık yüzde 40’ında bu sorunlar
gözleniyor. Prostat büyümesinin kesin sebebi bilinmemekle birlikte, bu
rahatsızlıkta genetik ve hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Çünkü yaşla birlikte erkeklik hormonunun azalarak östrojen hormonunun artması
ve bu dengesizlik prostatın büyümesi ile sonuçlanabiliyor.
“Artık çok büyük
prostatta bile kapalı ameliyat müjdesi”
Prostatta oluşan büyüme ve tedavinin amacı hakkında
açıklamada bulunan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, “Bilinmesi
gerekir ki, her erkekte prostat büyümesi şikayet oluşturmayabiliyor. Ancak
büyümeye bağlı idrar yolunda tıkanma yaşanıyorsa o zaman hastada idrar
belirtileri olduğu kabul edilir. Sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, idrarda
yanma, çatallanma başta olmak üzere, idrarın akımı ile ilgili sorunlar varsa,
en fazla ilerlediği noktada da idrar çok ince akmaya ve en sonunda da idrar
yapamamaya kadar giden bir tablo ortaya çıkıyorsa hasta kesinlikle tedavi
edilmelidir. Tedavi ya prostatı küçültmeye ya da yolu rahatlatmaya yönelik
oluyor. İlaçlarla prostat yolu gevşetilerek idrarın rahat çıkışı
sağlanmaktadır. Bu tedaviden hasta fayda görmezse, minimal invaziv yöntemlerle
hastaya zarar vermeden prostat tıraşlanarak yol açılmaktadır. Kullanılan
yöntemlerin başında lazer cihazı kullanılarak yapılan green light lazer prostat
buharlaştırma ameliyatı veya plazma kinetik yöntemiyle yapılan ameliyatlar
gelmektedir. Bu ameliyat sonrasında hasta ikinci gün taburcu olabilmekte ve
birkaç günlük dinlenmeden sonra kişi normal hayatına dönmektedir. Eskiden
mutlaka açık kesiyle mesane içine girerek ameliyat ettiğimiz çok büyük
prostatlarda bile artık bu tür yöntemlerle prostatın yaptığı tıkanıklığı
giderebiliyoruz. Yani artık büyük prostatlar da kapalı yolla tedavi
edilebiliyor.” dedi.
Prof. Dr. Karaman, ameliyat sonrası yan etkiler hakkında
ise şu bilgiyi verdi: “Hastaların bu noktada özellikle merak ettikleri konu,
ameliyattan sonra cinsel fonksiyonlarının etkilenip etkilenmeyeceği olmaktadır,
ama bilinmesi gerekir ki bu ameliyatların kısa ya da uzun dönemde çok ciddi
komplikasyonları yoktur. Ameliyat doğru sınırlar içinde yapılırsa gerek
erkeklik fonksiyonu üzerine, gerekse idrar kaçırma üzerine yüksek oranda bir
yan etkisi görülmemektedir. Bu nedenle tedavi ya da ameliyatların deneyimli
hekimler tarafından ve iyi merkezlerde gerçekleştirilmesi de büyük önem
taşımaktadır.”
YORUMLAR