SANKO Üniversitesi
Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde düzenlenen sempozyumda
konuşma yapan SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, “Çocuklar bizim
geleceğimiz. Çocuk sağlığının daha da önem kazandığı bir zaman diliminde
yaşıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Dağlı, çocuk
sağlığıyla ilgilenen pek çok dalın arasına fizyoterapi ve rehabilitasyonun da
girmesinin ve çocuk yoğun bakımda bu hizmetlerin verilmeye başlanmasının çok
mutluluk verici olduğunu söyledi.
SANKO Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Nevin Ergun ise pediatrik rehabilitasyon konusunda ülkemizde ve dünyada en
önemli basamak olarak, çocuk doğduğu anda riskli bebek konusunda çalışmalar ve
bu çocuklara yönelik yapılacakların henüz doğdukları anda planlanması,
tedavisi, fizyoterapisi ve rehabilitasyonunun son derece önemli olduğunu
kaydetti.
DOÇ. DR. ÜNAL SARIKABADAYI
SANKO Üniversitesi
Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ünal
Sarıkabadayı da “Neonatalog Gözüyle Riskli Bebek” konusunda bilgiler paylaştı.
Riskli bebek teriminin
gebelik döneminde, doğum sırasında ya da hemen doğum sonrasında yaşanan
sorunlara bağlı olarak, bir veya daha fazla gelişimsel alanda, nörolojik açıdan
gerilik görülebilecek bebekleri ifade ettiğini vurgulayan Doç. Dr.
Sarıkabadayı, şöyle konuştu:
“Bu nedenle riskli
bebeklerin tespiti ve bu bebeklerin uzun dönem nöro-gelişimsel izlemlerinin çocuk
nöroloğu ve fizik tedavi uzmanları tarafından da takibi önem kazanmaktadır.”
PROF. DR. KIVILCIM GÜCÜYENER
Gazi Üniversitesi
Çocuk Nörolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Kıvılcım Gücüyener “Riskli Bebeklerde
Nörolojik Değerlendirme” konulu bir sunum yaptı.
Riskli bebeklerde
erken rehabilitasyon denilince, yaşamsal fonksiyonların stabil hale gelmesinin ardından
belki de ilk akla gelen müdahalelerin başında fizyoterapi yaklaşımlarının
geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Gücüyener, şöyle devam etti:
“Hatta herhangi
bir risk faktörü ile doğmuş yenidoğanda yaşamsal fonksiyonların stabil hale
gelmesinde en önemli kriterlerden birisi fizyoterapisttir. Birçok çalışmada
prematüre bebeklerin zamanında doğan bebeklere oranla daha yüksek mortalite
(ölüm oranı) komplikasyon ve beyin yaralanması riskine sahip olduğu
bildirilmiştir.
Prematüre ve düşük
doğum ağırlıklı bebekler, zamanında doğan bebeklere oranla motor problem
geliştirme açısından risk altındadır. Herhangi bir nörolojik problemi olmayan
pretem (Gebeliklerin yüzde 5-7'sinde
görülen preterm doğum, gebeliğin 20. haftadan sonra ve 37. haftadan
önce sonlanmasıdır) doğan bebeklerin dahi 40. haftada yapılan
değerlendirmede term dönemde doğan bebeklere oranla daha düşük motor gelişim
seviyelerine sahip olduğu belirtilmiştir.”
PROF. DR. AKMER MUTLU
Hacettepe
Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Fakültesi’nden Prof. Dr. Akmer Mutlu
“Riskli Bebeklerde Nöromotor Değerlendirme” hakkında paylaşımda bulundu.
Erken doğan ve
küçük doğan bebekleri de içeren riskli bebek grubunda, nöromotor değerlendirmenin
çeşitli yöntemlerle yapıldığının altını çizen Prof. Dr. Mutlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Özellikle anne
karnından itibaren, bebek doğduktan sonra ilk 5 aya kadar yapılabilen ve bebeğe
dokunmaksızın, sadece spontan motor hareketlerinin gözlemlendiği Prechtl
Analizine göre ‘general movements’ yöntemi olarak adlandırılan yöntemin
Serebral Palsi ve gelişimsel bozuklukları ‘en erken dönemde en iyi tahmin eden’
yöntem olduğu kanıtlanmıştır.”
Prof. Dr. Mutlu, yaşa
ve bebeğin ihtiyaçlarına uygun yapılan erken değerlendirme ile riskli bebeklere
en erken dönemde müdahale ve rehabilitasyon olanağı sağlandığını, sözlerine
ekledi.
DR. FZT. SEVİL ÜZER
Dokuz Eylül
Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Dr. Fzt. Sevil Üzer
“Riskli Bebeklerde Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Bir Gün” konusunda paylaşım
yaptı.
“Teknolojik
gelişmelerle birlikte, neonatal bakım ve tedavi yöntemlerinde gelişmeler
izlenmiş olsa da prematüre doğmuş bebeklerde, serebral palsi (SP) ve ciddi
entelektüel sekeller gibi majör nörogelişimsel yetersizliklerde azalma gözlenmemiştir”
diyen Dr. Fzt. Üzer, şunları kaydetti:
“Aksine, daha
hafif motor ve kognitif disfonksiyonlar ortaya çıkarak, prematüre doğan
bebeklerin ileriki hayatlarında regülasyon, sosyal ve adaptasyon problemlerine
neden olmaktadır. Özellikle ciddi intrakranial kanama veya beyaz cevher hasar
öyküsü olan prematüre doğmuş bebeklerde, SP gibi ağır sekelleri görmek
mümkündür. Beyin hasarı yaşamamış olan bebekler ise kognitif disfonksiyon riski
taşır ve term olan yaşıtlarına göre daha fazla desteğe ihtiyaç duyabilmektedir.
Gelişen yetersizlik ve sekeller, prematüre doğmuş bebeklerin sağlıkla ilgili
yaşam kalitelerinde düşmeye ve sağlık giderlerinde artmaya neden olmaktadır.
Beyin gelişiminin
(nöral plastisite) en yüksek olduğu dönem bebeğin düzelmiş dokuzuncu ayına
kadardır. Bu nedenle, beyin hasarı veya gelişim geriliği yaşamış bebeklerde,
erken müdahalenin dokuzuncu aydan önce başlaması, destek ve tedavilerin bebeğin
gelişimsel kazanımlarında daha etkili olduğu bilinmektedir. Ancak erken
müdahalenin taburculuk öncesi, bebek henüz Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde
iken başlaması büyük önem arz etmektedir.”
Dr. Fzt. Üzer, “Yenidoğan
Yoğun Bakım Ünitesi’nde gerçekleştirilen fizyoterapi uygulamaları ile bebeğin
vücut düzgünlüğünün korunması, var olan kas-iskelet sistemi bozukluklarının
tedavi edilmesi, görülen solunumsal sıkıntıların asgariye indirilmesi ve en önemlisi
bebeğin tüm alanlardaki gelişiminin desteklenmesi için büyük önem arz
etmektedir” ifadelerine yer verdi.
DOÇ. DR. BÜLENT ELBASAN
Gazi Üniversitesi
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Doç. Dr. Bülent Elbasan “Riskli
Bebeklerde Erken Müdahale Yöntemleri” konusuna değindi.
Doç. Dr. Elbasan,
riskli bebeklerde sadece motor gelişim açısından değil kognitif ve sosyal
gelişim açısından da etkilenimler görülebildiğini anımsattı.
“Preterm dönemde
doğan ve belirgin motor bozukluğu olmayan çocuklarda bile ortalama zekâ
puanlarında düşüşle birlikte kognitif ve eğitimsel güçlükler görülmektedir” diyen
Doç. Dr. Elbasan, şunları anlattı: “Çok preterm bebekler genel kognitif ve
akademik etkilenime maruz kalma riskine sahiptir ve gelişimleri boyunca yakın
takip altında olmaları gerekmektedir. Aşırı prematüre bebeklerde ve düşük doğum
ağırlıklı bebeklerde intraventiküler hemorajinin şiddeti ile okul yaşlarındaki
nörogelişimsel disfonksiyon arasında ilişki bulunmuştur.
Kognitif
etkilenimlerin doğası, şiddeti yaşla birlikte gelişme veya gerileme gösterip
göstermeyeceği bilinmemekle birlikte gestasyonel yaş ile ilgili olduğu, sadece
erken dönemde gelişimsel gecikme göstermediği aynı zamanda adölesan veya
yetişkin çağda da etkilerinin görülebileceği bildirilmektedir.”
Doç. Dr. Elbasan, yenidoğan
döneminden başlayarak pozisyonlama, tutma taşıma prensiplerinin yanı sıra,
hedef odaklı aktivite yaklaşımlarına yer verilen güncel fizyoterapi yöntemleri ile
özellikle normal motor gelişimin temel alındığı, ancak motor repertuarın
arttırılmasına yönelik yararlanılan aktivite varyasyonları ile aile eğitiminin
benimsendiği güncel yaklaşımların riskli bebeklerin gelişimini nasıl
etkilediğine yönelik bilgileri de paylaştı.
UZM. FZT. HATİCE ADIGÜZEL
SANKO Üniversitesi
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Fzt. Hatice Adıgüzel “Riskli
Bebeklerde Aile Eğitimi” ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.
“Güncel
yaklaşımlar çerçevesinde riskli bebeklerde fizyoterapi temelli aile eğitiminin,
yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde başladığına işaret eden Adıgüzel, bu
eğitimleri şu şeklide sıraladı:
“Kanguru Bakımı,
Ebeveyn Aile Koçluğu (COPCA), Yenidoğanlara Bireyselleştirilen Gelişimsel Bakım
(NIDCAP) ve aile merkezli; pozisyonlama, tutma-taşıma prensipleri, masaj ve
motor gelişim süreci hakkında eğitimler içeren çeşitli yaklaşımlardan
oluşabilmektedir.
Bu yaklaşımların
ortak noktası ebeveynlerin bebeklerinin tüm gelişimsel stres/emosyonel,
davranış/motor hareket sinyallerini anlamasına yardımcı olmaktır. Bu sayede
ailelere gelişim süreçlerini çok yönlü analiz etme becerisi kazandırılır. Bu
kazanım sayesinde aileler bebeğinin motor ve zihinsel gelişimini doğru
desteklemeyi öğrenir. Fizyoterapistler ise bu süreçte bebeklere gelişimsel test
ve değerlendirmeler yaparak, ailelere bebeğin kronolojik yaşına uygun gerekli
ilerlemeler için yol gösterirler.”
Sağlık Bilimleri
Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, akademisyenler, konuklar ve
öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferansın sonunda konuşmacılara SANKO
Üniversitesi’ni anımsatan hediye takdim edildi.
YORUMLAR