Hem Hristiyan hem de İslam inancında ortak payda olan
yedi arkadaşın kaldığı mağaranın, nerede yer aldığına ilişkin farklı rivayetler
bulunduğuna işaret edilen çeşitli kaynaklarda, Asya, Avrupa ve Afrika
kıtalarında Eshab-ı Kehf adıyla onlarca mağara olduğu, Türkiye'de ise Selçuk,
Tarsus ve Afşin'de Eshab-ı Kehf mağarası bulunduğu kaydediliyor.
Hikayenin Afşin'de geçtiğine inanan ilçe halkı ise köklü
mirasına sahip çıkmak adına çocuklarına yedi arkadaşın adlarını veriyor ve
yerel yöneticiler de düzenledikleri etkinliklerle hatırayı gelecek kuşaklara
aktarıyor.
İnanç turizmi açısından da büyük önem arz eden, Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Geçici
Listesi'nde de yer alan Afşin'deki Eshab-ı Kehf Külliyesi, bu yıl Kovid-19
nedeniyle en sakin günlerini geçirdi.
Dini gün ve gecelerde, özellikle on bir ayın sultanı
ramazanda dua ve ibadet için çevre il ve ilçelerinden gelen binlerce
ziyaretçiyle dolan, 466 yılında yapılan mescidiyle en eski ziyaretgahlardan
olan "yedi uyurlar"ın mekanı, Kovid-19 salgını tedbirlerinin
ardından başlatılan normalleşme süreciyle birçok tatilci tarafından
yeniden tercih edilmeye başlandı.
Roma, Anadolu Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden
izler taşıyan tarihi külliyeye Türkiye'nin farklı kentlerinden turistler
geliyor.
"KALICI
LİSTEYE 2022-2023'DE ADAYIZ"
Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven, AA muhabirine,
pandemi dönemiyle sessizliğe bürünen Eshab-ı Kehf'i normalleşme süreciyle
birlikte yeniden ziyarete açtıklarını söyledi.
Kovid-19 uykusundan uyanan külliyeye ziyaretlerin
başladığını ifade eden Güven, şöyle konuştu:
"Özellikle yakın bölgelerden ziyaretçilerimizin
sayısı günden güne artıyor. Genel ziyaretçi sayısında da artış var. Şu an
Eshab-ı Kehf'te özellikle cami bölümünde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
yeni bir restorasyon çalışması yapılıyor. Onun dışında 'kalıcı liste' için
çalışmalarımız sürüyor. İnşallah kalıcı listeye 2022-2023'de adayız. İnşallah
bu umudumuz da gerçekleşir diyorum."
Eshab-ı Kehf'in 1600 yıllık bir miras olduğuna dikkat
çeken Güven, "Semavi dinlere ait ayakta duran bir eser. UNESCO süreciyle
birlikte insanların ilgisini çekiyor. Çünkü sadece bize ait bir değer değil
insanlığın ortak kültürü. Hem Hristiyanlık hem de Müslümanlığın ortak mirası.
Herkes tanısın, görsün istiyoruz." diye konuştu.
ZİYARETÇİLERİ
BÜYÜLÜYOR
Kahramanmaraş'tan gelen Sabiha Bağrıaçık ise 40 yıl önce
babasıyla bölgeyi ziyaret ettiğini, şimdi ise çocuklarını getirdiğini
aktararak, tarihi mekanı gezmekten büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Aydın'dan gelen İbrahim Özkurt da Eshab-ı Kehf'in ilk
haline göre çok daha güzelleştiğini, temizliğiyle de dikkat çektiğini ifade
ederek, hak ettiği saygıyı bulduğunu söyledi.
Ömer Şahan ise Eshab-ı Kehf'in dini öneminin yanında
tarihi ve kültürel anlamda da Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olduğunu
dile getirdi.
Külliyeye Türkiye'nin farklı bölgelerinden insanların
gelmesine şahitlik ettiğini anlatan Şahan, "Eshab-ı Kehf'i iyi anlamak
gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'de insanların tekrar dirileceği ifade ediliyor.
Buranın hikayesi, öldükten sonra dirileceğimizin canlı şahidi." ifadesini
kullandı. (AA)
YORUMLAR