Peki çocuğunuzun üstün zekalı olduğu anlaşılırsa neler
yapmanız gerek?
Tüm üstün Zekalılar Derneği TÜZDER Başkanı Tunahan
Coşkun, çocuğu üstün zekalı çıkan ailelere şu tavsiyelerde bulunuyor:
RENKLİ VE DİNAMİK
BİR HAYATA HAZIR OLUN
“Her şeyden önce üstün zekâlılık hakkında bilgi sahibi
olarak yola başlamanız gerekecek. Konu hakkında yazılmış kitaplar, üstün zekâya
sahip olmak ne demek, bu tür çocukların hissiyatları, onlar hakkında yürütülen
çalışmalar, kurum ve kuruluşlar, dernekler, yasal haklar gibi konuları bilmek
gerekiyor. Üstün çocuğunuzla birlikte bambaşka, renkli ve dinamik bir hayata
hazır olun.
Başkasına çoğunlukla ihtiyaç duymayan, kendi işini
kendine has metotlarla halleden, sizin aklınıza hiç gelmeyen ve sizi çok
şaşırtan işler yapan bir çocuğa sahipsiniz. Herkesin fark ettiği, parmakla
gösterdiği, okulda en çok tanınan çocuğun anne babası oldunuz. Bu sizi
gururlandırabilir.
ÜSTÜN ZEKÂLI ÇOCUĞA SAHİP OLMAK HER ZAMAN AVANTAJLI DEĞİLDİR
Ancak üstün zekâlı bir çocuğa sahip olmak her zaman
avantajlı bir durum değildir. En başta onunla konuşmalarınızda, zıtlaşmaya
davetiye çıkarmamak için, anlaşma yolunu seçmeniz gerekecek. Şayet ondan bir
şeyleri yapıp etmesini istiyorsanız, bu isteklerinizin gerekçelerini ve
mantığını da hazır etmelisiniz. Mantığı ve gerekçesi kabul görmeyen her konuda,
çocuğunuzu karşınızda bulabilirsiniz. “Ben babayım-anneyim…” ile başlayan
ifadeleri evde çok kullanıyorsanız, bunu da değiştirmeniz gerekecek. Zira
otoritenize ortak olmak isteyen bir çocuğunuz var. Bu noktada otoriteyi çocuğa
bırakın demek hata olur. Ancak ona bir şey yaptırırken, sizin de kabul
edebileceğiniz alternatifler sunmak, onunla anlaşmayı kolaylaştıracaktır.
Mesela “Dişlerini fırçala.” emrine, “Sen neden fırçalamıyorsun?” cevabını almak
yerine; birlikte diş fırçalamayı teklif edebileceğiniz gibi “Dişlerini birazdan
benimle mi yoksa hemen mi fırçalamak istersin?” gibi alternatifli cümleler
işinizi kolaylaştırabilir. Sunulacak alternatif sayısı ve niteliği çocuğun
yaşına göre değişiklik gösterebilir. Böylece siz istediğinizi yaptırırken,
çocuğunuz da karar vermiş olmanın güvenini hissedecektir.
ÜSTÜN ZEKÂLI OLDUĞUNU HERKES BİLMESİN
Çocuğunuzun üstün zekâya sahip olduğunu sadece ilgili
birkaç kişinin bilmesi yeterli olacaktır. Çünkü bu durum hassasiyetle üzerinde
durulması gereken ve mahremiyeti olan bir konudur. Bunu dillendirmek kısa
vadede hoş gelse de uzun vadede özellikle çocuğa zarar verecek, ruh sağlığını
olumsuz etkileyecektir. Bu, onu takdir etmeyin anlamı taşımaz. Başarısını
takdir etmek, onu taltif etmek elbette önemli ve onun hakkı, ancak “üstün
zekâlısın, çok farklısın” ifadeleriyle değil.
YALNIZLAŞABİLİRLER
Akranlarıyla iletişimde problemler yaşaması onları
yalnızlaştırabilir. Bu gibi durumlarda empati (kendini karşısındakinin yerine
koyabilme-hisdaşlık) kurabileceği ortamlar oluşturarak akranlarını
anlayabilecek duygusal hissi gelişime sahip olmasına yardımcı olabilirsiniz.
ONUN HALA BİR ÇOCUK OLDUĞUNU UNUTMAYIN
Onun üstün zekâya sahip olmakla birlikte hâlâ bir çocuk
olduğunu unutmamak gerekiyor. Sürekli olgun ve mantıklı olma, üst düzey oyunlar
oynama gibi beklentilerden de uzak durmakta fayda var. Hangi özelliğe sahip
olursa olsun her çocuk annesinin sonsuz şefkat ve merhamet kanatları altına
girmeyi hak etmiştir. Her çocuk özeldir ve her çocuk; karakter ve kişiliğine
ahlaki güzelliğin nakşedilmesini ister ve saygıyı hak eder. Farklılık arz eden
konu ise her çocuğun ihtiyacıdır. Çocuğun ihtiyacına göre yapılacak olanlar
belirlenir.
OKULDA ALACAĞI EĞİTİM ONU TATMİN ETMEYEBİLİR
Okulda alacağı eğitim onu tatmin etmeyebilir. Bunun için
ona ilgi duyacağı alanlarda yeni fırsatlar sunmak gerekiyor. Koşu, yüzme, proje
tarzında çalışmalar, okuldaki sosyal faaliyetlerde aktif olma, ilgili olduğu
alanda üretici olabileceği hobiler ve sanat alanları, bitki yetiştirme,
atıkları değerlendirme ve kullanılabilir eşyalar yapma, dil öğrenme ve daha
birçoklarını teşvik edebilirsiniz.
MÜKEMMEL OLMA KAYGISI
Çevrenin (aile- akraba- öğretmen vb.) ya da kişinin
kendisinin oluşturacağı mükemmel olma kaygısı söz konusu olabilir. Ve bu,
kendisine hata yapma hakkı vermeyen bir durumu oluşturabilir. Böyle bir durumda
mükemmel olma kaygısını artıracak “Nasıl yapamazsın? Hâlâ yanlışların var, tam
puan almalısın?” gibi tepkilerin yerine onun da hata yapabileceğini, yeri
geldiğinde ifade etmek ve bu durumunu kabul etmek faydalı olacaktır. Çocuğun bu
konudaki motivasyonunu artırabilmek için, başarısızlıkların zaman zaman yaşanabileceğini
ona ifade ettikten sonra; “bir dahaki sefere” ifadesini kullanarak başarılı
olmak için, tekrar deneme fırsatına sahip olduğunu hatırlatabilirsiniz.”
YORUMLAR