Sıhhiye Orduevi'ndeki yemekte konuşan Bakan Akar, S-400
hava ve füze savunma sisteminin tedarikine ilişkin Türkiye'nin pozisyonunun çok
açık olduğunu belirtti. Türkiye’nin çok ciddi füze ve hava tehdit ve tehlikesi
altında olduğunu bildiren Akar, şunları söyledi: "İsim söylemeye gerek
yok, hava tehdidi ve tehlikeleri bütün etrafımızdaki ülkelerden geliyor. Bunu
ortaya koyduk. Bunun çaresini bulmak lazım. 2011'den sonra bu konu aciliyet
kesbetti. Bunun üzerine NATO'ya müracaat ettik. NATO ABD, Almanya ve
Hollanda'dan birer patriot bataryasını görevlendirdi. İncirlik, Gaziantep,
Kahramanmaraş'a geldiler. Takriben 1,5 yıl kadar görev yaptılar ve daha sonra
‘biz ayrılacağız’ dediler. Dolayısıyla bizim bu şekilde geçici birtakım
önlemlerle bekamızı sürdüremeyeceğimizi, dolayısıyla bunu edinmemiz gerektiğini
aklı olan herkes gördü. Bu esasen 90’lı yılların sonundan itibaren hava, füze
savunmamızın nasıl olacağı meselesi TSK ve Türkiye’nin problemiydi. Bununla
ilgili birçok çalışma zaten yapıldı. 2011 bunu biraz daha hızlandırdı. Bunun
üzerine mevcut arayışlarımız daha sistematik hale getirildi. Kriterler
belirlendi, görüşmeler başladı."
"BU KONUDAKİ
KRİTERLERİMİZ..."
Bu konudaki çalışmaları anımsatan Akar, şöyle konuştu:
"Bu konudaki kriterler nedir? Kriterlerimizin birincisi ‘yeteri kadar
pazar olduk, bundan sonra olmayacağız’ diyoruz. Herhangi bir silahı, aracı
aldığımızda bunun teknolojisini, üretimini, bunun ihracını, modernizasyonunu
istiyoruz. Bu konuda konuşmalar, görüşmeler vs... Belirlenen kriterlere en
uygun cevabı veren Rusya ile anlaşma sağlandı ve imzalar atıldı ve bu
gerçekleşti. Hala bu durumda iken ABD dahil NATO’daki müttefiklerimize hava
savunma sistemleri tedariki için talep mektupları yazdık. ABD tarafından 17 ay
sonra cevap verildi. Dolayısıyla bizim buradaki acil ihtiyacımız görmemezlikten
gelinmemeli. Bizim NATO’dan koptuğumuz yok. Biz NATO’ya karşı hangi
sorumluluklarımız varsa bunları eksiksiz, aksaksız yerine getiriyoruz."
Ziyareti sırasında ABD’liler tarafından da bunun dile
getirildiğini aktaran Akar, "F-35 konusundaki bütün yükümlülüklerimizi,
hem finansal hem de diğer konulardaki taahhütlerimizi aksaksız, eksiksiz en iyi
yerine getiren ülkelerden biri olduğumuzu söylediler. Paramızı, ortaklık
payımızı ödemişiz, bu arada bize düşen bazı parçaların tasarlanması, imali var
bunları, eksiksiz yapmaya devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
F-35 savaş uçağı projesine yönelik yapılan bazı açıklamaları
da anımsatan Akar, "Birtakım açıklamalar olmasına rağmen F-35 şu anda
normal işliyor görünüyor. Bizim pilotlarımız, bakım personelimiz ABD'de eğitim
almaya devam ediyor. Kasım'da bu uçakların Malatya'ya gelmesini bekliyoruz.
Bununla ilgili Malatya'daki altyapı hazırlıklarımız tamamlandı." dedi.
"TEK
HEDEFİMİZ TERÖRİSTLER"
Türkiye’nin çevresinde askeri ve siyasi anlamda ciddi
hassasiyetin, kritik durumların olduğuna dikkati çeken Akar, bunları yakından
takip edildiğini belirtti.
"Bu konuda bizim hata yapmamamız lazım." diyen
Akar, muhtemel her türlü gelişmeye karşı hazırlık yaptıklarını söyledi. Münbiç
ve Fırat’ın doğusundaki terör hedeflerine işaret eden Bakan Akar, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Biz burada sabırla, dirayetle kişilik ve kimliğimizle
ilerlemeye devam ediyoruz. Orada da planlarımız, programlarımız hazır. Bu işin
olabildiğince görüşerek, konuşarak NATO ile diğer müttefiklerimizle iş birliği
halinde çözmeye çalışıyoruz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında da
aynı şey geçerliydi. Onların farklı yaklaşımı üzerine biz gereğini yaptık.
Dolayısıyla bu konuda da biz hazırlıklarımızı yaptık. Gelişmeleri yakinen takip
ediyoruz. Ülkemizin ve milletimizin hak ve menfaatlerini korumak, kollamak için
ne lazımsa onları da yeri ve zamanı geldiğinde yapacağımızdan kimsenin şüphesi
olmasın. Bizim buradaki hedefimiz sadece ve sadece teröristler. Onun dışında
bizim oradaki kökü, kökeni ne olursa olsun halkla bir sorunumuzun olmadığını
her zaman söylüyoruz."
Fırat'ın batısındaki terör hedeflerinin temizlendiğinin
altını çizen Hulusi Akar, şöyle devam etti:
"Doğusundan ise bize roket, havan atıyorlar. Hafif
silah atıyorlar. El yapımı patlayıcıları kullanıyorlar, 30-40 kilometre
mesafeden model uçakları kullanarak bizim karakollarımıza, insanımıza bunlarla
saldırıyorlar. Bu risk ve tehdit altında hiçbir ülke yaşayamaz ve bunu hiçbir
ülke kabul etmez. Bu teröristlerin 30-40 kilometre güneye gitmesi, silahlarının
toplanması ve bu güven altına alınacak bölgede TSK’nin bulunmasının gerektiğini
belirtiyoruz. Bu şekliyle orası güvenli bölge haline dönüşecek. Fırat Kalkanı
Harekatı bölgesine Türkiye'den 315 bin kişi geldi, güvenli olduğu için oralarda
yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz evlerine döndü. Burada da aynı şekilde yüz
binlerce bir dönüş yapabilecek rakamdan bahsediliyor. Bizim amacımız
hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlamak. Bu nasıl olacak? Olacak,
bunun başka çaresi yok diye muhataplarımıza söyledik, söylemeye devam
ediyoruz."
İDLİB'DEKİ
GELİŞMELER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin öncülüğünde Soçi'de imzalanan mutabakatla İdlib'de büyük bir
insanlık dramının önlendiğini vurgulayan Bakan Akar, "Bunun devamı için
Rusya ile temaslarımız sürüyor" dedi.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile 3-4 Mart’ta yeni
bir metnin imzalandığını anımsatan Akar, "Bu metin buradaki işlerimizi
biraz daha belirgin hale getirdi. Devriyelerin önü açıldı. Müşterek bir
koordinasyon merkezi üzerinde çalışıyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor"
ifadesini kullandı.
AKAR VE KOMUTANLAR
YAYA GEÇİDİNDE
Bakan Akar ve komutanlar yemeğin ardından Atatürk
Bulvarı'ndaki astsubay misafirhanesi ile uzman erbaşlar için yapımı süren
orduevindeki çalışmaları inceledi. Akar ve komutanların caddeden geçişi
sırasında polisler araç trafiğini kesmek istedi. Bakan Akar buna karşı çıkarak
yeşil ışığın yanmasını bekleyeceğini belirtti. Akar ve komutanları Kızılay'da
gören vatandaşlar sevgi gösterisinde bulunurken, Akar uzman erbaşlar için
yapımı süren orduevindeki çalışmalara ilişkin bilgi aldı. Akar, astsubay misafirhanesinde
ise emekli astsubaylarla sohbet etti.
YORUMLAR