Türkiye’deki üreme tıbbının öncülerinden biri olan
Centrum Clinic Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum
Uzmanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, stres ve anksiyetenin gebelik dönemindeki
etkilerini anlattı.
Stres ve anksiyete, günümüzde birçok insanın yaşadığı bir
duygu durumu bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor. Kadın-erkek, genç-yaşlı hemen
hemen herkesi etkileyebilen bu durum, gebelik döneminde de kendini gösteriyor.
Bu dönemde yoğun stres ve anksiyeteye maruz kalındığı takdirde anne ve anne
karnında gelişmekte olan bebek de ciddi oranda etkilenebiliyor.
Sağlıklı bir
gelişim anne karnında başlıyor
Her bireyin gelişimi daha doğmadan önce anne karnında
başlıyor. Prof. Dr. Recai Pabuçcu, bebeğin henüz anne karnındayken,
annenin yaşadığı tüm duygu durumlarından etkilendiğini ve bu duygu durumlarının
bebeğin doğduktan sonraki psikolojisini etkilediğini söylüyor. Bununla
birlikte, annenin yaşadığı stresin, bebeğin beyin gelişiminde de ciddi bir rol
oynadığının altını çiziyor. Anne adayının yaşadığı stresin, çocukta daha sonra
endişe, yavaş öğrenme ya da davranış sorunlarına neden olabileceğini belirten
Pabuçcu, bu durumun mutlaka engellenmesi gerektiğini vurguluyor. Pabuççu’ya
göre, anne karnındaki bebek için, annesinin fiziksel sağlığı kadar mental
sağlığı da oldukça önemli.
Birçok hastalığa
neden oluyor
Hamilelik sırasında stres altındaki annelerin
çocuklarında birçok hastalığın meydana geldiği söyleyen Prof. Dr. Recai
Pabuçcu, şu bilgileri veriyor: ‘Yoğun stres altında geçirilen bir hamilelik
dönemi, anneyi de çocuğu da ciddi oranda etkiler. Stres altındaki annelerin
çocukları, çocukluk çağında astım ve alerjilere karşı duyarlı olabilir. Bunun
yanında birçok çocukta, solunum yolu hastalığı ve gastroenterit gibi bulaşıcı
hastalıklar görülebilir. Aynı zamanda hamilelik sırasında stres, çocuğun
zihinsel ve billişsel yetilerini etkileyebilir. Hamilelik sırasında çok stresli
olaylar yaşayan annelerin çocuklarının, çocukluk çağı boyunca davranışsal
problemler geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bu yüzden her anne adayının bu
riskleri göz önüne alması, stres ve anksiyeteyi olabildiğince azaltması
gerekmektedir.
Düşük riskine
dikkat
Hamilelik döneminde yaşanan stresin fiziksel olarak da
ciddi etkileri mevcut. Yoğun stres altında geçirilen bir hamilelik döneminde,
anne adayının düşük yapma olasılığı oldukça yüksektir. Bununla birlikte stres
ve anksiyete, bebeğin erken doğmasına da neden olabiliyor. Bu yüzden anne
adayları fiziksel sağlığı kadar mental sağlığına da gerekli özeni
göstermelidir. Sağlıklı bir doğumun gerçekleşmesi için mutlaka stres oluşturan
durumlardan uzak durulmalı ve gerektiği durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım
alınmalıdır.
YORUMLAR