Genç Doktor Adayları SANKO Üniversitesi’nde buluştu

Genç Doktor Adayları SANKO Üniversitesi’nde buluştu

SANKO Tıp Öğrencileri Birliği, 11. Tıp Eğitimi Çalıştayı’na ev sahipliği yaparak, SANKO Üniversitesi adını bir kez daha ulusal boyutta duyurma fırsatı buldu.

17 Aralık 2018 - 03:13

Türk Tıp Öğrencileri Birliği (TURKMSIC) Tıp Eğitimi Çalışma (TEÇ) Kolu, SANKO Tıp Öğrencileri Birliği ve SANKO Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen çalıştay, “Yaşam Boyu Öğrenme” temasıyla ülkenin dört bir tarafından gelen tıp öğrencilerinin katılımıyla, SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirildi.

SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, “Sevgili meslektaşlarım” diye seslendiği konuklarını SANKO Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen organizasyonda ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bilimsel çalışmaların geçirdiği evrelere ve bilimsel çalışmaların önemine değinen Prof. Dr. Dağlı, “Bilgi çok hızlı büyüyen ve gelişen bir olgu. Ama şanslısınız, günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay. Artık dijital ortamda her şey elimizin altında ve çok daha kolay ulaşılır bir halde” dedi.  

Türk Tıp Öğrencileri Birliği İç İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Cem Yıldız da konuşmasında gönüllüler ve öğretim üyeleri ile birlikte düzenledikleri organizasyona emeği geçenlere teşekkür etti.

Tıp Öğrencileri Birliği olarak, her yıl farklı bir temada tıp öğrencilerinin sorunlarına çözüm arayışlarına girdiklerini belirten Yıldız, organizasyonun bu yıl “yaşam boyu öğrenme” temasıyla toplandığını söyledi.

Ulusal Tıp Eğitimi Direktörü Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Gülsüm Kırhan ise “TEÇ bizim değerli bir etkinlik. Çünkü tıp öğrenci eğitiminde önemli adımlar atıyoruz. En önemli adımlarımızı savunuculuk yolunda atıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Öğrenci bakış açısıyla görüşleri yansıtmaya çalıştıkları organizasyonun, katılımcılar için önemli olduğunu kaydeden Kırhan, “Sizden aldığımız geri bildirimlerle bir bildiri yani öğrencilerin görüşünü yansıtacak rapor yazmayı düşünüyoruz. Paydaşlarımızla iletişime geçmeyi planlıyoruz. Yaşam boyu öğrenme çok önemli. Çünkü hekimlikte belki de en çok geçen kavram” diye konuştu.

Ulusal Tıp Eğitimi Çalıştayı Koordinatörü Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Sıla Alemdaroğlu, “Aylardır hayalini kurduğumuz bu organizasyonun gerçekleştiğini görmek çok heyecan verici” ifadelerini kullandı.

Alemdaroğlu, yaşam boyu öğrenmenin iki temel hedefini, “Kişinin doğduğu andan itibaren olan bilgileriyle temel oluşturmak ve hayatı boyunca var olan bilgilerine yenilerini katmak” olarak açıkladı.

SANKO Tıp Öğrencileri Birliği Başkanı SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi İbrahim Harun Haksal da çalıştaya ev sahipliği yaparak, tıp öğrencilerini konuk etmekten gurur ve mutluluk duyduklarına vurgu yaptı.

“Amacımız, güzel ülkemizin dört bir yanındaki tıp fakültelerinde öğrenim gören arkadaşlarımızın katılımıyla her bölgenin ve her üniversitenin tıp eğitimi anlamında temsil edildiği bir platform oluşturmaktır” diyen Haksal, ürettikleri çözüm önerisini eğitim camiası ile paylaştıklarına dikkat çekti.

PROF. DR. İRFAN SERDAR ARDA

Yüksek İhtisas Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. İrfan Serdar Arda, Yaşam Boyu Öğrenmeyi, “Okulda öğretilenlerin dışında, süregiden yaşamdan kaynaklanan, ilgi alanlarına göre değişen, birbiriyle ilişkili, neredeyse sonsuz alternatifli, genel /kişiye özel, zaman içinde kısıtlı olmayan kısacası beşikten mezara kadar öğrenme” diye tanımladı.

Öğrenmenin temelinde merak bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arda, öğrenmenin yollarını “öğrenilerek gelenler, formal eğitim öncesi öğrenilenler, formal eğitimde öğrenilenler, meslekte öğrenilenler, yaşamın öğrettikleri” olarak sıraladı.

Yaşam boyu öğrenme yöntemlerini; eğitim sonrası eğitim, eğitim sırasında, kişisel eğitim, sosyal eğitim olarak sıralayan Prof. Dr. Arda, bilgiye ulaşmanın yolunu bulmanın çok önemli olduğunu belirterek, kendi öğrenme süreçlerini paylaştı.

Üniversite döneminde, Türk Tıp Öğrencileri Birliği’ndeki çalışmaları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Arda, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öğrenme yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bence 40 yaşına kadar eğitiliyorsunuz, 40 yaşından sonra öğreniyorsunuz. Tıp mesleğinde daima öğrencisiniz. Hangi branşı seçerseniz seçin, mutlaka kendinizi geliştirin. Bir hekim olarak konuşurken olmayana ergi yöntemini değil, kanıta dayalı bilgiyi kullanın. Fikir sahibi değil, bilgi sahibi olun. Bilgi sahibi olmak için öğrenmek, öğrenmek için de okumak lazım. Hekimlikte zamanı kullanma becerisi çok önemlidir. Mutlaka kendinize ayıracak zaman oluşturun ve zamanı kaçırmayın.”

PROF. DR. I. İREM BUDAKOĞLU

Gazi Üniversitesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. I. İrem Budakoğlu, “Yaşam Boyu Öğrenmede Bireysel Özellikler” konusuna değindi.

Öğrenmenin fizyolojisi konusunda paylaşımlarda bulunan Prof. Dr. Budakoğlu, “Ne kadar çok tekrar edersek, o kadar iyi öğreniyoruz. Çok tekrar ve okumak çok önemli” uyarısında bulundu.

Yaşam boyu öğrenmenin okul öncesi dönemde başlaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Budakoğlu, hayata bakış açısı ve öğrenme sürecinde ailenin ve ilkokul öğretmenin büyük rolü olduğunu söyledi.

Tıp eğitiminde; mezuniyet öncesi, mezuniyet sonrası ve sürekli tıp eğitimi aşamaları bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Budakoğlu, “Doktorlar, toplum lideridir, toplumun rol modelleridir. Kendi mesleki uygulamalarının dışında bir de topluma yaşam boyu öğrenme konusunda rol model olmalıdır” diye konuştu.

Yaşam boyu öğrenme becerilerinin; temel beceriler, düşünme becerileri, kişisel özellikler ve becerilerden oluştuğunu anlatan Prof. Dr. Budakoğlu, Avrupa Yaşam Boyu Öğrenme Yeterlilikler Çerçevesinde tıp eğitiminin yeri konusuna değindi.

Yaşam boyu öğrenmenin öğelerinin süreklilik, yaratıcılık ve en önemlisinin kendi kendine öğrenme olduğunu belirten Prof. Dr. Budakoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bilginin yoğunluğu, bilginin yarı ömrü, uluslararası dolaşım, olgular, vb. nedenler bilgiyi önemli kılar. Yaşam boyu öğrenmede kişisel özellikleri ‘öz yönlendirme, metabiliş (bireyin kendi biliş yapısı ve öğrenme özelliklerinin farkında olması), farkındalık, otonomi, sorumluluk, niyet ve yönelme, iç motivasyon, kültürel normlarla sosyalleşme, öğrenenler arası iş birliği, refleksiyon (anlamayı geliştirme ve mantık yürütme)’ olarak sıralayabiliriz. Öğrenmeye başladıktan sonra, bilgiye ulaşmak için kaynakları kullanmak çok önemli. Yaşam boyu öğrenmede doğru bilgiye ulaşmak ve bilgiyi öğrenmek çok büyük bir öneme sahip.”

DOÇ. DR. MELİKE ŞAHİNER

“Küreselleşme ve Tıp Eğitimi” konulu sunum yapan Acıbadem Üniversitesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Melike Şahiner, günümüzde hastanın, toplumun ve doktorun beklentilerinin değiştiğinin altını çizdi. Hepsinin altında yatanın, tüm dünyadaki hızlı değişim olduğunu belirten Doç. Dr. Şahiner, özetle şöyle konuştu:

“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, paylaşılan bilgi, toplumun ve özelinde hastaların beklentileri de değişiyor. Tıp öğrencilerinin beklentileri de değişti. Bu hızlı değişime uyum sağlaması ve kendini geliştirmesi için dünyaya entegrasyon sağlamak gerekir. Bilgiyi daha rahat ve daha çok üretebilmek için dünyadan haberdar olmak ve paylaşması gerekir. Örneğin Erasmus Programı’nın ana amacı öğrencilerin ve akademisyenlerin karşılıklı fikir ve bilgi alışveriş yaparak, ilerlemeler konusunda paylaşımlarda bulunmak. Kendi küçük dünyanda kapalı kalmadan küreselleşmek de bunu gerektirir.”

Türkiye’de tıp eğitiminin bir standardı bulunduğunu ve Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu’nun (UTEAK) bu standardı sağlamak için çalışmalar yaptığını vurgulayan Doç. Dr. Şahiner, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyada tıp eğitiminin bir standardı var ve ülkemizdeki tıp eğitimi veren üniversitelerimiz de bu standartlara uygun olarak belgelendiriliyor. Yani ülkemizdeki hekimler, dünyadaki standartlara göre yetişiyorlar. WFME Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu’nun ikinci sırada akreditasyon verdiği kurul UTEAK’tır. Bu ülkemizdeki tıp eğitiminin akreditasyonu adına sevindirici bir gelişmedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2020 yılında tıp eğitimi veren bütün kuruluşlar akreditasyon almak zorunda. 2000 yılından önce bizlere iyi hekim olun, hastaya iyi bakın, doğru yaklaşın ve iyileştirin denirdi. Şimdi ise hekimden tıp alanındaki uzman adam olarak lider, iletişimci, profesyonel olmak, vb. beklentiler var. Kanıta dayalı tıp, yaşam boyu öğrenme süreçlerine öğrencilerin önem vermesi, kendilerini bu yönde geliştirmesi çok önemlidir.”

Konuşmaların ardından, iki gün sürecek çalıştayın atölye çalışmalarına geçildi. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x