Muhsin Yazıcıoğlu Parkında
üyeleri ile bir araya gelen Kahramanmaraş Genç Fenerbahçeliler Sefa Reislerine
hayır duası almak ve önümüzdeki sezon hakkında görüş alışverişi yapmak için
iftarda bir araya geldi. 2016/2017 sezonu hakkında konuşuldu ve yapılacak organizasyonlar
hakkında üyelere bilgilendirme yapıldı. Sefa Sefa Kalya’ya bol bol dualar ile
anıldı. Fenerbahçe ye gönül veren gençlerin sarı-lacivert formaları ile
katıldığı iftar programında tek ağızdan Fenerbahçe marşı ile kendilerine
eğlenceli bir ortam hazırladılar.
HER YER SARI-LACİVERT
İftar Proğramı
Organizasyonunun düzenlendiği Muhsin Yazıcıoğlu Parkı genç üyeler tarafından iftar
akşamı Sarı-Lacivert’e boyandı. Kahramanmaraşlı Genç Fenerbahçeliler astıkları
pankart ve bayraklarla Muhsin Yazıcıoğlu Parkını süsledi. Fenerbahçe
ye gönül veren gençlerin sarı-lacivert formaları ile katıldığı iftar
programında tek ağızdan Fenerbahçe marşı ile kendilerine eğlenceli bir ortam
hazırladılar.
“BİRLİK BERABERLİĞİ
PEKİŞTİRMEK İÇİN İFTARDA BULUŞTUK”
İftarda gençlerle bir arada
olmak aynı sofrayı paylaşmak istediklerini ifade eden Kahramanmaraş Genç
Fenerbahçeliler Temsilcisi Faruk Kuşçu, “Öncelikle bu mutlu ve
anlamlı günümüzde bizi kırmayıp davetimize geldiğiniz için hepinize çok
teşekkür ediyorum. Biz Kahramanmaraş Genç Fenerbahçeliler olarak birçok
organizasyona imza atıyoruz. Bunu geleneksel hale getireceğiz. Organizasyona
katılan tüm üyelerimize abi ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Ben isterim ki
bu organizasyonlarımız, toplanmalarımız daha da artsın, daha da sık olsun.
Bunun için ellerinden gelen tüm gayreti gösteren kardeşlerime de çok teşekkür
ederim. İyi ki varsınız, bunun en güzel örneğini bugün burada yaşıyoruz” dedi.
“SEVDANIN PEŞİNDEN
YÜRÜYORUZ”
Takımın ligdeki durumu hakkında konuşan Kuşçu; “Biz
sevdanın peşinden koşan, armanın peşinden koşan neferleriz. Ligde bu sezon
şampiyonluk iddiamız yok ve biz ne olursa olsun takımımızın yanındayız.
Şampiyonluk adına takımımız yalnız bırakmadan tribünde 12. Adam olmaya
çalışıyoruz. Takımımızın çevre illerdeki deplasmanlarında kalabalık bir
toplulukla maçlarına toplu birlik gidiyoruz. Uzak deplasmanlara ise 15-20
kişilik bir ekiple organize bir şekilde takımımızı destekliyoruz. Takımımız
bizim takımımız sevdanın peşinden koşuyoruz” dedi.
SEFA REİS UNUTULMADI, DUALARLA ANILDI
2016 yılı başında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını
kaybeden Fenerbahçe tribün lideri Sefa Kalya ruhuna Kahramanmaraş Genç
Fenerbahçeliler üyeleri buluştukları iftar programında dualarla andılar.
Duaların okunduğu iftar Programında kısa bir açıklama
yapan Kahramanmaraş Genç Fenerbahçeliler Derneği Başkanı Faruk Kuşçu, “Sefa abi
bizler için bir tribün liderinden öte bir idoldü, kahramandı. Reise ve onun
dönemine şahitlik etmek bizler için gurur vericiydi. Reisin ismini sonsuza dek
yaşatacağız. O Nur içerisinde yatsın, unutmayacağız, unutturmayacağız” şeklinde
konuştu.
“SEFA REİS ÖLMEDİ,
O BİZİMLE YAŞIYOR”
İftar Programından sonra yapılan dualar ardından bir
açıklama yapan Sefa Kılınç, “Çocukluğumuzu, gençliğimizi, anılarımızı,
hüzünlerimizi ve sevinçlerimizi bir tabuta koyup uğurladık bu dünyadan Sefa
Abeyimizi… Binlerce kelimenin zihnimizi parçaladığı, bir türlü dökülmeyen
sözcüklerin boğazımıza yumruk gibi oturduğu o soğuk Ocak gününün en kısa
özetiydi bizim için bu cümle. Yine bütün duygulardan sıyrıldığımız, dünyada
işimizden daha önemli bir şey yokmuşçasına çalıştığımız 13 Ocak günü çalan
telefonla gerçeğin yani ölümün dünyasına dönmüştük. Tonlarca betonun altında
ezilmiş gibi gelen bir sesin, ‘Ağabey öldü, Sefa Ağabeyi kaybettik’ cümlesi
zihnimizin kısa sürede idrak edebilmesi mümkün olmayan sözlerdi. Yürüyüşünü,
konuşmasını, sigara içişini, bakışlarını taklit ettiğimiz, gözlerinin içine
bakıp bizden bir şey istemesini beklediğimiz o adam nasıl ölürdü. O bizim
çocukluk kahramanımızdı. Onlar böyle ölemezdi. Belki bu yüzden kabullenemedik
bu ölümü. Sanki her an telefon çalacak ve o hafif kısılmış sesiyle bizi
gururlandıracak bir şey isteyecekti. Sanki maçın ortasında birden kamera tribüne
dönecek, demirlerin üstünde bize onu gösterecekti. Telefonun ekranında adını
okuyunca heyecanlanacak, televizyonda yüzünü görünce sevinecektik. 13 Ocak’ta
boğazımıza oturan o yumrukla yaşamaya alışmalıydık. Ölüm yine kapımızı
çalmıştı. Nice yakınımızdan sonra ağabeyimizi de almıştı. Kahramanlarımız birer
birer böyle mi gidecekti bu hayattan. Evet, ölüm yine gelecekti. Ama biz ölüme
onlar kadar hazır mıyız? ‘Bir yazı yazın, ağabeyi herkes tanısın’ dediklerinde
buna gücümüzün yetmeyeceğini biliyorduk. Bazı şeyler yazılabilirdi ama
bazılarını sadece yaşamak ve sonsuza kadar anımsamak gerekir. Sefa Ağabeyi
anlatmak bize mi daha çok düşer yoksa Suriyeli yetimlere, Türkistanlı
mazlumlara mı bilemedim. Tanımayan herkes kötü bilmişti, tanıyan herkes ise
onun gibi olmanın mücadelesini veriyordu. Öyküsü yarım kalmış koca insanlara
dönüşmüştük. Kimimiz eşinden, kimimiz çocuğundan, kimimiz patronundan kuytu
köşelere kaçıp dudaklarımızı ısırıyorduk. Zihnimizdeki depremler ne zaman
bitecekti? Bize yüzlerce dost bırakmıştı. Ama biliyorduk o artık yoktu ve biz
kalabalıklar içinde sahipsizliğimizle baş başa kalmıştık.
Sefa Ağabeyi tanımak, ona kardeş olmak bizleri bu şehirde
ayrıcalıklı kılıyordu. Ağabeyimizle gururlanıyorduk. Çünkü o kardeşlerini hiç
utandırmadı. Düşmanlığın her türlüsünü gördü. Kalbini artık dayanamayacak
noktaya getiren düşmanlıklar. Arkadaş sandıkları, dost bildikleri sırtından
vurdukça kardeşlerine daha sıkı sarıldı. Ondan kardeşlerini satması istendi,
‘gururu bırak para içinde yaşa’ denildi. Her seferinde gülüp geçti. Paranın
satın alamayacağı dostlukları tatmayanlar şaşırıyordu. Çünkü onlar vurdukça
çevresindeki kalabalık artıyor, düşmesi gerektiği halde daha da dik duruyordu.
‘Bedel ödersin’ dediler, özgürlüğünü elinden aldılar. Ama kalbi ve ruhu özgür
bir insanı nasıl tutsak edebilirlerdi. Kurdukları tuzak başlarına geçti. Gönlü
hiç dara düşmedi. Çünkü o, tuzak kuranların en hayırlısına iman etmişti.
Ağabeyimizi sonsuzluğa uğurlamamızın üzerinden tam 1 yıl geçti. Evet, ölenle
ölmedik, hayat devam etti bir şekilde. Ama anılarımız güçlenerek geldi bizimle.
Bazen oturduğu mahalleden geçerken, bazen stada şöyle bir uzaktan bakarken,
bazen hiç tanımadığımız insanların Fenerbahçe muhabbetlerini dinlerken. Hafif
bir tebessümle, kalbimizi saran hüzünle hatırladık Sefa Ağabeyi. Dualarımızda
ise hiç eksik etmedik. Biliyoruz bizi izlerken en çok buna sevinirdi.
O meşhur şarkıda da denildiği gibi, ‘Elbet bir gün
kavuşacağız, bu böyle yarım kalmayacak’. Kavuşacağız Sefa Ağabey, yarım kalan
her şeye inat tek tek geleceğiz yanına. Ama o gün gelene kadar seni anlatacağız
herkese, ‘İstanbul’dan bir Sefa Kalya geçti’ diyeceğiz. Emanetine hiç ihanet
etmeyeceğiz, dostlarımızı satmayacağız, menfaat peşinde koşmayacağız. Belki
senin kadar olmasa da Suriyeli, Türkistanlı, Arakanlı çocukları kardeş
bileceğiz. Ve kim ne derse desin seni çok özleyeceğiz…
Adaşın Sefa, Kardeşlerinden biri, Kardeşlerinin hepsi… Sefa
Reis ölmedi o bizimle yaşıyor. Biz ölmedikçe o da ölmez” ifadelerini
kullandı. (HABER VE FOTOĞRAF: İLKER YİYEN)
YORUMLAR