Gönüllü gençler, unutulmaya yüz tutmuş kalaycılık mesleğinin
Elbistan'daki son temsilcileri olan fedakar ustaları ziyaret ederek kalaycılık
mesleğini yakından tanıma fırsatı buldu. Mesleğin ince ayrıntılarını
ustalarından dinleyen ve fikir sahibi olan gençler, Gençlik merkezinin
düzenlediği bu etkinliklerden duydukları memniyeti dile getirdi.
İnternette yer alan bilgilerde göre, Kalaycılık bakır gereç
üretiminin zorunlu kıldığı, onun ayrılmaz bir parçası olan sanat olarak
tanıtılıyor. Bakır araç ve gereçlerin korunması için, onların belirli
aralıklarla kalaylanması gerektiği ve Kalay, sürekli kullanım ve ısıtma nedeniyle
ortaya çıkan bakır korozyonu ya da bakırın saklanan yiyeceklerle etkileşime
geçmesi sonucunda meydana gelebilecek zehirlenmelere karşı, açığa çıkacak bakır
oksiti ve bakır sülfatı gibi bakır tuzlarını bloke ederek korunma sağlayan
madenî bir malzeme olduğu anlatılıyor.
O nedenle nerede bakırcılık gelişmişse, aynı zamanda orada
kalaycılık da gelişmiştir. Kahramanmaraş'ta bakırcılığın ana merkezlerinden
birisi olarak Kalaycığında geliştiği şehirlerden birisi arasında yer alıyor.
Kalay işi şu şekilde anlatılıyor;
Bakırdan yapılmış bir gerecin yüzeyine, ak kurşun olarak
adlandırılan, parlak kül rengindeki gümüşe benzeyen bir maden olan kalayın
eritilerek dökülmesi biçiminde uygulanan bir tür kaplamacılıktır. Çinko,
alimünyum, çelik ve plastik mutfak ve hamam gereçlerinin yaygınlaşmasıyla
bakırcılığın gerilemesine koşut olarak, kalaycılık da gerilemiş ve yok olmaya
yüz tutmuştur. 1950’lere, hatta 1960’lara kadar her kent ve kasabanın hemen
hemen her semtinde, pazar yerlerine yakın sokaklarda bir kalaycı dükkânı
bulunurdu. Kalaycı dükkânları genellikle bakırcıların yanıbaşında ya da
bizatihi bakırcı dükkânının içinde ayrı bir bölümde yer alırdı. 1950’li
yıllarda ve 1960’ların başında bu dükkânların çoğu kapandı. Bunun yerine gezici
kalaycılar işlev görmeyi sürdürdüler. Gezici kalaycılık işlerini ise genellikle
Çingeneler ve Abdallar üstlenmişlerdir. Bu anlamda kalaycılığın etnik bir
meslek haline geldiğinden söz edilebilir. Bugün gezici kalaycılık da yok olmak
üzeredir. Kalaycı dükkânlarına ise İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep,
Diyarbakır ve Trabzon gibi bazı büyük kentlerde ve Beypazarı, Ayaş, Tire gibi
geleneksel zanaatların hâlâ ayakta kalabildiği bazı büyük ilçe merkezlerinde
tek tük rastlamak mümkündür. Kalaycı ustaları, kalaylayacakları kabı kalaycı dükkânının
bir köşesinde yer alan ocaktaki ateşin üstüne bir maşayla tutarak ısıtırlar.
Sonra usta bir başka kapta hazır tutulan kalay tozu ısıtılan kabın içine serper
ve elindeki bir bezle kabın çeperine sıvarlar. Ayrıca kalayla lehim işleri de
yapılmaktadır. Madenî eşyaların kulp, boyun ve emzik gibi parçalarını gövdeye
tutturmak için kalay lehimi kullanılır. Lehim işlerinde el kaynağı, kerpeten ve
uçlu kalemler gibi aletlerden yararlanılmaktadır. Uygulama yapılırken
lehimlenecek parçanın birleşim yeri tuz ruhu ile temizlenir ve el kaynağı ile
ısıtılan birleşim yeri sıvılaştırılmış kalayla sıvanır. Soğuma sonrasında kalay
katılaşır ve işlem gerçekleşmiş olur. Kalaycılığın Türk kültürünün bir parçası
olduğu kaynaklarda anlatılmaktadır. Eski Türkler, bütün ihtiyaçlarını el
becerileri ile karşılayarak hayatlarını devam ettirmekte idi. Kalaycılık da bu
becerilerden biriydi. Türkler aşlarını kalaylı kaplarda pişirmeye özen
göstermişler, yoğurtlarını kalaylı kaplarda mayalamışlar, düğün yemeklerini
kalaylı leğenlerde ve kazanlarda pişirmişlerdir. Bronz elde etmek için gerekli
olan kalay, maden kullanımının başladığı ilk çağlardan beri çok aranılan bir
madde idi. Bu nedenle Çassiterıdess Adaları’ndan Yakın Doğu’ya kadar uzanan
yoğun bir kalay ticareti başladı. Klasik çağda, bakır ya da pirinç eşyalar
kalayla kaplanırdı. Orta çağda gümüş eşyalarının biçimlerini kopya eden kalay
kaplar kullanılırdı. Ayrıca tartı aletlerinin yapımında da kalaydan
yararlanılırdı. XVI. yy.da kuyumcular üretecekleri yapıtların kalaydan örneklerini
yaparlardı. Kalaycılar loncalar halinde örgütlenirdi. Bu loncalar, her parçanın
ustasını belirlemek amacıyla ayar damgasının kullanımını düzenlerlerdi.
Loncaların ortadan kalmasıyla beraber kalaycılık örgütlü bir meslek olmaktan
çıkarak usta-çırak ilişkisiyle gelişip öğrenilen bir meslek oldu. Ancak
görüştüğümüz ustalar da buna dikkat çekerek, ihtiyaçların değişmesiyle beraber
çırak bulmakta sıkıntı yaşadıklarını ve kalaycı ustalarının artık yetişmediğini
belirtiler. Kalay Yapımında Kullanılan Malzemeler -Kalay: Dövülebilir, sünek
bir metaldir. Kolayca tel veya levha haline getirilebilen bu metal,
kalaycılıkta ısıtılarak kullanılır. -Nişadır: Amonyak tuzu olarak bilinen
amonyum klorür bileşiği… Metalin yüzeyinde hasıl olmuş oksit tabakasını
kaldırdığından metal, lehime müsait hale gelir. Beyaz toz halindedir. -Kalaycı
pamuğu: Steril pamuktan farklı olarak rulo şeklinde ve avuç içerisinde kolay
hareket ettirilebilen bir pamuktur.-Kıskaç: Kalay yapılacak nesnenin tutulduğu
bir çeşit maşa. -Körük: Ateşin harlanması için kullanılan genellikle manda
derisinden yapılmış hava üfleyen bir malzeme. Kalaycılık 3 temel üzerine
kuruludur. Bunlar: Tavlanması, temizlenmesi ve kalaylanmasıdır. Kalaycılığın
nasıl yapıldığının anlaşılması amacıyla bu işlemleri kısaca açıklayalım.
Tavlamak: Kalaylanacak kaplarda aranan en önemli özellik karıncalanmadan oluşan
berelerin, çürümelerin olmaması, kaplar ne kadar temiz olursa o kadar kolay ve
temiz işçilik çıkarmaktadır. Daha önce kalaylanmış malzemeler körük ve kömür
yardımıyla yakılarak orta sıcaklıkla üzerindeki yağ ve zamanla kullanmadan
oluşan atıkların yakılmasına kalaycılık dilinde “Tavlama” denilir. Hiç
kalaylanmayan kaplara kızıl kap denir ve bunlar tavlanmazlar. Temizleme:
Tavlanan materyaller tuz ruhu ile sıvanarak kalaylanacak olan kısımlar ince
kumlarla el ve ayak yardımı ile güzelce silinir. Kalaylanacak zemin kalay
almasını engelleyecek tüm dış etkenlerden arındırılır. Ezik büzük olan yerler
ise çekiç, tokmak gibi özel aletlerle düzeltilir. Kalaylama: Kalaylama ise yine
körükte ısı ile tavına getirilen kapların sıcaklıktan dolayı çubuk halinde
bulunan kalayın sürülmesi ile kolay şekilde kaygan hale gelmesidir. Kalayın
kalaycı pamuğu ve nişadır yardımı ile zemine düzenli şekilde dağıtılması
işlemine kalaylama denir. Bugünkü anlayacağımız anlamda kalay bir nevi kaplama
malzemesidir.
HABER: ÖMER FARUK
SALMAN
YORUMLAR