Emsalsiz bir söz vererek kendisi ve oğlu dahil 120
kişilik çetesine liderlik ederek, Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Maraş’ın
Fransız işgaline karşı direniş mücadelesine katılan Yeniceli Mehmet Ağa’nın (1864-1937)
gerçek yaşam öyküsü, Mehmet Uluğtürkan tarafından romanlaştırıldı. Gazeteci
Mehmet Uluğtürkan’ın ilk romanı olan Madalyasız, çetesine katılan gönüllü
savaşçılara “Şehit olursanız 40 yıl boyunca ailenize ben bakacağım” diye
taahhütte bulunan, kendisi ve ölümünden sonra ailesi tarafından bu sözü yerine
getirilen Mehmet Ağa’nın başından geçen çarpıcı olayları, tarihi gerçeklere
bağlı kalarak anlatıyor.
BİR KAHRAMANLIĞIN
ROMANI
Deneyimli bir gazeteci olan Mehmet Uluğtürkan’ın yaklaşık
3 yıl araştırma yaptıktan sonra kaleme aldığı Madalyasız, Doğan Kitap’tan
çıktı. Kitabevleri ve internet siteleri üzerinden okuyucuyla buluşan
Madalyasız’da, o yıllarda Sivas’a bağlı olan Darende’nin en varlıklı
kişilerinden Mehmet Ağa’nın kulaktan kulağa anlatılırken ayrıntıları kaybolmuş
yaşam öyküsünün bilinmeyenlerine de yer veriliyor. Uluğtürkan’ın arşiv
belgelerine dayanarak yazdığı romanda, Kurtuluş Savaşı’na hazırlanan
Anadolu’daki ilk önemli direniş olan Maraş Savunması da tüm çarpıcı
boyutlarıyla ve sürükleyici bir dille anlatılıyor.
MEHMET ULUĞTÜRKAN
KİMDİR?
1972’de Darende’de doğdu. Halkla ilişkiler üzerine ön
lisans, işletme üzerine lisans eğtimi aldı. Yüksek lisansını, Çukurova
Üniversitesi’nde yönetim ve organizasyon üzerine yaptı. Gazetecilik hayatına
1989 yılında muhabir olarak başladı. 1998-2004 yılları arasında Adana Sanayi
Odası basın danışmanlığı görevini yürüttü. 2008’de ortağı Esra Özden’le
birlikte Türkiye’nin ilk bölgesel ekonomi yayını Refleks gazetesini kurdu. 2009
yılında yaptığı bir haberle, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel
Müdürlüğü’nce düzenlenen yarışmada araştırma dalında Türkiye birincisi oldu.
Onlarca kuruluştan mesleki ödüller aldı. Hürriyet gazetesi Çukurova GAP
yayınında bir yıl kadar köşe yazarlığı yaptı. Çukurova Üniversitesi İletişim
Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak Ekonomi Gazeteciliği dersi verdi.
Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu üyesidir. Selma Uluğtürkan’la evli
olan Mehmet Uluğtürkan’ın, Türkan ve Nadiye isimli iki kızı vardır.
ROMANDAN BİR BÖLÜM
... Önce Yeniceli Mehmet Ağa’ya öptürdü elini. Yanı
başındaki su dolu tasa parmağını batırdı. Islanan parmağını, Yeniceli Mehmet’in
dudaklarına sürdü. Sonra bir bir diğer erlere el öptürdü, sırtlarını sıvazlayıp
dua etti. Her öpenin dudağına elini batırdığı tastan su sürdü. “Ölümlük
kalımlık bir tas zemzemim vardı, nasip sizeymiş” deyiverdi. Gülsuyuyla
çoğalttığı bir tas zemzem suyu, yüz yirmi ere yetti. Kalan son damlaları da
kendi avuçlarına döktü, oğlu Kâzım’ın yüzüne sürdü. Öptü, kokladı, bir daha
çekti içine…
“Hadi, durmayın gidin şimdi. Buralara düşman ayağı
değdirmeyin sakın. Haklarımızın hepsi helal size...”
Tek tek Gülcihan Ana elini öpen, “Allah razı olsun” diyen
yüz yirmi silahlı, Elbistan’a giden keçi yolunda atlarını dörtnala koşturdu.
Gülcihan Ana’nın yanaklarından iki damla yaş süzüldü.
Savaşın sonunu görecek kadar ömrü olursa bu yiğitlerin çoğunu bir daha
göremeyeceğini iyi biliyordu. Hatta belki de… Boğazına bir yumru oturdu…
“Allahım beni onlardan sonraya bırakma!” dedi. Toz bulutu gözden kaybolana
kadar öylece bakakaldı arkalarından.
YORUMLAR