Koronavirüs, gündemimizi meşgul etmeye devam ediyor. Salgın
hastalıklar kadar, bu hastalıklarla ilgili yanlış bilgiler de, çok hızlı
yayılıyor. Rivayetler yerine gerçek bilgilerle hareket ederek, koronavirüs veya
bir başka viral/bakteriyel salgın fark etmeksizin doğru şekilde önlem alabiliriz.
Koronavirüste; bağışıklık sistemimizin virüse verdiği tepkiler sonucu,
hastalığın kişinin hayatının tehdit edecek noktaya gelmesiyle karşı karşıya
kalıyoruz. Ancak bağışıklık sistemimizi ne kadar güçlü tutabilirsek;
koronavirüs veya bir başka virüs fark etmez, vücudumuzun savaş gücü de o kadar
yüksek olmaktadır
Mucizevi tek bir
besin yoktur
Bağışıklık sistemimizi ayakta tutarak, salgın
hastalıklardan korunmanın en önemli yollarından biri ise şüphesiz “besin”lerden
geçiyor. Tek bir besinin ise; koronavirüs veya bir başka hastalık üzerinde
mucizevi iyileştirici etkisinin olmadığının altını çizmekte fayda vardır. Her
bir besinin, kendine özgü besleyiciliği mevcut ve ne kadar çeşitli beslenirsek
bu besin öğelerini vücudumuza o kadar zengin bir şekilde sunacak, hastalılardan
korunma kalkanımızı, yani bağışıklığımızı o kadar güçlü tutacağız.
A, C, E
vitaminleri ile çinko minerali öne çıkıyor
Besin öğelerini, besinlerin içerisine saklanmış esas
süper kahramanlar olarak düşünebiliriz. Bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda
ön plana çıkan öğeler ise A, C, E vitaminleri ile çinko minerali oluyor. Omega-3
yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü destek kuvvetlerinden biridir.
Mevsime uygun beslenerek aslında bu saydığımız tüm besin öğelerini, kolaylıkla
bağışıklık sistemimize sunabiliyoruz. Sebze ve meyve tezgahlarında kışın hakim
olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, parlak turuncu renkler boşa değil, havalar
soğudukça yağlanan leziz balıklar da... Hepsi tam da; bu besinlerin içerdiği
vitamin ve minerallere olan ihtiyacımızın arttığı dönemlerde, beslenmemize
dahil olmak üzere hazırlar!
Güçlü bağışıklık
sisteminde bunlara dikkat!
A vitamini, özellikle solunum sistemi yolu
enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir vitamindir.
Besinlerle günlük ihtiyacımızı, çok rahat karşılayabilmekteyiz. Hayvansal kaynakları
arasında karaciğer, yumurta, süt ve tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise
özellikle, koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı vb) ile turuncu renkli
(havuç, kış kabağı vb.) sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini
ihtiyacınız konusunda yeterli olacağına emin olabilirsiniz. Etrafınızda soğuk
algınlığı geçiren insan sayısının artmasını takiben yeşil, sarı ve turuncu
renklerin de beslenmenizdeki hakimiyetinin artması gerektiğini unutmayınız. A
vitamini karaciğerde depolanabildiğinden, besin takviyesi olarak bilinçsiz
tüketilmesi de zehirlenmelere yol açabilir.
“2 mandalina günlük
C vitamini ihtiyacını karşılayabilir”
En temel koruyucularımızdan olan C vitaminini, suda
eriyen ve vücudumuzda depolanamayan bir vitamin olduğu için günlük olarak
almamız gerekiyor. Beslenmedeki C vitamini deposu gıdalarımız ise; taze sebze
ve meyveler. Hayvansal besinler bu noktada C vitamini açısından oldukça zayıf,
hatta birçoğunda neredeyse hiç C vitamini bulunmuyor. Yetişkin bir bireyin
günlük ortalama 90 mg C vitamini alması gerekiyor. Bu teorik bilgiyi pratiğe
dökecek olursak; 2 küçük boy mandalina 85 mg, 1 orta boy portakal 115 mg, 1
adet kivi 75 mg, 3 sivri biber 110 mg C vitamini içeriyor. Yani sabah
kahvaltıda 3 adet yeşil biber ve gün içinde 2 adet mandalina tüketerek, günlük
C vitamini ihtiyacımızın üstüne dahi çıkabiliyoruz. Bu nedenle salgınlar
başladı diye eller hemen C vitamini preparatlarına değil, C vitamini zengini
sebze ve meyvelere gitmeli. Emziren annelerin C vitamini ihtiyacı, emzirmeyen yetişkin
bireylere göre daha yüksek olduğundan bu dönemdeki kadınların C vitamini
alımını daha yüksek tutmalarında fayda var. Yoğun stresli bireylerde, alkol ve
sigara tüketenlerde, ateşli ve viral hastalıklarda, antibiyotik ve ağrı kesici
kullanımı olan kişilerde de günlük C vitamini ihtiyacı daha yüksek oluyor.
Çinko daha hızlı
toparlanmanızı sağlar!
Çinko güçlü bir antioksidan mineraldir. Dolayısıyla
bağışıklık sisteminin güçlenmesinde veya güçsüz düşüp hastalandığımızda daha
hızlı toparlanmamızda önemli rol oynar. Bu yüzden de bizler, birçok
multivitaminin içerisinde hatta bazen sadece C vitaminiyle kombine olarak
çinkoyu görmekteyiz. Besinsel çinko kaynaklarına baktığımızda ise özellikle
hayvansal besinler, kırmızı et başta olmak üzere iyi birer çinko kaynağı.
Bununla birlikte yağlı tohumlar (özellikle kabak çekirdeği), koyu yeşil
yapraklı sebzeler de çinko açısından bizi desteklemektedir.
Su tüketimi ve
uyku bağışıklık sisteminin olmazsa olmazı!
Yeterli su tüketimi, bağışıklık sistemi elemanlarının
sorunsuz çalışması için çok değerli. Havaların soğuk olduğu zamanlarda ise, su
tüketimimiz artması gerekirken ne yazık ki azalıyor. Ancak özellikle enfeksiyon
durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir şekilde arttırılması gerekmekte. Kronik
yorgunluk da hastalık riskini arttıran faktörlerden biridir. Beslenmenize
gösterdiğiniz özeni günlük uyku düzeniniz için de göstermeniz sistemin tüm
çarklarının doğru çalışması için gerekli.
“Bilinçsiz yapılan
diyetler bağışıklık sistemini düşürür”
Bilinçsizce uygulanan, yeterli ve dengeli olmayan
beslenme programları, özellikle çok düşük kalorili şok diyetler; metabolizmayı
her anlamda hırpalar ve sizi hastalıklara açık konuma getirir. Özellikle; düşük
kalorili diyetler, kişilerde yeterli besin öğesi desteğini sağlamadığından
bağışıklık sistemini zayıflatır. Kilo vermek için bir diyet sürecinde de
olsanız almanız gereken zorunlu besin öğeleri vardır. Kısa vadede hızla kilo
vermek amaçlanarak gereksiz besin kısıtlamaları yapılan diyetlerde arka planda
bağışıklık sisteminizi zayıflattığınızı unutmayınız.
“Doğal
antioksidanlar için rengarenk beslenin”
Besinlere gökkuşağının renklerini veren maddelerin tamamı
vücudumuz için antioksidan, anti-inflamatuvar, anti-bakteriyel, anti-viral
bileşikler sağlar. Gün boyu kırmızı, mor, sarı-turuncu, yeşil, beyaz,
kahverengi-ten rengi besinleri tüketiyorsanız vücudunuza yeterli besin
desteğini veriyorsunuz demektir. Besin öğesi ihtiyaçlarınızı multivitaminler
yerine, gerçek besinlerden almalısınız. Bir hap ile yutulan C vitamini yerine,
2 adet mandalina tüketirseniz bu sayede; sadece C vitamini almaz, bu vitaminle
ortak çalışarak vücuttaki etkisini artıracak birçok maddeyi de almış olursunuz.
Günde en az 5 porsiyon, farklı renklerde seçeceğiniz sebze ve meyve tüketmek
her gün bağışıklığınızı güçlü tutmak adına en temel hedefiniz olmalı.
Hipokrat’ın dediği gibi “Besinler ilacınız, ilacınız
besinler olsun”
YORUMLAR