Özellikle gençlerin ve çocukların ekranlarla çok fazla yakın temasta
bulunmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. U. Emrah
Altıparmak, “Ders dışı zamanlarda cep telefonu, tablet
veya bilgisayarla geçen süreler kısıtlı tutulmalı. Günde bir saatlerini güneş
gören balkon, pencere gibi mekanlarda geçirebilir, bu sürede uzağa bakarak
gözlerini dinlendirebilirler. Zira sürekli yakına bakıldığında gözde yorgunluk
ve kuruluk oluşabiliyor” ifadelerini kullandı.
Ellerinizi gözlerinize
sürmekten kaçının!
Virüsün kapı kolu, cep telefonu, masa gibi yüzeylerde
oldukça uzun süreler hayatta kaldığını ve bu yüzeyler aracılığı ile başka
kişilere bulaşabildiğini belirten Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak, el hijyeninin
önemine vurgu yaptı. Virüsün göze temas yoluyla bulaşması konusunda bilgilerin
henüz net olmadığını kaydeden Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: “Elimize
ulaşan virüsün tıpkı ağız veya burun mukozamızdan girebildiği gibi gözümüzü
elleyerek de solunum sistemimize ulaşabileceğini düşünen bilim insanları var.
Haksız da sayılmazlar, çünkü gözyaşı sistemi çeşitli kanallar ve kapaklar
aracılığı ile önce burna, oradan da genze bağlanıyor. Bu nedenle gözde
geçirilen bazı viral enfeksiyonlar (konjonktivit) geniz ve boğaz enfeksiyonu da
yapabiliyor. Her yıl en az bir kez küçük çaplı salgınlar yapabilen adenovirüs,
buna iyi bir örnek. Koronavirüsün bu şekilde bir yol izleyip izlemediği
konusunda bilgimiz henüz çok değil ancak koronavirüsü gözyaşından izole eden
çeşitli çalışmalar yayınlandı. Bu durumda temkinli olmakta yarar var.
Ellerimizin temiz olmadığını düşünüyorsak gözlerimize sürmekten kaçınmalıyız.”
Koronavirüs hastasının ağzından veya burnundan gözmüze
gelen damlacıkların hastalığı bize bulaştırıp bulaştırmayacağı da bir başka
merak konusu. “Bu konu uzun süre net değildi” diyen Prof. Dr. Altıparmak,
şunları söyledi: “Ancak bu bulaşı gösteren yayınlar da literatüre girdi. Bu
nedenle temkinli olmak ve sosyal mesafeyi korumakta yarar var. Daha da önemlisi
maske ve koruyucu gözlük takmak. Zaten biz hekimler de hastalara yaklaşırken
maske ile birlikte yüz koruyucu siperlik takıyoruz. Hasta olan bir kişi ile
birlikte karantinada bulunan aile fertleri için de düşünülebilecek bir
seçenek.”
Koronavirüs gözde enfeksiyon
yapabilir
Çalışmalarda koronavirüslü hastalarda değişen oranlarda
gözde hafif bir enfeksiyon geliştiğini aktaran Altıparmak, “Bu konjonktivit
diğer konjonktivitlerden çok farklı değil, gözde kısa veya uzun vadede kalıcı
bir hasar da henüz bildirilmedi. Bu nedenle çok önemli görünmüyor. Tabii ki
koronavirüse bağlı konjonktivitte diğer koronavirüs şikayetleri tabloya eşlik
ediyor. Bu nedenle konjonktivit geçiren kişilerin ‘Acaba koronavirüs mü
geçiriyorum?’ diye endişeye kapılmalarına lüzum yok. Koronavirüslü bir hastanın
gözyaşı salgısına temas eden bir kişinin ellerini uygun şekilde yıkaması çok
önemli” dedi.
Kontakt lenste hijyeni ihmal
etmeyin
Koronavirüsün kontakt lens kullanan bir kişiye daha kolay
bulaştığına dair henüz bir bilgi yayınlanmadığını ifade eden Prof. Dr. Emrah Altıparmak,
“Kontakt lens kullanıcıları eğer hijyen kurallarına dikkat etmiyorlarsa,
kontakt lens virüsün bulaşması için bir yol olabilir. Kontakt lens
kullanıcıları eğer günlük hayatta enfekte kişilerle yakın temas halinde olan
sağlık çalışanları ise, bu dönem geçene kadar kontakt lens kullanmamalarını
öneriyoruz. Ancak izolasyon halinde olan, kişisel hijyenine dikkat eden kişiler
lense devam edebilir. Tabii lens kullanımı ile ilgili olarak şu kurallar her
zaman geçerli: lens eller temiz iken takıp çıkarılmalı, lenslere solüsyon
dışında hiçbir sıvı temas etmemeli (tükürük, çeşme suyu,vb dahil), lens
süreleri aşılmamalı ve gece yatarken mutlaka çıkarılmalı” uyarılarında bulundu.
Ebeveynler bunlara dikkat!
“Son olarak da koronavirüs salgını nedeniyle evde izole
ettiğimiz 20 yaş altındaki genç ve çocuklarımıza bazı tavsiyelerimiz olacak”
diyen Altıparmak, sözlerine şunları ekledi: “Bu zorlu süreçte çok değişik bir
tecrübeden geçiyorlar. Eğitim uzaktan eğitime dönüştü. Biliyoruz ki küçük
yaşlarda uzun süre yakına bakmak miyop gelişmesini tetikliyor. Hatta miyop
çocuk ve gençlerde miyopinin daha hızlı ilerlemesine sebep oluyor. Günlük
hayatta çocuk ve gençlerimize mümkün olduğunca cep telefonu ve bilgisayardan
uzak kalmalarını, günde en az 1 saat uzağa bakacak şekilde aktiviteler
yapmalarını öneriyorduk ancak koşullar şimdi değişti. Bu dönemde eğitim için
mecburen bilgisayar, tablet veya telefon gibi cihazları kullanmak zorundalar.
Ders dışı zamanlarda cep telefonu, tablet veya bilgisayarla geçen süreler
kısıtlı tutulmalı. Günde bir saatlerini güneş gören balkon, pencere gibi
mekanlarda geçirebilir, bu sürede uzağa bakarak gözlerini dinlendirebilirler.”
YORUMLAR