Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomik
başarılarımızın, siyasi özgürlüklerimizin temel hak ve hürriyetler alanında
elde ettiğimiz kazanımlarımızın devamı için 2019 adeta bir 'milat'
olacak." dedi.
İl kongresi vesilesiyle bir kez daha evliyalar, alimler,
arifler şehri Siirt'te olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirten Erdoğan,
kongrenin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Siirt teşkilatının tüm
mensuplarını, kurulduğu günden bugüne kadar partinin çatısı altında emek
verenleri gayret ve fedakarlıklarından dolayı kutladı, vefat edenlere de Allah'tan
rahmet niyaz etti.
Asırlardır bu toprakları aşkla, hikmetle, ilim ve irfanla
yoğuran tüm gönül erlerini kemal-i edeple yad eden Erdoğan, "Peygamber
Efendimizin meftunu olan Veysel Karani Hazretlerine, İsmail Fakirullah
Hazretlerine, İbrahim Hakkı Hazretlerine bir kez daha Yüce Mevla'dan rahmet ve
mağfiret diliyorum. Rabbim, bizleri o Hakk aşıklarının yolundan
ayırmasın." diye konuştu.
"ON
BİNLERDEKİ HEYECANI BUGÜN ÇOK FARKLI GÖRDÜM"
Siirt ziyaretiyle, bir ayrılığı vuslata dönüştürdüklerini
ifade eden Erdoğan, "Bugün üç senedir yüreğimizi yakan hasrete artık bir
son veriyoruz. Böylesine muhteşem bir atmosferde gönüllerimizi buluşturan
Rabbime sonsuz hamd ediyorum." dedi.
Erdoğan, Siirt'i ve Siirtlileri çok özlediklerini
vurgulayarak, şunları söyledi:
"Anlaşılan sizler de bizleri özlediniz. Siirt'e ayak
bastığımız andan itibaren bizi bağrına basan tüm hemşehrilerime kalbi
şükranlarımı sunuyorum. Dışarıda on binlere hitap ettik ve bu on binlerdeki
heyecanı bugün çok farklı gördüm, bu sevgi selini çok farklı gördüm, hepsine
teşekkür ediyorum. Siirt'in eniştesi olmanın gururunu hep yaşadım, daima
yüreğimde hissettim, bu aziz toprakların bir evladı olmaktan, özellikle
Meclis'te Siirt'i temsil etmekten her zaman onur duydum, iftihar ettim. Bu yola
milletvekili olarak başladık, başbakan olduk, cumhurbaşkanı olduk. İnşallah
emrihak vaki olana kadar son nefesimizi verene kadar da bu gururu yaşayacağım.
Ne zaman başımız dara düşse, ne zaman birileri önümüze engel çıkarsa, hamd
olsun Siirt bize daima sahip çıktı."
Siirt'in dili ve kalbinin, Allah kelamıyla nurlanmış,
piri fanilerin duasını ve niyazını her zaman üzerilerinde hissettiklerini
aktaran Erdoğan, "Sizler, AK Parti'nin büyük ve güçlü Türkiye mücadelesine
destek verdiniz, buradan yola çıktık. Hatırlayın, ilk oylamada Siirt'te yüzde
85 ile bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Sizler en kritik dönemdeki
dayanışmanızla, ülkemizin önünde yepyeni yollar, yepyeni kulvarlar
açtınız." değerlendirmesinde bulundu.
"ŞİMDİ
ÖNÜMÜZDE 2019 SEÇİMLERİ VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasında
Siirt'ten çok daha farklı bir sonuç beklediklerine işaret ederek,
"Maalesef olmadı. Biz Siirt'in cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine, şöyle
tarihe geçecek çok güçlü bir destek vermesini arzu ediyorduk. Her ne kadar
Tillo, Şirvan, Pervari ve Baykan'da beklediğimiz neticeler çıksa da maalesef,
il genelinde 'evet' oyları yüzde 48'de kaldı, o bizi üzdü." diye konuştu.
Özellikle Tillo ve Şirvan'ın yüzde 80'in üzerinde oy
oranlarıyla Türkiye'de en çok "evet" oyu veren ilk 100 ilçe arasına
girdiğini vurgulayan Erdoğan, ahde vefaları için kendilerine teşekkür etti.
"Şimdi önümüzde 2019 seçimleri var." ifadesini
kullanan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye, 2019'da siyasi tarihinin en kritik
seçimlerinden birine sahne olacak. Önce mart, ardından milletvekilliği ve
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkemizi geleceğe taşıyacak kadroları
belirleyecek. Ekonomik başarılarımızın, siyasi özgürlüklerimizin temel hak ve
hürriyetler alanında elde ettiğimiz kazanımlarımızın devamı için 2019 adeta bir
'milat' olacak.
Türkiye'nin 2019 sınavından da alnının akıyla çıkmaktan
başka şansı yoktur. Türkiye, 2019'dan alacağı kuvvet, cesaret ve özgüvenle
2023'e, daha sonra 2053 ve 2071'e yürüyecektir. Alparslan'ın torunları olarak
2071'e yürümeye hazır mıyız? Öyleyse çok çalışacağız. Bu zorlu yolculukta
sizlere, Siirtli hemşerilerime çok önemli görevler düşüyor. Biz, 2019
seçimlerinde Siirt'ten bu şehrin tarihine, kültürüne, şanına yaraşır bir tablo
bekliyoruz. İstikbaline sıkı sıkıya sahip çıkmasını istiyoruz. Tıpkı Tillo ve
Şirvan gibi diğer bütün ilçelerimizin de 2019'da sandıkları patlatmasını arzu
ediyoruz."
Bu zamana kadar dur durak bilmeden çalışacak, koşturacak
ve Siirt'i tekrar milli iradenin "kutup yıldızı" yapacaklarına işaret
eden Erdoğan, "Siirt'i yeniden tüm Türkiye'ye ilham veren, yol gösteren
şehirlerimizden biri haline getireceğiz." dedi.
Erdoğan, salonda bulunan AK Parti ana kademeden, kadın ve
gençlik kolları üyelerinden "2019 seçimleri için kapı kapı dolaşma"
sözü aldı.
Yükseköğretim Kurulundan (YÖK) karar çıktığını ve Siirt
Üniversitesi'ne Tıp Fakültesi'ni de kuracaklarını anlatan Erdoğan, birçok
gencin Siirt'te ne yapıldığından haberinin olmadığını, üniversiteyi
kendilerinin kurduğunu kaydetti.
Siirt'in gençlerinin okumak için Türkiye'nin bir başka
ucuna gitmesine gönüllerinin razı olmadığını, bu nedenle üniversiteyi
kurduklarını bildiren Erdoğan, "Biz birileri gibi istismar siyaseti,
gerilim ve çatışma siyaseti değil hizmet ve proje siyaseti güdüyoruz. Bugüne
kadar asla hamaset yapmadık, popülist siyasete prim vermedik, birkaç oy daha
fazla alacağız diye orta ve uzun vadede milletimize zarar verecek politikalara
hiçbir zaman tevessül etmedik." diye konuştu.
"HESABİ
DEĞİL, HASBİ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞTIK"
Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa, onu hayata
geçirmenin gayreti içerisinde olduklarını anlatan Erdoğan, "Partimizin
değil milletimizin geleceğini düşünerek, hesabi değil hasbi bir şekilde
çalıştık çabaladık. Bizden önceki bazı idarecilerin kimi popülist hatalarına
düşmemek için çok dikkatli hareket ettik." dedi.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Geçmişten adam
hisse kaparmış. Ne masal şey. Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü
ederdi?" şeklindeki dizelerini aktaran Erdoğan, "Evet, mesele bu.
Tarihten ibret alınsa tekerrür eder mi? İbret alınmayan, ders çıkarılmayan
tarih ise tekerrür eder." ifadelerini kullandı.
Salondakilerin, "Minareler süngü, kubbeler miğfer.
Camiler kışlamız, müminler asker" şeklindeki şiiri okumaları üzerine,
"Şimdi bunu niye okudular? Bizi bir daha götürsünler diye mi?"
karşılığını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dik dur, eğilme, bu millet
seninle" şeklindeki tezahüratlar üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
"Beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz
sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Onun için
beraber yürüyeceğiz. Bak Fırat Kalkanı Harekatı'nı gördük, değil mi? Arkasından
Afrin harekatını gördük, değil mi? İşte salona girerken bakayım son durum nedir
diye, bir alayım dedim. Aldım ki Afrin'le ilgili son durum, hamdolsun etkisiz
hale getirilen terörist sayısı 4017 oldu. Peki Kuzey Irak'ta ne oldu,
Hakurk'ta, Zaho'da ne oldu? Orada da etkisiz hale getirilenlerin sayısı 327 oldu.
Bitmedi. Yurt içinde, Gabar'da, Cudi'de, Tunceli'de, vesaire... Ne oldu? 154.
Ne dedik? Nereye kaçarsanız kaçın, nereye girerseniz girin biz de orada
olacağız. Biz Siirt'in huzurunu kaçıranları kovalayacağız. Onlar kaçacak, biz
kovalayacağız. Siirt'i bölmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Yeter ki Siirt
dimdik ayakta dursun. Nitekim bizden önce devleti yönetenlerin önemli bir kısmı
geçmiş hatalarından ders almadılar."
Partililerin "Reis bizi Afrin'e götür"
şeklindeki tezahüratları üzerine Erdoğan, "Biz devamlı toplantılarımızı
yapıyoruz. İhtiyaç olduğu anda önce ben yola çıkacağım, ondan sonra da sizi
çağıracağım. 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' şair böyle diyor."
karşılığını verdi.
Kendilerinden önce ülkeyi yönetenlerin geçmişten ibret
almadıklarını ve ülkeyi popülizme kurban ettiklerini kaydeden Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimi zaman beceriksizlikleri, kimi zaman
vizyonsuzlukları, kimi zaman cesaretsizlikleri sebebiyle milletimize ağır
faturalar miras bıraktılar. Burada yaşı 50'nin üstünde olan vatandaşlarımız çok
iyi hatırlar. Bir dönem ülkede 'kıyak emeklilik' diye bir şey çıkardılar,
hatırlayın. Şu anki ana muhalefetin başındaki zat o zaman neydi? SSK'nın Genel
Müdürüydü. 8 yıl boyunca da bu kurumun başında genel müdürlük yaptı. İşte bu
dönemde bu zatın da katkı sunduğu bir düzenlemeyle 34-35 yaşında insanlara
emekli olma hakkı tanındı. Bay Kemal, sen yaptın bu işleri. Düşünebiliyor
musunuz, insanın en verimli, en üretken yaşları olan 40'lı yaşlara bile
varmadan yüzbinlerce vatandaşımız emekliye sevk edildi. Bunun bedelinin ne
olduğunun hesabını yapıyor musun? Bakınız o dönem bizden kat be kat zengin
Avrupa ülkelerinde insanlar 55-60 yaşına kadar çalışırken, üretirken, ekonomiye
katkı sağlarken biz 35 yaşındaki insanları emekli ettik.
Peki vizyonsuz siyasetçilerle, bürokratların günü
kurtarmak için çektiği bu kıyağın faturasını kim ödedi? Elbette devletiyle,
milletiyle biz ödedik, halen de ödüyoruz. Bu beceriksiz, bu kifayetsiz genel
müdürün basiretsizliği sebebiyle soyup soğana çevrilen SSK'yı yeniden ayağa biz
kaldırdık."
"TÜRK
EKONOMİSİNİN BAŞARISI İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATMAYI SÜRDÜRECEĞİZ"
Aynı işi yapan kurumları bir araya toplayarak hem
vatandaşın mağduriyetini önlediklerini hem de hizmet kalitesini artırdıklarını
anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"SSK'ya bağlı hastaneler pislik içinde yüzerken bu
zat, rahmetli Savaş Ay'ın programında pişkince sırıtıyordu. Sorumluluğu
altındaki kurumlarda vatandaşlarımız dertlerini dinleyecek bir Allah'ın kulunu
dahi bulamazken bu zat utanması gereken yerde kameralara gülümsüyordu. Biz o
utanç görüntülerine de son verdik. Hastaların sırf borcunu ödeyemediği için
rehin alındığı, sağlam girenin hasta çıktığı, sabah 4-5'te sıra kavgalarının
yaşandığı düzeni tamamen biz değiştirdik. Yahu ölü rehin alınır mı? Bunlar
ölüyü bile rehin aldılar. Eğitimde, sağlıkta, ticarette, üretimde, tarımda,
velhasıl bütün alanlarda ülkemizi kalkındırırken milletimize en iyi, en
kaliteli hizmetleri götürürken ana muhalefetin bizi çekmek istediği popülizm
tuzağına düşmedik. Ne yaptıysak, hangi adımı attıysak sadece ve sadece
milletimizin geleceğini, ülkemizin menfaatini düşünerek yaptık. İnşallah bundan
sonra da küçük hesaplar peşinde koşmayacak, kısa vadeli çıkarlar adına
istikbalimizi tehlikeye sürüklemeyeceğiz. SSK'yı batıranların istismar
siyasetine prim vermeden Türk ekonomisinin başarısı için gerekli adımları
atmayı sürdüreceğiz."
Türkiye'nin 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için
bugüne göre 2 kat daha büyütmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, bunu da
başaracakları ve millete verdikleri sözü yerine getireceklerini belirtti.
"Nasıl ülke sathında ana muhalefeti dikkate almadan
çalıştıysak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde de meydanı bölücü örgüte bırakmadan
hedeflerimize yürüdük." ifadelerini kullanan Erdoğan, terörle mücadeleyi
hukuk ve demokrasi içinde sürdürerek bölücü terör örgütünün çukur ve hendek
üzerinden kurduğu kanlı planı darmadağın ettiklerini vurguladı. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Bir dönem eli kanlı katillerin musallat olduğu, baskı ve
şiddetin kol gezdiği ilçelerimizde artık emniyet ve huzur hakim." diye
konuştu.
Vatandaşların rahatça gece sokağa çıkabilmelerinden ve
huzur içinde yaşayabilmelerinden memnuniyet duyduğunu aktaran Erdoğan, bir
dönem kan ve gözyaşıyla hatırlanan şehirlerin bugün kültür, turizm ve eğitim
alanındaki başarılarıyla anıldığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte Siirt'te olduğu gibi
bir dönem bölücü örgütün kasasına akan gelirler şimdi vatandaşlarımıza hizmet,
eser ve proje olarak geri dönüyor. Artık vatandaşlarımızın çoluğunun çocuğunun
rızkından kısarak devlete verdiği vergiler Kandil'deki terör baronlarının
cebine gitmiyor. Diyarbakır'dan Mardin'e, Siirt'ten Batman'a kadar tüm
illerimiz, belediyecilik alanında kendilerine yakışan hizmetlerle tekrar
tanışıyor." bilgisini paylaştı.
"GÜVEN VE
EMNİYET İKLİMİNİN BOZULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Siirt'e gelirken, şehrin ne kadar düzenli olduğunu
gördüğünü aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Nereden nereye? Demek ki emanet ehline verilirse
her şey değişiyor. Elbirliği içinde tesis ettiğimiz bu huzur, güven ve emniyet
ikliminin bozulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bölgede yaşayan
kardeşlerimizi, teröristlerin ve terör elebaşlarının karşısında selam duran kıyafetsizlerin
insafına asla terk etmeyeceğiz. Anayasa ve kanunlar çerçevesinde siyaset yapmak
isteyen, Türkiye'nin kırmızı çizgilerine saygı gösteren herkese Meclisin kapısı
sonuna kadar açıktır. Adı, sanı, unvanı, makamı ne olursa olsun hiç kimse
kendini hukukun üstünde göremez. Hele hele milletin verdiği yetkiyi, bir avuç
teröriste, üç beş çapulcuya asla peşkeş çekemez. Kim bunu yapıyorsa, kim bu
milletin emanetine ihanet ediyorsa karşısında devleti bulur, yargıyı bulur,
güvenlik güçlerini bulur. Her kim Gazi Meclisin çatışı altında milletvekilliği
yapmak yerine terör seviciliği, terör yandaşlığı yapıyorsa, karşısında bizatihi
milletin kendisini bulur. Terörle, terörizmle ve şiddetle arasına mesafe
koymayanın yeri kimse kusura bakmasın Parlamento değildir. Belediyenin
kepçesini, kamyonunu, aracını, imkanlarını sokak çetelerinin emrine verenlerin
yeri de başkanlık koltuğu değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin tek bir kuruşunun dahi
bölücü örgütün kasasına gitmesine izin verilemeyeceğinin altını çizdi.
Bu ülkenin imkanlarıyla, devlet ve millet düşmanlarının
serpilmesine, palazlandırılmasına, vatandaşlara musallat edilmesine asla göz
yumulmayacağını vurgulayan Erdoğan, meseleye bu şekilde yaklaştıklarını
bildirdi. Erdoğan, "Milletin emanetini namusumuz bilip canımız pahasına
korumanın mücadelesini veriyoruz." diye konuştu.
Vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapılmadığına işaret
eden Erdoğan, "Etnik, siyasi, dini ve kültürel kimliğine bakmadan 81
milyonunun tamamına hizmet götürmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türk, Arap, Kürt, Zaza, Laz olmak üzere 81
milyonun kendisinin kardeşi olduğunu belirterek, "Niye? Bizi Allah
yaratmadı mı? Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevmeye mecbur değil miyiz?
Öyleyse bu ayrım niye? Hiç kimse, Türk'ü Arap'a, Arap'ı Kürt'e, Laz'a, Çerkez'e
üstün kılamaz. Üstünlük ittika iledir, takva iledir. Onu da kim ölçer biçer?
Rabbim. Onun için hiç kimse, benim aşiretim, benim akrabam, benim şuyum buyum
bırakın bu işi. Hepimiz bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti'nin çatısı altında bir
olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye
olacağız. Mesele bu. Bunu başaracağız. Birbirimizi de böyle seveceğiz."
değerlendirmesinde bulundu.
SİİRT'E YAPILAN
YATIRIMLAR
Erdoğan, Siirt'te yapılan yatırımlar hakkında bilgi
vererek, son 15 yılda ile 6,5 katrilyon lira yatırım yapılığını söyledi.
Eğitimde 2 bin yeni derslik yapıldığını ve çocuklar okula
gidebilsin diye Siirtli çocukların ailelerine 187 trilyon eğitim desteği
verildiğini anlatan Erdoğan, bugün 14 bin öğrencisi olan Siirt Üniversitesini
kazandırdıklarını anımsattı. Erdoğan, yakın bir zamanda tıp fakültesinin de
açılacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 bin 824 kişilik yükseköğrenim
yurtları açtıklarını, sağlıkta 15 sağlık tesisini hizmete soktuklarını, 13
sağlık tesisinin yapımının, 7 sağlık tesisinin ise proje, ihale ve arsa
çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.
Siirt'e 2002 yılına kadar sadece 7 kilometre bölünmüş yol
yapıldığını dile getiren Erdoğan, 15 yılda buna 118 kilometre bölünmüş yol
ilave ettiklerini kaydetti.
"Ilısu ses getirecek. Bunu da teröristler
istemiyordu. Çünkü Ilısu Barajı, onların geçiş yollarını kesiyordu." diyen
Erdoğan, ayrıca 6 yeni köprü yaptıklarını aktardı.
Toplam maliyeti yaklaşık 1,5 katrilyon lira olan 9 ulaştırma
projesinin devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje içinde bulunan 6
kavşak ve 2 köprü olan Siirt-Eruh yolu yapımının da sürdüğünü, tamamının 2
yılda bitirileceğini bildirdi.
Yapımı hızla süren Silvan-Malabadi-Haydar Köprü Yolu'nun
da iki yıl içinde tamamlanacağını belirten Erdoğan, Siirt-Kurtalan yeni
demiryolu hattının proje çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
Üç yıl önce geldiklerinde Siirt'e ikinci bir havalimanı
yapacaklarını söylediklerini anımsatan Erdoğan, bu projenin mevcut havalimanının
dışında ikinci bir havalimanı olmadığını vurgulayarak, "Yaptığımız
çalışmalar sonucunda, mevcut Siirt Havalimanımızın pistinin uzatılarak,
iyileştirilerek hava trafiğine açılmasına karar verdik. Şu anda yapılıyor.
Henüz bitmedi. Zaten bitmiş olsaydı bugün oraya inecektik. Bitmediği için
Batman'a indik. Bittiği andan itibaren inişlerimiz, kalkışlarımız oradan
olacak. Bu yaz mevsiminde seferler başlayacak." diye konuştu.
"AH, YALAN
MAKİNESİ AH"
Erdoğan, Siirt'in uzun vadeli içme suyu problemini çözmek
için 4 içme suyu tesisini hizmete aldıklarını belirterek şunları söyledi:
"Geçtiğimiz 15 yılda -burası da önemli, Bay Kemal
bunu da bilmiyor- bütçede konuşuyor, 'Çiftçiler ağlıyor, bir kuruş destek
almıyorlar' diyor. Geçtiğimiz 15 yılda Siirtli çiftçilerimize toplamda 436
trilyon lira tutarında tarımsal destek verdik. Ah, yalan makinesi ah.
Önümüzdeki dönemde Siirt'i yeni ve daha büyük hizmetlerle, yatırımlarla,
projelerle buluşturmaya devam edeceğiz. "
Türkiye'nin, demokraside ve ekonomide güçlendikçe
kendilerine olan güvenlerinin de arttığına işaret eden Erdoğan, "Bu durum,
ülkemizin ve bölgemizin geleceği ile ilgili kararlarda kendi irademizi daha
kararlı şekilde ortaya koymamıza imkan sağlıyor. Tabi bu tablo önümüze çıkan
engellerin, ülkemizi hedef alan saldırıların çapının da büyümesine yol
açıyor." dedi.
"Onlar saldırdıkça Türkiye olarak 81 milyon olarak
biz daha sıkı kenetleniyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçmişte 3-5 milyar dolarlık spekülasyonla Türk
ekonomisini esir alanlar, bugün 10-20 katı büyüklüğündeki rakamları ortaya
sürüyorlar ama istedikleri neticeyi alamıyorlar. Öyle olunca da adeta
kuduruyorlar, olmadık yerlerden olmadık bahanelerle saldırıyorlar. Biz, terör
örgütlerine karşı dünyanın görmediği, cesaret edemediği bir mücadele veriyoruz.
Onlar ise bizi destekleyecekleri yerde terör örgütlerinin ağzıyla ve
talepleriyle karşımıza dikiliyorlar. Türkiye söz konusu olunca demokrasiden,
insan haklarından, meşruiyetten, özgürlüklerden dem vuruyorlar. Kendi çıkarları
söz konusu olunca terör örgütleriyle yan yana yol yürümekten geri durmuyorlar.
İşte, teröristleri Elize Sarayı'nda ağırlayacak kadar hedeften sapıyorlar.
Ondan sonra kalkıyor, bana akıl vermeye. O aklı sen kendine sakla. Önce madem
ki terör örgütlerine karşısın, bizim yanımızda olacaksın. Bilmezsen, bilesin ki
her zaman bu terör örgütleri senin başını ağrıtacak. Her gün ülkemizi hedef
alan terör saldırıları konusunda tek bir samimi söz söylediklerini duymadığımız
Batı ülkeleri, Türkiye'nin meşru gerekçelerle yürüttüğü operasyonlarını
engellemek için kırk takla atıyorlar."
"PEKİ BUNUN
ÇİMENTOSU NERDEN?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu:
"İşte o tünelleri televizyonlardan izlediniz, değil
mi? Bunların içinden kamyonlar bile geçebiliyor. Peki bunun çimentosu nerden?
Kurtalan, Nihat Bey'in çimento fabrikasından değil ha. Nerden geliyor, biliyor
musun? Hemen bu tünellerin yapıldığı yerin doğusunda, Lafarge'ın çimento
tesisleri var, ordan alıyorlar ve oradan mikserlerle gelip orada döküyorlar.
Utanmadan, sıkılmadan konuşuyorlar ve bunlara inşallah bu hesabı yine onlar
soracak. Kendi topraklarında mantar tabancası patlasa tüm özgürlükleri askıya
alanlar, Türkiye'nin topraklarına yönelik terör saldırılarına cevap vermesine
bile tahammül edemiyorlar."
"Afganistan'da 100 hafızlık talebesi katledilirken
seslerini çıkarmayanların, Türkiye'nin imha ettiği teröristlere ağıtlar
düzdüklerini" aktaran Erdoğan, İsrail'in inkar dahi etme gereği duymadan,
taammüden katlettiği silahsız Filistinlilerin feryadına kulaklarını
tıkayanların, terör örgütünün destekçilerine kapılarını sonuna kadar
açtıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"İşte bak Doğu Guta'da... Ah ah, yavruları,
yavrucukları yine bugün şehit ettiler ve Suriye'deki rejimi hala savunanlar
var. Biz işte bu iki yüzlülüğe, bu riyakarlığa, bu insanlık dışı politikaya
isyan ediyoruz. Ey Batı! Doğu Guta'da katledilen, şehit edilen bu yavrulara,
kadınlara, bu insanlara ne zaman dönüp bakacaksınız da biz size 'Bunlar adil
davranıyor' diyeceğiz.
Bölgemizdeki insanlık trajedilerini kendi silah
tüccarlarının, kendi iç siyasi hesaplarının, at pazarlığının malzemesi haline
dönüştürenlere 'yazıklar olsun' diyorum. Sizin demokrasi, insan hakları,
diplomasi anlayışınıza da yazıklar olsun. Ölümüne yol açtığınız veya seyirci
kaldığınız her masumun kanı sizin yüzünüze de elinize de tarihinize de
geleceğinize de bulaşmıştır. Artık bu ülkelerin hiçbirinin terör örgütlerinden,
terörizmden, terör eylemlerinden şikayet etmeye hakkı kalmamıştır. Çünkü terör
virüsünü kendi elleriyle kendi vücutlarına zerk ediyorlar ama farkında
değiller. Türkiye olarak biz kendi mücadalemizi, kendi belirlediğimiz strateji
doğrultasında sonuna kadar yürüteceğiz. Bu mücadelede bize destek olan herkese
teşekkür ederiz. Karşımıza geçip teröristlerin ağzıyla konuşanlara ise
'cehenneme kadar yolunuz var' diyoruz."
YORUMLAR