Katıldığı bir
televizyon programında anayasa değişikliği ve referandum üzerine konuşan TBMM
İçişleri Komisyon Başkanı Celalettin Güvenç, halkın 1960’dan beri Türkiye’de
uygulanan Parlamenter Sistemde net bir şekilde iki önemli sıkıntı gözlemlediğini
aktardı. Bu sıkıntılardan birinin yürütmede iki başlılık olduğunu vurgulayan
Güvenç, diğer bir sıkıntı olarak koalisyon dönemlerinde hükümet kurulmasını
gösterdi.
Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanlığı ile Başbakan
arasındaki yetki çatışması olduğunu dile getiren İçişleri Komisyon Başkanı
Güvenç, Sorumsuz Cumhurbaşkanının milletin seçtiği, hükümet görevi verdiği
Başbakan ile geçinememesi… Bu Özal'la Demirel arasında oldu. Ahmet Necdet
Sezer' ile Ecevit arasında oldu. Ahmet Necdet Sezer ile Sayın Recep Tayyip
Erdoğan arasında oldu” ifadelerine yer verdi.
Yürütmede Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki bu çatışmaların
maliyetini halkın bildiğini ifade eden Güvenç, şöyle konuştu: “Tartışmalarla hafızalar
tazeleniyor. Millet diyor ki iki başlı olmaz. Bir köyde iki muhtar olmaz, bir
şehirde iki vali olmaz, bir beldede iki belediye başkanı olmaz; tek başlığı
getirelim. Bu iki başlılık çok sıkıntılı. Kaldı ki bir de 367 garabetinden
sonra gene muhalefet çıkardı; halkımız cumhurbaşkanını da oyuyla seçmeye
başladı. Yani milletimiz istikrarı onaylayacak diye düşünüyorum. Halkımız, iki
başlılığın ortadan kaldırılmasını memnuniyetle karşılıyor. Halkımız, koalisyon
dönemlerinin bedelini de biliyor. Yani bu parlamentoda her ne kadar 15 yıldır
Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde AK Parti çoğunluğu sağlayıp istikrarlı bir dönem
yaşattıysa da halk her an bunun bozulabileceğini biliyor. 7 Haziran
seçimlerinde yüzde 41'e yakın oyla biz hükümet kuramadık. 258 milletvekilimiz
vardı. Yani 16 tane vekilimiz olsa yine hükümet oluyorduk.”
HALKIMIZ SAĞDUYULU VE
İLERİ GÖRÜŞLÜ
7 Haziran seçimleri sonrası hükümet kurulamadığı için ülkede
karamsar bir hava oluştuğuna gönderme yapan TBMM İçişleri Komisyon Başkanı AK
Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, “Terör örgütü hemen
Türkiye'de artık güçlü hükümetler dönemi bitti, düşüncesiyle nasıl saldırılar
başlattığını, ülkemizin geleceğini hedef aldığını, Doğuda 15 vilayette Hendek
Savaşı'na başvurduğunu halkımız biliyor. Bu halkın inanılmaz bir sağduyusu ve
ileri görüşlülüğü var. Buna eskiler feraset diyorlar. Şaşmaz, yanılmaz ve ben
anayasa değişikliği paketini meclisten geçirdiğimiz günden bu yana o engin
ileri görüşlülüğün tekrar devreye girdiğini sokaktaki simitçide, köşedeki bakkal
amcada, orada okuyan üniversite öğrencisinde her türlü manipülasyona rağmen
görüyorum.
MUHALEFET RASYONEL
DEĞİL!
Çok çirkin bir muhalefet anlayışıyla yine karşı karşıya
olduklarını dile getiren Güvenç, şunları söyledi: “Muhalefetin bir huyu var: Rasyonel
muhalefet yapmıyor. Belki rasyonel bir muhalefet yapsa karşımızda daha etkili
olur. Ama çıkıyor diyor ki; siz rejim değiştiriyorsunuz! Millet biliyor ki biz
rejim değiştirmiyoruz. Biz milleti öne çıkarıyoruz. Diyoruz ki yürütmeyi de
Cumhurbaşkanını da halk seçsin. Meclisi, yasama organını da halk seçsin. İkisi arasında
kuvvetler ayrımı yapalım. Bu Cumhurbaşkanı güçlü olsun. Biz bunu halktan saklamıyoruz.
Türkiye'yi yönetecek insanın güçlü olması lazım. Ayaklarının yere sağlam
basması lazım ve halka dayanarak da kendini sağlama almış olması lazım. Biz, bunu
söylüyoruz; ama seçimle de gitsin, diyoruz. 5 yıl sonra tekrar halka çıksın.
Başbakanlık'ta yüzde 45 ile hükümet olunabileceğini,
koalisyonunla hükümet kurulabileceğini ama Cumhurbaşkanlığı sisteminde yüzde 51
oy almanın zorunlu olduğunu kaydeden AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili
Celalettin Güvenç, şu açıklamalarda bulundu: “Dolayısıyla biz, demokrasinin
özünü getiriyoruz. Yani yürütmenin başı doğrudan halk tarafından seçilecek. Bu demokrasinin
özüdür. Şimdi bunlar çıkıyor özellikle ana muhalefet yok rejim değişikliği, yok
bilmem ne dediğinde inandırıcılığı yok zaten. Ben alanda bunu gördüm. Buradaki
en büyük kontrol mekanizması halktır. Başkanın, Cumhurbaşkanın her beş yılda
bir halka hesap vermesidir. Ben bugün Cumhurbaşkanı oldum. Bu akşamdan itibaren
5 yıl sonra ben bu millete gidip yeniden oy isteyeceğim. Dolayısıyla ben bu
halkın refahını nasıl geliştiririm, bu altyapı gelişimini, ekonomik büyümeyi
nasıl sağlarım demek zorundayım. Aksi takdirde 5 yıl sonra ikinci tura kalamam.
Başkanın yeni dönemde ilk günden itibaren aklında fikrinde olması gereken
olacak şey halkın kazanılması. Hadi ikinci dönemi de kazandı. Üçüncü dönemi yok.
Bu işin güzelliği bu. Bir insan ne kadar güçlü olursa olsun 2 dönem, sonunda bu
sistemde teşekkür ediyorsun. Yenilere, yeni yüzlere, siyasete yer açıyorsun. Bundan
güzel bir şey olamaz. Zaten yüce meclisin çok önemli yetkileri ve denetim
görevleri var.”
KARARNAMELER
KANUNLARIN ALTINDA YER ALACAK!
Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanına kararname çıkarma
yetkisi verildiğini ancak kanunlarla ters düşmesi halinde meclisin ikinci bir
kararname ile Cumhurbaşkanı kararnamesini hükümsüz kalabileceğini ifade eden
Güvenç, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: “Yüce meclis dedi ki bu kararname,
bu ülkeye faydalı değil. Aynı konuda yasa çıkarıyorum Cumhurbaşkanı
kararnamesini etkisiz hale geliyor. Bakın kararnameler kanunun altında bir yerde
yer alacak. Artık onun iptal davası var. Artı idarenin yani yürütmenin
Cumhurbaşkanı'nın ve bakanların her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabi
olacak. Yeni anayasada hükümlerle oynamadık ki şimdi muhalefet bunlar yokmuş
gibi bu milletin zekasıyla muhalefet alay ediyor. Ve Türkiye eski Türkiye değil.
Biz, kahve kahve köy köy hane hane gezer bunları anlatırız, anlatıyoruz. Yani
muhalefet rasyonel siyaset yapmadıkları için inandırıcılık yok. Bu ülke
koleksiyonlardan neler çekti biliniyor. Bu ülke rahmetli Ecevit, Ahmet Necdet
Sezer arasında bir tartışmada gecelik faiz yüzde 7 bin 500’e çıktığını bilmiyor
mu? 105 turda Bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçilemediğini bilmiyor mu? 11 tane
milletvekilliğini Ecevit'in istifa ettirip bakanlık verdiğini hükümet kurabilmek
için 11 milletvekilini transfer ettiğini bu halk biliyor. Böyle bir şey
olabilir mi ya Türkiye bunlara layık mı? Türkiye bu günlere tekrar dönebilir mi?
Dönmeyecek! Bu millet izin vermeyecek. Cumhurbaşkanını seçecek, 5 yıl
Cumhurbaşkanı yere sağlam basarak çalışacak. Ülkenin ihtiyacı olan kararı
alacak verecek. Hesabını iyi verirse tekrar seçilecek. Aksi takdirde gidecek.
Türkiye kalkınmakta olan bir ülke. Bakın bizim milli gelirimiz şu anda 10 bin dolar
civarında. Kalkınmış ülkelerinki 30-40 bin dolarların seviyesinde. Bu ülke
ancak dirayetli, cesur, sağlam yönetimlerle kalkındırılabilir.” (HABER: KENAN ONARAN)
YORUMLAR