Yaşam tarzımız ne kadar sağlıklı olursa hastalıklara karşı direncimiz o kadar fazla oluyor. Keza hastalıklar ile mücadelede en etkili tedavi şekli, hastalığın önlenmesi! Bunun için de yaşam tarzımızda öne çıkan bazı faktörleri gözden geçirmek ve bu farkındalıkla bazı düzenlemeler yapmakta büyük fayda var.
- 5 soruda sağlıklı yaşam testi
- Kalbi güçlendiren doğal besinler!
Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara, stres ve fazla kilo derken günümüzde kalp hastalarının sayısı artıyor. Artık yaşa bakmayan, genç yaşlarda da kapıyı çalan kalp hastalıkları yaşam kalitesini ciddi oranda düşürürken, bütün dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. İşte bu nedenle kalp sağlığına yönelik farkındalığı artırmak amacıyla 29 Eylül Dünya Kalp Günü olarak kutlanıyor.
- Ramazan’a özel egzersiz uyarıları
Sağlıklı yaşam şeklinin en temel unsuru olan düzenli hareket, egzersiz ve spora oruç ile birlikte sıklıkla ara veriliyor. Oysa bazı kurallara dikkat etmek kaydıyla oruç tutmak egzersiz yapmaya engel teşkil etmiyor; hatta fayda sağlıyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, Ramazan’da egzersiz yaparken dikkat edilmesi gereken saatleri ve doğru egzersizin püf noktalarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
- Aşk, kalp krizi riskini azaltıyor!
Oksitosin, dopamin, seratonin, endorfin, adrenalin… Aşk iksiri olarak da tanımlanan bu hormonların beyinden salınması sonrası gerçekleşen aşk, en belirgin etkisini kalp üzerinde gösteriyor.
- Kalp krizi uykudayken de yakalar!
Uyku düzensizliği olan ve uykusuzluk çekenlerde kalp krizi oranının daha yüksek olduğunu biliyor muydunuz? Ancak paniğe kapılmaya gerek yok. Zira sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanarak ve uyku kalitenizi artırarak uykuda gelişebilecek kalp krizi riskini en az seviyeye indirebilirsiniz.
- Çarpıntının nedeni kalp olmayabilir!
Kalpte çarpıntı, göğüs ağrısı ve nefes darlığı kalbimizin bize yolladığı sinyallerin başında geliyor. Bu sinyallerden çarpıntı, kalbin hızlı çalışması anlamına geldiği için bu sorunu yaşayanlar çoğunlukla kalp hastalıklarına yönelik muayene oluyor, şikayetleri çözümsüz kalabiliyor. Bunun nedeni ise toplumdaki yaygın inanışın aksine, kalpte çarpıntının sadece kalp hastalıklarının belirtisi olmaması.