Bugünün, devlet ve millet hayatında gördükleri en alçak,
en sinsi, en kalleş saldırılardan biri olan 15 Temmuz darbe girişiminin
dördüncü yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu müstesna günde, bir yandan
milletin kazandığı muhteşem zaferin sevincini, diğer yandan darbe girişimi
esnasında kaybedilenlerin hüznünü birlikte yaşadıklarına değindi.
Allah'ın yardımı ve milletin cesaretiyle başarısızlığa
uğratılan darbe girişimi sırasında, hainlerin kurşunları ve bombalarıyla şehit
düşen 251 kişiye Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı
dileyen Erdoğan, her kesimden vatandaşla, polis ve askerle darbe gecesi
şehitler kervanına katılan 251 vatandaşın tamamının isminin, tarihe ve kalplere
silinmemek üzere kazındığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kahramanca verdikleri
mücadelede gazilik unvanıyla şereflenen kardeşlerime de Rabbim'den sağlık ve
afiyet temenni ediyorum. O gece darbecilere direnmek için sokaklara,
meydanlara, saldırganların yöneldiği her yere akın akın koşan milletimizin her
bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Hayatının baharındaki körpe fidanlardan
bastonuna yaslanarak adeta uçarcasına hainlerin üzerine yürüyen aksakallı
büyüklerimize kadar, bu mücadeleye katılan insanlarımızın hiçbiri asla
unutulmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
YAPTIRILAN ANITLAR
VEFANIN SEMBOLÜ
Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, İstanbul'da da 15
Temmuz Şehitler Köprüsü girişine yaptıkları anıtların bu vefanın birer sembolü
olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı şekilde, ülkemizin dört bir yanında 15
Temmuz'u hatırlamak ve hatırlatmak için meydanlara, caddelere, mahallelere, pek
çok esere konulan isimler de bu anlayışın yansımalarıdır. Çünkü, milletimizin
15 Temmuz'da yazdığı destan, öyle sıradan bir darbe teşebbüsü ve onu bastırma
hikayesi değildir. 15 Temmuz'u anlamak için, bu topraklardaki bin yıllık
mücadelemize bakmak gerekir. 15 Temmuz'u anlamak için, Malazgirt'ten beri
vatanımızın her karış toprağını nasıl şehit kanlarıyla yoğurduğumuzu bilmek
gerekir. 15 Temmuz'u anlamak için, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması
vesilesiyle bir kez daha hayırla yad ettiğimiz İstanbul'un fethinin manasına
vakıf olmak gerekir.
15 Temmuz'u anlamak için, Çanakkale'den Kutü'l Amare'ye,
İstiklal Harbimizden Kıbrıs çıkarmasına, terörle mücadelemize kadar yaşadığımız
nice badireleri gözlerimizin önünden geçirmemiz gerekir. 15 Temmuz'u anlamak
için, darbecilerin başarılı olmaları halinde ülkemizi ve milletimizi nereye
sürüklemek istediklerini kavramak gerekir. 15 Temmuz'u anlamak için,
milletimize diz çöktürme, devletimizi ele geçirme, ülkemizi parçalama
gayretlerinin gerisindeki sinsi projeyi görmek gerekir."
"İSTİKLAL
ATEŞİNİN, KÖZLERİNİN ALTINDAN YENİDEN HARLANABİLECEĞİ ANLAŞILMIŞTIR"
Milletin, eşsiz irfanıyla, darbenin ilk saatlerinden
itibaren tüm bu gerçekleri gördüğünü ve hemen harekete geçtiğine dikkati çeken
Erdoğan, "Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, her kesimden, her
meşrepten insanıyla Türk milleti, ülkesinin sahipsiz olmadığını göstermiştir.
Bin yıldır hep süregeldiği gibi bugün de yerin üstündeki yaşayanları ve yerin
altındaki şehitleriyle, Türkiye'nin sahibinin bu aziz millet olduğu bir kez
daha teyit edilmiştir. Milletimizin her bir ferdi, ezanı, bayrağı, özgürlüğü ve
geleceği için gerektiğinde yenilmez birer kahramana dönüşebileceğini
ispatlamıştır. Artık tamamen sönüp gittiği düşünülen istiklal ateşinin,
közlerinin altından yeniden harlanabileceği anlaşılmıştır." şeklinde
konuştu.
"HAİNLERİ,
ŞANLI BİR DİRENİŞLE HÜSRANA UĞRATTIK"
Merhum Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'ndaki "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür
yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım." dizelerini aktaran
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Evet, 15 Temmuz gecesi, hürriyet
aşığı bu millete zincir vurmayı tekrar denediler ve hamdolsun başaramadılar.
Ezanımızı susturmak, bayrağımızı indirmek, milli iradeyi ayaklar altına almak,
geleceğimizi karartmak isteyen hainleri, şanlı bir direnişle hüsrana uğrattık.
Dünyada, şehadete cesaretle yürüyen, şairin ifadesiyle
'ölümü de öldüren Rabb'e secdeler olsun' diyerek hainlerin karşısına dikilen
bir başka millet yoktur. İşte bunun için 15 Temmuz'u, Demokrasi ve Milli Birlik
Günü olarak ilan ettik. Hep dediğim gibi, beni böyle bir milletin ferdi olarak
yarattığı için Allah'ıma hamd-ü senalar ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "15 Temmuz
hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ülkemizi işgal girişimiydi. Bunun için
kendi ordumuzun içindeki teröristlerin kullanılmış olması, işgal girişimine
alçakça bir ihaneti de eklemiştir. Tekbirler, salalar, dualar eşliğinde kıyama
kalkan milletimiz, vatanının özgürlüğüne sahip çıkarak, hainleri tepelerken,
kendisi üzerinde hesap yapanların heveslerini de kursaklarında bırakmıştır.
Milletimiz o gece, hiçbir mecburiyeti olmadan, hiçbir zorlamaya kesinlikle
maruz kalmadan, hiçbir karşılık beklemeden, tamamen kendi inisiyatifiyle
harekete geçmiştir. Bir asır önce, vatan topraklarının 4'te 3'ünü kaybederek
Cumhuriyeti kuran milletimiz, 15 Temmuz'da bir daha aynı felakete izin
vermeyeceğini cümle aleme ilan etmiştir. 15 Temmuz, son devletimizi yıkarak
vatanımızı ele geçirmeye çalışanlara, bunun ancak milletimizin son ferdi de son
nefesini verdikten sonra mümkün olabileceğinin ifadesidir. 'Sayılmayız parmağ
ile tükenmeyiz kırmağ ile taşramızdan sormağ ile kimse bilmez ahvalimiz' diyen
Muhyi misali, bizim ahvalimizi ancak bizden olan bilir."
"AYNI
HAYALLERE KAPILANLARI HÜSRANA UĞRATACAĞIZ"
"Bu darbe girişimi milletimizi yıldırmak bir yana
azmini kamçılamıştır." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
söyledi: "Üzerimize çöken o kara gecede, ülkemizi yükseltmek,
güçlendirmek, büyütmek için daha çok çalışmamız, daha çok mücadele etmemiz
gerektiğini gördük. Biliyoruz ki Türkiye, 83 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle
güzeldir. Biliyoruz ki Türkiye, birliğiyle, beraberliğiyle güzeldir. Biliyoruz
ki Türkiye, dostluğuyla, kardeşliğiyle güzeldir. Kimsenin bunları bozmasına
izin vermeyeceğiz. FETÖ içeriden, PKK dışarıdan, kimi alttan, kimi üstten, ne
kadar uğraşırsa uğraşsın ezanımızı susturamayacak, bayrağımızı
indiremeyecekler.
Ayasofya'da susturulan ezanı nasıl 86 yıl sonra yeniden
semaya yükselttiysek, yeminli düşmanlarımızın her fırsatta indirmeye kalkıştığı
bayrağımızı nasıl her seferinde daha yükseğe astıysak, terör örgütlerinin
saldırılarını da aynı şekilde bertaraf etmekte kararlıyız. Birinci Dünya Savaşı
için 'Osmanlı'nın paylaşım kavgası' derler. Dünya düzeninin temellerinden
sarsıldığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti için de aynı hayallere kapılanları
hüsrana uğratacağız."
Türkiye'yi siyasi, ekonomik, askeri kuşatma altına almaya
çalışanların senaryolarını, çok daha büyük vizyonları hayata geçirerek yırtıp
attıklarını ifade eden Erdoğan, "Bölgemizde pek çok devleti önce iç
karışıklıklarla sarsıp ardından işgal edenlere Türkiye'nin öyle bir devlet
olmadığını her alandaki atılımlarımızla gösteriyoruz. Milletimizin kendi
içindeki görüş ayrılıkları ve tartışmalara bakarak niyetlerini bozanlara
cevabımızı konu vatanımız, ezanımız, bayrağımız olduğunda çelik bir yumruk olup
tepelerine inerek veriyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin özellikle son 7 yılda yaşadığı her hadisenin
bu hakikatin birer örneği olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Ağaç bahanesinin
arkasına sığınanların da adalet kisvesi altında milli iradeyi teslim almaya
çalışanların da çukurlar da bölücülük yapanların da sınırları kuşatmaya
kalkanların da" bu akıbetten kurtulamadığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Teslim
almak için darbe girişimi dahil her yola başvurdukları Türkiye'nin silkinip
asırlık uykusundan uyanan bir dev gibi yeniden ayağa kalkışı karşısında
şaşkınlığa uğrayanlara diyoruz ki daha bitmedi; bu milletin daha söyleyecek çok
sözü var. Bu milletin, daha hayata geçirecek çok projesi var. Bu devletin daha
harekete geçirecek çok potansiyeli var. Çünkü bu millet yüreği ve bileği güçlü
olmanın yanında arkasında ancak gönül gözü açık olanların fark edebileceği dua
ordusu olan bir millettir.
İslam'la müşerref olarak bu duayı aldık. Ayak bastığımız
her yerde mazlumların, mağdurların yanında durarak bu duayı aldık. Asırlar
boyunca süren haçlı seferlerinde Anadolu'yu çapulculara mezar ederek bu duayı
aldık. İstanbul'a fethederek bu duayı aldık. Hint Okyanusu'ndan Viyana önlerine
kadar çağının en büyük devletini önce insan diye yöneterek bu duayı aldık.
Çanakkale'de 15 Temmuz'a kadar arkasında yedi düvelin olduğu her saldırıya
göğsümüzü siper ederek bu duayı aldık. Fırsat bulduğumuzda elimizdeki tüm
imkanları, bölgemizdeki ve dünyadaki gariplerle paylaşarak bu duayı aldık.
"
"BUGÜN ŞEHİT
OLMA SIRASI BİZE GELDİ DİYEREK SEVİNİYORLARDI"
Ordunun cephede savaşırken, "dua ordusu"nun da
onlarla başka bir harp verdiğine işaret eden Erdoğan, "Fatih'in askerleri
İstanbul surları önünde dizi dizi saldırıya geçerken geride bekleyenler bugün
şehit olma sırası bize geldi diyerek seviniyordu. Çanakkale'de düşmanın ölüm
kusan silahlarının önüne atılan asker grubunun arkasında şehadet sırasını
bekleyen bir başka grup vardı. Uzun yıllardır süren terörle mücadele harekatında
benzer pek çok hadisenin yaşandığını biliyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'da darbecilerin
silahların üzerine 'bugün değilse ne zaman öleceğiz' diyerek şehadet umuduyla
dimdik yürüyen nice kahramanların olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Mehmet Akif ne güzel ifade etmiş; sen ki asara gömülsen taşacaksın...
Heyhat! Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihad. Ey şehid oğlu şehid isteme
benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber. Ne mutlu, Peygamber'in
yoldaşı olanlara. Ne mutlu, Rabbimizin müjdelediği o kutlu yolda yürüyenlere.
Güçlü olmak sadece sayıca çok silahça, üstün olmak demek değildir. Güçlü olmak,
tıpkı yüce kitabımızda müjdelendiği gibi asıl hakkın yardımına mazhar olmaktır.
15 Temmuz'da milletimiz işte bu hakikati bizzat
yaşamıştır. Tanka yumruk, savaş uçağına levye fırlatan, namluya alnını dayayan
bir milletin önünde kim durabilir? İnşallah, bundan sonra da aynı inanç ve
ruhla ülkemize sahip çıkacak, birliğimizi, beraberliğimizi koruyacağız. 15
Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü o gece yaşadığımız kutlu kucaklaşmayı
bize ilelebet hatırlatacaktır. 15 Temmuz gecesi, daru bekaya uğurladığımız
yiğitlere Allah'tan rahmet, gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum."
YORUMLAR