Gebelikte önemli birçok konuya değinen Opr. Dr. Ahmet Hakan
Bayazıt hamileliğin 9 ay boyunca süren özel bir süreç olduğunu söyledi.
Hamilelik sürecinde anne adayların hareket, yeme- içme ve kilolarına çok dikkat
etmesi gerektiğini vurgulayan Opr. Dr. Bayazıt, Süreç içerisinde gebelerin
ruhen ve fiziken değişim yaşadıklarının altını çizdi. Bayazıt, gebelikte
görülen değişimleri şu şekilde sıraladı: “Fiziki olarak kilo alırlar. Ruhen
daha hassas bir döneme girerler, bu dönem özellikle gebeliğin ilk ve son
evrelerinde görülür. Hassasiyetlerinin çok yüksek olduğu aylardır, bu aylarda
gebenin etrafında ki birinci derece yakınları gebeye karşı daha dikkatli
davranmaları gerekir.” Gebelikte alkol ve sigara dışında herhangi bir gıdalarda
kısıtlama olmadığını ifade eden Bayazıt, “Gebelikte anne adaylarına kısıtlama
da olmaması gerekir, her şeyi tüketebilir ancak miktarına dikkat etmesi, aşırı
yemek ve midesini genişletmekten kaçınması gerekir” dedi.
‘5’İNCİ AYDAN SONRA
HER AY 1 KİLO’
Gebeliğin ilk 5 ayında bebeğin kilosunun 300 ile350 gram
arasında olduğunu dile getiren Bayazıt, şöyle devam etti: “Annenin ilk 5 ayda
bebeğim kilo alsın diyerek çok fazla yemek yemesi yanlış bir tutumdur. Bebeği
çok fazla yemek yemek beslemez, bebeği çeşitlilik besler. Bu süreç içerisinde
fındık, fıstık, badem, çerez gibi yiyecekleri yine miktarına dikkat ederek
tüketmesi gerekir. Annenin gebelikte mutlaka ara öğünlere ağırlık vermesi
gerekir. Yemeklerini 3 öğün değil de 5 öğüne çıkartarak porsiyonlarını küçük
küçük tutması gerekiyor. İnsanın mide ve bağırsakları çalıştığı sürece enerji
tükettiği için insanların zayıflamasına da neden oluyor. Gebeliğin ilk 5 ayında
anne ideal kilodaysa 2,5 kilo almalarını öneriyoruz. Eğer gebe kiloluysa bu
gebelere ilk 5 ayda kilo almamaları gerektiğini öneriyoruz. Gebeliğin 5’inci
ayından sonra ise anne adaylarına ayda 1 kiloyu geçmeyecek şekilde kilo
almalarını öneriyorum.”
DOĞAN BEBEKLER ARASINDA NEDEN KİLO FARKI OLUR?
Kilo birinci aşamada genetik bir yapıdan meydana geliyor.
İkinci aşamada ise anne karnında ki bebeğin eşi plesentanın kalitesinden
kaynaklanıyor. Eğer plesenta anneden iyi besin çekiyorsa bebek tabi de kilolu
olacaktır. Bebeğin kilolu olmasında ki diğer bir sebepte annenin kaliteli
beslenmesinden kaynaklanıyor. Anne gebelik süresinde günde 2-3 bardak süt içmesi
gerekir. Bu da bebeği en çok geliştiren besinler arasında yer alır. Gebeliği
boyunca günde bir tane yumurta yemesi gerekir. dördüncü aşama da ise annenin
psikolojik ruh hali önemlidir. Anne de bir takım kronik hastalıklarının
olmaması gerekir. Anne adayı tansiyon hastası ise bu durumda bebek küçük doğar.
Diğer faktörde annenin alışkanlıklarıdır. Eğer annenin sigara alkol gibi
alışkanlıkları da varsa bebekler küçük doğar.
İDEAL GEBELİK YAŞI
KAÇTIR?
İdeal gebelik için annenin yaşının 20 ila 30 yaşları arasında
olması gerekir. 20’den önce ve 30’dan sonra ki gebelikler hafif riskli gebelik
sınıfına giriyor. Özellikle 18 yaşın altında ki ve 35 yaşını geçen kişilerin
gebeliği ise riskli gebelik sınıfına giriyor. Sezaryen mi? Normal doğum mu?
Hasta için hangi doğumu yapması uygun olacaksa kendine uygun olan doğum
çeşidini tercih etmesi gerekir. Bu da gebeliğin son haftasında yapılan
jinekolojik muayene ile bebeğin doğum kanalına uyup uymadığı araştırılarak
ortaya çıkar. Bebek kanala uygunsa tabi ki de normal doğumu tercih etmek
gerekir. Eğer bebeğin kafası son hafta da hala doğum kanalına inmemişse ya da
bebeğin kafası doğum kanalına göre büyükse o hasta için sezaryen olması daha
uygundur.
HAMİLELERE NEDEN ŞEKER YÜKLENİR?
Şeker yüklemesinde ki amaç ise Açlık kan şekeri herkesin
normal çıkabilir ama özellikle gebelerde şeker ve tansiyon sisteminde bozulma
normal insanlara göre daha erken bozulabiliyor. Bizimde bunu erken teşhis
etmemiz gerekiyor. Bunun içinde biz hastaların tokluk kan şekerine bakıyoruz.
Vücuda bir şeker yüklendiği zaman şeker metabolizmasının gerçek yüzü ortaya
çıkıyor. Biz de şeker metabolizması erken bozulacak gebelerde daha dikkatli
olarak onları daha yakından takip ederek anne ve bebek açısından birçok
tehlikeyi önlemiş oluyoruz.
Gebelikte Hastaya
glikoz içirilmesi doğru mudur?
Gebelikte anne adaylarına glikoz şurubu içirilmesi birçok
hastayı rahatsız ediyor. Birçok gebede bunu tekrar kustuklarını ifade ediyor.
Glikoz şurubunun yerine tokluk kan şekerine bakılması yani, hastanın güzel bir
kahvaltı yapması kahvaltıda ise hastanın yiyebildiği kadar şekerli şeyler
yemesi ve ya meyve suyuyla bir kahvaltı yapması bir porsiyon sevdiği bir
tatlıyı yemesi daha sonra üzerine bir iki bardak su içerek bir saat sonra da
tokluk kan şekerine bakılması daha uygundur. Her gebede kolayca yapılabilecek
bir uygulamadır.
Sezaryen doğumlarında
lokal anestezi mi?
Tam anestezimi? Lokal
anesteziyi daha çok tercih etmeleri gerekir. Sebebi de spiral anestezide
birincisi hasta ameliyat sonrası daha iyi kontrol edilir. İkincisi hastaya çok
fazla ilaç yüklenmemiş oluyor. Üçüncüsün de is gebelik belirlemesi gibi bir
takım genetik hastalıkları olan hipertansiyon hastalarında akciğer problemi de
yoksa bu daha çok tercih ediliyor. Genel anestezinin karaciğer gibi bazı organlara
da zarar verici etkisi olabiliyor. Spiral anesteziyle bunların önüne geçilmiş
oluyor. Ameliyat sonrasında ise 3-4 saat ağrısını hissetmiyor bebeğiyle daha
çok ilgileniyor. Sezaryen sonrasında göbek kaldığı doğru mu? Karının aşağısında
bir kesi olduğu için dolaşım sisteminde minik bir aksama oluyor. Bunun
sonucunda da göbek kalabiliyor. Genelde de spor yapmayan vücuduna özen
göstermeyen bayanlarda daha çok karşılaştığımız sonuçtur. Doğumdan 3 ay sonra
spor yapan bayanlarda böyle bir problem yaşanmıyor. Doğumdan sonra sezaryen
korsesi takan kişilerinde karın bölgesinde oluşan sarkmayı önleyecektir.
Sezaryen doğumda sınır var mıdır?
Sınır olmamalıdır. Sınırı doğumu son yapacak olan doktorun
belirlemesi gerekir. Eğer sezaryen esnasında bir sezaryeni daha kaldıramayacağı
kanaati oluşursa o zaman o sayıyla kalınmalıdır. Sezaryen esnasında batın
içerisinde tıbbı bir problem yok da doğuma devam edebilir.
YORUMLAR