Depremin merkez üssü Kahramanmaraş'ta sanat merkezi yıkılan Arif Yücel, hat sanatını bir süre İlahiyat Fakültesi'ndeki odasında devam ettirdi. Ancak bu sanatın devamlılık gerektirdiği için evini ofise dönüştürdü.
Bugüne kadar binlerce levha, cami duvarları yazdı, Ancak duvarlarını Hüsn-ü Hat sanatıyla süslediği camilerin bir kısmının depremde çökmesi, ustayı duygulandırdı.
Akademisyen hattatın en büyük sevinciyse, Türkiye'nin 4. büyük camisi olan Abdülhamid Han Camiinin dimdik ayakta kalması oldu. Depremlerde kayınvalidesi ile kayınpederini kaybetti, yine de sanatını icra etmekten vaz geçmedi.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Hattat Doç. Dr. Mehmet Memiş’ten Sülüs ve Nesih dallarında icazetini alan Maraşlı hattat Arif Yücel, kendisi de bir akademisyen ve aynı zamanda büyük bir hat ustası. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü’nde Hüsn-i Hat dalında öğretim görevlisi olarak hala görev yapan Yücel, depremin yaralarını hendese sanatını devam ettirmede buldu.
HAT SANATI: SADECE ELİN DEĞİL RUHUN DA OLGUNLAŞMASIDIR
Hat sanatını Ruhi Hendese olarak tanımlayan ve bu sanatın asıl güzelliğini Kur’an-ı Kerim’in yüceliğinden aldığını ifade eden hattat Arif usta, 6 şubat depreminde kaybettiği iş yerinden ziyade, vefat eden birçok yakınına üzülüyor. Depremin travmasını bu sanatla atlattığını, hat sanatının kendisini bir nevi tedavi ettiğini söyleyen hattat Arif ustanın evinin her karesinde şimdi hat sanatına ait levhalar, tablolar mevcut. Evi ziyarete gelenlerin hayranlıkla izlediği tabloların her birine aylarca emek verilmiş. Bu levhaların bir kısmını 6 şubat depremlerinde yıkılan ofisinden kurtararak evine getiren Arif hoca, şimdi o levhalarla teselli buluyor. Geleneksel İslam sanatlarından hat sanatını yaşatmaya, gelecek kuşaklara aktarmaya gayret eden 57 yaşındaki Arif Yücel, duvarlara asılan levhalarda, cami, türbe gibi dini yapılardaki kuşak ve kubbe yazılarında, daha ziyade uzaktan okunabilen, celi sanatını tercih ediyor.
YORUMLAR