Astım, tedavi ve kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi
sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Astım, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar
(krizler) halinde gelen bir hastalıktır. Okan Üniversitesi Hastanesi Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melahat Bekir Külah, astım hastalığı hakkında
doğru bilinen yanlışları açıkladı.
1. “Astım bulaşıcı bir hastalıktır”
Astımın ortaya çıkmasında bazı genetik (kişisel) ve
çevresel risk faktörleri neden olmaktadır. Kalıtım (genetik yapı, irsiyet),
cinsiyet ve şişmanlık gibi bireyin kendisine ve ailesine ait faktörlerdir.
Çevremizde bulunan ve sık karşılaştığımız bazı etkenler, genetik olarak yatkın
olan kişilerde astımın ortaya çıkmasında ve hastalığın ağırlığı üzerinde önemli
rol oynarlar. Bu yüzden bir enfeksiyon durumu söz konusu olmadığından astım
hastalığının bir kişiden diğer bir kişiye bulaşması söz konusu değildir.
2. ‘’Astım tedavisinde kullanılan inhalerler ( spreyler )alışkanlık
yapar, çok uzun süre kullanırsam akciğerlerime zarar verir”
Astımın tedavisinde genel olarak
inhaler dediğimiz nefes açıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Astımda sprey ya da
kuru toz şeklinde ilaçların kullanılmasının bağımlılık yapması söz konusu
değildir. Sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, ilaç hedef bölgeye
vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmaktadır. Bu yolla ilaç verilmesinin
bağımlılık yapması söz konusu değildir. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar akciğerlere
zarar vermez. Bu tür ilaçlar Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş hekim
tarafından olası yarar ve zararı göz önüne alınarak hastaya verilmektedir.
3. “Astım ilaçlarındaki “Kortizon, çok zararlıdır, çok yan etkisi vardır’’
Astımlı
hastalara kortizon hastalığın alevlendiği ya da kriz durumlarında, ağızdan ya
da enjeksiyon yoluyla verilir. Kana hemen hiç karışmayan sprey şeklindeki
kortizonun ise neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Bazı hastalarda sprey
şeklindeki kortizon kullanımına bağlı ses kısıklığı ya da kuru öksürük gibi şikâyetler
olabilir. Bu tür şikâyetler spreyi kullandıktan sonra ağzın çalkalanmasıyla
önlenebilir.
4. “Şikâyetlerim düzeldi, artık ilaç kullanmama gerek yok”
Astım şikâyetleri
düzelse de ilaçları azaltma ya da bırakma kararı, asla hasta tarafından kendi
kendine verilmemelidir. Astım da bronşlardaki daralma her ne kadar geri dönüşümlü
olsa da, eksik tedavi bronşlardaki daralmanın kalıcı hale gelmesine neden
olabilir. Astım ilaçların ne kadar süre ile kullanılması kararı uzmanlara
bırakılmalıdır.
5. “Astımlı hastalar spor yapmamalıdır”
Doğru tedavi
edilen ve kontrol altında olan astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı
hasta, doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir. Yalnızca, bazı
hastalarda spor öncesi nefes açıcı ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bunun
yanında, spordan ziyade; örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su
buharı ile dolu kapalı bir havuz hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz
önünde bulundurulmalıdır.
6. “Hamilelikte astım ilaçları bebeğe zararlıdır”
Astımlı
hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler,
üçte birinde değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Sprey şeklindeki ilaçların
neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Bu nedenle gebelikte doktor önerisi
doğrultusunda güvenle kullanılabilirler. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin
kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi
edilmemiş sorunlarıdır. Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim
kontrolünde olmaları gerekmektedir.
YORUMLAR