Memorial Etiler Tıp Merkezi İç Hastalıkları Bölümü’nden
Uz. Dr. Haluk Mumcuoğlu, mevsim değişimlerinin neden olduğu hastalıklar ve
korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Havaların soğumaya başladığı ve kış aylarının yaklaştığı bu günlerde, doğa gibi, insanların da bu zorlu şartlara hazırlanması ve uyum sağlaması gerekmektedir. Gece ile gündüz arasında yaşanan hava sıcaklığı ve nem oranlarındaki ani değişimlerle birlikte beslenme şekli ve içeriğinin değişmesi nedeniyle vücut bu duruma adapte olmakta zorlanmakta ve bazen değişime ayak uyduramamaktadır. Bu uyumun sağlanamadığı durumlarda bağışıklık sistemi zayıflatmakta ve çeşitli hastalıklar baş göstermektedir. En sık karşılaşılan hastalıkların başında da enfeksiyon hastalıkları yer almaktadır.
Tedaviye doğru
zamanda ve doğru ilaçlarla başlanmalı
Kış aylarında en sık karşılaşılan rahatsızlıklar arasında
enfeksiyon hastalıkları yer almaktadır. Bunlar; akciğerleri, bronşları ve soluk
borusunu tutan alt solunum yolları enfeksiyonları olabileceği gibi; nispeten
daha hafif bir seyir gösteren sinüzit, otit, faranjit, larenjit gibi üst
solunum yolu enfeksiyonları olabilir. Bu rahatsızlıklara yol açan etkenlerin
çoğunluğunu oluşturan viral enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisinin faydası
olmamaktadır. Ayrıca birey ve toplum sağlığı açısından kısa ve uzun dönemli
birçok zararları mevcuttur. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise doğru antibiyotiğin,
doğru sürede, doğru şekilde (ağızdan, damar yolu veya kas içi enjeksiyonu gibi)
uygulanması çok önemlidir. Gerek enfeksiyona yol açan etkenin tespit edilmesi,
gerekse uygun tedavinin verilebilmesi için hastalığa ait şikayetler başladığı
anda fazla geç kalınmadan sağlık kuruluşuna başvurulması çok önemlidir.
Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı, daha ciddi rahatsızlıklara sebebiyet
verebilmektedir.
Grip ve zatürreye
karşı aşıyla önlem alın
Grip virüsü yapısı gereği her yıl kendini değiştiren bir
virüs olduğu için gribe karşı kullanılan aşıların içeriği de her yıl
değişmektedir. Bu yüzden grip aşısının her yıl Eylül-Kasım ayları arasında
tekrarlanması gerekir ancak Mart ayının sonuna kadar yapılabileceği
unutulmamalıdır. Bu aşının koruyuculuğu %60-85 arasında olup, yaş ilerledikçe
aşının koruyuculuğu azalmaktadır. Aşı hastalıktan korunmada %100 etkin olmasa
da hem hastalığın daha hafif atlatılmasını sağlamakta hem de gribe bağlı
gelişen komplikasyon ve ölüm oranlarını azaltmaktadır. Aşı yapıldıktan 6-12
saat sonra gelişen ve 1-2 gün içerisinde kendiliğinden düzelen grip benzeri
hafif tablolar gözlenebilmektedir.
Ancak;
· 6 aylıktan küçük çocuklara,
· Hamileliğin ilk 3 ayındaki gebelere,
· Aşıya veya aşı içeriğine alerjisi olduğu
bilinenlere, canlı virüs aşısı yaptırması uygun olmayanlara ve bazı özel tıbbi
durumları olduğu için hekimleri tarafından aşı yapılması uygun görülmeyenler
kişilere grip aşısının yapılmaması gerekmektedir.
Zatürre aşısı 5
yılda bir tekrarlanmalı
Pnömoni yani zatürre; ateş, öksürük, balgam ve nefes
darlığı belirtileriyle kendini gösteren bir akciğer dokusu enfeksiyonudur.
Atipik bakteriler, virüsler ve mantarlar zatürreye neden olabilmektedir.
Pnömokok aşısı zatürreye en sık yol açan pnömokok bakterisine karşı yapılan
aşıdır.
· 65 yaş üzerindekiler,
· Kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalığı olanlar,
· İmmün sistemi zayıflatan hastalığı olanlar veya
bu amaçla ilaç kullananlar (sedef hastalığı, bazı romatizmal hastalıklar gibi),
· Siroz hastaları, doğuştan dalağı olmayanlar veya
dalağı fonksiyon göremeyenler,
· Bazı kanser hastaları,
· Organ nakli hastaları,
· HIV pozitif hastalar,
· Bazı kemik iliği hastalığı olan hastalar mutlaka
pnömokok aşısı yaptırmalıdır. Bu aşının koruyuculuğu %60-65 olup tekrarlanması
gereken hastalarda 5 yılda bir yeniden aşı yapılmalıdır.
Bağışıklığınızı güçlü tutun
Ani ısı değişimlerinin yaşandığı bu günlerde, hava
koşullarına uygun giyinmeye özen gösterilmelidir. Yeterli ve dengeli beslenme,
enfeksiyonlardan korunmada son derece önemlidir. Her grup besinden dengeli ve
yeterli beslenilmesi gerekmektedir. Yeterli sıvı tüketimi sağlıklı ve dengeli
beslenmek kadar önem taşımaktadır. Susama hissi olmasa da 1,5 - 2 litre sıvı
tüketilmelidir. Yine düzenli yapılan egzersizlerle vücut direnci korunmaktadır.
Günde ortalama 6-8 saat kaliteli uyku bağışıklık sistemini güçlü tutmakta ve
hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Hastalıklardan korunmada el
hijyenine dikkat edilmelidir, bulaşmayı önlemek adına eller sık sık
yıkanmalıdır. Bağışıklık sistemini zayıflatan yoğun stresten kaçınmak da
hastalıklardan korunmada önemli bir etkendir.
YORUMLAR