"Hayali olmayanın istikbali olamaz"
Reklam

"Hayali olmayanın istikbali olamaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başakşehir'de Akif İnan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde, İstanbul'da yapımı tamamlanan 80 okul ve 59 okul spor salonunun açılış törenine katıldı.

05 Nisan 2018 - 04:00

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün resmi açılışları yapılan 80 okuldan 25'inin Milli Eğitim Bakanlığı, 7'sinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 48'inin ise İstanbul Valiliği öncülüğünde, kurumların ve vatandaşların bağışı olarak İstanbul'a kazandırıldığını söyledi.

Spor salonlarını ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin inşa ettiğini anlatan Erdoğan, derslik sayıları 2 bin 47 olan bu okullar ile spor salonlarının, yaklaşık 805 milyon liralık bir eğitim öğretim yatırımını ifade ettiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de hükümete gelirken verdikleri ülkeyi eğitim, öğretim, sağlık, adalet ve emniyet üzerine yükseltme sözlerini adım adım yerine getirdiklerini ifade ederek, eğitim öğretimin bütçede birinci sıraya çıktığını, iktidara geldiklerinde birinci sırada milli savunmanın yer aldığını hatırlattı.

Bugüne kadar 282 bin yeni derslik inşa ederek sınıfları akıllı tahtalarla, öğrencileri tablet bilgisayarlarla donatarak eğitim öğretim altyapısını tamamen modernleştirdiklerini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Göreve başlattığımız 584 bin yeni öğretmenle eğitimci sayımızı 904 bine çıkartarak sınıfların boş kalmamasını sağladık. Hayata geçirdiğimiz 4+4+4 sistemiyle en önemli reformumuzu bu dönemde yaptık. Geçmişte tamamen ideolojik saplantılarla eğitim öğretime verilen zararı ortadan kaldırdık. Yapacağımız işler çok, bunun farkındayız ama bunlar en önemli engellerin ortadan kaldırılmasıydı.

Müfredatı, ders kitaplarını, eğitim ve öğretim yöntemlerini modern bir anlayışla yeniden düzenliyoruz. Orada da yapılacak işler hala var. Mevcut 75 üniversitemizin üzerine 110 üniversite ekleyerek isteyen tüm gençlerimize yüksek öğrenim imkanı sağladık. Bizim gençliğimizde 10 öğrenciden biri üniversiteye girebiliyordu, diğerleri bekliyordu. Ama şimdi açıkta kalma diye bir durum söz konusu değil. Eğitime verdiğimiz önemin karşılığını her alanda alıyoruz."

 

"İSTEDİĞİMİZ SEVİYEYE HENÜZ ULAŞAMADIĞIMIZA İNANIYORUM"

Türkiye'nin insan gücü niteliği yükseldikçe, araştırma geliştirmeden üretime kadar tüm alanlarda iddiasının da arttığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz yıl yüzde 7,4 büyüme kaydedebildiysek, ihracatımızı şubat ayı itibarıyla 160 milyar dolara çıkartabildiysek, kriz tellallarının tüm çabalarına rağmen hedeflerimize kararlılıkla ilerliyorsak, bölgemizde ve dünyada giderek daha etkin bir güç haline geliyorsak, bunların hepsinde eğitim öğretimde geldiğimiz yerin çok büyük payı vardır. Elbette elde ettiğimiz başarılar önemlidir, geldiğimiz yer de küçümsenecek gibi değildir. Fakat buna rağmen eğitim ve kültür konusunda tam istediğimiz seviyeye henüz ulaşamadığımıza inanıyorum. Milletimizin evlatlarına iyi bir eğitim ve öğretim vermek için yaptığı fedakarlığın büyüklüğü karşısında bulunduğumuz yer, olmamız gereken yer değildir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, devlet diğer hizmetlerden, yatırımlardan kısarak eğitim öğretime bunca kaynak aktarırken ortaya çıkan neticenin bununla mütenasip görünmediğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Demek ki bazı yerlerde bir tıkanıklık, bir eksiklik var. Eğitim sisteminden beklentimiz, çocuklarımızı, anne ve babalarına hayırlı birer evlat, ülkelerine ve milletine hayırlı birer fert olarak yetiştirmesidir. İş hayatındaki ve sosyal ilişkilerdeki değişim, değerler eğitimini verme ve eksikleri tamamlama görevini de eğitim sistemimize yüklüyor. Halihazırdaki müfredatımızın, öğretmen niteliğimizin, eğitim materyallerini kullanma biçimimizin bu beklentiyi karşılamaktan henüz uzak olduğunu görüyorum. Günlük hayatının faal olduğu saatlerini, evinden daha çok okulunda geçiren çocuklarımızı bilgiyle donatmanın yanında, bilinç ve duruş aşılamaktan da geçtiğine inanıyorum. Dilini, tarihini, kültürünü en iyi şekilde öğrenmemiş bir evladımıza matematikte, fizikte, kimyada öğrendikleri yük gelir. Çünkü bu çocuğumuz aldığı bu eğitim, öğretimin neye yarayacağının, kendisini nereye taşıyacağının farkında değildir."

 

"SINAV BİR AMAÇ DEĞİL, BİR ARAÇTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamen sınav kazanmaya odaklanmış bir sistemde arzuladıkları eğitime yer kalmayacağını ifade ederek, "TEOG meselesini, bundan dolayı 'Kaldıralım.' dedim. Biz TEOG ile okumadık. Bu yükleri şöyle bir kenara bırakalım." dedi.

Törene katılan öğrencilerin sloganları üzerine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a seslenerek, "İsmet Bey, bak gençler TEOG kalkınca nasıl rahatlamışlar." ifadelerini kullandı.

Sınavın bir amaç değil, bir araç olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklara öncelikle öğrendikleri bilgiyle, kendilerine, ailelerine, ülkelerine, milletlerine, insanlığa nasıl faydalı olabileceklerinin şuurunun aşılanması gerektiğini, bu başarıldığında rekabet alanının sınav olmaktan çıkacağını söyledi.

Bu durumda artık rekabet alanını, hikmetle yoğrulmuş bilginin kendisi haline geleceğini aktaran Erdoğan, "İşte o zaman bu sistem dünya çapında matematikçiler, fizikçiler, hekimler, iktisatçılar, felsefeciler yetiştirmeye başlar. İnşallah önümüzdeki dönemde dikkatimizi ve imkanlarımızı bu konuya teksif edecek, eğitim ve öğretimin altyapısında gerçekleştirdiğimiz devrimi, içeriğinde de hayata geçireceğiz." diye konuştu.

 

"EN GÜZEL CEVABI YARIN MERSİN'DE VERECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere şöyle seslendi:

"Ülkemizde kendinize ideal olarak seçebileceğiniz pek çok örnekle birlikte kesinlikle uzak durmanız gereken kötü örneklerle de karşılaşabilirsiniz. Türkiye'nin başına musallat edilen terör örgütlerinin hedefinde öncelikle genç dimağlar olur. Şayet terör örgütleri sizlere de bulaşırsa, ölçünüz gayet basit olsun. Her kim ki size, annenize, babanıza, ailenize rağmen bir şey yaptırmak istiyorsa, onlardan uzak durun. Her kim ki sizi tarihinize, kültürünüze, değerlerinize aykırı birtakım fikirlerle zehirlemeye çalışıyorsa onlardan uzak durun. Her kim ki sizi ülkenize, milletinize, devletinize karşı kışkırtıyorsa onlardan uzak durun.

Bunların hiçbirinin de bizim dünyamızla, bizim inancımızla, bizim töremizle ilgisi yoktur. Annesine, babasına, ailesine saygı duymayan bir ferdin ne milletine ne de insanlığa bir faydası olur. Tarihini hiç bilmeyen veya yanlış bilen, kültürünün zenginliğinden bir haber, medeniyetinin ışığından nasibini almamış bir gencimizi, geleceğimizin teminatı olarak göremeyiz. Hele hele milletine ve devletine ihanet eden hiç kimsenin, Arapça'da bir ifade var ya, 'İrapta mahalli yoktur.' Sözünü etmeye bile değmez bunların."

Maalesef bu tür kötü örneklere çevrede rastlanabildiğini aktaran Erdoğan, "Geçtiğimiz günlerde, üstelik de milletvekili sıfatı taşıyan bir tanesi, bizim uluslararası yatırımcıları ülkemize davet etmemize, 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok.' diye mesajla cevap vermiş. İşte bu tam bir kötü örnektir. Benim torunum bile diyor ki 'Bunlar kötü değil mi dede?' Gerçi bunlara en güzel cevabı yarın Mersin'de 20 milyar dolarlık bir uluslararası yatırım olan Akkuyu Nükleer Santrali'nin temel atma töreniyle vereceğiz. Ancak böyle bir zihniyetin sorgulamasını da mutlaka yapmamız gerekiyor." diye konuştu.

Mankurt'un beyni iğdiş edildiği için kendi toplumunu, halkını ve ailesini düşman gören, onlara saldıran kişi demek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte bunlar mankurttur. Her terörist bir mankurttur. Ülkesinin ve milletinin aleyhine çalışanlar da birer mankurttur. Bunlar kimi zaman işte bu şekilde siyasetçi kılığına bürünüp dünyaya ülkesini kötüler. Nerede bunun genel başkanı? Niye kalkıp sen ne diyorsun, nasıl böyle şey söylersin' diyor mu? Tam aksine cepheye sürüyor, arkadan da ona sufle ediyor. Bunlar kimi zaman öğrenci kılığına girip, şehitlerimizin anılmasını da engellemeye çalışıyor. Bunlar kimi zaman eline silah alıp doğrudan devletine saldırır. Kılıklar, yöntemler farklı olsa da zihinler hep aynı hastalıkla maluldür. Biz tüm hayatımız boyunca evlatlarımız bu hastalıklı zihniyetin tuzağına düşmesin yani mankurtlaşmasın diye çalıştık, mücadele ettik. Bunun için medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sarıldık. Bunun için hep eğitim öğretim dedik, ilim dedik, irfan dedik, inanç dedik. İnşallah ömrümüzün sonuna kadar da bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Burada ve gittiğimiz her yerde evlatlarımızın gözlerindeki heyecanı, azmi, pırıltıyı gördükçe mücadelemizin boşa gitmediğini anlıyorum."

Erdoğan, "Türkiye büyüdükçe, geliştikçe, güçlendikçe karşımıza çıkan sorunların mahiyeti ve çapı da ona göre değişiyor, işimiz kolay değil, düşünün nerelerden nerelere geldik." diyerek, sınıfta 125 öğrencinin olduğu dönemlerin bilindiğini, kendisinin İstanbul imam hatip okulunda okuduğu dönemde sınıfında 75 öğrenci olduğunu, yine sınıfında çocuk sahibi ağabeylerinin de olduğunu kaydetti.

Kendisinin en gençlerinden olduğunu, ilkokulu bitirip imam hatibe girdiğini anlatan Erdoğan, şimdi ise 30'dan fazla öğrencinin sınıfta olmadığını anlattı.

Bunların, kalitenin arttığının alameti olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Dünün Türkiyesi için sorun siyasetçilerin kendi aralarındaki tartışmalarından kaynaklanan krizlerdi. Geçtiğimiz 15 yılda sağladığımız istikrar ve güven ortamıyla artık Türkiye'nin böyle bir derdi yok. 2019'daki seçimlerin ardından geçeceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle bu tehdidi tamamen ortadan kaldırıyoruz. Dünün Türkiyesi için sorun bir kaç milyar dolarlık finans oyunlarıyla ekonomisinin alt üst edilebilmesiydi. 2017'de yüzde 7,4 oranında büyüme oranı elde etmiş, ihracatı şubat ayı itibarıyla yıllık 160 milyar doları bulmuş, kişi başına milli geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkmış bir Türkiye'nin artık böyle oyunlara getirilmesi mümkün değildir. Hala bazıları çıkıyor 'Baktık, bittik, şöyle, böyle oldu' diyor. Hiçbir şey olmadı. Biz emin adımlarla yola yürüyoruz." diye konuştu.

 

"OKUL BAHÇELERİNİN ALTINA OTOPARK YAPALIM"

Erdoğan, bugün 80 okul ile spor salonlarının açılışının yapıldığını anımsatarak, yıllardır, belediye başkanlığı döneminden beri söylediği okulların bahçelerinin altına otopark yapılması hedefinin olduğunu dile getirdi.

Validen az önce bu konunun da müjdesini aldığını ifade eden Erdoğan, "Bu çok önemli. Okullarımızın bahçelerinin altına otoparklar yapalım. Bu yapacağımız otoparklarla hem mahallenin araçlarını park etme sıkıntısını ortadan kaldıralım hem de belediyeler verdikleri sözleri yerine getirmiş olsunlar. Biliyorsunuz bir defa park için belediyeler ruhsat verirken ücret alıyor. Çünkü inşa edilen apartmanın altına otoparkın yapılması lazım. Hiçbir apartmanın altına böyle bir otopark olur mu? Neredeyse hiç yoktur. Sokağın içine bir, iki sıra araçlar park ediyor. Allah göstermesin bir yangında vesaire oralardan girmek çıkmak çok zor. Şimdi okullarımızın altında bu olursa hem bir okul için gelir kaynağı olur, okulun masrafları için bunların kullanılma durumu olur. Bir de hırsız, arsız, şu, bu filan diye de bir endişeye araç sahipleri kapılmaz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünün Türkiyesi için sorunun, sınırları içinde adeta "fink atan" terör örgütlerinin bir türlü önüne geçilemeyen eylemleri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"İşte buraya gelirken son rakamı aldım. Hamdolsun Afrin'de son rakam 3 bin 872 terörist etkisiz hale getirildi. Akşam Afrin'deydik, en üst noktadaydı, sınırdaydık. Sanatçılarımız, sporcularımız, yazarlarımız, gazetecilerimiz, askerlerimizle orada iç içe olduk. Onlarla protokolü falan hepsini bir kenara koyup hasbihalde bulunduk. Oraya da bir gece ansızın gelebiliriz dedik, öyle gittik. Davulla, zurnayla gitmedik. Orada askerimizle güzel bir buluşmamız oldu. Hepsi maşallah dimdik. En ufak bir soru işareti yok ve yeni yeni hedeflere ilerlemenin hazırlığı içindeler. Yeni hedefleri de sürekli olarak her an duyabilirsiniz. Bugün artık Türkiye terör örgütlerini, sınırlarındaki inlerinde bulup tepesine biniyor. Gabar'da, Cudi'de, Cilo'da, Tendürek'te, Besler Deresi'nde inlerine giriyor. Onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Ne oldu? Suriye'ye, Afrin'e, Sincar'a kaçtılar. Dedik ki, Bağdat yönetimine özellikle söyledik. Eğer siz halledecekseniz halledin, yoksa biz gelip Sincar'da PKK'yı hallederiz. Bütün bunlar için kimseden icazet beklemiyor, kimsenin de gözüne bakmıyoruz."

Erdoğan, dünün Türkiyesi için sorunun, kendi kararlarını kendi verebilme, kendi iradesini özgürce ortaya koyabilme imkanı bulamaması olduğunu belirterek, diğer sınamaların yanı sıra özellikle 15 Temmuz darbe girişiminde milletin gösterdiği feraset ve cesaretin, istiklale ve istikbale güvenle bakabilmeyi sağladığını kaydetti.

 

"HAYALİ OLMAYANIN İSTİKBALİ OLAMAZ"

Gençlere dünün ve bugünün Türkiyesini, işte bu farkla devredeceklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Gençler unutmayın, hayali olmayanın istikbali olamaz. Eğer biz kendi hayallerimizi kurmaz ve onun peşinden gitmezsek ancak başkalarının hayallerine dolgu malzemesi oluruz. Çocuklarımızdan ve gençlerimizden kendilerinin, ailelerinin, milletlerinin, ülkelerinin, devletlerinin geleceğine dair hayaller kurmasını istiyoruz. Bugün kurduğumuz hayaller, yarın gençler bunu özellikle size söylüyorum, biz o günü göremeyeceğiz, 2053 ve 2071 vizyonlarının ruhunu sizler teşkil edeceksiniz. Sultan Alparslan'ın hayali Anadolu'yu ecdadın ebedi yurdu haline getirmekti. Osman Gazi'nin rüyası Söğüt'ten yükselecek bir ulu çınarın tüm bölgeyi, tüm dünyayı dalları altında toplamasıydı. Fatih Sultan Mehmet Han'ın rüyası, dünyanın göz bebeği İstanbul'u fethederek, devletinin başkenti yapmaktı. Gazi Mustafa Kemal'in hayali, yeryüzünden silinmeye çalışılan bir milleti ve ülkeyi Anadolu bozkırlarında yükselen taze bir fidan haline dönüştürmekti. Bizim hayalimiz, ülkemizi, demokrasi ve ekonomide dünyanın en ileri 10 ülkesinden biri haline getirmektir. Sizlerden beklentimiz ise 2053 ve 2071 vizyonlarınızı önce şekillendirmeniz sonra da tüm unsurlarıyla bunları hayata geçirmenizdir. Rabbim yar ve yardımcınız olsun."

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın, açılış konuşmasında okuduğu Mehmet Akif Ersoy'un şiirini çok sevdiğini belirten Erdoğan, "Ben de okuyacağım. Yalnız bu dörtlüğün gereğini yerine getireceksiniz, Asım'ın nesline bu yakışır. 'İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?/Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek./Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme/ Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek." diye konuştu.

Okulların ve spor salonlarının hayırlı olmasını isteyen Erdoğan, "Gençler, bodrum katlarında beden eğitimi dersi yaptık. Şimdi siz bu muhteşem spor salonlarında inşallah beden eğitimi derslerinizi yapacak ve rekabete gireceksiniz." dedi.

Erdoğan, katılımcılar arasındaki bir kadının okul çevrelerinde uyuşturucu satışından rahatsız olduğu şeklindeki sözleri üzerine "Her türlü tedbiri alıyoruz. İçişleri Bakanlığımız olarak tüm emniyet teşkilatımızla okullarımıza gönderdiğimiz tebliğlerle yeni çıkarmakta olduğumuz yasayla bunları adam öldürmekten daha fazla ceza alacak duruma getiriyoruz. Bugün, yarın yasa Meclis'e gelecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca salondaki bazı kişilerin de  "Hainler için yaşasın cehennem", "tulum giysinler" demesi üzerine, "Nedense bazıları tulum giyme olayına farklı bakıyor burada tulum giysin diyenler var. Bir oylama burada demokratik olarak yapmak lazım." diye konuştu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x