Bazı hastalıklar nedeniyle, bu organı
işlev yapamaz hale gelen kişilerin uzun dönem yaşama şansları olmadığı gibi, tek
tedavi seçeneği, organ nakli oluyor. İlaçlar sadece karın şişliği kanama
vücutta sıvı toplanması gibi klinik belirtileri düzeltiyor. Halen karaciğer
fonksiyonlarını yerine koyacak bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Karaciğer
fonksiyonlarını yitirdikçe hastalar kaybediliyor. Ne yazık ki ülkemizdeki organ
nakli bilincinin, organ bekleyen tüm hastalara umut olmaktan uzak olduğunu
anlatan Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Organ Nakli Merkezi Genel
Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, “Organ nakli bekleyen hastalarımızın
çoğu hayatını kaybediyor. Oysa beyin ölümü tespit edilenlerin organları
bağışlansa 4-5 yıl içinde ülkemizde organ nakli bekleyen hasta kalmaz, kronik
organ yetmezliğine bağlı ölümler de son derece az olur” diye bilgi veriyor.
Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, her yıl karaciğer bekleyen çocuk hastalara uygun
organ bağışı sıkıntısı olduğunu, mecburen ailelerin riskleri göze alarak verici
olduğunu ve çoğu çocuk için canlı vericili nakil dışında şans olmadığını belirtiyor.
İLK
BAŞARILI NAKIL 45 YIL ÖNCE YAPILDI
Türkiye’de yapılan ilk başarılı organ
naklinin üzerinden 45 yıl geçti. Bu sürede Türkiye, organ naklini en başarılı
gerçekleştiren, yüksek kalite ve gelişmiş teknik alt yapısıyla öne çıkan bir
ülke haline geldi. Ancak organ nakli bilinci, ihtiyaç duyan hastaları sağlığına
kavuşturacak düzeye ulaşmadı. “Ülkemizde yılda ortalama 50-100 arası kalp,
30-40 arası akciğer, 3 bin 500’ün üzerinde böbrek, bin 700 karaciğer ve 3 bin 800
kornea nakli yapılıyor” diyen Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, şöyle devam ediyor:
“Karaciğer ve böbrek nakillerinin bu
kadar ileri seviyede yapılmasına karşın diğer nakil sayılarının son derece
yetersiz olmasının en önemli sebebi, kadavra bağış oranlarının yetersizliği.
Böbrek nakillerinin yüzde 80’i, karaciğer nakillerinin yüzde 75’i canlı
vericiden yapılıyor. Ancak diğer nakil türleri için kadavra bağışı gereklidir. Halen
beyin ölümü tespit edilen hasta sayısı yılda 2 binin üzerinde. Ancak sadece 25’inde
aile organ bağışına izin veriyor.”
Organ bağışında canlıdan yapılan ameliyatların daha zor
olduğuna değinen Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, “Yaşarken herhangi bir sağlık
probleminiz olmamasına rağmen, yakınınızı, sevdiğinizi kurtarmak için ameliyat
olmayı göze alıyorsunuz. Ameliyatlar çok başarılı yapılsa bile verici olan
kişiler için binde birlik hayati risk bulunuyor. İnsanlar yaşarken sevdikleri
için bu riski göze alıyor, ancak öldükten sonra organ bağışına çekimser
yaklaşabiliyor” sözleriyle yaşanan durumu özetliyor.
COVID-19
DA OLUMSUZ ETKILEDI
Halen ülkemizde bin 800 kişinin karaciğer
için beklediğini, hastaların büyük kısmının beklerken hayatını kaybettiğini ve
diyaliz gibi tedavi seçeneği olan hastaların bekleme listelerinin ise 25000’li
rakamlara ulaştığını belirten Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, tüm beyin ölümlerinde
organ bağışına izin verilmesi halinde Türkiye’de 4-5 yıl içinde nakil bekleyen
hasta kalmayacağına ve kronik organ yetmezliğine bağlı ölümlerin de son derece
az olacağına dikkat çekiyor. Kalp akciğer gibi hayati organlar canlı vericiden
yapılamadığı için de bu hastaların zaten bekleme listesine bile giremeden
hayatını kaybettiğini belirtiyor. Yaşadığımız Covid-19 süreci de organ bağışını
azaltan önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Virüsün organlara verdiği
hasarın tam olarak bilinememesinin yanı sıra nakil planlanan hastalara bulaşma
riski de henüz bilinmediği için hem organ bağışında hem de organı kabul etmede
daha fazla sıkıntı yaşanıyor. Ve gene yoğun bakım ünitelerinde Covid-19’a bağlı
yoğunluk olması, bu olumsuzluğa zemin oluşturuyor.
ARTIK
BEBEKLERE DE NAKIL YAPILIYOR
Türkiye’de yapılan karaciğer nakillerinin yüzde 10’luk kısmını çocuk hastalar oluşturuyor. Her yıl yaklaşık 500 çocuk karaciğer nakli bekliyor, ancak sadece üçte birine yeni bir karaciğer bulunabiliyor. Ancak gelişen ameliyat teknikleri çocukların nakil için büyümelerini gerektiren süreyi azaltıyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu, “Bundan birkaç yıl önce bizim için hayal olan ameliyatları gerçekleştiriyoruz. Artık bebeklere de organ nakli yapabiliyoruz. 10 kilodan daha zayıf olan çocuklara organ naklinde zorlanırdık. Bu çocukların büyümelerini beklerken bazıları hayatını kaybediyordu. Cerrahi teknik ve tıbbı gelişmelerin sayesinde 4-4.5 kilo ağırlığındaki bebeklere rahatlıkla karaciğer nakli yapabiliyoruz. Bu bebeklerimiz hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor” diye konuşuyor.
YORUMLAR