Türkiye’nin organ naklinde en başarılı cerrahlarından
biri olan Prof. Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu memleketi Kahramanmaraş’a gelerek Tıp
Fakültesinde göreve başladı. Göreve hızlı başlayan Yüzbaşıoğlu 1,5 ay
içerisinde 5 hastaya nakil yaparak sağlığına kavuşturdu.
Yaptıkları nakillerin 4’ünün kadavradan yapıldığını
Gaziantep’ten gelen bir hastasının ise canlı donörden alınarak nakil
yapıldığını dile getiren KSÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesine konuştu.
5 NAKİL YAPTIK ,
BEKLEYEN İKİ NAKİL DAHA VAR
Şuan fakülte hastanesinin nakil yapmak için bütün
olanaklarının olduğunu belirten Yüzbaşıoğlu; “5 nakilden sonra şu an bekleyen
iki tane canlı nakil daha var. Hedefimiz yıllık 50’ye ulaşmak. Normalde Türkiye’de
ilk beşe girecek nakil merkezinin yıllık elli tane yapması gerekiyor. Sanko
Hastanesindeyken elli- altmış arası yapıyorduk. İlk sene belki elli rakamına
ulaşamayabiliriz. Ama otuzlu rakamlara mutlaka ulaşırız diye tahmin ediyorum.
İşte bunda bizim sivil toplum örgütleriyle olan ilişkimiz, diyaliz
merkezleriyle olan bağlantılarımız, onlarla olan diyaloglarımız bu sayıları
arttırır.” Dedi.
BEKLEME LİSTESİNE
KAYIT OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
Bekleme listesine hakta ne kadar çok kayıt olursa o kadar bölgedeki
kadavralardan çıkan böbreklerin Kahramanmaraş’taki diyaliz hastalarına nakil
yapılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu; “
Ben Sanko Hastanesinde görev yaparkene Kahramanmaraşlı
hastalar orada çok fazla kayıtlıydı ve orada hemşerilerimize çok nakil yaptık.
Şimdi ise kendi memleketlimizde yapmayı istiyoruz. Bunun için hastalarımız
mutlaka bekleme listesine kayıt olmalı. Ne kadar çok hastayı kurtarabilirsek
bizim için bir gurur kaynağı oluyor. Bu
yıl için otuz tane nâkile ulaşmamız zor değil ama elliyi belki biraz
zorlayabiliriz. Dediğimiz gibi destekler devam ederse şu an başarı olarak da
iyi sıkıntılı bir durum yok.
DONANIM OLARAK
FAKÜLTEMİZ İY İDURUMDA
Üniversite olarak bina ve fiziki şartlar iyi diğer
eksiklerde ufak tefek ilaç vs olan eksiklerde gideriliyor. Yönetim yardımcı
oluyor. Ufak tefek sorunlar halledilirse
liste artarsa dışarıya kayıt olacak hastalar buraya kayıt olursa o zaman ne
kadar çok kayıt olursa böbrek gelme ihtimali artıyor.” Dedi.
Kahramanmaraş’ta bine yakın böbrek hastası olduğunu bunan
sadece yüzde 20’sinin bekleme listesine kayıtlı olmasına şaşırdığını dile getiren
Yüzbaşıoğlu; “Sekiz yüz hasta nerede? Sekiz yüz hastanın hadi iki yüzü de Antep
‘e, Adana’ya Ankara’ya, İstanbul’a kayıtlı olsun bu geri kalan altı yüz hasta
nerede? Şimdi bu altı yüz hastanın mutlaka kayıtlı olması ve bunların
bilinçlendirilmesi lazım.
Türkiye’de böbrek yetmezliği olan 50 bin hasta var,
bekleme süresine kayıtlı sayı ise 20 bin civarında. Bizdeki orana bakarsanız Türkiye
genelinden çok çok düşük. Mutlaka hastaları bilinçlendirmek ve organ bekleme
listesine kayıt yaptırmak gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
BURADAN ÇIKAN
BÖBREK BURADA KALIR
Organ nakline kayıt olan hastalara anında da böbrek
çıkabildiğine dikkat çeken Yüzbaşıoğlu, Kahramanmaraş’ta kadavradan çıkan ilk
böbreğin taliplisi Kahramanmaraş olduğunu, onun için kayıt listesini artırmaya
çalıştıklarını dile getirdi. Ayrıca Yüzbaşıoğlu Adana, Adıyaman, Hatay,
Kayseri, Mersin ve Osmaniye gibi illerde kadavradan çıkan böbreklerinde
Kahramanmaraş’a gelebileceğini ifade etti.
HASTA KAYIT
OLDUKTAN İKİ GÜN SONRA NAKİL OLDU
Kahramanmaraş’ta bir hastaya kayıt olduktan iki gün sonra
bir kadavradan nakil yapıldığını da hatırlatan Yüzbaşıoğlu; “bir hastamız iki
gün önce kayıt olmuş. Bize de yoğun bakımdan bir hastanın beyin ölümünün
gerçekleştiğini bildirdiler. Ve hasta sahipleri bağış yaptı. Onu da biz aktive
ettik. O hastamıza naklini gerçekleştirdik. Hem listemize çok kayıtlı hasta
olup hem de beyin ölümü gerçekleştiren hastalarımızın organlarını bağışlarsak
ben naklimizin en az yüzde 10’unu böyle karşılayacağımıza inanıyorum.” dedi.
DİYALİZ HASTALARI
ARTIK BİLİNÇLİ
Diyaliz hastasının nakil olmadan kurtulma şansının
olmadığını da hatırlatan KSÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Fatih Yüzbaşıoğlu, diyaliz hastalarının artık daha bilinçli olduğunu
söyledi. Yüzbaşıoğlu şöyle konuştu; “Eskisi gibi değil insanlar bilinçlendikçe
bu haberleri okudukça iyi sonuçları gördükçe onlarda bilgilendikçe mecburen o
değişime diyaliz merkezleri de ayak uydurmak zorunda kalıyor. Yani bir hasta
gidip oraya ben nereye kayıtlıyım? diye sorduğunda cevap verebilmeli. Hastalar
bunu derse ben bir yere kayıtlı mıyım? Beni kayıt ettirecek misiniz? Ben
bekleme listesine girsem organ çıkar mı? Her şeyi birinden beklemek doğru
değil.
Dünya literatürüne
baktığınızda kadavra mı daha çok yoksa canlı mı?
Amerika’da
Avrupa’da bu oran kadavra fazla. Ama ülkemizde kadavra bağışı yeterli olmadığı
için canlı sayısı fazla. Ülkemizde canlının fazla olmasının sebebi; akrabalık
ilişkilerinin çok iyi olması. Yani nasıl bizde şehitlik mertebesi manevi bir
durumsa bu da öyle. Yani bir kişi yakının rahatsızlığını gidermek için bir şey
varsa canını bile veriyor. Bizim bu
ilişkilerimizi Avrupalılardan Amerikalılardan ayıran şey manevi birliktelik ve
akrabalık ilişkilerinin güçlü olmasıdır. Sağlıklı bir insan böbreğini
verebilir, bu durum böbreğini verenin sağlığını etkilemez. Bir zararı yok ömrünü tamamlayabiliyor sanki
iki böbrekliymiş gibi. İki böbrekli bir insanda bile hastalık başlarsa ikisi aynanda zarar görüyor, yani ilk önce
birisini motor kapatıp ikinci motor çalıştırma gibi bir durum yok motor durunca
ikisi birden duruyor. Dolayısıyla ha tek ha çift. Biri yetiyor.
BÖBREKLERİNİZİ
RAHATLIKLA VEREBİLİRSİNİZ
Böbrek hastalığıyla ilgili böbreğinizi rahatça
verebilirsiniz onda bir sıkıntı yok. Hatta şöyle adam tek böbrekli dünyaya
geliyor o adam da sorunsuz yaşıyor. Zaten bu çalışma yapılmış. Yani böbreğini
verenler 40-50 sene takip edilmiş. Ömrü boyunca takip edilmiş. Sorun yaşamadığına
kanaat getirdikten sonra bu işin devamı gelmiş. Yani bizim dediğimiz bir şey
değil bu zaten bunu Avrupalı Amerikalı bilimsel olarak kanıtlamış.
Kanıtlandıktan sonra zaten canlı yapılabilir demişler
Ayrıca organ naklinin de artması lazım.insanların toprak
olacak organlarının bağışlanması lazım. Yani toprağa gömeceğini onu gömmeden
önce bir hayır işlemesi lazım. Son hayrını bu şekilde yapması lazım. Sevap
kazanması lazım.
BEKLEME LİSTESİ
HASTALAR İÇİN BÜYÜK BİR LÜTUF
Bekleme listesine kayıt olmak insanların kendisi için
büyük bir lütuf. Yani sizin devlet eliyle, sağlık bakanlığının kanalıyla bir
böbrek bulunuyor ve sizden hiçbir karşılık beklenmiyor. Ne ameliyatınız için,
ne bu gelecek böbrek için bir bedel isteniyor. Böyle bir şans varken diyalize
girmek intihar etmekten farklı bir şey değil. Diyaliz iyi bir tedavi seçeneği
yani karaciğer hastasıyla böbrek hastasını karşılaştırdığınız zaman böbrek
hastası bir adım öne çıkıyor. Çünkü diyaliz şansı var. Karaciğer hastası öyle
değil. Karaciğer rezervi bittiği zaman ölüyorsunuz. Benim 18-20 senelik
hastalarım var. 20 senelik hasta olabilir ama ortalama ömür ne? 11 sene. Yani
diyalize başladınız ortalama 11. senede sizin ölme ihtimaliniz çok yüksek. Bu
süre aşağıda olabilir yukarı da olabilir. Yani şimdi nakil olup eğer bu yaşama
şansınızı işte damarlarınızın etkilenmesini birçok şeyi engelleyebiliyorsanız
niye nakil olasınız? Listeye kayıt olup da hiç beklemediğiniz bir anda bir
böbrek çıkması büyük bir şans olur ve bunu değerlendirmek lazım.
İL DIŞINDAN DA
HASTALARI GELİYOR
Ben Antep'teyken Adıyaman, Urfa, Mersin, Adana dâhil
hastalar geliyordu bize. Yani daha çok canlı nakil için geliyorlardı. Listeye
kayıt olan hastalar da vardı. Listeye kayıt olma işi insanların doktorla olan
ilişkisi de önemli. O ilişkiler iyi olduğu için bu hastalar geliyordu. Ama ilk
önce bizim kendi ilimizi halletmemiz gerekiyor.
Yani senin kendi ayağının dibinde böyle bir imkânın var sen bunu
kullanmıyorsun. Ankara, İstanbul'a gitmek için uğraşıyorsun kendi kendini zora
sokuyorsun, başka bir şey değil.” HABER:
ZEKİ DEMİR
YORUMLAR