“Hiçbir ülkenin tek başına Suriye sorununu çözme kabiliyeti...

“Hiçbir ülkenin tek başına Suriye sorununu çözme kabiliyeti yok”

Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği "Anadolu Sohbetleri" programına katılarak gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri'nin sorularını yanıtladı.

21 Eylül 2018 - 04:24

Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Anadolu Yayıncılar Derneği'nin düzenlediği "Anadolu Sohbetleri" programında gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileri'nin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin uluslararası ekonomik bir saldırı süreciyle karşı karşıya kaldığını, bu sürecin zaman zaman hızını artırarak veya yavaşlatarak devam ettiğini belirtti.

Kurtulmuş, bu operasyonun sadece Türkiye'ye karşı değil, Türkiye üzerinden bütün ülkelere, özellikle gelişmekte olan ülkelere verilen bir mesaj olduğunu vurgulayarak, "'Tarafınızı seçin. Benden yana mısın, benim karşımda mısın' mesajıdır. Öyle görünüyor ki bu küresel ölçekteki ticaret savaşları, ekonomik savaşlar devam ettiği oranda Türkiye üzerindeki bu gerilim de sürdürülmek istenecektir." diye konuştu.

"Vekalet savaşını tek başına hiçbir ülkenin kazanma ihtimali yok"

Ortadoğu'daki vekalet savaşlarına değinen Kurtulmuş, "Bu savaşı tek başına hiçbir ülkenin kazanma imkan ve ihtimali yoktur. Bunun vermiş olduğu gerilim de Türkiye'yi ciddi şekilde etkiliyor." değerlendirmesini yaptı.

 Döviz kuru üzerindeki operasyonların hafifletilmesine gayret edildiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Ana nokta; tezgahı dağıttırmamaktır.1997 Uzak Doğu Asya krizinde ve 2009 Avrupa'daki finansal krizde ortaya çıkan bir gerçek var. Ülkeler bundan etkilendi ama tezgahını dağıttırmayan ülkeler, nihayetinde sonuçtan bir şekilde karlı çıktı ve yollarına devam etti. Bizim de esas odak noktamızın bu olması gerektiğini düşünüyorum. Biz tezgahımızı dağıttırmamalıyız, fabrikalar kapanmamalı, KOBİ'lere ciddi destek verilmeli. Bunu yapabilirsek, bu süreçten karlı çıkacağımızı, Türkiye ekonomisinin güçlenerek çıkacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin Rusya ile  Soçi'de sağladığı mutabakatın son derece anlamlı ve değerli olduğunu belirterek, "İdlib konusunda herkesin odaklanması gereken konulardan biri de yapılacak provokasyonlara karşı tedbirli ve uyanık olunması mecburiyetidir." dedi.

En ağır çatışma ortamında dahi diplomasi kanalının açık tutulmasının önemine değinen Kurtulmuş, İdlib konusunda varılan mutabakatın da bunun göstergesi olduğuna işaret etti.

Suriye'de barış sürecine gidilmesinin zaruri olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Hiçbir ülkenin, ne Amerika ne Rusya ne başka ülkenin tek başına Suriye sorununu çözme kabiliyeti yoktur. Ülkelerin bunu acı faturalarla anlamış olması önemli." diye konuştu. 

"İlişkilerin geliştirilmesinin hem bize hem AB'ye katkısı olacak"

Avrupa Birliği ile olan ilişkilerin geliştirilmesinin hem Türkiye hem de Avrupa Birliğine katkısı olacağını kaydeden Kurtulmuş, "Biz de karşılıklı pozisyonlarımızı biliyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği tam üyelik perspektifini ortaya koysa da çok yakın dönemde Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi asla tam üye olarak kabul etmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Onlar da biliyor. Türkiye Avrupa ilişkileri, karşılıklı bilmemezlikten gelerek sürdürülebilecek boyutları çoktan geride bıraktı." ifadelerini kullandı.

"Yasa dışı göçün önlenmesi konusunda ortak politika geliştirme mecburiyeti", "Türklerin Avrupa'da vizesiz dolaşma hakkının verilmesi" gibi konu başlıklarına değinen Kurtulmuş, bunların kısa sürede sonuç alınacak meseleler olduğunu bildirdi.

"Türkiye tek bir ittifaka mecbur ve mahkum değildir"

Türkiye ve Çin'in karşılıklı stratejik ortaklık adımlarını geliştirme potansiyelinin, her geçen gün güçlendiğini belirten Kurtulmuş, bu konudaki sonuçların orta vadede, en erken 4-5 yıl içinde alınabileceğine işaret etti.

Rusya ile iş birliğinin geliştirilmesinde de sonuçların orta vadede alınabileceğini anlatan Kurtulmuş, "Zor bir süreçteyiz ama çaresiz değiliz. Türkiye tek bir ittifaka mecbur ve mahkum değildir. Çok farklı kartları tutabilecek yeteneğimiz ve imkanımız olduğunu düşünüyorum. Cesur, kararlı, rasyonel politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bunları ortaya koyduğumuz takdirde Allah'ın izniyle bu süreçlerden Türkiye'nin başarıyla çıkacağını ümit ediyorum." yorumunu yaptı.

Bir basın mensubunun Soçi Zirvesi'nde yapılan anlaşma çerçevesinde Rusya ve Türkiye'nin İdlib'de devriye gezeceğinin hatırlatılması ve bu nedenle bölgedeki grupların temizlenmesi gerektiğini ifade etmesi üzerine Kurtulmuş, "Önce şunu söylemek lazım, oraya giden unsurlar, Türkiye üzerinden oraya gitmediler." diye konuştu.

Bu örgütlerin her birinin arkasında asıl sahipleri, istihbarat birimlerinin bulunduğunun aşikar olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Hızlı bir şekilde buranın sivilleşmesini sağlamak lazım. Bu, Türkiye'nin tek başına yapacağı bir iş değil. İdlib'in bir şekilde sivilleşmesi sağlanacaksa burada herkese büyük sorumluluk düşüyor. Türkiye, bu konuda her türlü yakın iş birliğine, temasa hazırdır." ifadelerini kullandı. 

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz'ın istifasının hatırlatılması üzerine de Kurtulmuş, "Olmuş, bitmiş bir iş. Sayın Belediye Başkanımız istifa etti." değerlendirmesini yaptı.

"İttifak konusunda konuşulmuş bir şey yok"

Yerel seçimde AK Parti'nin MHP ile ittifak etmesi konusunda Kurtulmuş, "İttifak konusunda konuşulmuş bir şey yok. Atılmış bir adım yok. Bu sadece ortada bulunan bir söz ya da temenni diyelim." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin en büyük özelliğinin Türkiye'nin her bölgesinde iddialı bir şekilde seçime girmesi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, partinin bu karakteristiğinin yerel seçimde daha çok arttığını vurguladı.

AK Parti'nin yerel seçimler için adaylarında, "adalet, tevazu, ehliyet, liyakat, millete sadakat sahibi" olma kriterlerini aradıklarını hatırlatan Kurtulmuş, "Her yerde en doğru adayı bulup, milletten en çok oy alabilecek, milletin gönlüne girebilecek adayları tespit edeceğiz. Ana stratejimiz budur." diye konuştu.

"AK Parti için stratejik bir adım değil"

Numan Kurtulmuş, yerel seçimlerde ittifak konusuna ilişkin, "İttifak meselesi AK Parti için stratejik bir adım değil, gelişmelere bağlı olarak, seçimlere dönük taktik bir adım mahiyeti kazanıyor. Şu an itibarıyla ittifak meselesi şöyle mi olur, böyle mi olur, bunları konuşmanın erken olduğunu düşünüyoruz. Biz kendi hazırlıklarımızı tamamlıyoruz." ifadesini kullandı.

Geçen hafta Seçim Strateji Heyeti Toplantısına başladıklarını bildiren Kurtulmuş, bugün ikinci toplantıyı gerçekleştireceklerini açıkladı.

AK Parti için ittifak meselesinin stratejik bir konu olmadığına değinen Kurtulmuş, Türkiye'nin bütün bölgelerindeki seçimi en olumlu şekilde etkileyecek bir durum ortaya çıkarsa bunların değerlendirilebileceğini kaydetti.

AK Parti'nin seçimden nasıl kazançlı çıkacağına bakacağını bildiren Numan Kurtulmuş, "Bizim parti kadar önemli gördüğümüz hususlardan bir tanesi de Türkiye'nin geleceğidir." dedi.

"İş Bankası hisseleri kamuya devredilmeli"

CHP'nin İş Bankası'ndaki hisselerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Demokraside partiler eşit bir mücadele veriyorsa, hiçbir partinin, kendisinden kaynaklanmayan bir gücü kullanarak, siyaset yapmasının doğru olmadığını düşünüyorum. O anlamda İş Bankası hisselerinin kamuya devredilmesinin en doğru yol olduğu kanaatindeyim." diye konuştu.

"Kaldı ki Cumhuriyet Halk Partisi şöyle bir mazeretin arkasına sığınamaz, 'Rahmetli Atatürk'ün mirasıdır ondan dolayı onun partisinin böyle bir sembolik katılımı vardır' sözünün de doğru bir mazeret olmadığını düşünüyorum." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Atatürk zamanında bir tane parti vardı. O parti de devlet partisiydi. Birkaç tane parti var da bu partilerden bir tanesine tercihte bulunmuş değil. O günün şartları içerisinde tek parti var, devletin kurucusu olan parti. Dolayısıyla mirasında böyle bir şey ortaya koymuş olabilir. Bu parti tercihi anlamına gelmez. Aslında vasiyetteki tercih de bir devlet tercihidir. Devletin elinde kalsın tercihidir. Bunların değerlendirilmesi lazım. CHP'nin de bundan çok fazla alınmadan bu sürece olumlu katkıda bulunması lazım."

"Ortak platform oluşturulacak"

Yeni sistemle birlikte parti grubu ve bakanlar arasındaki ilişkinin nasıl olacağı ve kendisinin burada nasıl bir rol üstleneceğine yönelik soruya Kurtulmuş, "Görünen o ki üç alan birbirinden ayrı olacak. Hükümet, parlamento ve siyasi parti. Sayın Cumhurbaşkanımız üç alanın da başındaki kişi olarak, bir maestro gibi bu dönemde bu üç alanda yönetecek yönlendirecek." ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin çok etkin rol oynayacağını ifade eden Kurtulmuş, hükümet ile parlamento grubu arasındaki ilişkiyi partinin düzenleyeceğini bildirdi.

AK Parti'nin 6-7 Ekim'de Kızılcahamam'da gerçekleşecek kampın hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, bir yasanın hazırlanması noktasında ortak platformlar oluşturacaklarını açıkladı.

AK Parti Genel Başkanvekilliğinin üzerine önemli bir sorumluluk düşeceğine vurgu yapan Kurtulmuş, "Parti olarak bu farklı birimlerimizin koordinasyonu, ortak bir siyasi eğilimin oluşturulması ve yapılacak işlerde en güzel şekilde yapabilmemiz açısında istişare zeminlerini oluşturacağız. Mesela Kızılcahamam kampı bunlardan birisi ama çok geniş bir istişare zemini. Tek tek her olayla ilgili bunları geliştirerek, meclis grubuyla, hükümetin son derece uyumlu çalışmasını sağlayacağız." dedi.

"Bu millet kibir kuleleri gibi milletin ortasında dolaşan insanlardan haz etmiyor"

Yerel seçimlerde parti yönetiminden, milletvekili grubundan ya da Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nden bazı isimlerin aday olarakgösterilip gösterilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Numan Kurtulmuş, "Bu seçim Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Partikurumsal kimliğinin adayları taşıyacağı bir seçim olmayacak. Tam tersine adaylar partiyi, partinin kurumsal kimliğini yukarı taşıyacaktır. Olay belli, bu insanların mutlaka tevazu içerisinde olması lazım. Bu millet kibir kuleleri gibi milletin ortasında dolaşan, insanlara tepeden bakan insanlardan haz etmiyor." yanıtını verdi.

Makamların, mevkilerin insanları bir şekilde kibir sahibi kılmış olabileceğini kaydeden Kurtulmuş, "Tayyip Erdoğan'ın siyasetteki en büyük başarısı nedir? Dizini kırarak fukara sofrasına halkın sofrasına oturabilme becerisini göstermesi, bunu da gönülden yapması. Yani bir siyaset olsun diye değil, karşı tarafın gönlünü kazanmak için değil." ifadesini kullandı.

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Adalet duygusu son derece güçlü. Bu adam adil bir adam ya da bu hanımefendi adil bir hanımefendi. Bu geldiği zaman tamam şehrimizde en ufak bir yanlışlığa haksızlığa müsade etmez. Bu algının mutlaka insanlarda olması lazım. Ehliyet sahibi olması lazım. Bu işi yapabilecek beceriye, birikime, niteliklere sahip olması lazım, liyakat sahibi olması lazım ve sadakat sahibi olması lazım. Sadakat da felancaya, filancaya değil, sadakat da millete sadakattir. Biz FETÖ dolayısıyla sadakat meselesinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Felanca sözde hocaya ya da felanca locaya sadakat değil kastımız, bizatihi millete sadakat. Millete sadakat sahibi olan insanlar, bu özellikler üzerinden zaten bu özellikleri söyleyip konuşmaya başladıkça buna uygun olmayan aday profilleri de kendiliğinde bir şekilde elenmeye başlar. Sonunda ete kemiğe bürünür."

"Parti bulup teklif götürür"

AK Parti ile ilişkisi olmayan başarılı isimlerin aday gösterilip gösterilmeyeceğine yönelik bir soruya Kurtulmuş, "Olabilir. Bu özelliklere sahip olan insanlar aday adayı olarak ortaya çıkarlar ya da bazılarına parti bulup teklif götürür. Dolayısıyla tabii ki böyle bir şey olabilir ama partimizin içerisinde de son derece tecrübeli değerli bu vasıflara uygun çok sayıda insan var." cevabını verdi.

"Zamanında yanlış tercihler mi yapılmış?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Yanlış tercihler demeyelim de şöyle söyleyelim. Dünya hayatı bir imtihan her alanda. Siyasetçi için de gazeteci için de imtihan. En büyük imtihanlardan bir tanesi de makam mevkilerdir. Makam mevkileri sahi zannederseniz, makam mevkiler sizi ayakları altında parçalar. Dolayısıyla buradaki esas uyarımız budur." yanıtını verdi.

İnsanoğlunun şeffaf olduğunu kaydeden Kurtulmuş "Hangi elbiseyle hangi tavır ve tarzla hangi birtakım öğrenilmiş davranışla içinizdekini saklasanızda görünür, İnsanoğlu şeffaftır. Bizim genel tavsiyemiz, temennimiz bu uyarıdır. Tabii bu anlamda iktidarın, gücün vermiş olduğu bir yıpratıcılığın da söz konusu olduğunu ifade etmek isterim." dedi.

"Aralık sonu bitirmiş oluruz"

Seçim takvimine ilişkin de Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:  "Aralık sonu veya ocak başı gibi en geç bütün her şeyimizi bitirmiş oluruz. Aday tespitlerimizi, Kampanyamızın ana çerçevesi belli olur. Seçime ilişkin burada aklımıza gelebilecek soruların hepsi bir şekilde çözülmüş olur. Bize de en az üç net ay kalır ki bu da bir seçim kampanyası için oldukça iyi bir süreç. Hatta uzun bir süredir. Biliyorsunuz 24 Haziran'ı 40 günde yaptık. Yerel seçim olduğu için biraz daha fazla yerelde adayların kendilerini tanıtması lazım. Biz bir genel olarak tabii ki bir konsept üzerine duracağız. Her bir seçim çevresi için ayrı seçimin özellikleri var. Tek tek aday onun için çok önemli hale geliyor. Her seçim çevresinde en çok oyu alabilecek adayı bulmamız lazım." 

"Bu gizli örtülü ittifakın açık bir göstergesidir"

24 Haziran'da CHP'nin kalesi olarak görülen ilçelerde HDP'nin çok yüksek oy aldığını anımsatan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu gizli örtülü ittifakın açık bir göstergesidir. Yani önümüzdeki dönemde bu anlamda belki geçen sefer yapılan bu ittifaklar farklı bir şekilde 'AK Parti seçimi kazanmasın' diye önümüze gelecek olan meselelerdir. Bunların hepsi zaman içerisinde şartların olgunlaştıracağı konulardır. Şu anda bizim yoğunlaştığımız mesele gereğinde olabilir, bu konuşulabilir bu ayrı bir şey ama sonuçta bizim AK Parti olarak her yerde seçimi alabilecek kararlılıkla çalışmayla programla kampanyayla adaylarımızı ortaya çıkarmak mecburiyetimiz var. Bunu yapmaya gayret ediyoruz. Esas durum o değildir. Esas durum her partinin kendi kuvvetli adaylarıyla seçime girmesi çünkü yerel seçim bu. Özellikleri farklı olan bir seçim. Ama şartlar gerektirir böyle bir durum karşımıza çıkarsa, bu tabiki konuşulur, müzakere edilir. Partiler arasında müzakere edilir diye düşünüyorum." 

"Milletin vakit kaybetmediği bir iç tüzüğe ihtiyacımız var"

Numan Kurtulmuş, iç tüzük çalışmasına ilişkin de "Meclis'i hem güçlü kılacak hem de milletin vekillerinin orada lüzumsuz yere uzun süre vakitler kaybetmesini önleyecek bir iç tüzüğe ihtiyacımız var. Müzakerenin en iyi şekilde yapıldığı, medeni bir şekide yapıldığı en üst siyasi üslupla nezaket içerisinde yapıldığı ama sonuçta parlamentoda da bu tartışmalardan kavgalardan tabirimi mazur görün 'didişmelerden' dolayı milletin vakit kaybetmediği bir iç tüzüğe ihtiyacımız var." diye konuştu.

Tecrübe çerçevesinde bütün siyasi partilerle bunlar paylaşılarak Meclis iç tüzüğünün gündeme geleceğini belirten Kurtulmuş, "Meclis'in ilk işlerinden birisi de budur. Önümüzdeki dönemde bunu bir an evvel bunu Meclis'ten geçirmiş olacağız." bilgisini paylaştı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x