- "Ülkemizde 60 yaşın üzerindeki insanların yaklaşık
yarısı hipertansiyon hastasıdır. Toplam yüksek tansiyonlu hasta sayısı ise
ülkemizde 7-8 milyon civarında."
- "Tedavinin başarılı olmasında eğitimin önemi
büyüktür. Hipertansiyon tedavisinde temel amaç, kalıcı hasar ve ölüm riskini
azaltmak ve hastanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlamaktır."
Medicana Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Keskin, hipertansiyonun böbrek, kalp-damar hastalıkları, felç ve görme kaybına yol açabildiğini belirterek, "Tedavi edilmezse yaşam süresini 10-20 yıl kısaltabilir. Tuz tüketiminin fazla olduğu toplumlarda kan basıncı yüksekliği daha sık." ifadesini kullandı.
Medicana Bahçelievler Hastanesi'nden yapılan açıklamada,
hipertansiyonun toplumda yaygın olarak görülen ancak hastalar tarafından çok
iyi tanınmayan bir hastalık olduğu belirtildi.
Doğru ve yeterli tedavi ile hastalığın vücuda verebileceği
zararların önlenebileceği veya en aza indirilebileceği aktarılan açıklamada,
hastalık konusunda iyi bilgilendirilmemenin çoğu kez hastalarda gereksiz
endişelere, yapılan önerilere tam uymamaya, hatta ilaç tedavisini düzensiz
kullanmaya neden olduğu kaydedildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medicana Bahçelievler
Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Keskin, hipertansiyonun çok sık
karşılaşılan bir hastalık olduğunu belirterek, "Hipertansiyon tanısı için
büyük ve küçük tansiyondan birisinin normalden yüksek olması yeterlidir.
Erişkinlerin, en yaygın uzun süreli hastalığıdır. Hipertansiyonun yaygın
olmasının yanı sıra kalıcı sakatlıklara ve ölümlere yol açması önemini
artırmaktadır. Hastaların önemli bir kısmının kan basıncı yüksekliğinin farkında
olmaması hastalığın önemini daha da artırmaktadır." ifadelerini kullandı.
Hipertansiyonun böbrek, kalp-damar hastalıkları, felçler
ve görme kaybına yol açabildiğini aktaran Keskin, "Tedavi edilmezse yaşam
süresini 10-20 yıl kısaltabilir. Tuz tüketiminin fazla olduğu toplumlarda kan
basıncı yüksekliği daha sıktır. Ülkemizde 60 yaşın üzerindeki insanların
yaklaşık yarısı hipertansiyon hastasıdır. Toplam yüksek tansiyonlu hasta sayısı
ise ülkemizde 7-8 milyon civarındadır." değerlendirmesinde bulundu.
"HİPERTANSİYON
SİNSİ BİR HASTALIKTIR"
Fatih Keskin, hastaların önemli bir kısmında
hipertansiyonun sinsi bir seyir izlediğini, hiçbir belirtisinin bulunmadığını,
bu hastalarda hipertansiyon tanısının sadece rastgele kan basıncı ölçümü ile
mümkün olduğunu, bu nedenle hipertansif olmasa bile tüm hastaların yılda en az
1-2 kez kan basıncını ölçtürmesi gerektiğini kaydetti.
Hipertansiyonun başlıca belirtilerinin; baş ağrısı, baş
dönmesi, sersemlik hissi, çarpıntı, nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk, burun
kanaması, kulaklarda çınlama, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok
sık idrara çıkma, gece uykudan uyanıp idrar yapma ve bacaklarda şişlik olduğunu
aktaran Keskin, "Kan basıncının çok yükseldiği durumlarda çift görme,
dilde peltekleşme, yüzde veya vücutta karıncalanma olabilir. Bu belirtilerin
hiçbirisi hipertansiyona özgü değildir, başka hastalıklarda da
izlenebilir." ifadelerini kullandı.
İnsan vücudunda tüm organ ve dokularda damarlar
bulunduğunu, su borularında basınç artışının tıkanma ve patlamalara yol açması
gibi, hipertansiyonun da damarlarda patlamalara ve tıkanmalara yol açtığını
belirten Keskin, tüm organ ve dokuların damarlarla beslenmesi nedeniyle
hipertansiyonun tüm vücudu etkileyebildiğini vurguladı.
Keskin, hipertansiyondan en çok etkilenen organların
kalp, beyin, böbrekler, atardamarlar ve gözler olduğunu, hipertansiyonun, bu
organları etkileyerek kalıcı sakatlıklara ve ölümlere yol açabildiğini
bildirdi.
"TEDAVİNİN
BAŞARILI OLMASINDA EĞİTİMİN ÖNEMİ BÜYÜK"
Medicana Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı
Dr. Keskin, şu uyarılarda bulundu:
"Tedavi edilmemiş yüksek kan basıncı sizi kalp ve böbrek
hastalıkları ve ileri dönemde gelişebilecek inme açısından büyük risk altına
sokmaktadır. Ancak iyi haber şu ki; hipertansiyon, etkin şekilde yönetilip
doğru tedavi uygulandığında kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır. Bu
şekilde, organ hasarları ve hipertansiyonun zararlarından önemli ölçüde
korunmanız mümkündür. Hipertansiyon tedavisinin başarıya ulaşması için
hastalığın kabullenilmesi gerekir. Yüksek kan basınçlı hastalar
hipertansiyonlarının farkında oldukları için sevinmelidirler.
Tedavinin başarılı olmasında eğitimin önemi büyüktür.
Hipertansiyon tedavisinde temel amaç, kalıcı hasar ve ölüm riskini azaltmak ve
hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlamaktır. Öncelikle yapılması gereken
mevcut olan diğer kalp-damar risk faktörlerini düzeltmektir. Hastada yüksek
tansiyona bağlı organ yetmezliği varsa tedavi edilmelidir. Tuz tüketiminin
kısıtlaması, diyet, egzersiz gibi yaşam düzeninin değiştirilmesi kesinlikle
ihmal edilmemelidir. Yaşam düzeninin değiştirilmesine uyulmazsa ilaç kullanılsa
bile tedavi başarısız olabilir." (AA)
YORUMLAR