Savunma sisteminin
hafızası işbaşında!
Alerjiye yatkın bir bireyin savunma sistemi, bir
alerjenle karşılaştığında ona karşı IgE antikoru üreterek onu hafızasına alıyor.
Böylece alerjenle tekrar karşılaştığında onu tanıyarak hızla reaksiyon veriyor.
Polen alerjisi olan bir kişinin daha önce polenle karşılaşıp buna duyarlı hale
gelmiş olması gibi. Polen gibi alerjenler vücuda girdikten sonra daha önceki
temas sonrası kendine karşı üretilmiş IgE’lere giderek onlara bağlanıyor.
Sonrasında da başta histamin olmak üzere alerjik iltihaba neden olan bazı
maddeler kanda salgılanıyor. Bunun ardından düz kaslarda kasılma, damarlarda
genişleme, damar geçirgenliğinde artış ve ödeme bağlı olarak hapşırık, burun
akıntısı, burun, boğaz, damak, kulak kaşıntısı, gözlerde sulanma, kaşınma, cilt
döküntüsü gibi yakınmalar ortaya çıkıyor. Bu alerjik yakınmalar alerjik olunan
maddeyle her karşılaşıldığında tekrar ediyor.
Daha iyi yaşam
koşullarında daha çok astım ve alerji görülüyor
Astım ve alerjinin modernleşme ile ilgili olduğunu
belirten Dr. Gamze Uçar, 1700'lerde Londra’da alerjik nezlenin çok ender bir
hastalık olduğunu, sadece üst sınıftan kişilerde görüldüğünü aktarıyor. Bu
kişilerde alerjik nezle olmasının nedeni olarak da halkın yaşadığı tozlu
ortamlara alışık olmamaları gösteriliyor.
20. yüzyıl boyunca yapılan ve son yıllarda yoğunlaşan
araştırmalar, hijyen koşulları iyileştikçe alerji oranlarının daha da arttığını
ortaya koyuyor. Yaşam koşullarının düşük olduğu yerlerde görülen alerji ve
astım oranları görece zengin ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olan yerlere
göre daha düşük. Tıpta bu fenomen “hijyen hipotezi” olarak biliniyor. Ancak bu
durum her yerde aynı değil. Afrika ve Almanya mukayese edildiğinde aradaki
sıklık farkı “hijyen hipotezi” ile açıklanabilirken, Türkiye’de bu durumun
geçerli olmadığı ve kırsal kesimdeki astım rakamlarının daha yüksek olduğu
görülüyor.
İklim değiştikçe
alerjenin yapısı da değişiyor
İklim değişiklikleri ile birlikte, alerjen yoğunluğu,
çeşitliliği ve yapısı değişiyor. Çalışmalar, polen sayımlarının ısı ve CO2
seviyesi artışı ile paralel olarak artığını gösteriyor. Kirleticiler, çöl
tozları, ısı ve nem artışına bağlı olarak atmosferdeki bakteri ve mantar spor
yoğunluğu değişirken, çöl tozları havada bulunan mikroorganizmalar için önemli
bir kaynak oluşturuyor. Özellikle kum fırtınalarının olduğu dönemlerde,
havadaki bakteri yoğunluğu ve çeşitliliği artarak mikroorganizmalar kum
bulutları içinde uzak mesafelere kolaylıkla taşınabiliyor.
Ailenin genetik
yapısı ve sağlık geçmişi de önemli
Alerji genetik olarak aileden gelen ve kendinden sonraki
kuşağa aktarılan bir durum. İnsanların neredeyse yarıya yakını etrafta bulunan
ve herkesin temas ettiği ama farklı yanıt verdiği polen, küfler, tozlar,
hayvanlar, gıda ve ilaçlar gibi genellikle organik bazı etkenlere karşı
reaksiyon veriyor. Evrimsel olarak kazanılan bu durum bazen bir avantaj olsa
da, bazen de hayati bir risk olduğundan mutlaka araştırılması ve kayıt altına
alınması gereken bir durum olarak değerlendiriliyor.
YORUMLAR