CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adayı Muharrem
İnce, Kahramanmaraş’ta halkla buluşmasında Erdoğan’ın dünkü Yenikapı mitingine
eski Başbakanlardan Tansu Çiller ile çıkmasını eleştirdi ve AKP’nin zor durumda
olduğunu aktardı. İnce, “Dün, baktım, eski başbakanlardan Tansu Çiller de oraya
gitmiş. Erdoğan diyor ki, sürekli 90'lara dönmekten bahsediyor. E 90’ların
simgesi orada. Yani sürekli olarak geçmişi kötülüyor. Ama Tansu Çiller'den
medet umuyor. O zaten başarılı olsaydı partisini kalkındırırdı” diye konuştu.
* Biz Edirne'den Hakkari'ye dünyanın en büyük köprüsünü kuracağız. Gönül köprüsü kuracağız.
* Dolarla kavga etti, dolar yükseliyor, euro ile kavga
etti, euro yükseliyor. Faizle kavga etti faiz yükseliyor. İnce ile kavga etti,
İnce yükseliyor.
* Dünya değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak lazım. Eğer
bu değişimi yakalayamazsak 100 yıl fakir kalacağız, 100 yıl.
* Siyer dersi istiyorum derse devlet olarak derse biz baş
üstüne diyeceğiz. Kaç saat istiyorsan seçmeli dersi vereceğiz. Öbürü de diyorsa
ki, ben zorunlu olan din dersini istemiyorum. İstemeyene de vermeyiz. İsteyene
istediği kadar, istemeyene vermeyeceğiz. Ama bütün çocuklara yabancı dil
öğreteceğiz. Bütün çocuklara matematik öğreteceğiz.
* Arkada Ak Parti amblemi var. Beni eleştiriyor. Beni
eleştirirken general de alkışlıyor. Ben de dedim ki, beni eleştirirken general
alkışlayamaz. Hemen emekli ederim. Benim cumhurbaşkanlığımda ben Erdoğan'ı
eleştirirken o general beni de alkışlayamaz. O herkesin generali. Erdoğan
orduyu överse onu alkışlayabilir, ona itirazım yok.
* Bir, camiye fotoğraf çektirmeye gitmiyoruz, Allah'a
ibadet etmeye gidiyoruz. İki: Camiye gitmemden niye rahatsız oluyorsun sen?
* Erdoğan! Putin seni kekliyor kekliyor! Kekliyor.
* Erdoğan'a İsra suresi 37. ayeti hatırlatıyorum.
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen yeri asla yaramazsın. Boyca da sen
dağlara asla erişemezsin.
* Bu memleketi daha fazla soydurmayacağız. Başımız dik
olacak. Pasaportumuz Kapıkule'den sonra işe yarayacak. Tarım ve hayvancılığı
kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik perişan ettin köylüyü.
* Benim iktidarımda 81 milyon da makbul insan olacak.
Hiçbir ayrım olmadan.
* Benim dönemimde bu yardımları artıracağız. Niye biliyor
musunuz? Çünkü benim dönemimde hırsızlık olmayacak, devletin çok parası olacak.
* Seçime 10 gün kala devletin uçağını helikopterini
kullanamazsın. Kanun öyle diyor ama kanun filan takmıyorlar. İşte benim
Cumhurbaşkanlığımda ben dahil herkes kanunlara uyacak.
* Ben onların uşağı olmayalım diyorum, başımız dik olalım
diyorum. Erdoğan bunları anlamıyor, o 30 sene geride kalmış. 30 sene.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bugün ilk
mitingini Kahramanmaraş’ta gerçekleştirdi. İnce Kahramanmaraş mitinginde
şunları söyledi:
“EDİRNE’DEN
HAKKARİ’YE GÖNÜL KÖPRÜSÜ KURACAĞIZ”
"Biz Edirne'den Hakkari'ye dünyanın en büyük
köprüsünü kuracağız. Gönül köprüsü kuracağız.
Bu seçimde kimse kaybetmeyecek. Ne CHP'liler kaybedecek,
ne Ak Partililer kaybedecek. Ne ülkücüler kaybedecek, ne solcular kaybedecek.
Herkesin kazanacağı bir seçim olacak bu. Çünkü 4 Mayıs günü aday olduğumda
parti rozetimi çıkardım, Türk bayrağı taktım. O günden bu güne 43 gün geçti.
98. mitingim bu. Ve herkesi kucaklayan, ‘Hepimizin Cumhurbaşkanı’ diyoruz ya,
işte o, Allah'ın izni, milletimizin isteğiyle Cumhurbaşkanı seçildiğimde
Bakanlar Kurulu’nu göreceksiniz. Sadece CHP'lilerden değil, her kesimden insanı
bakanlar kuruluna alacağım.
Bir büyük uzlaşma, bir büyük barışma, bir büyük
şemsiye... Bu büyük şemsiyenin altında bütün milletimizi buluşturacağım.
“DOLAR İLE KAVGA
ETTİ DOLAR YÜKSELİYOR, İNCE İLE KAVGA ETTİ İNCE YÜKSELİYOR”
Cumhurbaşkanı olduktan 48 saat içinde olağanüstü hali
kaldıracağız. Merkez Bankası başkanı bağımsız olacak. Ekonomiyi ayağa
kaldıracağız. Bakın, doları durduramıyor. Dolarla kavga etti, dolar yükseliyor,
euro ile kavga etti, euro yükseliyor. Faizle kavga etti faiz yükseliyor. İnce
ile kavga etti, İnce yükseliyor.
Kavga yok, barışma var.
Birinci B: Hemen barışacağız. Ekranlarda sabah akşam
bağıran bir Cumhurbaşkanı değil, yol gösteren bir cumhurbaşkanı. Ekranlarda
yandaş gazetecilerin çanak sorularına cevap veren birisi değil, öğrencilerle
televizyonlara çıkıp onlarla gelecek konuşan bir Cumhurbaşkanı, gelecek.
AK Partili anneler, size sesleniyorum: Fizik öğretmeni
Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığında çocuklarınız iyi eğitim alacak. Onlara
yabancı dil öğreteceğiz. Nitelikli niteliksiz okul ayrımı olmayacak. Matematik
öğrenecek, iyi mühendis olacaklar. Alman, İngiliz Fransız nasıl oluyorsa benim
memleketimin evlatları da öyle olacak. Refah içinde yaşayacaklar, gençlerimiz
olimpiyatlarda madalya alacak. Huzur içinde bir Türkiye, barış içinde bir
Türkiye.
“ATIL ALANLARI
KULLANIMA AÇACAĞIZ”
Tarıma dayalı sanayiyi geliştireceğiz. Sanayimizin dörtte
biri atıl. Onu devreye sokacağız. Meralarımız, tarım alanlarımızı, insan
gücümüzü, atıl olmaktan çıkaracağız. Denizlerimizi daha çok kullanacağız.
Gençlerimiz geleceğe umutla bakacak. Fabrikalarımızın bacaları tütecek.
Topraklarımızdan bereket fışkıracak.
Bunları bir yorgun adam yapamaz. Bunları 16 yıl ülkeyi
yönetmiş, doları 1.30’dan alıp 4.75’e getirmiş biri yapamaz. Kavga eden biri
yapamaz. Türkiye’ye taze bir kan lazım, taze bir kan. Yeni bir kan, yeni bir
isim lazım.
Size meydanlarda kavga değil üretim diyorum. Geleceği
anlatıyorum. Teknoloji değişiyor. Artık uzay turizminden söz ediliyor. Ay’dan
Mars’tan maden çıkarılmasından söz ediliyor. Sürücüsüz araçlardan söz ediliyor.
Tıpta büyük değişimler oluyor. Eğer bu büyük değişimleri yakalayamazsak, yani
10 sene sonra sokaklarda böyle duvarlar olacak kağıttan. Oralardan
haberleşeceksiniz. Muharrem İnce Kahramanmaraş’ta miting yaparken onu Ankara’da
3 boyutlu olarak izleyebileceksiniz. Dünya değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak
lazım. Eğer bu değişimi yakalayamazsak 100 yıl fakir kalacağız, 100 yıl.
“MUHAFAZAKAR AİLE
İSTERSE ÇOCUĞU İSTEDİĞİ KADAR DİN DERSİ ALACAK”
Erdoğan diyor ki, dindar ve kindar bir nesil
yetiştireceğim. Benim buna itirazım var. Anlatayım: Dindar nesil
yetiştirilmesine hiçbir itirazım yok. Ama bu, ailenin işi. Allah’ın izni,
milletimizin isteğiyle cumhurbaşkanı olduğumda din dersini şöyle yapacağız: 1-
Muhafazakar bir aile derse ki benim çocuğuma 2 saat din kültürü dersi yetmez.
Ben fıkıh dersi istiyorum. Kelam dersi istiyorum. Hadis dersi istiyorum. Siyer
dersi istiyorum derse devlet olarak derse biz baş üstüne diyeceğiz. Kaç saat
istiyorsan seçmeli dersi vereceğiz. Öbürü de diyorsa ki, ben zorunlu olan din
dersini istemiyorum. İstemeyene de vermeyiz. İsteyene istediği kadar,
istemeyene vermeyeceğiz. Ama bütün çocuklara yabancı dil öğreteceğiz. Bütün
çocuklara matematik öğreteceğiz. Bunu birlikte başaracağız.
Ben meydanlarda hak, hukuk, adalet diyorum; biri de
çıkmış meydanlarda, çay, kek, oralet diyor.
2 tane yalan göstereyim size, yani bu millete bu
yalanları bu kadar rahat söyleyebilen birisi, ekonomi konusunda da, her konuda
yalanları rahatlıkla söyleyebilir.
“ALLAH’TAN
KORKMAZ, KULDAN UTANMAZ!”
Şimdi birinci yalan:
Bir general Erdoğan'ın iftar yemeğine gidiyor. Erdoğan
cumhurbaşkanı ama aynı zamanda parti başkanı. İftar sofrasını iftira sofrasına
dönüştürüyor. Arkada Ak Parti amblemi var. Beni eleştiriyor. Beni eleştirirken
general de alkışlıyor. Ben de dedim ki, beni eleştirirken general alkışlayamaz.
Hemen emekli ederim. Benim cumhurbaşkanlığımda ben Erdoğan'ı eleştirirken o
general beni de alkışlayamaz. O herkesin generali. Erdoğan orduyu överse onu
alkışlayabilir, ona itirazım yok.
Erdoğan nasıl bir yalancıysa bu, Allah’tan korkmaz,
kuldan utanmaz bir yalancı bu. Videoyu göstereyim. ‘Ben orduyu övüyordum, o
yüzden alkışladı’ dedi. Bakalım videoyu izleyelim, orduyu mu övüyormuş, beni mi
eleştiriyormuş: Yani orduyu överken alkışlamıyor, beni eleştirirken alkışlıyor.
“CAMİYE GİTMEMDEN
NİYE RAHATSIZ OLUYORSUN SEN?”
Dün diyor ki İstanbul mitinginde, ‘seçim yaklaştı,
Muharrem İnce camilerden çıkmıyor’ diyor. ‘Senin’ diyor ‘camide seçimden önce
bir fotoğrafın var mı’ diyor. Bir, camiye fotoğraf çektirmeye gitmiyoruz,
Allah'a ibadet etmeye gidiyoruz. İki: Camiye gitmemden niye rahatsız oluyorsun
sen? Camiden çıkmıyor filan yalan. Ben kimseye yalan söylemem, 5 vakit namaz
kılıyor değilim. Ama 15 yaşımdan beri Cuma’ya giderim. Seçim dönemi yaptığım
bir iş de değil. Arada bir tek sabah namazı kılarım, o da aradadır. Sana mı
soracağım camiye giderken, rahatsız mı oldun camiye gittim diye? Sen Allah’ın
tahsildarı mısın, onun adına mı konuşuyorsun? Kimsin sen? Bir müslüman başka
bir müslümanın camiye gittiğini görünce sevinmesi lazım. Bu üzülüyor, ya niye
gidiyor diyor. Lafa bak yani. Ayıp. Camiden elini çek, orası meydanlarda
konuşulacak bir yer değil. Senden izin alacak değilim. Sana bunları açıklayacak
değilim.
“PUTİN SENİ
KEKLİYOR, KEKLİYOR!”
Putin demiş ki ona, büyük devletlerin böyle sarayları
alametifarikasıdır demiş. Zavallı zavallı. Kahramanmaraş'ta çok fazla
muhafazakar vatandaşımız olduğunu biliyorum. Onların vicdanlarına sesleniyorum.
Rusya bizim kuzey komşumuzdu. Şimdi aynı zamanda güney komşumuz. Putin
Türkiye'nin etrafını sarmakla meşgul, Erdoğan'a diyor ‘sen sarayda oyalan’.
Putin diyor ki, ‘sana nükleer santral yapar paranı alırım, S-400 satar paranı
alırım. Seni de bir gazlarım’ diyor. Helal olsun diyor büyük devletlerin böyle sarayı
olur diyor. Erdoğan! Putin seni kekliyor kekliyor! Kekliyor. 2 milyar dolara
kendine saray yaptırdı ve ne yazık ki bunu da Putin'in üzerinden devşirmeye
çalışıyor.
Belki duymamıştır diye bir de Kahramanmaraş’tan
sesleneyim ona. Erdoğan, sen bir yerden konuşuyorsun ben bir yerden
konuşuyorum. Bu doğru değil. 81 milyonun aynı anda bizi izleme imkanı var. Var
mı? Var. Ona buradan bir teklifte bulunuyorum: Madem sen ekonomistsin, madem
ustasın… Erdoğan, cesaretin, bilgin varsa çık karşıma bir televizyonda çık!
Bakma!
Ona bunu deyince, cevabı şu oluyor: Diyor ki, ‘benimle
televizyona çıkıp bana reyting yaptırmaz’mış. Ben de sordum arkadaşlara.
Çocuklar dedim bakın bakayım, o mu fazla izleniyor ben mi fazla izleniyorum.
Baktım, Erdoğan'ın dört katı izlenmişim. Sen yalan söylüyorsun, iftira
atıyorsun. Orduya kumpas kuruyorsun, kozmik odasına kimilerini sokuyorsun. BOP
eş başkanısın, şehirleri betonlaştıran sensin, 453 milyar dolar borcu yapan
sensin, üniversiteleri bölen sensin, şatafat seven sensin, tarım ve
hayvancılığı bitiren sensin. Gel karşıma geç, televizyona çık. Diyor ki,
‘Reytingi artar’mış. Geçen Erdoğan konuşurken bir kanalda Asteriks var, bir
kanalda Hava Durumu var, bir kanalda dizi var. Baktım, Erdoğan 34. sırada. Hava
Durumu bile Erdoğan'dan fazla izlenmiş. Erdoğan'a diyorum ki: Gel benimle
televizyona çık da senin de havan olsun.
“ERDOĞAN’A İSRA
SURESİ 37. AYETİ HATIRLATIYORUM”
Ak Partili kardeşlerim, size sesleniyorum: Sizin
içinizden şu geçmiyor mu? Erdoğan İnce'nin karşısına çıksın, ekonomiyi
konuşsunlar. Ben diyorum ki mutfakta yangın var. Mutfakta enflasyon yüzde 30.
Tencereye et değil dert giriyor. Tencerede aş değil taş kaynıyor. Kuru fasulye
10 lira Erdoğan, 10 lira. Millet 1.5 liraya çay içemiyor, sen kilosu 4500
liraya beyaz çay içiyorsun.
Karşıma gelmiyor, uzaktan konuşuyor. Bir de diyor ki,
kibir kibir. Büyük adam o... Erdoğan'a İsra suresi 37. ayeti hatırlatıyorum.
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen yeri asla yaramazsın. Boyca da sen
dağlara asla erişemezsin.
Erdoğan, bu kibri bırak. Karşıma çık. Erdoğan şunu bil:
Ben garibanların temsilcisiyim, sen saraylıların temsilcisisin. Halk çocuğu
olan benim. Milletin evladı benim. Sen zengin sofralarında geziyorsun. Ben
fakir fukarayla kucaklaşıyorum. Köprüler kuruyorum gönül köprüleri, gönül.
“PASAPORTUMUZ
KAPIKULE’DEN SONRA İŞE YARAYACAK”
Bu memleketi daha fazla soydurmayacağız. Başımız dik
olacak. Pasaportumuz Kapıkule'den sonra işe yarayacak. Tarım ve hayvancılığı
kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik perişan ettin köylüyü. Utanmadan
sıkılmadan sarayla övünüyorsun. İstanbul’da sarayların var. Yetmedi Marmaris'te
300 odalı saray yaptırıyorsun. Bak sana söz veriyorum engelli kardeşim.
Allah’ın izni milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda söz veriyorum Marmaris'teki
yeri size tahsil edeceğim.
Yine, benim dönemimde, hemen seçilir seçilmez, çok
önemsediğim bir öğretmen vicdanıyla önemsediğim bir konuyu söyleyim. Yurtlarda
büyüyen kimsesiz çocuklar var. Bu çocuklar 18 yaşına kadar devlet gözetiminde.
18 yaşını doldurdu mu bu çocuklar sokağa atılıyor. 3000 5000 neyse biz 81
milyonluk bir ülkeyiz. Eğer 81 milyonluk bir devlet o kimsesiz çocuklarına
bakamıyorsa yazıklar olsun. O çocukları 18 yaşını doldurduklarında hemen devlet
kadrosuna alacağım, hemen.
“BENİM İKTİDARIMDA
81 MİLYON DA MAKBUL İNSAN OLACAK”
Bir ilk daha olacak. Türkiye'de iktidarlar değişti mi
makbul insanlar değişiyor. A iktidarının makbul insanı başka biri, B
iktidarının makbul insanı başka biri oluyor. Bir bakıyorsunuz bir kesim birine
yaslanıyor, bir gün iktidar değişiyor makbul insanlar değişiyor.
Benim iktidarımda 81 milyon da makbul insan olacak.
Hiçbir ayrım olmadan, bakın. Kadınları çalışma yaşamına katacağız. Sigorta
primlerini çok yakında duyurabilirim. Onunla ilgili bir çalışma yapıyoruz.
Ancak onların çalışma yaşamına girebilmesi için çocuk bakımını çözmemiz lazım.
O yüzden her mahalleye kıraathane değil, kreş açacağız. O kreşlerde sadece
kadınları çalıştıracağız. Bunu birlikte başaracağız.
Her gittiğim yerde gençlerin ve kadınların çok olduğunu
görüyorum. 19 Mayıs'ta 29 Ekim'de biri gençlik bursu, biri cumhuriyet bursu
olmak üzere karşılıksız 500’er lira vereceğiz size. Bu parayı Muharrem İnce
vermeyecek, CHP vermeyecek, bu parayı TC verecek.
“BENİM DÖNEMİMDE
YOKSULLARA YARDIMI ARTIRACAĞIZ”
Bugün devletten yardım alan vatandaşlarımız var.
Yoksullar var, yaşlılar var, engelliler var. Bu parayı Tayyip Erdoğan mı
veriyor? AKP mi veriyor? Devlet veriyor, devlet.
Benim dönemimde bu yardımları artıracağız. Niye biliyor
musunuz? Çünkü benim dönemimde hırsızlık olmayacak, devletin çok parası olacak.
Ben dün buraya özel uçakla geldim. Parayı nereden buldum?
Sizin paralarınız. Yapılan bağışlarla uçağı kiraladım, buraya geldim. Peki dün
Erdoğan İstanbul'a üzerinde TC yazan uçakla geldi. Yani devletin uçağı,
devletin helikopterini kullanıyor. Ben ise sizin verdiğiniz paralarla
geliyorum. Peki ortada kanun var mı? Seçime 10 gün kala devletin uçağını
helikopterini kullanamazsın. Kanun öyle diyor ama kanun filan takmıyorlar. İşte
benim Cumhurbaşkanlığımda ben dahil herkes kanunlara uyacak.
“90’LARIN SİMGESİ
TANSU ÇİLLER’DEN MEDET UMUYOR”
Ona serbest, ama ben de sizin verdiğiniz paraları
harcıyorum. Sizin yaptığınız bağışları harcıyorum. Helal ediyor musunuz? (
Evet! ) İşte bu.
Dün, baktım, eski başbakanlardan Tansu Çiller de oraya
gitmiş. Erdoğan diyor ki, sürekli 90'lara dönmekten bahsediyor. E 90’ların
simgesi orada. Yani sürekli olarak geçmişi kötülüyor. Ama Tansu Çiller'den
medet umuyor. O zaten başarılı olsaydı partisini kalkındırırdı. Özetin özetin
özetini söyleyim mi? Tarzan zorda.
Şımarıklık yok. Allah'ın izniyle bu iş olacak, Ak
Partililer, onlar da mutlu olacak. Onlar da görüyor durumu. Bu yorgun adam
memleketin sorunlarını çözemez. Şimdi sizden bir şey istiyorum. 24'üne kadar
her biriniz 3 kişiyi ikna edeceksiniz. Tamam mı?
Bugün 99. Mitingimizi biraz sonra Gaziantep’te yapacağız.
100. Mitingimizi Kilis’te yapacağız ve devam edeceğiz.
“BANA
SORACAKSINIZ: İNCE SENİN ERDOĞAN’DAN NE FARKIN OLACAK?”
Şimdi yeni dönemde, bana soracaksınız. Muharrem İnce,
senin Erdoğan’dan farkın ne olacak? Hemen söylüyorum: 1- Benim dönemimde devlet
kemer sıkacak, vatandaş değil. 2- Türkiye’yi en gelişmiş 10 ülke arasına
sokacağız. 3- Turizmde hedefimiz 60 milyon turist, 60 milyar dolar turizm
geliri olacak. Eğitim: Eğitim %100 nitelikli hale gelecek. Gelir
adaletsizliğine son vereceğiz. İşsizliği %5’in altına düşüreceğiz. Tarımda dışa
bağımlı olmaktan kurtulacağız. İhalede rekabet, işe alımda liyakat olacak.
Bunlar bizim kesinlikle vazgeçilmezlerimiz. Türkiye’nin 3B’ye ihtiyacı var
dedim. Barışacağız dedim, büyüyeceğiz dedim ve adil bölüşeceğiz dedim.
Bir de Türkiye’nin geleceği iyi okumaya, gençleri iyi
yetiştirmeye ihtiyacı var. Hayalim şu: Benim ülkemin gençlerinin fırsatını
bulsa şimdi şans verseler gençlerin yarısı ülkeyi terk eder. Bunu tersine
çevirmemiz lazım. Beyin göçünü beyin gücüne çevirmemiz lazım. Bunu yapabiliriz,
sizlerle yapabiliriz, gençlerle yapabiliriz. Başı dik bir ülke olacağız.
Bakın Türkiye kuru fasulyesini dışarıdan alan bir
Türkiye, pirincini dışarıdan alan bir Türkiye, bezelye alan bir Türkiye. İnek
dışarıdan geliyor, euro ile saman alan bir Türkiye var. Çin’den çöp almışlar,
çöp… Yazık günah. Biz bunu hak etmiyoruz. Zengin bir Türkiye, üreten bir
Türkiye, bacaları tüten bir Türkiye, tarlalarından bereket fışkıran bir
Türkiye!
“BEN UŞAK
OLMAYALIM DİYORUM, BAŞIMIZ DİK OLALIM DİYORUM”
Biz koskoca bir imparatorluktan geriye kalan bir ülkeyiz.
3 kıtada at koşturmuşuz. Ama sonra çağı yakalayamamışız. Matbaa bile 250 sene
geç girmiş Osmanlı’ya. Sanayi devrimini anlayamamışız. Tarım devrimi, sanayi
devrimi, iletişim ve bilişim devrimi. Osmanlı sanayi devrimini kavrayamadığı
için battı. Şimdi yeni bir dünya var. Teknoloji korkunç değişiyor. Amerikalılar
1969’da Ay’a gittiler. O zaman NASA’nın bilgisayarlarına göre elinizdeki
telefon ondan 10 kat daha güçlü. Bu işte bir kural var. Her 18 ayda bir
bilgisayarın kapasitesi iki katına çıkıyor. Dünya böyle hızlı değişirken 10
sene sonra hastalanmak daha zor olacak. Hastanın ghHhen haritası çıkarılacak,
tedavi daha kolay olacak.
Ben bunu 30 sene önce deseydim, görüntülü cep telefonları
olacak deseydim inanır mıydınız? Kimse inanmazdı. Böyle bir dünyaya giderken
çocuklarımızı iyi eğitemezsek biz İngilizlerin Almanların, Amerikalıların uşağı
oluruz. Ben onların uşağı olmayalım diyorum, başımız dik olalım diyorum.
Erdoğan bunları anlamıyor, o 30 sene geride kalmış. 30 sene. Yerli otomobil
yapalım diyor, o kaportasına talip, ben beynini yapalım diyorum.
Çocuklarımızı çağın bilgileriyle donatacağız, zengin
olacağız, varlıklı olacağız hep birlikte. Önce millet zengin olacak. Hakça
bölüşeceğiz. Ama önce bunları yapmazsak 100 yıl daha belimizi
doğrultamayız."
YORUMLAR