Seçimden sonraki ilk Merkez Karar ve Yönetim Kurulu
(MKYK) toplantısını da cuma günü gerçekleştireceklerini söyleyen Çelik,
"Cumhurbaşkanımız bugünkü MYK toplantımıza başlarken seçimlerle ilgili
kapsamlı bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmenin özü 15. kez
seçimlerden bizi birinci çıkaran, hem partimizi birinci çıkaran, hem Cumhur
İttifakı'nı birinci çıkaran aziz milletimize teşekkürle doludur." diye
konuştu.
Bu başarının, dünya demokrasi tarihine geçecek bir başarı
olduğunu vurgulayan Çelik, demokrasi tarihinin kendi içerisinde birtakım genel
geçer sonuçları olduğunu, bunlardan birinin iktidardaki partilerin yıpranması
muhalefetteki partilerin büyümeleri olduğunu belirtti.
AK Parti'nin sürekli büyümekte ve milletle bağını
korumakta olduğuna işaret eden Çelik, "Buna karşın muhalefetteki başta
Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere partilerse sürekli olarak muhalefette
olmalarına rağmen daha çok milletin sesini, sözünü dillendireceklerine başka
işlerle meşgul oldukları için bu teveccühten giderek uzaklaşmaktadırlar."
diye konuştu.
Dünya genelinde de benzer başarılar sağlayan partilere
ilişkin incelemeler yapıldığına işaret eden Çelik, "Bütün bu başarının
ortaya çıkmasını sağlayan şey, aziz milletimizin, vatandaşlarımızın büyük
desteğidir. Bu desteğe layık olmak için, bu desteği sürdürebilmek için AK Parti
sürekli olarak milletle bağını nasıl koruyacağını, milletin sesine nasıl ses
olabileceğini, sözünü daha çok nasıl siyasete çevirebileceğini çeşitli
birimleri vasıtasıyla değerlendirir." dedi.
Çelik, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanımız,
bugünkü verdiği talimatlarda özetle bütün birim başkanlarına, beldelerde,
ilçelerde ve illerde vatandaşımızın bize verdiği mesajın tam olarak anlaşılması
için tüm çalışmaların yapılması talimatını vermiştir. Bütün birimler kendi
bakış açılarından vatandaşımız bize ne mesaj vermiştir, bizden ne
beklemektedir, vatandaşımızın memnun olmadığı ve olduğu konular hangisidir,
bundan sonraki beklentileri ne şekildedir, bundan sonra milletle bağını koruyan
milletin ruh köküne bağlı olan bir siyasi hareket olarak siyasetimizi nasıl
şekillendirmeli, nasıl yönetmeliyiz bunların daha iyi anlaşılması için bütün
birimlere talimat vermiştir."
Bu çerçevede bütün birimlerin bu talimatları yaparak
değerlendireceklerini anlatan Çelik, bugün şimdiye kadar seçim süresince
yapılan çalışmalarla ilgili bir değerlendirme sunumu yapılacağını söyledi.
Yerel Yönetimler Başkanlığı ve Seçim İşleri Başkanlığının
da birer sunum yapacağını dile getiren Çelik, seçim sonuçlarının en
önemlilerinden birinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yerel yönetim
seçimleriyle millet tarafından onaylanması olduğunu ifade etti.
Çelik, "Seçime giderken geçmişte Meclis Başkanlığı
yapmış, merkez sağın içerisinde yer almış ama merkez sağ içerisinde yer alırken
sürekli vesayet kurumlarıyla ilişki kurmuş bir şahıs bu seçimin parlamenter
sistemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden intikam alacağı bir seçim olduğu
şeklinde maalesef demokrasi tarihine utanç olarak geçebilecek, bir siyaset
adamına kara leke olarak dönebilecek bir ifadede bulunmuştu." dedi.
Parlamenter sistemin, başkanlık sisteminin ve yarı
başkanlık sisteminin meşru sistemler olduğuna işaret eden Çelik, "Bu
sistemleri birbiriyle intikam ilişkisi içerisine sokmak son derece
yanlıştır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi'ne geçmesinin bir tarihi olduğunu söyleyen Çelik, daha önce
iktidara gelen tüm devlet adamlarının bunu dile getirdiğini anımsattı.
Parlamenter sistemde Türkiye'nin istikrar sağlayamadığını
belirten Çelik, o dönemde kurulan hükümetlerin ömrünün kısa olduğunu söyledi.
Dağınık ve istikrarsız yapının Türkiye'yi sürekli olarak
geriye götürdüğünü anlatan Çelik, "Bu sistem değişikliği ihtiyacını her
zaman için birileri rejim değişikliği gibi sunmaya çalışıp kilitlediler.
Türkiye'de ne zaman sistem değişikliği olsa bunu rejim değişikliği gibi
sunanların kötü alışkanlıkları her zaman görüldü. Ama vatandaşımız da
istikrarın kazanımlarını, Türkiye'de çeşitli konulardaki zaman kaybının
telafisini net bir şekilde gördüğü için bu sistem değişikliğine büyük bir
destek verdi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmiş olduk." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk sınavını genel
seçimlerde büyük başarıyla verdiğini söyleyen Çelik, şöyle devam etti: "Şimdi
de büyük bir oranla başarıyla birinci çıkarak Cumhur İttifakı bu aynı zamanda
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yerel seçimler düzeyinde de bu desteğin
verilmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu intikamdan bahsedenler yanlış
bir biçimde bir sistem değişikliğini intikam gibi sunmaya çalışanlar aynı
zamanda milletten gerekli dersi, gerekli cevabı da almış oldular. Türkiye
sistem değişikliğini gerçekleştirdi, bu sistem referandumda, genel seçimde ve
yerel seçimde milletimizin teveccühüyle üst üste onaylandı."
"SİYASETİN
ÖZNESİ VATANDAŞIMIZDIR"
Sistemin yüksek bir meşruiyetle yoluna devam edeceğini
vurgulayan Çelik, "Yeni dönemde de bunun belediyelerin, devletin çalışmasına yansımasını daha kuvvetli bir
şekilde zaman geçtikçe göreceğiz. En önemlisi şudur; siyasetin öznesi, devletin
öznesi birtakım kurumlar, birtakım oligarşik gruplar değil
vatandaşımızdır." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın verdiği talimat çerçevesinde tüm çalışmaların gerçekleştirileceğini
belirten Çelik, hiç aksatmadan tüm parti birimlerinin ve herkesin
faaliyetlerini sürdürdüğünü bildirdi.
Çelik, "Cumhurbaşkanımız siyasetin temel ilkesi
olarak milletle AK Parti'nin bağının korunmasını bir Genel Başkan olarak
fevkalade önemsemektedir. Bu çerçevede de bu verdiği talimatlar, birimler
tarafından yerine getirilirken aynı şekilde 28. İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı yapılacaktır. Bu toplantı 26-27-28 Nisan tarihinde Kızılcahamam'da
gerçekleşecektir." dedi.
Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilecek toplantıya
MYK ve MKYK üyeleri, kabine üyeleri, kadın ve gençlik kolları MYK'ları, il
başkanları, il kadın ve gençlik kolları başkanları, büyükşehir belediye
başkanlarının katılacağını söyleyen Çelik, "Aynı şekilde büyükşehir
belediye meclis başkanvekilleri toplantıya davet ediliyor. İl belediye
başkanları katılacak, il genel meclis başkanları katılacak, ilçe belediye
başkanları ve belde belediye başkanları toplantıya davet edilecektir. Böylece
yeni seçilmiş belediye başkanlarıyla henüz üzerinden bir ay bile geçmeden
seçimlerin bu değerlendirme kapsamlı bir şekilde yapılacaktır.
Cumhurbaşkanımızın açıkladığı manifestodaki ilkelerin yerine gelmesinin
beldeler, ilçeler ve iller düzeyinde takibi bu toplantıyla birlikte
başlayacaktır. Bunun nasıl gerçekleşeceğine dair stratejiler net bir şekilde
konuşulacaktır." dedi.
SAADET YÜKSEL'E
KUTLAMA
Doç. Dr. Saadet Yüksel'i Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
(AİHM) hakimliğine seçilmesinden dolayı tebrik eden Çelik, Yüksel'in Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulunda gerçekleşen seçimde 111 oy
aldığını ve 9 yıl süreyle bu görevi yapacağını söyledi.
İnsan hakları yargısının insanlığın bugünü ve geleceği
açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti: "İnsan
hakları yargısının yargısal aktivizm dediğimiz birtakım siyasi mülahazalardan
ya da birtakım yargısal vesayet unsurlarından uzak olarak icra edilmesi şu anda
dünyada referans verilebilecek en önemli alanlardan birisi olması bakımından
son derece önemlidir. İnsan hakları yargısına önümüzdeki dönemde daha çok
ihtiyaç duyulacağı değerlendiriliyor. Çünkü dünyadaki bilinen konsensüs
biçimleri, dünyadaki bilinen birlik biçimleri sona eriyor. Maalesef
istisnaların kural haline geldiği, İsrail örneğinde olduğu gibi uluslararası
hukuka karşı pervasız yaklaşımların daha güçlü bir şekilde ortaya ortaya
koyulduğu bir dönemde insan hakları yargısı, vatandaşın, bireyin korunması çok
daha önemli bir hale gelecek."
İnsan hakları yargısından ve insan hakları mücadelesinin
doğal neticesi olarak çıkmış prensiplerin, hukuk ilkelerinin korunmasının önemli olduğunu söyleyen Çelik,
"Bunun birtakım çifte standartlara mahkum edilmemesi, devletlerin
içişlerine müdahale gibi bir manivela olarak kullanılmaması son derece
önemsediğimiz bir husustur. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde Saadet Hanım'ın
katkılarıyla birlikte bu prensiplerin korunmasına Türkiye'den seçilmiş bir
hakim olarak büyük katkıları olacaktır." dedi.
İsrail'deki erken genel seçimleri yakından takip
ettiklerini belirten Çelik, Başbakan Binyamin Netanyahu ile en yakın rakibi
eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz'ın başa baş gittiği değerlendirmeler
olduğunu söyledi. Çelik, "Üzücü olan şudur; çeşitli konularda aralarında
görüş farklılıkları olsa da maalesef Filistin ile düşmanlık, yasa dışı işgalin meşrulaştırılması
yönünde hepsinin arasında bir yarış içinde olduğunu, daha radikal bir tutum
alma yönünde bir eğilim içerisinde olduklarını görüyoruz." dedi.
Filistinlilerin haklarına tecavüz eden, uluslararası
hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını hiçe sayan bir yaklaşımın genel
kabul haline geldiğine işaret eden Çelik, İsrail Başbakanı Binyamin
Netanyahu'nun yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıyayken, bunları unutturmak için
pervasız saldırılar gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Netanyahu'nun seçimden sonra Batı Şeria'daki yasa dışı
işgali meşrulaştıracağına dair bir yaklaşımda bulunduğuna dikkati çeken Çelik,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Avrupa ve dünyanın pek çok
yerinde bu hukuk dışı karara tepkiler geldiğini anımsattı.
"AVRUPA'DAN
SESLERİNİ DAHA YÜKSEK ÇIKARMALARINI BEKLİYORUZ"
İsrail'in bu yaklaşımının Orta Doğu'daki barış ve
istikrarı tehdit ettiğini kaydeden Çelik, "Seçim sonuçlarının esasında bu
tehditkar siyaset üzerinden bir ders çıkarılmasına vesile olması lazımdı. Fakat
tehditkar siyasetin, Filistin devletinin kurulmaması, Doğu Kudüs'ün Filistin
devletinin başkenti olarak tanınmaması yönünde bir eğilime karşı son derece
yanlış, karşı bir tahrikkar bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunun
gerisinde Amerikan Başkanının Kudüs ve Golan Tepeleri kararı konusunda bu
pervasız, saldırgan yaklaşımları cesaretlendirmesi vardır."
değerlendirmesinde bulundu.
Daha sağduyulu bir şekilde bu süreçlerin yürümesi için
Türkiye'nin gerekli girişimleri yapacağını açıklayan Çelik, "Avrupa'daki
dostlarımızın, müttefiklerimizin yanlış olan Kudüs, Golan Tepeleri kararı
konularında daha önce ortaya koydukları açıklamaların arkasında durmalarını ve
seslerini daha yüksek çıkarmalarını, sadece ses çıkarma değil aynı zamanda bunu
eylem olarak ortaya koymalarını bekliyoruz." ifadesini kullandı.
"KENDİ
TARİHİNİZLE UĞRAŞIN"
İtalya'da hükümetin, 1915 olaylarını "Ermeni
soykırımı" olarak resmen tanıması talebiyle parlamentoya sunduğu önergeye
işaret eden Çelik, "Önemli bir müttefikimizde bir gelişme gerçekleşiyor.
Bundan büyük bir üzüntü duyuyoruz." dedi.
Bunu, "soykırım ekonomisinden" kazanan Ermeni
diasporasının yeni bir adımı olarak tanımlayan Çelik, "Bu önergeyi
şiddetle kınıyoruz. Bununla ilgili olarak gereken uyarılar, açıklamalar yapılmıştır."
ifadesini kullandı.
Bazı İtalyan makamlarının, "katliamlarla ön yargısız
şekilde hesaplaşılması"na dair açıklamalarının son derece yanlış olduğunu
söyleyen Çelik, şunları kaydetti: "Bir, bu meselede Ermeni diasporasının,
hiçbir şekilde bu ilişkilerin normalleşmesini, hakikatin açığa çıkmasını
istemeyen bu diasporanın oyununa geliyorsunuz. İki, katliamlarla yüzleşmekten
bahsediyorsanız, bırakın başka devletlerin tarihiyle uğraşmayı, daha önce
Fransa'ya da söyledik, kendi tarihinizle uğraşın. Bu konuda ilkeli bir
yaklaşıma sahip olun. Örneğin Libya'da 1911'den 1940'a kadar yaptığınız
eylemlerle yüzleşmenizde büyük bir fayda vardır. Bu muhakkak surette
sömürgecilik konusunda, sömürgeciliğin imza attığı acılar konusunda insanlığın
duyarlılığın artmasına çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Kurduğunuz kamplarda
binlerce, yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetmiştir."
"BİR KERE
DAHA UYARIYORUZ"
Sirenayka halkının büyük bir katliamdan ve büyük bir
zulümden geçtiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: "225 bin kişilik
Sirenayka halkının dörtte biri hayatını kaybetmiştir. Burada kimyasal silah
kullanımı, teslim olan savaş esirlerinin bile öldürülmesi gibi son derece vahim
işlere imza atılmıştır. 100 bin kadar Sirenaykalı zorla yerlerinden çıkarılarak
etnik temizlik yapılmıştır. Eğer bu konudaki yüzleşmelerin, tarihe insanlığa
katkıda bulunacağını söylüyorsanız, lütfen bunlarla yüzleşin. Başka devletlerin
tarihini kurcalamayı bir kenara bırakın. Aynı şekilde 3 Ekim 1935 tarihinde
Etiyopya'yı işgal ettiğinizde 40 bin kişiyi bombaladınız. Kaçan binlerce
direnişçi üzerine zehirli hardal gazı attınız. 1941'de Habeşistan'dan çekilene
kadar 300 bin kişiyi katlettiniz. Bazı kaynaklara bu 760 bin kişi olarak
nakledilmektedir. Dolayısıyla yüzleşilecek meseleler her devletin tarihinde bu
kadar büyük bir ajandaya sahipken, sürekli olarak bunun Türkiye üzerinden
yapılmasının ahlaki olmayan, tamamen siyasi mülahazalarla yapılan bir hareket
olduğu biliniyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ermenistan'a yaptığı "Gelin
arşivleri açalım" çağrısını hatırlatan Çelik, "Tarihçilerin,
halkların diyalog geliştirmesi konularda bu şekildeki yaklaşımların sadece
ilişkilere sis bombası atmak anlamına geldiği konusunda bir kere daha
uyarıyoruz." dedi.
"ERMENİ
TOPLUMUNUN GELECEĞİNE DE İPOTEK KOYMAKTADIR"
Parti Sözcüsü Çelik, "Bu soykırım ekonomisinin
maalesef İtalyan Parlamentosunu da kendisine alet ettiği yeni bir tutum ve
tavır olarak ortaya çıkıyor." yorumunu yaptı.
Bunların her türlü normalleşmeyi engellediğine dikkati
çeken Çelik, bunun Ermenistan'da yaşayan Ermenilere en büyük zarar olduğunu
vurguladı.
Soykırım ekonomisinden beslenen Ermeni diasporasındaki bu
çıkar gruplarıyla Ermeniler arasında doğrudan bir ilişki olmadığına işaret eden
Çelik, "Bunlar kendi çıkarlarını oradaki Ermenilerin daha çok izolasyon
altında kalmasına, daha çok ekonomik yoksulluk içinde kalmasına dönük olarak
işletmektedirler. Diasporanın, bu parlamentolarla attığı her adım,
normalleşmeyi geciktirdiği için Ermenistan'daki Ermeni toplumunun geleceğine de
ipotek koymaktadır." diye konuştu.
Çelik, "İtalyan dostlarımıza hatırlatıyoruz,
önümüzdeki dönemde göç krizi, NATO ilişkileri, terörle mücadele başta olmak
üzere pek çok işbirliğini gerektiren konu vardır. Siyasete düşen bu bölgesel
istikrar ve refah gibi konularda daha çok işbirliği yapmaktır. Siyasetin varlık
sebebi maliyetleri azaltmaktır. Bu şekilde maliyet artıran, Türk-İtalyan
ilişkilerinde maalesef geri dönülmez hasarlara yol açabilecek, geçmişi
kurcalayan, geçmişi de yanlış bir yaklaşımla kurcalayan bu tutumdan uzak
durmaları gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. Bir kere daha sağduyuya
davet ediyoruz." çağrısında bulundu.
Çelik, Akdeniz'deki kriz, Libya meselesi, göç krizi,
terörle mücadele başta olmak üzere İtalya ile Türkiye'nin işbirliği yapacağı
çok önemli alanlar olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanımızın İtalya'yı
ziyaretlerinde de aslında çok önemli bir zemin oluşmuştur. Umarız bu zemini
tahrip edecek bir karara imza atmış olmazlar. Tarihi bırakın tarihçiler
değerlendirsin, siyasetçilerin yapacağı iş bugünü yönetmek ve geleceği inşa
etmektir. Bugünü yönetmek ve geleceği inşa etmek için beraber yapacağımız
işlere odaklanalım diyoruz." ifadesini kullandı.
YORUMLAR