İyi Parti’yi Tercih etmenizde
neler etkili oldu?
Ben insanın kendisini yetiştiren devletine ve milletine,
memleketine borçlu olduğunu düşünen bir adamım. Elimden geldiğince bu borcu
ödemek adına hem devlet için hem millet için hem de yaşamış olduğu şehir için
hem de mensup olduğunu düşündüğü kurum için kendisinden fedakârlıklar yapması
gerektiğini çalışması gerektiğine inanan bir insanım. Hayatım boyunca bu düsturla
çalıştım. Ben dünden bugüne küçüklüğümden beri Ülkücü camianın, milliyetçi
camianın içerisindeyim. 1972 yılında 13 yaşındayken gittim ilk Ülkü Ocaklarına!
15 yaşımdayken de burada Kıbrıs savunması çıkarması döneminde gönüllü askere
gitmek için askerlik şubesinin önünde nümayişler yapmıştım. Öyle bir tertipte
bulunmuştum. Serbest çalıştığım dönemlerde Milliyetçi Hareket Partisi'nin
yöneticiliklerinde bulundum. Ama devlet memuru olduğum dönemlerde Ülkü
Ocaklarının faaliyetlerine yardımcı oldum. MHP’den 2 dönem milletvekili adayı
adayı oldum. Şimdi de bu dönemde özellikle Devlet Bahçeli'nin son dönemdeki
tutumlarından biraz rahatsızlık duyduğumdan dolayı kendimi emekli ettim aslında
siyasetten. Fakat İyi Parti diye bir parti kurulunca bunun Türkiye için çok
önemli bir gelişme olduğunu önemli bir ihtiyaç olduğunu gözlemlediğim için de
bunun kadrolarında yer almak istedim. Sonuç itibarıyla Kahramanmaraş İyi Parti
Kurucu İl Başkanı sıfatıyla atandım.
Doktor Faruk Atlı İyi
Parti ile nasıl tanıştı? Partinin kuruluş aşamasında Dr. Faruk Atlı’nın ismi
geçiyor muydu yoksa bu görev size sonradan mı tevdi edildi?
Biliyorsunuz Milliyetçi Hareket Partisi’nde bir kongre
süreci yaşandı. Kongrede delegelerin yaklaşık yüzde 60’ı imza atmıştı.
Biliyorsunuz yüzde 20'si dilekçeye imza koyunca kongreye gidilmesi gerekiyordu.
Yüzde 60’ imza verdikleri halde birtakım sebeplerle kongre yapılmadı. Kongre
yapılmayınca dışarıda siyaset yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Arkadaşlar kendi
platformlarında kendilerini ifade edemeyince dışarıda bir arayış içerisine
girdiler. Kongrenin yaşandığı dönemde 4 tane aday arkadaşımız vardı. Biz
hepsinin de çalışmalarına katıldık. Kahramanmaraş'a gelen bütün başkan adayı
arkadaşlarımızın muhalif başkan adayları diyelim; hepsini karşıladık,
ağırladık. Konuşma yapmalarına vesile olduk. Hepsi ile çalıştık; ama bizim
gönlümüz baştan beri toplum içerisinde backroundu daha yüksek olan Sayın
başkanımız Meral Akşener ile beraber olmaktı. Onu daha yakından takip ettik.
Nitekim gelinen süre itibariyle bir isim etrafında kongreler yapılmayınca
Milliyetçi Hareket Partisi dışında başka bir parti arayışı oldu. Bu parti
arayışında halkta daha çok karşılığı olan Sayın Genel Başkan Meral Akşener’in
başkanlığında bir parti kuruldu. Diğer aday arkadaşlarımızla beraber hareket
ettiler, beraber kurdular. Bu baştan beri gönlümüzde olan bir şeydi. Buna
katkıda bulunmayı istedik. Bu istediğimizi de yukarıdaki arkadaşlarımızla
ilettik. Onlar da tabii çok ince eleyip sık dokuyarak çok uzun uzun araştırarak
bir karara vardılar. Zaman zaman bizim ismimiz de geçti başka arkadaşlarımızın
ismi de geçti. Sonunda Kahramanmaraş'ta partiyi kurmak adına bizi
görevlendirdiler. Baştan beri dediğim gibi bu hareketin içindeydik. Şimdi de İl
Başkan olarak atandık.
İyi Parti hangi
çevrelerden oluşuyor? Sadece MHP’den kopanların partisi mi?
İyi parti sadece Milliyetçi Hareket Partisi'nin tabanından
değil dışarıdan arkadaşlardan da oluşuyor. Zaten yönetici kadrosuna
baktığınızda görüyorsunuz; içerisinde sanatçılar var. Gazilerimiz var. Eskiden
CHP'nin yönetiminde bulunmuş insanlar var. Doğru Yol Partisi'nin, Anavatan
Partisi'nin, AK Parti'nin yönetiminde olmuş insanlar var. Toplumun değişik
kademesinden insanlarla korucularla ortaya çıktılar. Ben geniş kapsamlı bir
parti olduğunu düşünüyorum.
İyi Parti’nin
yönetiminde, diğer partilerin yönetimlerinde de yer almış isimler var dediniz.
Bu insanlar niçin iyi partide toplandı? Ortak nokta ne?
Şimdi Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendinin
bunu açıklayan bir sözü vardı dedi ki bizi Pergel gibi düşünürseniz; bir
ayağımız milliyetçilikte olacak. Ama öbür ayağımız bütün Türkiye'yi kapsayacak
şekilde öyle bir daire çizecek, demişti. Bizim merkezimizde milliyetçilik var.
Merkezimizde vatanseverlik var. Aynı zamanda şöyle bir şey de söyledi: Biz
kimsenin gömleğini çıkarmasını istemiyoruz. Biliyorsunuz gömlek çıkarma AK
Parti hükümetleri döneminde Türkiye’de siyaset jargonuna geçmiş bir kelime.
İşte biz milli görüş kimliğini bıraktık ya da çıkardık gibi bir ifadeyle
canlanmıştı, bu Türk siyasetinde! Biz kimsenin gömleğini çıkartmasını
istemiyoruz. Herkes kendisini olduğu gibi ifade edebilsin ama ortak zeminimiz
milliyetçilik üstüne İyi Parti ceketini giysin. Öyle bir anlayış içerisindeyiz.
Yani biz vatanımızı milletimizi seven ve milliyetçilik paydasında yan yana
gelebilecek insanlarla bir arada olmak istiyoruz. Sayın Genel Başkan
Yardımcımız Ümit Bey’in de açıkladığı bir şey vardı bizim amblemimizde iki
çizgi var: Bu çizginin birisi PKK'nın HDP oy veren insanların değil PKK'nın
önünü kesen, vatanına ihanet etmiş PKK'lıları dışarıda bırakan bir çizgi!
Diğeri de yine Türkiye Cumhuriyeti'nin başına çeşitli belalar açmış, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmaya yönelik faaliyetlerde bulunmuş olan FETÖ'yü bir
kenara bırakan bir çizgi. Onun dışında biz Herkesle her şeyi konuşabiliriz. Yan
yana gelebiliriz, oturabiliriz ve her şeyi konuşabiliriz.
İyi Parti daha
kurulmadan konuşulmaya başlandı. Kuruluş aşamasındayken de en ufak bir gelişme
dahi çok yakından takip edildi. Parti'nin resmi olarak kuruluşuna yönelik Meral
Hanımın yaptığı açıklamada; İyi Partinin logosu ön plana çıktı. Üzerinden bir
sürü tartışmalar oldu. İyi Parti’yi konuşturan şey ne?
Bir şey çok konuşuluyorsa bilinmelidir ki böyle bir ihtiyaç
söz konusudur. Yani bir ihtiyaç olunca ortaya çıktı. Şimdi AK Parti neden
kuruldu? AK Parti uzun süreli Türkiye koalisyonlarla yönetilmişti. Bir takım
sıkıntılar vardı. Bütün insanlarda, hükümette olan insanlarda bile; ya güçlü
bir hükümet çıkarsa devletin birikmiş problemleri var, bunları hep beraber iyi
niyetle çözerse fikri ortaya çıktı. Ya çok kısa süre içerisinde devlet
atılımlar yapabilir denildi. Bundan dolayı da Parti AK Parti böyle çıktı. AK
Parti böyle bir ihtiyaçtan doğdu. Dolayısıyla AK Parti kuruldu. Bu ihtiyaç
sonrasında da gerçekten bir dönemde güçlü bir iktidarla güzel şeyler yapıldı.
Fakat görüldü ki 2007'den sonra bu başlangıçtaki zeminden saptı AK Parti! Ne
oldu? Toplumun temel dinamikleri ile kavga yapmaya başladı. Cumhuriyetle kavga
yapmaya başladı. Atatürk'le kavga yapma ya başladı. Cumhuriyetin ilkeleri ile
Atatürk devrimleri ile kavga yapmaya başladı. Artık giderek evinde oturan yüzde
51'den bahsedilmeye başlandı. Dış politikada biliyorsunuz çok ciddi sıkıntılar
ortaya çıktı. Defaaten Genelkurmay'ın MİT'in ya da Emniyetin yüksek
kademelerinin uyarılarına rağmen FETÖ'nün devlet içerisinde yapılanmasına
müsaade edildi. Sonuçta 2015'te böyle bir şey yaşadık. Bir kalkışma yaşadık.
Tabii bu kalkışmayla Türkiye'de böyle bölünme ortamı oluştu. Ben çok iyi
biliyorum evvelden askere gittiğiniz zaman askerde Kahramanmaraşlı, Adanalı,
Osmaniyeli, Malatyalı, Kayserilileri Biz kendi içimizde hemşerim derdik. Kimse
onlara sormazdı; ki sen Kürt müsün, Laz mısın, Alevi misin, Sunni misin, hangi
boya bağlısın? Hangi mezhebe bağlısın, kimse sormazdı? Herkes kendisiyle
kaynaşmak içerisindeydi; ama Türkiye Cumhuriyeti’nde AK Parti hükümetleri ile
birlikte 36 etnik parçadan bahsedilmeye başlandı. Bunlardan sadece bir tanesi
Türk’lerdir denildi. Bunun yanında federatif yapılanmadan bahsedildi,
özerklikten bahsedildi Bunların hepsi AK Parti hükümetleri döneminde oldu. Yani
Türkiye'nin bölünmeye doğru gittiği bir ortamda milliyetçi insanların rahat
olması mümkün değildi. Vatanını milletini seven, gerçekten Türkiye
Cumhuriyeti'nin büyük atılımlar yapmasını ve milli değerleri planda tutarak
devletinin yönetmesini isteyen gruplar bunlardan rahatsız oldu. İlk önce kendi
partisi içerisinde bunu dillendiren ama cevap bulamayınca kendi partilerinde
buna cevap bulamayınca başka bir parti ihtiyacı ortaya çıktı İyi Parti böyle
kuruldu. Toplum da böyle bir ihtiyaç içerisinde olduğu için baştan beri İyi
Parti çok konuşuldu. Daha İyi Parti yokken bile önce muhaliflerin partisi
denildi. Başka parti kurulacak mı denildi. Uzun süredir de Meral Akşener'in
partisi diye soruldu anketlerde de! Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmeye doğru
giden bu döneminde sadece biz de rahatsız değiliz. Türkiye'deki her kademeden
insan rahatsız. Ekonominin kötü gidişatı da var bunun içerisinde; dış
ilişkilerdeki istikrarsızlıklar da var. Türkiye Cumhuriyeti'nin birçok
kurumlarının, kademlerinin FETÖ Terör Örgütüne teslim edilmesi de var. Ordunun
birtakım bahaneler ile ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması da var.
Bunların hepsi Türkiye'de yeni bir yapılanmanın ihtiyacını ortaya koydu. Onun
için çok konuşuldu. Dolayısıyla böyle bir yapılanma ortaya çıktı.
İyi Parti için “FETÖ
projesi” ya da “FETÖ destekli parti” ifadesi kullanılıyor. Siz bunlar için
neler söyleyeceksiniz? Bu algıyı nasıl kıracaksınız?
Böyle iddialar var. Biz de duyuyoruz. Bizim de kulağımıza
geliyor. Bence bunun için özel bir çaba sarf etmeye gerek yok. Şimdi FETÖ ile
13 yıl boyunca Türkiye'yi birlikte idare etmiş bir AK Parti hükümeti varken;
Türkiye'nin bütün kurumlarını FETÖ'ye peşkeş çekmiş bir hükümet varken başka
bir yerde FETÖ aramak çok insafsızlık olur. Zaten bunu Ben söylemiyorum yine Sayın
Cumhurbaşkanımızın sözüyle söylüyorum. Dedi ki; ne istediniz de vermedim. Yani
her şeyi ben size açtım, dedi. Türkiye'de biliyorsunuz Türkçe Olimpiyatları
bunun görünen yüzü olduğu için söylüyorum. FETÖ projesinin görünen yüzüydü bu!
Bütün AK Partili belediyeler tarafından finanse edildi. Bütün AK Parti
milletvekilleri, üst düzey yöneticileri oralarda ilk sıralarda yer bulmak için
birbirleriyle yarıştı
Diyelim ki iyi Parti
iktidara geldi. FETÖ ile mücadele edecek mi? Bu mücadele nasıl olacak?
Bizim iki çizgimiz var. Biraz önce de dedim: Birisi PKK'yı,
ikincisi FETÖ'yü dışarıda bırakan çizgidir. Biz kendimize milliyetçi diyoruz.
FETÖ'nün, Fethullah Gülen'in buralarda hükümet tarafından öne çıkarıldığı
dönemlerde kullandığı bir söz vardı; dedi ki kelime-i şehadet için la ilahe
illallah yeter! Muhammeden Resulullah yoktur, dedi. Çünkü Fethullah Gülen
Dinlerarası, Kültürlerarası Diyalog projesiydi. Ya da Ilımlı İslam Projesi
projesiydi. Küresel sermayenin bütün dünyada daha rahat gezmesini sağlamak
adına üretilmiş bir projeydi. Bu projenin mimarı da İslam adına Fethullah
Gülen'di. Amerika bu nedenle destekledi. Amerika her yerde altyapısını kurarak
okul açtı. Bunu da AK Parti hükümetleri çok aşırı bir şekilde destekledi. Bir
Müslümanın bunu desteklemesi mümkün değildir. Bir Müslüman kelime-i şehadet
için “La ilahe illallah yeter” diyemez. Ben burada İl Başkanı olarak atandım.
İYİ Parti binasının boyalarını yaptırdık. Her şeyini ben verdim. Biz bunu
gönüllülük esasına göre yaptık. Yanımızda yer almış milliyetçi insanlar var.
Çünkü milliyetçiler şunun telaşındalar: Belki Kahramanmaraş'ta bu çok
gözükmüyor, eminim Kahramanmaraşlılar da bir süre sonra silkinip kendilerine
gelecekler. Türk milliyetçisi olduklarını bir gün tekrar hatırlayacaklar. Türk
milliyetçiliğinin kalelerinden birisidir Kahramanmaraş ve Türkiye'nin bölünmeye
doğru gittiğini, parçalanmaya doğru gittiğini, kardeş kavgalarına doğru
itildiğini dış politikada yapılan yanlışlardan sonra bir sürü şehit
ailelerimizin olduğunu görecekler. Ve bu yanlışların bir an önce düzeltilmesi
için milliyetçi kadroların iktidara gelmesi için uğraşacaklar. Şunu da söylemek
istiyorum AK Parti'nin hiçbir zaman FETÖ ile mücadele etme ihtimali yoktur,
şansı yoktur. Çok net söylüyorum hiçbir zaman mücadele edemez. PKK ile de mücadele
edemez. Sebebi şu: Çünkü AK Parti'nin kadrolarının içinde FETÖ'cü çok insan
var. Kendileri itiraf niteliğinde söylediği için söylüyorum bunu! Ne dediler?
Efendim, biz FETÖ'nün siyasi ayağına dokunmayacağız. Yani bakanlara,
milletvekillerine, Genel Başkan Yardımcısına, Belediye Başkanlarına, Belediye
Başkan Yardımcılarına, yöneticilerine dokunmayacağız. E kimi alacağız? Biz işte
öğretmeni, doktoru, hemşireyi, belediyede çalışan su sayacı okuyucusunu
alacağız. Böyle mücadele olmaz böyle FETÖ ile mücadele edemezsiniz. FETÖ'nün
Bütün AK Parti belediyelerinde yuvalanmış olduğunu herkes iyi biliyor; ama ona
dokunmayacaklarını söylüyorlar. Ben sizin kurumunuzla savaş halinde olsam
kiminle mücadele ederim? Gazetenin sahibi ile mücadele ederim. Gazetede röportaj
yapan bir muhabirle mücadele etmem. Ben gazetenin sahibi ile uğraşırım. Ama
öyle demiyorlar. Böyle mücadele olmaz. PKK ile da aynı şekilde PKK'nın bütün
yöneticileri dışarıdayken devleti çok açık bir şekilde tehdit eder bir şekilde
gezerken; siz dağdaki üç beş tane insanla mücadele edemezsiniz. Yaptığınıza
mücadele denilmez. Bununla ilgili Selahattin Demirtaş çok net bir şekilde
söyledi. Dedi ki; siz bizle mücadele ettiğinizi zannediyorsunuz. Siz Şırnak’ta
35 kişiyi öldürdünüz ama 500 tane insan dağa çıktı, dedi. Böyle mücadele olmaz.
Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin genel dinamiklerine sahip milliyetçi
kadrolarını başa getirerek mücadele edebilirsiniz.
Kahramanmaraş
teşkilatlanması ne durumda?
Benim yönetimi oluşturduğumda göreceksiniz Kahramanmaraş İyi
Parti teşkilatının yönetiminde AK Parti'de üst düzey görev yapmış insanların
yönetimde olduğunu göreceksiniz. Burada 1-2 dönem öncesinden İlçe Belediye
Başkanlığı yapmış arkadaşların olduğunu göreceksiniz. Sanki sadece MHP'den
kopan insanlar bir araya gelmiş ve MHP'den oy alacaklar diye bir şey yok. Ben
içinde olduğum için biliyorum. Çok ciddi bir şekilde AK Parti'den bize teveccüh
var. Cumhuriyet Halk Partisi'nden teveccüh var. Doğru Yol Partisi'nin
teşkilatları neredeyse teşkilatları feshedip bize geçtiler. Büyük Birlik
Partisi'nde büyük oranda bize geçtiler. Eskiden Anavatanda, Doğru Yol’da
siyaset yapmış insanların neredeyse tamamı bizim partimize geldiler. AK
Parti'nin insanlar arasında ayrışmayı sağlayıcı politikalardan rahatsız olan
herkesten oy alacağız. Bazı resmi başvurular var. Bu resmi işlemleri de
hallettikten sonra üye kayıtlarına başlayacağız; ama ben daha atanmadan önce
benim ismim geçiyordu. Bizimle birlikte bir sürü ismi geçen insanlar vardı. Ben
bu dönemde yaklaşık iki buçuk ay süre boyunca neredeyse Kahramanmaraş'taki
bütün sivil toplum kuruluşlarını dolaştım. Birçok partinin önde gelen isimleri
ile görüştüm. Dernekleri, sendikaları ziyaret ettim. Onlara böyle bir parti
var; Ne diyorsunuz, diye sordum. Daha sonra da ileride biz iyi partiyi burada
kurarsak bize yardımcı olur musunuz şeklinde bir sohbet ortamında onlarla
görüştük. Ayın 25'inde Parti kuruldu. Bizi çağırdılar; çalışma prensiplerini
anlattılar. İyi Parti’nin tüzüğünden bahsettiler. Bunlara bağlı kalarak
çalışmamız gerektiğini ifade ettiler. Çok geniş tabanlı yönetimler
oluşturmanızı istediler. Sadece bir partiden kopmuş insanlar görüntüsünün hem
doğru olmadığını hem böyle bir imajın dışarıya yayılmasının yanlış olduğunu
söyleyerek geniş tabanlı hareket etmemiz gerektiğini söylediler. Biz de öyle
yapmaya çalışıyoruz. Öyle yapıyoruz. Şu anda teşkilatlanma henüz tamamlanmış
değil. Ama beklediğimiz bazı evraklar var. Onlar gelir gelmez üye kaydı
çalışmalarına başlayacağız. Bu arada birçok ilçede de teşkilatlanmayı,
görevlendirmeyi kafamda büyük oranda bitirdim. İnşallah Cuma günü bir basın
açıklaması yaparak onları da paylaşacağım.
Kahramanmaraş'ta üye
kaydı için talepler ne durumda? MHP'den ayrılan MHP’de aktif görev yapmış
insanlar vardı. Bunlar referandum sürecinde de öne çıkmıştı. Meral Hanımın
grubu ile beraber hareket etmişti. Bu isimler yer alacak mı? Netleşen isimler
neler?
Netleşen isimleri önümüzdeki hafta sonuna hepsi tamam
olduktan sonra açıklayacağız. Türkiye'de ilk teşkilatlanma yapan il olmak
istiyorum. Onun çalışmalarını yapıyorum. Ama bütün arkadaşlarımıza kucak
açıyoruz. Geçtiğimiz günlerde adliyenin önünde açıklama yapmıştık. Bizi
arıyorlar; partiye katılmak istiyoruz, diye talep geliyor.
Kahramanmaraş'ta
yüzde 80’e varan oy almış bir Ak Parti var. İyi Parti böyle güçlü bir parti
karşısında etkinliğini nasıl koruyacak? Oy potansiyelini arttırmayı nasıl
düşünüyorsunuz?
Ben sizin dediğinizin tamamen aksini düşünüyorum.
Kahramanmaraş, Evet AK Parti'ye çok yüksek oranda oy veren, dereceler alan bir
şehrimiz. Ama bizim insanımızı biliyorsunuz hem muhafazakar hem milliyetçi
insanlardır. Kahramanmaraş'ın genel yapısı budur. Bizim de zaten öncelik
verdiğimiz iki özellik bu! Ondan dolayı toplu şekilde İyi Parti’ye doğru bir
akış olacağını düşünüyorum. Şimdi 99 yılını biliyorsunuz. 99 yılında Milliyetçi
Hareket Partisi Kahramanmaraş'ta birinci partiydi. Oradan geldiğimizi de
hepimiz biliyoruz. Yani burada bu taban var. Ama kendisini ifade edilecek bir
şey bulamamıştı ve o günün şartları itibariyle sıkıntılar yaşadığı için yeni
kurulan bir partiye teveccüh etti. Ve o yıldan bu güne kadar da bu gelenek
sürüyor.
Olası bir erken
seçimde ya da 2019'a ki seçimlerde İyi Parti'nin Kahramanmaraş'taki oy oranı ya
da Türkiye genelindeki oy oranı nasıl olur? Sizin görüşleriniz nedir?
Biz çok ciddi bir oy alacağını düşünüyoruz. Bir olası erken
seçimde ikinci parti olacağını düşünüyoruz. Daha uzarsa daha farklı boyutta
olacağını düşünüyoruz; ama erken seçimde ikinci parti olacağını düşünüyoruz.
Hedefimiz de o! Yani cumhurbaşkanlığı seçimlerine de ikinci parti olarak girmek
hedefindeyiz. Yaptığımız araştırmalarda edindiğimiz sonuçlar da bize göre öyle!
İyi Parti’nin
programında neler var? Tüzüğünde hassas olduğu noktalar neler?
Bizim İyi Parti tüzük kitapçığında bazı hedeflerimiz var:
Ana hedefimiz dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek. Milli gelirimizi ilk beş
yılın sonunda 14 bin 500 dolar yapmak. Eğitim yaş ortalaması hedefimiz 11 yıl
olacak. 40 yaş altı kadınlarda okur-yazar oranı 5 yıl içinde yüzde 100 olacak.
Küresel refah endeksinde ilk 5 yıl sonunda 40 ülke arasında yer alınacak. Yılda
ortalama bin dolar harcayan 50 milyon turist ağırlanacak. İlk bir yıl içinde
yeni anayasa ile birlikte parlamenter sisteme dönülecek. İlk bir yıl içerisinde
Demokratik Siyasi Partiler Kanunu yapılacak. İlk 5 yıl sonunda işsizlik oranı
yüzde 8’in altına düşürülecek. Teknolojide endüstri devrimi gerçekleştirilecek.
Gençliğin ve kadının pozitif enerjisi hayatın tüm alanlarında hissettirilecek.
Basın özgürlüğünde Avrupa standartları hemen uygulanacak. Türkiye Cumhuriyeti
Pasaportu hak ettiği itibara kavuşturulacak. Genel merkezimizin politikaları
var; ama ben özelde söylüyorum. Bizim burası Tekstil memleketi. Hangi tekstil
sanayicisine sorsanız; size şunu söyleyecektir: Bizim kalifiye elemanımız yok,
diyecektir. Kalifiye eleman yok. Çünkü kalifiye eleman yetiştirecek bizim
okulumuz yok. Kahramanmaraş'ta bir tane Tekstil Meslek Lisesi var. Bir tane
Tekstil Mühendisliği vardı; kapandı. Öğrencisi de yok, öğretim görevlisi de
yok! Eğer Tekstil memleketi ise Kahramanmaraş ve tekstilde çalıştıracak eleman
bulamıyorsak kalifiye elemanları yetiştirecek okullar üretmemiz gerekiyor. Yani
Kahramanmaraş'ta ben yetkili konumda olsam şu an itibariyle en az 20 tane
Tekstil Meslek Lisesi ihtisas ederdim.
Her seçimden sonra duyduğumuz
bir şey var: AK Parti’yi iktidar yapan kadınlardır. İyi Parti’nin başında da
bir kadın var. Peki, kadınların iyi partiye ilgisi ne oranda? İyi Parti'nin
kadınlara özel programları olacak mı?
İyi Parti, bir kadın hareketi biliyorsunuz. Başında Meral
Hanım var. Bunda tüzüğümüze koyduk. Tüzükte diyor ki her kademeden kadın kotası
yüzde 25'tir bütün parti teşkilatlarında yüzde 25'in altında kadın gösterildiği
takdirde o teşkilat yok sayılacaktır. Kahramanmaraş'ta en az 2 tane İlçe
Başkanımız bayan olacak. Bayanlardan çok ciddi bir şekilde teveccüh görüyorum.
Hem ev hanımlarından hem de okumuş yazmış hem de Türkiye'nin sorunlarına
kendisi ile birlikte çözüm arayan kadınlarımız var.
YORUMLAR