‘Kadın, çocukta yapar kariyerde!’

‘Kadın, çocukta yapar kariyerde!’

TOBB Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nazlı Ceylan Balduk Kurtul; “Özel sektör ve kamu iş yerlerinde kreş olmalı ve zorunluluk haline getirilmelidir” dedi.

16 Ocak 2015 - 13:20

Çocukta yaparım kariyerde! Ama çözüm olarak özel sektörde ve kamuda kreş şarttır. Nazlı Ceylan Balduk Kurtul ile yapmış olduğumuz görüşmede konuyla ilgili gazetemize şunları söyledi: “annelik bir kariyer mi? Diye suni bir gündem yaratıldı şimdi ülkemizin o kadar büyük sorunları varken, Annelik mi? Kariyer mi? Diyecek olur isek Annelik doğanın gereğinde var olandır. Ayrıca kadınlara bahşedilmiş Allah’ın verdiği bir lütuftur.  Anne olmak ayrı, kariyer yapmak ayrıdır. Yani annelik kariyer değildir. Ben de iki aylık bir anneyim. Ona rağmen iki ayı bile tamamlamadan işimin başına geldim. Ben bir yıl sonra çalışmaya başlasam da olurdu ama ben kendi işyerimde istihdam sağlıyorum. Bu iş yerini çalıştırmak ve devam ettirmek zorundayım”

 

KADINLAR ÜLKE NÜFUSUNUN YÜZDE 50’LİSİNİ OLUŞTURUYOR

Kadınlar ülke nüfusunun yüzde 50’lisini oluşturuyor. Ülkemizin kalkınması ve çocuklarımızın geleceği için, kadınların iş gücüne katılımı çok önemlidir diye konuşan Nazlı Ceylan Balduk Kurtul, Örneğin; “ben 3 kişi istihdam ediyorum, diğer bir kadın 5 kişi istihdam ediyor. Türk ekonomisine ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.

O yüzden kadınların kariyer yapması bence çok önemli. Çokta gerekli. Hem çocuk yapmak hem de kariyer yapmak bana göre ve çalışan kadınlara göre zor olmaması gerek. Türkiye’yi Avrupa birliği ile mukayese edecek olursak, ülkemizde doğum izinlerinin ve süt izinlerinin süresi arttı. Bu şekilde artması da kadınlarımızın gerçekten işten çıkarılmasına sebep oluyor. İşveren elamanı tercih ederken kadın mı? Erkek mi? Diye düşündüğünde erkeği tercih ediyor. Kadınların doğum izni, süt izni oluyor. Onlar ona ekstra bir maliyet yüklüyor”

 

PROJENİN ALTI DESTEKLENMELİ!

Devlet diyor ki? Biz, o maliyetin zaten bir kısmını üstleniyoruz diyor. Nazlı Ceylan Balduk Kurtul,  Evet; “Devlet maliyetin bir kısmını üstleniyor ama sonuçta işveren çalıştırmayacağı personeli almak istemiyor. İlk kriz anında da kadınlar işten çıkartılıyor. Özel sektörde ve kamu iş yerlerinde kreş olmalı ve zorunluluk haline getirilmeli. Fatma Şahin, aileden sorumlu sosyal politikalar bakanı biz kendisine Maraş OSB de kreş yapılacağı sözü vermiştik. İnşallah gerçekleşecek. Kahramanmaraş’taki büyük sanayi kurumlarının maalesef hiç birinde kreş yok.  Kreş açan birkaç firmayla görüştüm onlarda kreş talep edilmediği için tekrardan kapatılmış. Avrupa da kadınlara anne olmasını kolaylaştıracak destek verilirken çalışma hayatından kopmamaları için kolaylıklar sağlanıyor.  Bu projenin altı destekleniyor. Türkiye’de maalesef sadece doğum izni uzatılıyor. Süt izni süresi uzatılıyor. Ama altı desteklenmiyor. Sonuçta bazı yaptırımlar konulması lazım ülkemizde. Hani işverenin kadını çalıştırma zorunluluğu sağlanması lazım. Aksi takdirde kadınlar, kadın girişimcilik, kadın çalışan nüfusu azalır. Ve şuan da ben çok üzülerek görüyorum ki, hedeflenende o, hatta en son gelen yasa, kadınlara çocuk maaşı bağlanıyor. Bu biraz kadınları tembelliğe itiyor.  Açıkça kadınlara evde oturması teşvik ediliyor. Hal bu ki, ülke geleceği için, kadınların mutlaka ekonomiye katkı yapması lazım. Yüzde 50’lilik oran çöpe atılır aksi takdirde” diye konuştu.

 

DELİBAŞ: “ÇOCUK VE KARİYER YAPMAK, PSİKOLOJİK SORUNLARA YOL AÇIYOR”

Çocuk ve kariyer yapmak, çalışan kadınları nasıl bir zorlukların ve sorunların beklediğini Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi Psikiyatri Arzu Delibaş, konuyla ilgili şu bilgileri aktardı: “Günümüzde özellikle evli kadınlar kendilerinden beklenenin fazlasını yapmaya çalışıyor. Bu durum strese bağlı hastalıkları ortaya çıkartıyor. Ancak ‘Çocuk da yaparım kariyer de!’ fikri bazı psikolojik sorunlara yol açıyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:  “Annelik güzel bir duygu, her genç kız evlenip mutlu bir yuva kurmak ister. Tabi arkasından bir kız bir erkek çocuğumuz olsun hayali kurulur. Bu kez bütün bunlar olduğunda ise anne eğer çalışıyorsa bu defa ben çalışıyorum çocuğuma ve işe nasıl yetişirim korkusu başlar. Anne iş ile çocuk arasında ikilem yaşar. Daha sonra ruhsal sorunların ortaya çıkması halinde çalışan anneyi zor duruma sokar. Kadınlar iş hayatının sunduğu sosyal ve ekonomik getirileri başlangıçta cazip görebiliyor fakat daha özgür yaşama isteği ve erkeğe bağımlı kalmamak için çalışmak isteği içerisinde bulunuyor. Çocuk yapma planları devreye girdiğinde iş hayatıyla anne olma isteği arasında ikileme düşüyor. Tabi bu durumda kadın iş, çocuk ve eş arasında kalan tükenmişlik hissine kapılıyor. Yoğun olumsuz duygular içine girerek kendini suçlamaya başlıyor. Eşi ve çocuğuyla yaşadığı iletişimsizliği çalışma hayatına bağlıyor. Çalışan anneler genellikle çocuklarına daha düşkün oluyor. Çocuğunun her isteğini yerine getirmek istiyor. Bunun sebebi ise çocuğun annesine olan ilgisinin azalması ve onun, çalışıyor olmasıdır. Bu durumda çalışan anne, çocuğuna ve eşine yeterli ilgiyi gösterdiğini hissettirmek için çaba sarf etmektedir.”

 

ÇOCUĞU’NUZA TÜM İMKÂNLARI SUNMAYIN

Kendini çocuklarına kanıtlamaya çalışan anneler, çocuklarının her istediğini yapar hale geliyor diyen Psikiyatrı Arzu Delibaş: “Çalışan Anneler, Sürekli çocuklarına karşı endişe ve kaygı duydukları için, çocuklar huzursuz, korkak ve güvensiz olabiliyor. Aynı zamanda aşırı ilgiden dolayı şımarık bir kişilik de ortaya çıkabiliyor. Çünkü anne çocuğun önüne tüm imkânları sunuyor. Çocuğunun her istediği şeyi gerçekleştiriyor. İleride başkaları bu ortamı ona sağlayamadığında çocuk mutsuz ve doyumsuz bir birey olabiliyor. Aslında çocuğun her istediğini almamak ve ona hayır demeyi öğretmek gerek. Yani mükemmel kadın ve anne bilincinden uzaklaşın. Kendinizi fazla yormayın. Çocuk, eş ve iş dengesini iyi kurun. Çocuğun gelişimi için sürekli endişe duymayın. Kendinize zaman ayırın. Eşinizle sinemaya gidin. Arkadaşlarınızla buluşun. Sosyal aktivitelerden uzak kalmayın. Çocuğunuzun mükemmel annesi yerine onun anlayışlı annesi olmayı sağlayın. Eğer kadınların sorunlarında azalma yoksa mutlaka bir psikolog desteği almalarında fayda vardır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. (YADİGAR JİRA)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x