Kahramanmaraş Barosuna kayıtlı Avukatlar ile birlikte
açıklama yapan Başkan Gül konuşmasında: “Baroların Genel Kurul resmi
süreçlerinin başlamasından bir gün önce, Sağlık Bakanlığı’nın yazısı üzerine
alındığı belirtilen İçişleri Bakanlığı’nın Tavsiye Genelgesi üzerine İl
Hıfzıssıhha Kurullarının 02.10.2020 Tarihli kararlarıyla, açıkça yasaya aykırı
olarak kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin genel kurullarının
01.12.2020 tarihine kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Sonrasında YSK
tarafından da 02.10.2020 Tarihli karar ile İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha
Kurullarının karar alması halinde baro genel kurullarının yapılamayacağına
hükmedilmiştir.
Avukatlık Kanunu’nun 82.Maddesi; Baro Genel Kurullarının
son rakamı çift olan yıllarda olmak kaydıyla iki yılda bir Ekim ayının ilk
haftası içinde toplanacağını düzenlemektedir. Yasal hüküm, önce tavsiye
genelgesi ile akabinde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla ve son olarak da YSK
kararı ile ihlal edilmiştir.
1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda, Hıfzıssıhha
Kurullarının genel kurul erteleme yetkisi bulunmamaktadır. Hal böyleyken
yasayla getirilen bir düzenlemenin genelge, kurul kararı gibi işlemlerle
ortadan kaldırılması açıkça hukuka aykırıdır. Hukuka aykırı olarak alınan
Hıfzıssıhha Kurulu kararlarını dayanak alarak baro genel kurullarını iptal eden
ancak aynı kararında siyasi partilerin kongrelerini yapmalarında sakınca
bulunmadığını beyan ederek virüsün toplantı seçtiğini ortaya koyan Yüksek Seçim
Kurulu kararı hakkında ise hukuki bir değerlendirme yapmak maalesef mümkün
değildir.
Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının açıklandığı tarih olan
10 Mart’tan bu yana aradan geçen sürede, baroları bölme kanunlarından,
düğünlere, siyasi partilerin kongrelerinden, mitinglere ve açılışlara kadar
hiçbir “etkinliğin” ertelenmediği ülkemizde baro seçimlerinin ertelenmesi, oy
vermek ve baronun organlarını belirlemek yetkisine sahip bütün avukatların
iradelerine ipotek koyulması anlamına gelmektedir.
Bu hukuksuzluğa karşı yasal yollara mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirmekle birlikte, bu hukuk tanımazlığın seçme ve seçilme hakkını keyfi olarak ortadan kaldırması bakımından hukuk güvenliği ilkesine ve demokrasimize telafisi imkânsız zararlar vereceğini tarih önünde yetkililere bir kez daha hatırlatıyoruz.” İfadelerine yer verdi.
YORUMLAR