Örneğin,
· Bizim gözümüze güzel
gelen şekil, renk ve boyutların dışındaki taze gıdalar, satışa çıkarılmadan
önce ayıklanarak ziyan edilmektedir.
· Tavsiye Edilen Tüketim
Tarihi (TETT) yaklaşan ya da geçmiş gıdalar genellikle satıcılar ve tüketiciler
tarafından ziyan edilmektedir. Oysa ki Son Tüketim Tarihi’nden (STT)
farklı olarak, (TETT) ürünlerin belirli bir tarihten sonra da sağlıklı bir
şekilde tüketilebileceğine, sadece renk, form, pişme süresi gibi özelliklerinin
değişeceğine işaret etmektedir.
· Artan gıdalar, yenilebilir
durumda olmalarına rağmen, genellikle değerlendirilmemekte ve mutfaklardan ya
da gıda hizmeti sağlayan yerlerde çöpe atılmaktadır.
GIDA KAYBI NEDİR
Gıda israfından farklı
olarak gıda kaybı, tüketicinin eline geçmeden önceki süreçte, gıdanın üretimden
arza kadar olan süreç boyunca kat ettiği yolda üretici ve tedarikçilerin hatalı
alışkanlıkları ve seçimleri sonucunda tüketilebilir gıdalarımızın kaybedilmesi
ve israf edilmesine verilen addır. Perakendeciler, gıda hizmet sektörü ve
tüketiciler bu zincire dahil değildir. Kısaca
hasattan/kesimden/avlanmadan sonra gıda arz zincirine giren ancak bir şekilde
ziyan edilen gıdalar, gıda kaybını tanımlar.
BİZ İSRAF
YAPIYORMUYUZ
Maalesef, bilerek veya
bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, hepimiz gıda israfı yapıyoruz. Önemli
olan bunu elimizden geldiğince en aza indirebilmemiz. Ülkemizin en değerli
hazinelerinden biri olan gıdamızı korumak ve soframıza sahip çıkmak için en
temel ipuçlarını burada bulabilirsiniz. Farkında olmadan kaybettiğimiz ve israf
ettiğimiz gıdalarımızı korumak için öncelikle şunların şart olduğunuz
unutmayalım:
· Planlı, listeli alışveriş
yapmamız
· İhtiyacımız kadar satın
almamız
· Tüketeceğimiz kadar
hazırlamamız
· Doğru koşullarda
saklamamız
İSRAFA SATIN
ALIRKEN BAŞLADIĞIMIZI UNUTMAYALIM
Daha fazlası daha ucuz
diye, yanında bedava ürün var diye veya aslında ihtiyacımızla doğrudan alakası
olmayan sebeplerden dolayı plansız alışveriş yaparak israfa giden yolda ilk
adımımızı attığımızın çoğu zaman farkında bile olmuyoruz Alışverişe gitmeden
önce ihtiyacımızı listeleyelim, planlayalım. İhtiyacımız kadar alalım.
Şekli bozuk diye dış
güzelliğine aldanıp, iç güzelliğine önem vermeyerek meyvelerimizin
sebzelerimizin kalbini kırmayalım. Yenilebilir ve sağlıklı durumda olan her
gıdamızın bizim için birer nimet olduğunu unutmayalım.
Soğukta saklamamız
gereken gıdaları alışverişimizin en sonunda alabilir ve böylece eve giderken
buzdolabı dışında geçirecekleri zamanı kısaltabiliriz.
GIDALARIMIZI DOĞRU
SAKLAYALIM
Satın aldığımız gıdaların
etiketlerini dikkatlice okuyalım ve ürünlerimizi mutlaka etikette belirtilen
koşullar altında saklayalım.
Mikroorganizmaların
çoğalmasını yavaşlatmak ve gıdalarımızı daha uzun süre taze ve güvenilir tutmak
için bazı gıdalarımızı buzdolabında saklamamız şart. Bunlar süt, et gibi
etiketlerinde "Son Tüketim Tarihi" (STT) olan ve etiketinde
buzdolabında muhafaza edilmesi gerektiği belirtilen gıdalar.
Çiğ et, tavuk ve
balıkları kısa süre içinde tüketmeyeceksek -18 C’de dondurmalıyız.
Yumurtalarımızı yıkayıp yerleştirmek
bozulma süresini kısaltıyor. Sadece görünür kirleri yumuşak bir bezle
temizlemeli, yıkamak istiyorsak, kullanmadan hemen önce yıkamalıyız.
Hububatlar, kolay
muhafaza edilebilen dayanıklı gıdalardır. Buzdolabımızda yerimiz azsa, örneğin
pirinç, un ve bulguru serin, kuru ve karanlık ortamlarda, diğer gıdalara oranla
daha uzun süre saklayabiliriz.
Patates, sarımsak, kuru
soğan, yer elması ve balkabağı gibi kök sebzelerini de buzdolabında
saklamamamız gerekiyor aslında. Bu sebze ve meyveleri delikli kaplarda, direk
güneş ışığına maruz bırakmadan serin bir ortamda saklayabiliriz.
Elma, kayısı, üzüm,
şeftali, nektar, kavun, incir gibi bazı meyveler olgunlaşma hormonu olarak
bilinen etilen gazı salgılar. Etilen gazına hassas olan muz, armut, erik, domates,
lahana, havuç, salatalık, taze fasulye gibi sebze ve meyveler bu gazdan
etkilenerek daha hızlı çürürler. Dolayısıyla bu iki grubun birlikte durmalarına
müsaade etmemeliyiz.
BUZDOLABINI NASIL
KULLANMALIYIM
Buzdolabı ve
dondurucumuzu düzenli olarak temizleyelim ve sıcaklıklarını düzenli olarak
kontrol edelim. Buzdolabımızın sıcaklığı 4 ⁰C ve altında olmalı.
Gıdalarımızı saklarken
“ilk giren ilk çıkar” kuralını uygulayalım. Mesela iki yumurtamız vardı ve bir
kutu yumurta daha aldık. Yemek pişirirken önce mutlaka daha önceden kalan o iki
yumurtamızı kullanalım.
Çiğ ürünleri; pişmiş
yemeklerin ve hazır yemeklerin altında ayrı bir rafa koymalıyız.
Gıdalarımızı aralarında
soğuk hava geçişini sağlayacak şekilde aralıklı olarak yerleştirmeliyiz.
Buzdolabı kapısını mümkün
olduğunca kapalı tutmalıyız. Hem ürünlerimizin aynı soğuklukta kalması, hem de
elektrik enerjisiden tasarruf etmek için.
Pişirdiğimiz büyük
porsiyonlu yemekleri ve tatlıları sıcakken buzdolabına asla koymamalıyız. Bu
hem buzdolabımıza hem de buzdolabında sakladığınız gıdalarımıza zarar
verir.
Çapraz bulaşmayı önlemek
için gıdalarımızı kapaklı kaplar içinde buzdolabına yerleştirmeliyiz.
DONDURUCUYU NASIL
KULLANMALIYIM
Daha düşük sıcaklık
koşulları gerekmiyorsa dondurucumuzun sıcaklığını -18 ⁰C’ye ayarlayabiliriz.
Dondurucumuzun sıcaklığını da düzenli aralıklarla kontrol etmeliyiz.
Dondurucumuza asla sıcak
ürün koymamalıyız.
Dondurucumuzu da soğuk
hava geçişini engelleyecek şekilde aşırı
Gıdalarımızı oda
sıcaklığında depolayacağımız yerleri serin, kuru ve temiz tutmalıyız.
KİLERİ NASIL
KULLANMALIYIM
Kiler veya dolaplarımıza
hava giriş çıkışı olduğundan ve rutubet olmadığından emin olmalıyız.
Gıdalarımızı direkt güneş ışığından da korumalıyız.
Gıdalarımızı yerden ve
eğer mümkünse duvardan 15 cm uzaklıkta depolamalıyız. Su veya haşerelerin zarar
veremeyeceği şekilde sağlam ve dayanıklı kaplarda saklamalıyız.
TÜKETİM TARİH
ETİKETLERİNE DİKKAT
Hiçbir gıda, ne kadar iyi
saklanırsa saklansın, sonsuza kadar dayanamaz. Önceden paketlenmiş gıdaların
çoğunda ya "son tüketim tarihi" ya da "tavsiye edilen tüketim
tarihi" vardır.
STT (son tüketim tarihi)
mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu nedenle insan sağlığı açısından
kısa süre içerisinde tehlike oluşturması muhtemel olan gıdaların
tüketilebileceği son tarihtir. Bu tarihten sonra gıdaları tüketmek tehlikeli
olabilir.
TETT (tavsiye edilen
tüketim tarihi) uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has
özelliklerini koruduğu süreyi gösteren tarihtir. Yani gıdaların en yüksek
kalitede ne kadar dayanabileceğini gösterir.
Bazı gıdalar, son tüketim
tarihinden sonra bile bozulmamış görünebilir ama bu o gıdayı tüketmenin güvenli
olduğu anlamına gelmez. Gözle fark edilemeyen mikroorganizmalar, sizleri hasta
edebilir. Bu sebeple son tüketim tarihi geçmiş gıdaları asla
tüketmemeliyiz.
Tavsiye edilen tüketim
tarihi geçmiş bir gıdayı tüketmek ise tehlikeli olmayabilir. Bu gıda, tat, koku
veya renk gibi özelliklerini yitirmiş olabilir.
Yemeği soğutmak ne kadar
uzun sürerse, yemekteki mikroorganizma sayısı da o kadar çok artar.
Mikroorganizmaların çoğalmasını engellemek için, yemeklerin hızlı bir şekilde
soğutulması gerekmektedir. Hızlı soğutma için, büyük miktardaki yemekler daha
küçük porsiyonlara ve küçük kaplara bölünmelidir. 2 saatten fazla oda
sıcaklığında beklemiş olan yemekler tüketilmemelidir. Pişirilmiş, tüketime
hazır yemekler pişirildikten sonraki 2 saat içinde hızlı soğutularak kapaklı
kaplar içinde buzdolabına konulmalıdırlar. Buzdolabına konulan kapların aralarında
soğuk hava geçişini sağlayacak aralıklar olması yemeğin daha hızlı soğumasını
sağlayacaktır.
ARTAN YEMEKLERİ NE
YAPABİLİRİM
Artan gıdaları mutlaka
iki gün içinde kullanalım. Isıtılmış ancak tüketilmeyen yemekler tekrar
muhafaza edilmemelidir. Buzdolabında muhafaza etmiş olduğumuz artan yemekler
tekrar tüketilmeden önce hızlı bir şekilde pişirme sıcaklığına kadar
ısıtılmalıdır (en az 74 °C ye kadar). Çorba gibi sıvı yemeklerimizi de
kaynayana kadar ısıtmalıyız.
YORUMLAR