Kahramanmaraş’ta Ebrar Sitesi davası ertelendi

Kahramanmaraş’ta Ebrar Sitesi davası ertelendi

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık ‘Asrın Felaketi’nde yaklaşık bin 400 kişinin can vermesiyle ismini tüm dünyanın duyduğu ve 22 bloğundan 18’inin yıkıldığı Ebrar Sitesi davası ertelendi.

20 Ocak 2024 - 23:58

Kahramanmaraş’ta 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık ‘Asrın Felaketi’nde yaklaşık bin 400 kişinin can vermesiyle ismini tüm dünyanın duyduğu ve 22 bloğundan 18’inin yıkıldığı Ebrar Sitesi’nin müteahhidi din kültürü öğretmeni 81 yaşındaki Tevfik Tepebaşı; “Ben öğretmenim, inşaattan anlamam. Ne ile suçlandığımı anlamış değilim. İnşaatları yaparken siteyi yaptıran kooperatiflerin yönetim kurullarında olup imza yetkisi bulunan herkesle beraber hareket ettik. Bu arada zamanın belediye denetim yetkilileri ise site inşaatlarını 15 kez gelip denetledi ve ‘olur’ verdi. Yani ben tek başıma bir şey yapmadım, kararların hepsi yönetim kurullarınca alındı. Ben herkesi ev sahibi yaptım, herkesin gözünde o zamanlar itibar sahibiydim ancak şimdi tek hedef gösterilen ben oldum. Beraatimi talep ediyorum.” diyerek kendini savundu.

Ebrar Sitesi’nde 109 can kaybıyla en çok ölümün meydana geldiği B blok hakkındaki duruşma Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Mahkeme başkanı olarak Turgay Çorak’ın görev yaptığı ve Bayram Ali Durmuş ile Handan Düzgün’ün üye olarak yer aldığı duruşmada müteahhit Tevfik T.’nin yanı sıra Ahmet D, Atilla Ö, Mehmet Akif Ö., Meliha T., Mustafa T. ve Salih T. sanık olarak yer aldı.

Müteahhit Tevfik T., tutuklu bulunduğu Kırşehir’den, Atilla Ö. İle Ahmet D. Ardahan’dan ve Meliha T. de Antalya kapalı cezaevinden online olarak ifade verdi.

‘Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçlamasıyla yargılanan müteahhit Tevfik T. ve diğer sanıklar üzerlerine atılı suçlamaları reddederken; Tevfik T.; ‘Ben öğretmenim. İnşaat işlerinden anlamam’ diyerek kendini savunmaya çalışırken diğer sanıklar da sorumluluğu Tevfik T.’nin üzerine attı.

Müşteki avukatlarından ve İstanbul’dan gelerek duruşmaya katılan Şuayip Bolat, kendisinin de bir yakınının başka bir blokta depremde hayatını kaybettiği belirterek duruşma sonrasında yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti; “En az 8 katlı 22 bloktan oluşan Ebrar Sitesi'nde 18 bloğun yıkılması sonucu yaklaşık bin 400 kişi hayatını kaybetti. Yıkımın ve can kaybının bu kadar büyük olmasının ana nedenleri; çoğu müteahhidin aç gözlü olması, rant peşinde koşması, depreme dirençli konut inşa etmemesi, mevzuata uymaması, malzemeden çalması, zemini uygun olmayan alüvyonlu arazinin imara açılması, zemin koşulları esas alınarak bina yapılmaması, zeminin taşıyamayacağı kadar çok katlı binalara imar izni verilmesi, zemin etüdü olmayan bloklara ruhsat verilmesi, zemin etüdü yapılmadan statik proje yapılması, malzemenin yetersizliği, yapı denetim firmaları ve Belediyeler, Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği bakanlığı ve AFAD tarafından yeteri kadar denetleme yapılmaması ve hukuka ve bilimsel verilere aykırı olarak ruhsat verilmesidir.

Buna istinaden müştekilerin, mağdurların yetkililer tarafından yanıtlanmasını beklediği birçok sorun ve soru mevcuttur. Ebrar Sitesi soruşturma dosyalarındaki bazı evraklar eksik, binaların ruhsat evrakları yok. Binanın tadilat görüp görmediğine ilişkin evraklar yok, bazı dosyalarda bir yıla yakın süre geçmesine rağmen sorumlular tespit edilmemiş, olay aydınlatılmamış.

Bunlar yoksa ilgili kamu kurumları, ilgili mevzuat, yapı denetim firmaları niye var? Bu evraklar nerede? Neden soruşturmalar etkili ve hızlı yapılmıyor? Bilirkişi raporlarında Ebrar Sitesi’nde bulunan tüm binalarda betonun karışımında kırma taş kullanıldığı, betonun elle ufalanabilecek kadar düşük mukavemete sahip olduğu, beton içerisinde hava boşlukları ve segregasyon oluşumları bulunduğu, çimentonun birleştirici özelliğinin düşük olduğu, kolon ve kirişlerin donatı sayısı ve bağlantılarının uygun ve yeterli olmadığı, düz ve nervürlü donatıların yönetmeliklere kanuna aykırı olarak bir arada kullanıldığı ve etiriye kanca açılarının 135 derece olmadığı bilirkişi incelemelerinde belirtilmektedir. Buna rağmen, bazı bilirkişi raporlarında malzemenin yeterli dayanımda olduğu, taşıyıcı sistemin eksikliğinden kaynaklı yıkıma sebebiyet oluşturmayacağı değerlendirmesi nasıl yapılmıştır?

BU EKSİKLERİ DENETLEMEKLE YÜKÜMLÜ BELEDİYE, ÇEVRE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YETKİLİLERİ VE YAPI DENETİMDE GÖREVLİ OLAN FENNİ MESULLER NASIL SORUMLU BULUNMAMAKTADIR?

Ebrar Sitesi bloklarında yapı ruhsatında alınan projeler tamamlandıktan birkaç yıl sonrasında, sığınaklar "bodrum, zemin ve asma katta bağımsız bölümlerin alanlarının değiştirilmesi ile ilave konut ve işyeri yapılarak Tadilat Yapı Ruhsatları düzenlendiği bilgileri mevcuttur. Binaların taşıyıcı sistemine zarar verilmeden yapılması gereken bu denli büyük düzenlemelerin proje detayları neden bilirkişi raporlarında değerlendirilmemiştir? Ve neden tadilat projeleri dosyada yoktur. Varsa neden müşteki ve müşteki avukatlarıyla paylaşılmamıştır?

6 ŞUBAT DEPREMİNDEN SONRA BAKANLIĞIN YAPMIŞ OLDUĞU MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMASINDA EBRAR SİTESİ ALANI YAPILAŞMAYA UYGUN OLMAYAN ALAN OLARAK TESPİT EDİLMİŞTİR

Bakanlığın sonrasında tekrardan Kahramanmaraş Belediyesi’yle yaptığı mikro bölgeleme çalışmasında Ebrar Sitesi bölgesi zemini problemli alan olarak tespit edildiği halde bilirkişi raporlarında zeminin riskli olmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirmenin yapılan mikro bölgeleme sonuçlarına göre bilirkişi heyeti nasıl bu şekilde değerlendirme yapabilir, sonuç çıkarabilir?

EBRAR SİTESİNİN BAZI BLOKLARINDA ZEMİN ETÜDÜ RAPORU BULUNMADAN STATİK PROJE NASIL YAPILABİLİR?

Bu projeye nasıl ruhsat verilebilir? Mevcut bloğun bilirkişi raporu değerlendirilmesinde, ondan sonra yapılan komşu parseldeki binanın zemine göre değerlendirilerek nasıl bir neticeye varılabilir?

Gelen raporların içeriklerine bakıldığında, hatalı tespitleri içerdikleri, değerlendirmelerinin yetersiz olduğu görülmektedir. Ebrar Sitesi bloklarının bilirkişi raporları değerlendirmesinde Sorumluluk alanları ve kusur dereceleri ciddi farklılıklar taşımaktadır.

Bloklarda aynı eksikler hatta bazı bloklarda yıkılmaya neden olacak yetersizlikler daha fazla olmasına rağmen kusur derecesindeki uçurum farklılıklar neye göre belirlenmiştir? Bu durumla ilgili raporları yazan üniversite heyet ve kurullarından açıklama istiyoruz. Ebrar Sitesi’nin bazı bloklarında bazı kamu kurum ve çalışanları asli kusurlu olmasına rağmen gelinen aşamada sorumlu kamu görevlisi ile ilgili verilen soruşturma izni neden yok?

Bu davaların müştekileri sevdiklerinin göz göre göre ölüme gittiklerini bilmiyorlardı, zemin sıvılaşma toprak ta gevşeme olduğunu da bilmiyorlardı, binalar müşteki ve müteveffalara satılırken çok sağlam 9 şiddetine dayanır denilerek satılmıştır. Ancak depremin ilk 5 saniyesinde binalar yıkıldı ve sevdiklerine, canlara mezar oldu.

Hepimizin bildiği üzere, Ebrar Sitesi müteahhitti olan Tevfik Tepebaşının sadece 11 davadan sorumlu tutulduğuna ve yedisinden tahliye edildiğini öğrendik. Alınan müşteki ifadelerinden Ebrar Sitesi müteahhidinin Tevfik Tepebaşı olmasına rağmen sadece 11 davadan sorumlu tutulduğunun öğrenmenin üzgünlüğünü ve kaygısını yaşamaktayız. En az 1400 kişinin ölümünden sorumlu olan bu şahıs sadece 4 davadan tahliye edilmediğinden kaynaklı tutukluluğu devam etmektedir. Bu şahsın, Kamuoyunun öfkesini dindirmek için içeride birkaç ay tutuklu kalmasını kabul edinilebilir bir durum değildir.

BİZLER ADİL VE ETKİN BİR YARGILAMA BEKLEMEKTEYİZ

Adil olan, para hırsı ve açgözlülük saikleriyle yüzlerce binlerce insanımızın ölmesini göze alarak bina inşa edenlerin ‘olası kast’la yargılanmasıdır.

Gelinen bu süreçte görüyoruz ki, 99 Marmara Depremi’ndeki Veli Göçer örneğinin tekrarıyla karşı karşıyayız. Marmara depremindeki hukuki süreçlerinden bildiğimiz üzere tadilat yapanların, imar izni verenlerin, yeterince denetleyemeyenlere hukuki olarak caydırıcı cezaların verilmemesi bugün

6 Şubat depreminde 50 binden fazla vatandaşımızın vefatının önünü açmıştır.

Bugün Ebrar Sitesi’nde bin 400 insanımızın, canımızın olası kastla ölümüne neden olan sanıklar etkili bir şekilde yargılanmadığında, bu toplu ölümler bu ülkenin kaderi olmaya devam edecektir. Ebrar Sitesi davalarının caydırıcı cezalar ile sonuçlanmasını ve emsal olmasını istiyoruz. Biz adalet istiyoruz. Biz güzel ülkemizde deprem korkusuyla yaşamak istemiyoruz.”

DURUŞMA 28 MART’A ERTELENDİ

Hakkında açılan 11 dosyanın 4’ünde tutukluluğu bulunan müteahhit Tevfik T.’nin bu dosyadan da tutuklanmasına karar verilirken, tüm sanıkların malvarlıklarına tedbir konulması talebi de reddedildi.

Tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müşteki yakınlarını ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 28 Mart 2024 tarihine erteledi.

Meydana gelen can kaybı ile deprem sonrasında tüm dünya gündemine gelen Ebrar Sitesi’ni yaptıran kooperatifler 1987 yılında kurulmaya başlanmış, binaların yapımı ise 1994 ila 2001 yılları arasında gerçekleştirilmişti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x