Kireçlenmenin tedavisinde, diz ve kalça protez cerrahisi
ile hastalar eski konforlu yaşamlarına dönüş sağlayabiliyor. Memorial Antalya
Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Serdar Alfidan, diz ve
kalça protez cerrahisi hakkında bilgi verdi.
Erken evrede kilo
vermek çözüm olabiliyor
Kalça ve diz ekleminde kireçlenme olan hastalara pek çok
farklı tedavi seçenekleri uygulanır. Bu tedavi seçenekleri hastalığın evresine
göre farklılıklar gösterir. Evre 1 ve 2 olarak tanımlanan erken evredeki
hastalar eğer daha önce bir tedavi görmediyse, ilk olarak kilo verme ve kas
güçlendirme gibi koruyucu ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatıcı tedaviler ön
plana çıkar. Hastanın ağrıları şiddetli ise ağrı kesici ilaçlarla da tedavi
süreci desteklenir. Bu ilk aşama sonrası hasta kontrole çağrılır ve şikayetlerinin
ne ölçüde düzeldiğine bakılır. Tedavi sonucu hastanın ağrıları azalmamış ise o
zaman eklem içine uygulanan enjeksiyon tedavilerine geçilmektedir.
Eklem içine iğne
tedavileri hastaları rahatlatıyor
Enjeksiyon tedavileri hazır enjeksiyon preparatları, PRP
ve kök hücre olarak üçe ayrılır. Eklem içine iğne tedavilerinin temel amacı
hastanın şikayetlerini azaltmanın yanı sıra diz ve kalça ekleminin tahribat
hızını düşürmektir. Yani eklemin ömrünü uzatmak amaçlanır. Bu aşamalardan geçen
ileri düzeye gelmiş hastalarda ise diz ve kalça protez ameliyatlarını
rahatlıkla uygulanabilir. Protez ameliyatları; kireçlenme hastalığı ileri
evreye gelmiş, yaş olarak uygun, enjeksiyon tedavilerinden sonuç alamamış, ağrı
ve yürüme güçlüğü çeken ve bundan dolayı yaşam kalitesi ciddi oranda düşen
hastalara önerilir.
Son evrede cerrahi
gündeme geliyor
Hem kalça hem de diz kireçlenmesinde, hastanın hangi
evrede doktora başvurduğu, tedavinin şekillenmesinde kritik öneme sahiptir.
Hastalığın son aşaması olan 4’üncü evrede, geçmeyen ağrıların ortadan
kaldırılması ve kişinin normal yaşamına devam edebilmesinin sağlanabilmesi amacıyla,
diz ve kalça protez ameliyatlarına başvurulur. Kalça ve diz protezleri, kireçlenmenin
(artroz) son evresinde uygulanan bir yöntemdir. Ayrıca doğuştan kalça çıkığına
bağlı gelişen rahatsızlıklar; özellikle bacak kısalıkları, ağrılı ve hareketsiz
kalça eklemleri de özel cerrahi teknikler ve özel protezler kullanarak
düzeltilebilmektedir.
Romatizmal
hastalıklar kireçlenme riskini artırıyor
Kireçlenme, genetik ve çevresel faktörler ile
kendiliğinden oluşabildiği gibi geçirilmiş travma ve kırıklar sonrasında da gerçekleşebilir.
Uzun yıllar önce geçirilmiş kalça veya kalça eklemi yuva kırıklarında zamanla eklem
kireçlenmesi oluşabilmektedir. Romatizmal hastalıklara bağlı oluşan ileri evre
kireçlenmeleri de yine çoğunlukla protez cerrahisine başvurulur. Ayrıca çoğu romatizmal hastalıklarda ve
akciğer problemlerinde steroid olarak isimlendirilen ilaçlar kullanılır. Bu
ilaçların özellikle kalça bölgesinde eklemi oluşturan kemik yapıların kan
dolaşımını bozucu yan etkisi görülebilmektedir. Bu kan dolaşımı bozulması
zamanla kemik ölümüne bu da eklem zedelenmesi ve kireçlenmeye yol
açabilmektedir. Bu hastalarda da protez cerrahisi ile son derece güvenli ve yüz
güldürücü sonuçlar elde etmek mümkündür.
Hasta 1 ay sonra
eskisi gibi yürüyebiliyor
Cerrahi mümkün olduğunca ileri yaşlarda tercih edilir. Dünyada protez cerrahisi için kabul gören
uygun yaş alt sınırının 60-65 yaştır. Ancak bazı endemik bölgelerde veya
şiddetli romatizmalı hastalarda 50 hatta 45 yaşın altında dahi protez cerrahisi
gerekecek düzeyde ileri evre kireçlenme durumuyla karşılaşabilmektedir. Protez
cerrahisinde en önemli nokta hastaya uygun protezin belirlenmesidir. Diz ve
kalça protez ameliyatları 1 – 1.5 saatlik zaman aralığında tamamlanır. Ameliyat
sırasında zedelenmiş kıkırdak doku bölgeleri, protez ile değiştirilir. Bu
değişim sayesinde artık hasta tahribatın neden olduğu bölgelerde ağrıyı
duymadığı gibi eklemdeki şekil bozukluklarını da düzeltildiğinden rahat ve
düzgün bir yürüyüşe kavuşur. Ameliyatın ertesi günü yürütmeye başlatılan
hastalar, cerrahi işlemden yaklaşık 1 ay sonra ağrısız olarak günlük
yaşantısına dönebilir.
YORUMLAR