İnşaat sektörü 2017 yılında uygulanan indirimler ve cazip kampanyalarla konut alımını kolaylaştırarak büyümesini sürdürdü. Sektörün 2017 yılını değerlendiren ve 2018 yılına ilişkin öngörülerini paylaşan Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, yeni dönemde süreli teşviklerin kalıcı uygulamalara dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi. Kentsel dönüşüme de değinen Son, 2018 yılında yerel yönetimlerin kentsel dönüşümü destekleyecek çalışmalar yapmasının önemine dikkat çekerek yeni bir kentsel dönüşüm yönetmeliğine olan ihtiyacı dile getirdi. Yabancılara konut satışının ihracat sayılması gerektiğini söyleyen Son, Türkiye’deki müteahhit enflasyonunu hatırlatarak yaşanan haksız rekabetin engellenmesi için bu konuda belirli kriterlerin getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Seçim öncesi belirsizlikler ve kış sezonu nedeniyle 2017
yılının ilk ayları inşaat sektörü için biraz yavaş bir seyirde geçmiş olsa da
Nisan ve Mayıs aylarından sonra sektörde hareketlilik yaşanmaya başladı.
Gayrimenkul sektöründe 1993’ten bu yana Adana, Mersin ve İstanbul’da binlerce
konut üreten SON Grup bünyesindeki Çukurova Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu
Başkanı Tamer Son, inşaat sektörünün 2017 yılını değerlendirirken 2018 yılına ilişkin
öngörülerini de paylaştı. 2018 yılında gayrimenkul piyasasının 2017’ye göre
daha hareketli olmasını beklediklerini ifade eden Tamer Son, büyümenin ve
yatırımların hız kesmeden devam etmesinin ekonomik ve siyasi istikrarla mümkün
olabileceğinin altını çizdi.
Sektörün 2017 yılında çok ciddi fedakarlıklar yaparak indirimler ve cazip kampanyalarla konut alımını kolaylaştırmak için adeta savaştığını ifade eden Son, sözlerini şöyle sürdürdü; “2017 yılında inşaat maliyetlerindeki artışlar konut fiyatlarına yansıtılmadı ve bu sayede konut satışlarına ivme kazandırıldı. Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği’nin (Konutder) verilerine göre; 2017 yılının Eylül ayında ülke genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,81 artış göstererek 140 bini aştı. 2017 yılının ilk 9 ay toplamına bakıldığında, 2016 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 10,14 oranında artış görüldü. Yabancılara konut satışlarında ise 2017 yılının Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 75,24 oranında artış ve 2017’nin ilk 9 ayında 2016’nın ilk 9 ay toplamına kıyasla yüzde 15,37 oranında artış yaşandı. Bu olumlu seyrin 2018 yılında yeni projelerin ve yatırımların hız kazanmasına katkı sağlaması için sektörün önündeki engellerin kaldırılması ve cazip teşvikler sağlanması kritik önem taşıyor. Çünkü mevcut durum firmalar için sürdürülebilir olmadığından bu tablonun uzun bir süre daha devam etmesi çok da mümkün olmayacak ve 2017 yılında konut fiyatlarına yansıtılmayan zamlar mecburen 2018’de yansıtılmaya başlanacak.”
Süreli teşvikler
yerine kalıcı uygulamalar bekleniyor
Vatandaşlar için nitelikli konut sahibi olmanın, inşaat
firmaları içinse yeni konut üretmenin önündeki zorluklara değinen Tamer Son;
yüksek arsa maliyeti, arsalardaki rayiç değerle belirlenen KDV oranları, tapu
harcı, noter bedeli, satıştaki KDV rakamı, altyapı bedelleri ve kredi faizleri
dikkate alındığında Türkiye’de konut fiyatlarının düşmesinin mümkün olmadığının
altını çizdi. Konut fiyatını artıran ek masraflara dikkat çeken Tamer Son,
sözlerine şöyle devam etti;
“Deprem ülkesi Türkiye’de inşaat sektörünün bekleme lüksü yok. Türkiye’de nitelikli konut alımının kolaylaşması ve inşaat sektörünün sürdürülebilir bir büyümeyle ülke ekonomisine daha yüksek katma değer sağlayabilmesi için yeni düzenlemelere ve teşviklere ihtiyaç duyuluyor. Ancak tüm bu düzenlemelerin süreli teşvikler yerine kalıcı uygulamalarla hayata geçirilmesi çok daha etkili olur. Bilindiği üzere, 2016 yılında başlatılan ve 30 Eylül 2017 tarihine kadar süren düzenleme kapsamında 150 metrekarenin üzerindeki konutlar için KDV oranı yüzde 18’den yüzde 8’e indirildi. Konut kredisi faizleri yüzde 1'e çekildi. Yine aynı şekilde, konut ve iş yerlerinin tapu harçları da alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı alınmak üzere 30 Eylül 2017 tarihine kadar binde 20’den binde 15’e indirilerek uygulandı. Bu uygulamalarla 2017 yılında inşaat sektöründe önemli canlanmalar yaşandı. 2018 yılında tüm bunların tekrar uygulamaya alınarak sürekli olması sektörümüze ivme kazandırır.”
Yabancılara konut
satışı ihracat sayılmalı
Yabancılara ve yurt dışında yaşayanlara konut satışlarına
KDV istisnası getirildiğini hatırlatan Son, gerçekleştirilecek bu satışlar
sayesinde ülkemize önemli oranda döviz girişi yapılacağının altını çizerek
sözlerini şöyle sürdürdü; “2018 yılında yeni bir düzenleme ile yabancılara
yapılacak konut satışları “Diğer Döviz Kazandırıcı Faaliyetler” olarak
tanımlanırsa çok faydalı olur. Bu satışları yapan inşaat firmalarının ihracatçı
olarak kabul edilmesi ve ülkeye döviz kazandıran inşaat sektörünün Eximbank
kredilerinden yararlanmasına yönelik düzenlenmeler sektörü rahatlatır. Bununla
birlikte yurt dışı satışlarına yönelik olarak uygulanan KDV istisnası ve
avantajlı alımların, yabancılara ve yurt dışında yaşayanlara yönelik
tanıtımının yapılması ve farkındalıklarının artırılması da önemli bir husus.
Günümüz şartlarında inşaat firmalarının önemli ölçüde fona ihtiyaç duyulan bu
tanıtım çalışmalarını karşılamaları çok zor olduğu için bu konunun bir devlet
politikası olarak desteklenmesi büyük önem arz ediyor.”
Kentsel dönüşüm
rantsal dönüşüm olarak görülmemeli
Kentsel dönüşümün deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye için
adeta milli bir dava olması, yerel yönetimlerin kentsel dönüşümü destekleyecek
çalışmalar yapması ve yönetmeliklerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini
vurgulayan Son, “Halkımız da kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm fırsatı olarak
görmemeli. Mühendislik ve mimarlık hizmetlerine gereken önemi veren inşaat
firmalarını tercih ederek bir an önce güvenli ve sürdürülebilir binalarda
yaşamaya başlayabilmek için hızlı hareket etmeli” şeklinde konuştu.
Dönüşümün bir fırsat olduğunun ve iyi bir şekilde planlanması gerektiğinin altını çizen Son, bu sürecin kamuoyuna doğru aktarılması gerektiğini belirtti. Yıllardır göz ardı edilen deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm konusunda hızlı bilinç artışı sağlamak amacıyla kamuoyu bilgilendirme kampanyaları planlanması gerektiğini vurgulayan Son, “Ailelerimizi, çocuklarımızı, öğrencilerimizi ve çalışanlarımızı bu konuda bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bu kritik süreçte hiçbir kişi ya da kurumun vatandaşlarımızın güvenli ve sağlıklı konutlarda yaşama hakkı ile oynamasına izin verilmemeli’’ dedi.
Müteahhit
enflasyonu engellenmeli
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de müteahhit
olmak için belli kıstaslar aranması gerektiğine dikkat çeken Son, “80 milyona
yakın nüfusa sahip ülkemizde bugün yaklaşık 330 bin müteahhit varken, 80
milyonu aşkın nüfuslu Almanya’da bu sayı sadece 2 bin 700, tüm Avrupa’da ise 25
bin civarında. Türkiye, yaklaşık 1 milyar 375 milyon nüfuslu Çin’den sonra
inşaat sektöründe dünya ikincisi konumundayken, müteahhit sayısı olarak da
Çin’den sonra ikinci. Bu müteahhit enflasyonu engellenmeli” diye konuştu.
Kentsel dönüşümle birlikte ciddi bir şekilde artan
müteahhit sayısının arz fazlasına ve tüketici mağduriyetine neden olduğunu
vurgulayan Son, daha hızlı bir şekilde kaliteli yeni konutlar üretilebilmesi
için müteahhitliğin kurumsal bir yapıda denetim altında olması gerektiğini
ifade etti. “Uygun şartları sağlayanlar gayrimenkul yatırımcısı olabilir, ancak
her isteyen inşaatını yapamamalı. Bu konuda devletin bir kriter getirmesi çok
önemli. Yoksa sektördeki haksız rekabet devam edecek.” diyen Son, yurtdışında
belli bir sermaye yapısına ulaşmadan, yeterli kadrolara sahip olmadan ve belli
oranda iş bitirmeden inşaat sektörüne giriş yapılamadığını hatırlattı.
YORUMLAR