Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Metin, uyku apnesinin kişinin yaşamını önemli derecede etkilediğini belirterek erken müdahalenin önemine dikkat çekiyor.
Birçok belirtisi
var
Solunum durma sayısının hastalığın şiddetine göre
değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Barış Metin, “Uyku apnesi olarak tanımladığımız
rahatsızlıkta uyku sırasında solunum durmaları meydana geliyor. Hekimler için
saatteki durma sayısı büyük önem taşıyor. Hastalığı yaşayan insanlar gece
boyunca soluk alıp verirken tıkanmalar yaşıyor, bunu daha çok bireyin yakınları
söylüyor. Yakınları hastalardaki nefes durması, tıkanması, yüksek sesle
horlama, soluk alıp vermede zorlanma gibi sorunları paylaşırken, hastaların da
gece fazla uyanma, sabah baş ağrısı, gün içinde aşırı yorgunluk ve uyuya kalma
gibi şikayetleri oluyor. Uyku apnesi olan bireyler çok gürültülü horluyor”
dedi.
Uyku apnesi
obeziteye yol açıyor
Uykunun hayati bir süreç olduğunu ve kaliteli
uyunmadığında zihinsel ve metabolik işlevlerin bozulduğunu belirten Doç. Dr.
Barış Metin, “Hiper tansiyon ve kalp hastalıklarının yanı sıra konsantrasyon
bozuklukları, uykusuzluk, depresyon gibi etkenler uyku apnesine neden oluyor.
Uyku apnesi bireylerde obeziteye sebep oluyor, ne kadar diyet yaparlarsa
yapsınlar kilo veremiyorlar. Boyun bölgelerinde yağ miktarı fazla olan obez
bireylerde bu rahatsızlık daha fazla görülüyor. Çocuklar açısından baktığımızda
özellikle bademcik, geniz eti olanlar risk altında diyebiliriz. Çocuğun nefesi
tıkandığı için büyüyemiyor, okul başarısı düşüyor. Çocuklarda da bu rahatsızlığın
tedavisini ihmal etmemek gerekiyor. Kadın ve erkeklere baktığımızda ise uyku
apnesi, erkeklerde biraz daha sık görülüyor. Boyun bölgelerinde kalınlaşma
oluşan kadınları da risk altında değerlendirebiliriz” dedi.
Uyku apnesinin
farklı evreleri var
Uyku apnesinin hafif, orta ve şiddetli evrelerini
olduğunu söyleyen Doç. Dr. Barış Metin; “Solunum durması sayısı 5 ile 15
arasındayken hafif, 15 ile 30 arasındayken orta ve 30’un üzerindeyse ağır
olarak nitelendiriyoruz. Hafif olduğu zaman hasta yakınları durumu daha az fark
ediyor. Çok ağır bir uyku apnesi olmamasına rağmen gece sık sık uyanan bir
hastamız vardı. Pek çok doktora gitmiş, uyku ilacı verilmiş ve derdine çare
bulamamış. Tedavi ettiğimiz zaman bu rahatsızlıktan kurtuldu ve uyanmamaya
başladı. Hafif ve orta düzeydeki hastalarımızda gece uyanma ve uyuyamama gibi
sorunlar görüyoruz” dedi.
Uykularını
kaydediyoruz
Doç. Dr. Barış Metin, şöyle devam etti: “Rahatsızlık
hafif ya da orta düzeydeyse, özellikle bir darlık mevcutsa cerrahi tedavi söz konusu
oluyor. Cerrahi müdahale çocuklarda daha çok tercih ediliyor. Geniz eti, boğaz
yolunu tıkayan bir durum varsa bunu almak genişlemesine neden oluyor. Cihaz
tedavisinde ise hortumdan boğaza hava veriliyor, böylece solunum yolunun açık
kalması sağlanıyor. Konforsuz gibi görünse de birkaç gece kullandıktan sonra
varlığı hissedilmiyor. İnsanlar uyku sorunuyla da geliyorlar. Sık olarak
‘gündüz sürekli uyuyorum, eşim uyurken tıkandığımı söylüyor’ şeklinde
şikayetlerle karşılaşıyoruz. Böyle durumlarda uyku laboratuvarında solunum
hareketi yapılan kaslara ve bacaklara elektrotlar bağlıyor, uykuyu
kaydediyoruz. Sonuçlara göre tedavi uyguluyoruz.”
Uykuda ölümlere
sebep oluyor
Uyku apnesinin tedavi edilmediğinde tansiyon, kalp
yetmezliği, uykuda ani ölümlere sebep olduğunu ifade eden Doç. Dr. Barış Metin,
“Özellikle tansiyonu ve kalp yetmezliği olan hastaların acil olarak tedavi
olması gerekiyor. Uyku apnesi şeker hastalığına yol açabiliyor. Bunun şeker
ilaçları ile tedavisi mümkün ancak esas sıkıntı uyku apnesi olduğu için kesin
sonuç alınamıyor. Uyku apnesi olan insanlar diyetle kilo veremiyorlar, ancak
tedavi olduktan sonra kilo vermeleri mümkün oluyor. Tedavi olduktan sonra,
şeker ilaçlarını azaltan, tansiyon ilaçlarını bırakan, kilo veren hastalarımızı
görüyoruz. Kişinin kalp damar sisteminden metabolizmasına kadar ciddi şekilde
olumsuz etkilediği için tedavisinin ihmal edilmemesi gerekiyor” dedi.
YORUMLAR