Evinde geçirdiği kalp krizinden sonra kaldırıldığı
hastanede yaşamını yitiren İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar’ın
ölümüyle gündeme gelen kalp krizinde erken tanı ve zamanında müdahale önem
kazanıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, kalp krizi ile ilgili bilgiler
verdi.
Prof.Dr. Mehmet Baltalı, kalp krizinin kalbi besleyen
damarların tıkanmasına bağlı olarak gelişen ve o damarın beslediği kalp kasında
çeşitli derecede hücre ölümüyle sonuçlanan bir hastalık olduğunu söyledi.
Her 5 ani ölümden
birinin sebebi kalp krizi
Her 5 ani ölümün birinin kalp krizinden dolayı
gerçekleştiğini ifade eden Prof.Dr. Mehmet Baltalı, “Hastaların kalp krizinden
kaybedilmelerinin önlenmesi olayın ilk anından itibaren en kısa zamanda
girişimsel kardiyoloji bölümü olan bir hastaneye ulaşmasına bağlıdır” dedi.
Kalp krizlerinin çoğunun koroner arterlerde yani kalp
kasına kan ve oksijen taşıyan atardamarlarda oluşan pıhtılar sebebiyle meydana
geldiğini ifade eden Prof.Dr. Mehmet Baltalı, “Pıhtılar genelde daralmış
koroner arterlerde oluşur. Arter duvarının içindeki aterosklerotik plak bazen
çatlar ve bu da pıhtı oluşumunu tetikler. Koroner arterlerdeki pıhtılar kalp
kasına kan ve oksijen akışını engeller, bu da o bölgedeki kalp hücrelerinin
ölümüne sebep olur. Hasar gören kalp kası kasılma yeteneğini kaybeder ve kalbin
geri kalan kısmı hasar gören bu bölümün işini de yapmak zorunda kalır” dedi.
En büyük belirti
göğüs ağrısı
Kalp krizi belirtilerine de değinen Prof. Dr. Mehmet
Baltalı, “En büyük belirti göğüs ağrısı. Kalp durması olunca hemen yoğun bakıma
götürmek ve ani müdahale etmek lazım. Eğer göğüs ağrısı kalp krizine bağlıysa anjiyografi yapabilen bir merkezde tıkanan koroner damara
müdahale edilmeli. Türkiye de şu anda bu ağ yayılmış durumda. Hastanın hızlı
bir şekilde işleme alınması gerekir. Yani anjiyografi yapılmalı. Böylece kalp
damarlarının durumu tespit ediliyor, daha sonra stent ile oradaki tıkanma
açılıp kalp kası yeniden besleniyor” dedi.
Hipertansiyon ve
diyabet en önemli risk faktörü
Koroner arter hastalıklarının ve kalp krizinin risk
faktörlerine de değinen Prof.Dr. Mehmet Baltalı, bu risk faktörlerini de yaş,
erkek cinsiyet, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, diyabet, sigara içmek ve
ailede erken yaşta koroner kalp hastalığı görülmesi olarak sıraladı.
Göğüs ağrısı ve
EKG’deki değişikliklere dikkat
Acil ünitesinde kalp krizi tanısında üç önemli bulgudan
yararlanıldığını ifade eden Prof.Dr. Mehmet Baltalı, “Birincisi hastanın
şikayetidir, bunu esas itibarıyla göğüs ağrısı oluşturur. İkincisi EKG
(Elektrokardiyogram). Kalp krizlerinin büyük bir çoğunluğunda EKG'de kalp
krizine özgü değişiklikler olur. Üçüncüsü de laboratuvarda yapılan kan
testleridir. Bununla infarktüsle birlikte kana karışan bazı enzimlerin
(özellikle, Troponin I) düzeyi ölçülerek tanı kesin olarak konulur” dedi.
Ağrısız kalp krizi
daha tehlikelidir
Göğüs ağrısının farklı şekillerde görülebileceğini de
vurgulayan Baltalı, “Göğüs kemiğinin arkasındaki göğüs ağrısı kalp krizinin en
önemli belirtisidir. Sessiz kalp krizi olarak da tanımlanan kalp krizinde
özellikle diyabet hastalarında ve yaşlılarda, bu ağrı çok belirsiz olabilir ya
da hiç hissedilmeyebilir. Göğüs ağrısı sıklıkla göğüsten omuz ya da kollara,
ense, dişler, çene, karın veya sırta doğru yayılır. Bazen ağrı sadece bu
bölgelerden birinde hissedilir. Kalp krizinin ağrısız olması veya ağrılı
olmasının ciddiyeti üstüne bir etkisi yoktur. Hatta ağrısız olanlarda, hasta
hastalığının farkında olmayabileceği için daha tehlikeli olabilir” uyarısında
bulundu.
Prof.Dr. Mehmet Baltalı, göğüs ağrısının yanı sıra diğer
bulguları da şöyle sıraladı: “Nefes darlığı, öksürük , baş dönmesi ve
sersemleme, bayılma, mide bulantısı ve kusma, “Kıyametin geldiği” hissi ve
sıkıntı.”
Kalp krizinde yapılması gerekenlere de değinen Prof.Dr.
Mehmet Baltalı, “Kalp krizi acil bir durumdur. Hastaneye yatmayı ve yoğun
bakımı gerektirir. Çünkü ölümcül ritim bozuklukları (aritmiler) kalp krizinin
ilk bir kaç saatinde ölümün başlıca sebebidir. Tedavinin amaçları kalp krizinin
ilerlemesini durdurmak, kalp hasarını en az düzeyde tutmak, iyileşebilmesi için
kalbin taleplerini azaltmak ve komplikasyonları önlemektir” diye konuştu.
Harap olan kalp
kasının telafisi yok
Kalp krizinde
erken tanının çok önemli olduğunun altını çizen Baltalı, “Zaman geçtikçe ritim
bozukluklarından yaşamı yitirme ihtimali artacak ve harap olan kalp kası
miktarı artacaktır. Harap olan kalp kasının telafisi yoktur. Kalp krizinde
"ZAMAN=KALP KASI" demektir” uyarısında bulundu.
Kalp krizini önlemek için bu önerilere dikkat!
Kalp krizinin tekrarını önlemek ve kalp krizinden
korunmak için hastalara önerilerde de bulunan Prof.Dr. Mehmet Baltalı, şu
tavsiyelerde bulundu:
“Kan basıncınızı kontrol edin. Gerekirse doktorunuzun
önereceği ilaçları kullanın.
Kolesterol seviyelerinizi kontrol edin. Gerekirse
doktorunuzun önereceği ilaçları kullanın.
Eğer içiyorsanız sigara içmeyi bırakın. Bu konuda
zorlanırsanız sigarayı bırakma polikliniklerinden destek alın.
Şeker hastalığınız varsa mutlaka kontrol altında tutun.
Gerekirse doktorunuzun önereceği ilaçları kullanın.
Meyve ve sebze bakımından zengin, az hayvansal yağ içeren
diyetler uygulayın.
Fazla kiloluysanız kilo verin.
Kalp sağlığınızı korumak için her gün ya da haftada en az
4 gün yürüyüş yaparak ya da diğer egzersizlerle vücudunuzu çalıştırın fakat
önce kalp hastalıkları uzmanınıza danışın.
Stresten uzak durun gerekirse bunun için profesyonel
yardım alın. Yoga, meditasyon, psikiyatrist vb).
Eğer kalp krizi için bir ya da daha fazla risk faktörü
taşıyorsanız kalp krizini engellemeye yardımcı olması için aspirin alıp
almamanız konusunda doktorunuza danışın. Bilinçsiz aspirin kullanımının mide
kanaması gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğini unutmayın.”
YORUMLAR