Önümüzdeki günler tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de
yeni koronavirüsü COVID-19 ciddi bir sağlık tehdidi oluşturacak. Aslında ölüm
oranı şu an için çok yüksek seviyede olmasa da yayılma hızı oldukça yüksek olan
ve en önemlisi 14 günlük kuluçka süresinde bulaştırıcı olma özelliğinin devam
eden bu hastalık ülkeleri ciddi tedbirler almaya sevk etmiştir.
15.03.2020 tarihindeki verilere göre tüm dünyada
açıklanan 167 571 yeni koronavirüs olgularının 6456 tanesi ölümle sonuçlanmış,
76596 hasta iyileşmiştir, yani ölüm oranı % 3.8’dir. Ancak dikkat edilmesi
gereken nokta belli yaş gruplarında ve bazı hastalıklarda risk çok artmaktadır.
Örneğin 60-70 yaş arasında % 3.6 ve 70 yaş üzerinde %11
civarında olan ölüm oranı 60 yaşın altında % 1.3 ve 50 yaşın altında % 0.4 oranına düşmektedir. Yani genç nüfusta ölüm
oranı düşüktür.
Ancak kişinin yaşı ne olursa olsun ciddi kalp damar
hastalığı varsa koronavirüse bağlı ölüm oranı % 13.2 diabet varsa % 9.2 ve
kanser hastalarında % 7.6 oranına yükselmektedir.
Görüldüğü üzere en büyük risk kalp damar hastalığı olan
kişilerdedir. Ancak kanser hastaları da dikkat etmesi gerekli bir gruptur.
Hangi kanser
hastaları daha ciddi risk altındadır?
Hodgkin dışı lenfoma, kronik lenfositik lösemi, akut
miyeloid lösemi, akut lenfoblastik lösemi ve multipl miyelom gibi kan
maligniteleri olan hastalar, kemik iliği nakil hastaları, aktif kemoterapi,
immünoterapi ve radyoterapi uygulanmakta olan tüm kanser hastaları; yeni koronavirüsten
korunma konusunda daha dikkatli olmaları gereken hastalardır. Hastalığın
akciğer üzerindeki etkileri göz önüne alınırsa, KOAH ve akciğer kanseri
hastalıkları birlikte olan hastalarımız daha dikkatli olmalıdır.
Tedavisi
tamamlanmış kanser hastalarında da risk devam ediyor mu?
Elbette; kanser tedavisi tamamlanmış ve sağlığına
kavuşmuş hastaların riski, çok daha düşüktür. Ancak kemoterapi ve
radyoterapinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, bazen beklenenden uzun
sürebilir. Bu nedenle; bu hastalarımızın tedavi sonrası 2 ay daha dikkatlerini
en üst düzeyde tutmaları gereklidir.
Yeni koronavirüs COVİD-19’dan
korunma yolları nelerdir?
Aktif kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi devam eden
hastalarımız KESİNLİKLE TEDAVİLERİNE ARA VERMEMELİDİRLER. Gerekli önlemlere
uygun yaşayarak, tedavilerine düzenli devam etmelidirler. Özellikle tedavi
altındaki kanser hastalarına, kapalı mekanlardan mümkün olduğunca uzak
durmalarını tavsiye ediyoruz. Açık havada virüsün yayılma riski olmadığı için
maske takmak gereksizdir, ancak kapalı mekanlarda (otobüs, tren, sinema
salonları, alışveriş merkezleri, spor alanları, restoranlar vb.) bulunması
gereken kanser hastalarına ağız ve burun bölgesini, tam kapatan maske
takmalarını öneriyoruz.
En az yüzde 60
alkol içeren solüsyonlar kullanılmalıdır
Doğal olarak el teması kaçınılmaz olduğu için ellerin;
yüz ve ağız, burun ile temas etmemesine dikkat etmek gereklidir. Elleri sık sık
en az 20 saniye sabunla yıkamak veya yüzde 60 alkol içeren solüsyonlar ya da dezenfektanlar
kullanmak korunma açısından çok önemlidir.
“Hastalar açık
havada gezebilirler”
Kanser tedavisi gören hastalarımıza mümkün olduğunca yurt
dışı seyahatinden kaçınmalarını öneriyoruz. Tedavileri devam eden kanser
hastalarının, hastalık belirtileri
olmasa da yeni koronavirüs taşıyıcılarının kuluçka döneminde bulaşıcı olma
özelliğinin devam ettiği göz önünde tutularak kalabalık yerlerde olmamaları ve
ziyaretçi kabulünü en aza indirmelerini öneriyoruz. Hastalarımızın açık havada
yapacakları geziler, temiz hava ile temasları bizim için olumludur bu nedenle
öneriyoruz.
Koronavirüsten
korunmak için nasıl beslenilmelidir?
Bağışıklık sisteminin güçlendirmek, koronavirüse karşı
alınacak en iyi önlemdir. Bu nedenle; riskli kanser hastalarının beslenmesi,
önem kazanmaktadır.
Tedavisi devam eden kanser hastalarına önerilerimiz:
· Günde en az 2.5 litre sıvı tüketin
· Kefir bağışıklık sistemi için çok yararlıdır ve
tedaviler esnasında güvenle kullanılabilir. Mümkünse evde hazırladığınız kefiri
günde 2 bardak olarak içebilirsiniz.
· Propolis içeren solüsyonlardan günde bir kez
tüketebilirsiniz.
· Gün içinde tüketeceğiniz suyun içine bir adet
limon koyarak kullanın, limon hem içerdiği C vitamini nedeni ile virüslere
karşı koruyucu olacaktır hem de daha fazla miktarda su içmenizi sağlayabilir.
· Öğünlerinizde mutlaka sebze ve yeşillik içeren
salatalar olmalıdır.
· Meyve ve sebzeleri kullanmadan önce dikkatlice
yıkayın.
· Kemoterapi esnasında kullanılmasını
önermediğimiz; greyfurt ve nar suyu haricindeki meyve sularını taze olmak kaydı
ile rahatlıkla tüketebilirsiniz.
· Deniz suyu içeren burun damlalarını gün içinde
sık sık kullanarak ve tuzlu ya da karbonatlı su ile gargara yaparak, virüsün
boğaz ve burun mukozasına yapışmasını engelleyebilirsiniz. Böylece hastalık
riski, en aza indirilebilir.
· Dirseklerinizi de kapsayacak şekilde, gün içinde
sık sık ellerinizi en az 20 saniye yıkayın.
· Sigarayı kesinlikle tüketmeyin ve sigara içilen
ortamlarda bulunmayın.
· Zerdeçal ve zencefilin, ağız yoluyla emilimi
yüksek olmasa da bağışıklık sistemi için yararlıdır. Salatalara ekleyerek ya da
yoğurt ile birlikte tüketebilirsiniz.
YORUMLAR