1. Kanser
hastalarına pandemi döneminde önerileriniz neler?
Gerek tedavisi devam eden gerekse sadece takip sürecinde
olan hastalar kalabalıktan uzak durmalı (toplu organizasyonlar, kapalı
alanlarda yapılan her türlü toplantılar). Hastane tedavi ve muayene sırasında
kişisel koruyucu ekipman (maske, eldiven, siperlik) kullanılmalı. Dünya Sağlık
Örgütü’nün tarif ettiği şekilde eller çok iyi bir şekilde yıkanmalı ve son
olarak da COVID-19 semptomu olan yakın ve tanıdıklarla görüşülmemeli,
COVID-19’un yoğun olduğu bölgelere seyahat edilmemeli.
2. Hangi hastalar daha riskli olarak değerlendirilebilir?
Özellikle kemoterapisi devam eden ya da son 3 ay içinde
kemoterapi almış olan hastalar, yaygın radyoterapi uygulanan hastalar, son 6 ay
içinde kemik iliği nakli yapılmış olanlar ve immünsüpresif tedavi kullananlar
(Bağışıklık sistemi ilaçlarla baskılanmış olanlar), kronik lösemi, lenfoma ve
miyeloma hastaları gibi bağışıklık sistemini etkileyen tümörleri olan hastalar
daha riskli grupta sayılır.
3. Grip ve zatürre mevsimi yaklaşırken kanser hastaları aşı yaptırmalı mı?
Öncelikle halihazırda kemoterapi, radyoterapi, akıllı
ilaçlar, immünoterapi ya da uzun süre steroid kullanan hastalarda grip aşısı,
bağışıklık sisteminin yeterince antikor cevabı oluşturamamasından dolayı etkin
olmamaktadır ancak canlı aşı olmadığından kullanımı güvenlidir. Aşının yeterli
koruyucu cevabı oluşturabilmesi için tedavilerin bitmiş olması ya da mutlaka
yapılması gerekiyorsa en azından tedavi ve aşı arasında 2-3 hafta süre olması
tavsiye edilir. Aşı yapılması için en uygun zaman aralığı eylül ayı sonlarından
kasım ayı ortasına kadar olan süredir.
Önemli bir noktayı hatırlatmak gerekirse, grip aşısı
Coronavirus’e karşı koruyucu değildir. Zatürre aşısı için ise; 2 çeşit pnomokok
(zatürre) aşısı vardır, akut ya da kronik lösemi hastalarında ya da dalağı
alınmış (splenektomi) hastalarda her iki aşı da yapılmalı. Ayrıca 65 yaş
üstüne, kanser ve diğer kronik hastalığı olanlara da önerilmektedir. Yılın
herhangi bir mevsiminde hastalara yapılabilir ancak halihazırda tedavi altında
olan hastalarda aşının zamanlamasına ilgili hekim karar vermeli. Aşıların genel
olarak çok fazla yan etkisi olmamakla beraber, hafif ateş, kas ağrısı,
enjeksiyon yerinde ağrı gibi yan etkiler görülebilir.
4. Kanser hastaları pandemi döneminde hastaneye gitmeli mi?
COVID-19 pandemisi sürecinde sağlık uygulamalarında
hayatımıza dijital sağlık yönetimi ve tele-tıp kavramları girdi. Yani
teknolojinin sağladığı imkanlarla örneğin görüntülü görüşme yöntemleri ile
hastalarla gerekli konsültasyonlar, tedavilerinin takibi, yan etki
değerlendirilmesi, diyet kontrolü, sağlıklı yaşam tavsiyeleri, sağlık eğitimi
gibi hizmetler güvenli bir şekilde verilebiliyor. Bu görüşmelerin verimli
olabilmesi için görüşme öncesi hastalara sormak istedikleri soruları yazıp
hazırlanmalarını tavsiye ediyoruz. Ancak kemoterapi, immünoterapi veya özel
tetkik gibi hastaneye gitmelerini gerektiren durumlar olduğunda tedavilerini
aksatmamaları, ertelememeleri ve gerekli önlemleri alarak hastaneye gitmeleri
çok önemli.
5. Kanser hastaları pandemi döneminde nasıl beslenmeli?
Doğru beslenme hem sağlıklı yaşam için hem hastalık
zamanlarında iyileşmeye yardımcı olmada çok önemli bir unsurdur. Birçok
internet sitesinden “özel bir diyet” ile kanserin yok edilebileceği, geri
gelmesinin önlenebileceği, vegan ya da çiğ beslenmenin gerektiği gibi mesajlar
duyabilirsiniz. Aslında özel bir yeme planlanının kanseri iyileştirdiğine dair
destekleyici bilimsel çalışmalar yoktur. Hayatın her aşamasında olduğu gibi
beslenmede de sihirli formül ‘denge’dir, yani dengeli beslenme. Dengeli
beslenme, yağ oranı düşük etler, meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve yağ oranı
yüksek olmayan süt ürünlerine soframızda yer verirken tuz, şeker, kafein
tüketimini limitli tutmak önemlidir.
Hastalıkların ve enfeksiyonların kontrolünde önemli yeri
olan ve bağışıklık sistemini destekleyen besinler aslında bu dengeli beslenme
listesinde fazlasıyla vardır. Örneğin vitamin C içeriğine sahip gıdalar
(portakal, yeşil biber, domates, brokoli) antikor üretimini artırmaya yardımcı
olmaktadır. Vitamin E’den zengin çerezlerin tüketimi antioksidan alımı için
güzel bir kaynaktır. Biraz önce bahsettiğim düşük yağ içerikli proteinler,
yumurta, süt, yoğurt ya da fasulye, vitamin A içerikli yeşil ve turuncu
sebzeler ve meyveler, ıspanak, çinko içeren yağsız et, deniz ürünleri, çerezler
sofralarımızda uygun ölçüde yer almalıdır.
6. Kanser hastaları pandemi süresince sosyal yaşantılarını nasıl düzenlemeli?
Pandemi sürecinin bize öğrettiği önemli bir yaşam tarzı
değişikliği de sosyal izolasyonla başa çıkabilme yetisidir. Çünkü enfeksiyondan
korunmak için çok yakınlarımızla bile fiziksel temaslarımızı oldukça azaltmak
zorunda kaldık. Sosyal izolasyon birçoğumuz için ciddi bir stres ve endişe
nedeni oluyor. Bu durumla baş edebilmek için yine teknolojik gelişmelerden
yaralanarak görüntülü görüşmeler, görüntülü grup organizasyonları yapmaya
başladık ve bir süre daha bu durum yeni normalimiz olacak gibi görünüyor. Bunun
yanı sıra mümkün olduğunca kalabalıktan uzak açık hava mekanlarından, orman
alanlarından da yaralanabiliriz. Ayrıca stresi azaltıp, ruhsal ve bedensel
sağlığı korumaya ve güçlendirmeye yönelik spor, yoga, meditasyon, nefes
egzersizleri, hobiler, sesli kitaplar, online sergiler, seminerler gibi birçok
aktiviteye internet üzerinden kolayca ulaşıp katılarak, hayatın içinde daha
enerjik, mutlu ve stresten arınmış olarak yer alabiliriz.
YORUMLAR