Kış mevsiminin yaşandığı şu günlerde
havaların soğumasıyla birlikte başta grip salgını olmak üzere soğuk algınlığı
ve enfeksiyon hastalıklarının sıklığında da artış görülüyor. Bu hastalıklardan
korunmada aşılanma, kişisel hijyen kurallarına dikkat etme gibi önlemlerin
yanında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için yeterli ve dengeli beslenme
de oldukça önemli yer tutuyor. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neşat Bozkurtgil, grip salgınına karşı alınması gereken
önlemler ve tedavi yöntemleri ile ilgili şu bilgileri paylaştı.
Grip, ‘İnfluenza’ adı verilen
virüslerin neden olduğu viral bir enfeksiyondur. Üst solunum yolu enfeksiyonu
olarak başlayıp, sistemik bir hastalığa dönüşür. Belirtileri; yüksek ateş, baş
ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, öksürük, boğaz ağrısı, iştahsızlıktır.
Hava değişimiyle birlikte ülkemizde yaygınlaşmaya
başlayan grip, altta yatan bir hastalığı olmayanlarda genellikle iyi huylu
seyrediyor. Ancak risk grubunda komplikasyonlara neden olup, çok seyrek
de olsa ölüme varan sonuçlara neden olabilir.
BEBEKLER
VE YAŞLILAR RİSK ALTINDA
En çok yenidoğan ve süt çocuğu (0-2
yaş) ile 65 yaş üstü grupta risk artmaktadır. Grip, insandan insana öksürük,
hapşırık gibi virüsün havaya saçılması ve bunun yakın mesafedeki kişiler
tarafından solunum yolu ile alınması ile bulaşır. Ayrıca, hastalık virüsü
taşıyan maddelerin yıkanmamış eller vasıtasıyla kişiden kişiye ‘’eller‘’ ve
bunun temas ettiği materyallerle temas yolu ile taşınması şeklinde geçer.
Kapalı ve kalabalık ortamlar, toplu taşıma araçları, iyi havalandırılmayan
işyerleri, sınıflar, askeri koğuş, cezaevleri, bakımevleri gibi ortamlar riskli
alanlardır.
ANTİBİYOTİKLER
ZARARLI OLABİLİR
Grip, özel bir tedavi olmasa bile
kendiliğinden iyileşebilir. Ancak, risk gruplarında ciddi seyredebileceğinden doktora
başvurulması gereken, bazı destek ilaçlarla şikâyetleri azaltmaya veya gidermeye
yönelik tedavi alınması gereken bir hastalıktır. Grip, viral bir hastalık
olduğu için antibiyotikler tedavide etkili değildir. Antibiyotik kullanımı
fayda sağlamayacağı gibi zarar da verebilir. Risk grubunda ise hastalık
süresini kısaltıp, komplikasyonları önlediği bilinen ‘’Antiviral” ilaçlar doktor
önerisi ile kullanılmalıdır.
GRİP
AŞISI, İHTİMALİ AZALTIR
Grip aşısı yaklaşık %80 oranında
etkene karşı koruyuculuk sağlar ve her yıl tekrarlanmalıdır. Aşı yapılmasına
rağmen yine de hastalığa yakalanabiliriz, ancak hem bu olasılığı azaltmış
oluruz, hem de gribin daha hafif seyirli olması sağlanmış olur. Aşı, özellikle risk
grubundaki kişilere, sağlık çalışanlarına, huzurevi, bakımevinde yaşayanlar ve
buralarda çalışanlara, grip hastalığını ağır geçirenlere önerilmektedir.
KAR
VİRÜSÜ ÖLDÜRMÜYOR
Karın havadaki virüsleri öldürdüğüne
dair toplumun bir kesimindeki inanış gerçeği yansıtmıyor. İnfluenza tüm hava
koşullarında varlığını sürdürülebilir. Virüslerin soğukta sadece yayılma hızı
azalır, vücuduna girdiğinde ise vücut ısısıyla aktive olur ve hızlı biçimde
çoğalmaya başlar. Bu nedenle uzun süreli kar yağışlarının ardından da tedbiri
elden bırakmamak gerekir.
C VİTAMİNİ GRİBE KARŞI YETERLİ DEĞİL
C vitamininin gribe karşı faydalı
olduğu sonucuna sınırlı çalışmada ulaşılmış. C vitamininin adeta mucizevi
şekilde yararlı olduğu yönünde söylenenler ne yazık ki bilimsel bir veriye dayanmıyor.
“Bol C vitamini alırsanız grip olmazsınız” veya “bol C vitamini alırsanız grip
geçer” gibi bir bilimsel gerçeklik yok.
DOMUZ GRİBİ VE KUŞ GRİBİ PANİĞİNE
GEREK YOK
Geçtiğimiz yıllarda kuş gribi, domuz
gribi salgınları nedeniyle birçok tartışma, telaş ve panik yaşandı. Şu
anki yaygın gribi domuz gribi ya da kuş gribi olarak adlandırmak doğru olmaz,
Influenza A virüsü ile karşı karşıyayız. Ancak Influenza A virüsü içinde domuz
gribi, kuş gribi ihtimallerini barındırdığını göz ardı etmemek gerekir.
BU ÖNLEMLERİ MUTLAKA ALMALISINIZ
Mutlaka kişisel korunma önlemleri
alınmalıdır. Öncelikle hasta olduğu bilinen kişilere 1.5 metreden daha fazla
yaklaşmamak öncelikli önlemlerden biridir. Sadece hasta bakımına yardımcı
olan kişiler ve sağlık personeli için ağız ve burunu da kapatan uygun basit
maskeler kullanmak faydalı. Hastanın çevresi ve kullandığı eşyalara temas
durumlarında mutlaka ellerin sabunlu su ile yıkanması en etkili korunma
yöntemlerinden biridir. Hasta odaları havalandırılmalı ve çevresinin temizliği
yapılmalıdır. Özellikle kullandığı kağıt mendil ve peçete gibi eşyalar
uygun bir şekilde toplanıp çöpe atılmalı ortalıkta bırakılmamalıdır.
Sağlam kişilerin kendisini koruduğu
kadar hastalar da hastalığı bulaştırmamak için kişisel önlemler almalıdır.
Aksırırken, öksürürken mutlaka ağızlarını ve burunlarını kapatabilecek şekilde
kağıt peçete, mendil kullanabilirler veya kollarını dirsek hizasından ağız ve
burnu kapatacak şekilde tutarak damlacıkların çevreye yayılmasını önleyebilirler.
Kendileri sık sık el yıkayarak veya dezenfektan kullanarak çevreyi
bulaştırmamaya özen gösterebilirler. Damlacıklarla kirlenen atıklarını
uygun biçimde çöpe atarak çevrelerini koruyabilirler.
YORUMLAR