İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında hafta sonu
karne heyecanının yaşanacağını anımsatan Cengiz, “Bu heyecan bazı ailelerde
mutluluk yaratırken bazı ailelerde maalesef şiddet boyutuna varabilen sorunlar
yaratmaktadır. Bu sebeple karne ve karne alma psikolojisi hakkında
söyleyeceklerimiz var” dedi.
“Karne, okul tarafından aileye sunulan ve
çocukların okul hayatı hakkında bilgi verme amacı güden bir rehberdir.
Fakat karne ‘çocuk’ hakkında hiçbir zaman bilgi vermez” diyen Cengiz, şöyle
devam etti: “Biz bir çocuğun karnesine baktığımızda o derse ait performans
hakkında aşağı yukarı bilgi alırız. Fakat çocuğun o derste dikkati mi
dağınıktı? Anne ve babasının kavgasına üzüldüğü için ders mi çalışamamıştı?
Karnı mı açtı, yoksa üşümüş müydü? Ya da çocuk zeki mi, merhametli mi?
Yardımsever mi? Arkadaşlarıyla iyi geçinir mi? Ya da çocuk cömert mi? Dürüst
mü? İnsani değerleri nasıl? Bu konularda bilgi vermez.
Çocuk belki çok mutlu bir çocuktur ama matematikte
iyi değildir. Ya da çocuk belki dansa yetenekli fakat fen bilimlerinde çok da
iyi değildir. Bir dersten kötü not alması ya da düşük bir puan durumunun olması
çocuğun insani değerlerini ya da tüm yönlerini değerlendiremez. Karnelere
çocuğu değerlendirmek için değil, tüm ailenin değerlendirmesi olarak bakmak
çocuk üzerindeki yükü hafifletecektir. Bir karne çocuğun tüm eksikleri hakkında
bir rehber olabilir.”
AİLENİN ETKİSİ
Çoğu zaman çocuğun karneye yüklediği anlamın, ailenin
karneye yüklediği anlamla ilişkili olduğuna vurgu yapan Cengiz, “Aile karne
konusunda ne kadar kaygılıysa çocuk da karnesi konusunda aynı oranda kaygı
duyacaktır. Bu da çocuğun kendisiyle ilgili düşüncelerini şekillendirmesinde
doğru bir yol değildir” diye konuştu.
Karnesindeki düşük notlar yüzünden hakir görülen,
eleştirilen, suçlanan çocukların karneyi kendi değerinin bir göstergesi olarak
yorumlamaya başladığını, bunun da öğrencinin tüm eğitim hayatını
etkileyebilecek bir inanca dönüşebileceğini savunan Cengiz, çocuğun karnesinin
şu şeklide değerlendirilmesi gerektiğini belirtti:
-Öncelikle karne tüm ailenin başarısını
yansıtmaktadır. Karneyi bu gözle görmek anlamlı olabilir.
-Her çocuk tek ve biriciktir. Çocuk karnesi ile kimse ile
kıyaslanmamalıdır.
-Karnedeki düşük notlar dolayısıyla şiddet asla söz
konusu olmamalıdır.
-Eleştiren, aşağılayan ifadelerden uzak durulmalıdır.
-Karnesi yüzünden cezalandırılan çocuk okula karşı
motivasyonunu kaybeder. Tatil hakkının elinden alınması ya da karne başarısı
ile ilgili cezalar çocuğun benlik saygısına zarar verirken çocuk ve aile
arasındaki bağı da zedeleyecektir.
-Çocuk karnesi nasıl olursa olsun sevilmeye değer
olduğunu bilmelidir.
-Çocuğun eğer kötü notu varsa önce o nottan daha iyi olan
notu övülmeli ve sonra düşük notlar hakkında konuşulmalıdır. Düşük notlar için
neler yapılabilir, neden ders hakkında performans sıkıntısı yaşanıyor? Çocukla
konuşularak değerlendirilmelidir.
-Çocuğun karnesiyle ilgili görüşleri alınmalıdır. Çocuk
kendi karnesini değerlendirebilmelidir.
-Çocuğun kapasitesi ve yetenekleri her zaman göz önünde
bulundurulmalıdır.
- Bazı çocuklar çok çaba gösterseler de başarısız
olmaktadır. Bu çocukların başarısız olma sebepleri (mental durumu dikkat
performansı aile sınıf uyumu öğretmenleri, vs.) araştırılarak bu çocuklara
destek olunmalıdır.
-Tatilin her zaman dinlenmek ve eğlenmek için var olduğu
unutulmamalıdır. Tatil tabi ki eksiklerin de giderileceği bir alandır fakat
öncelik dinlenmektir. Tatil zamanı çocuklarla kaliteli vakit geçirmek hem
ebeveynler hem de çocukları için önemli bir beslenme kaynağıdır.
-Bu konuya özellikle yer vermek isterim ki; sosyal
medyada çocuğun karnesi paylaşılmamalıdır. Son yıllarda maalesef çokça
karşılaştığımız bir tutum. Çocuğun karnesini sosyal medyada paylaşmak demek;
çocuğumun kişisel sınırını ihlal ediyorum demektir. Ya da pek çok çocuğun
çocuğumla kendisini kıyaslamasına alan açıyorum demek olabilir. Bu sebeple
çocukların karneleri hiçbir durumda beğeniye açılmamalıdır.
-Aileler kendilerini çaresiz tükenmiş mutsuz ve gergin
hissederlerse her zaman bir psikolog, pedagog, psikiyatrist desteği
alabileceğini unutmamalıdır.
YORUMLAR