Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan,
toplantıda sağlıktan güvenliğe ve yatırımlara kadar Türkiye içinde ve dışında
yaşanan pek çok gelişmeyi kapsamlı şekilde ele aldıklarını söyledi.
"TÜRKİYE'NİN GÖSTERDİĞİ ADİL VE GÜÇLÜ DURUŞA KIBRIS TÜRKLERİ DE SAHİP ÇIKMIŞTIR"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan seçimlerde
Cumhurbaşkanı görevine seçilen Ersin Tatar'ı tebrik eden Erdoğan, şöyle konuştu:"Bu seçim bölgemizde Kıbrıs
Adası'nı doğrudan ilgilendiren gelişmelerin yaşandığı bir dönemde
gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türkleri'nin sandıkta ortaya koydukları tercihi Türkiye
ile birlikte ortak bir gelecek kurma kararlılığının nişanesi olarak görüyoruz.
Rum kesiminin Avrupa Birliği'ni de istismar ederek sergilediği adanın diğer hak
sahibini yok sayan, bencil ve şımarık politikaları bir kez daha Kıbrıs
Türkü'nün iradesine çarparak yerle yeksan olmuştur. Doğu Akdeniz'in tamamını
kapsayan siyasi ve ekonomik etki alanı mücadelesinde Türkiye'nin gösterdiği
adil ve güçlü duruşa Kıbrıs Türkleri de sahip çıkmıştır. Bu vesileyle
demokrasiye, haklarına ve özgürlüklerine olan bağlılıklarını sandıkta ortaya
koyan tüm Kıbrıslı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Sayın Tatar'a
Cumhurbaşkanlığı görevinde başarılar diliyorum. Türkiye bugüne kadar olduğu
gibi bundan sonra da tüm gücü ve imkanlarıyla Kıbrıs Türkü'nün yanında yer
almayı sürdürecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta sevindirici bir haberi
de Karadeniz'deki Sakarya Gaz Sahasından aldıklarını hatırlatarak, "Fatih gemimizin Tuna-1 kuyusundaki
sondajlarında keşfedilen rezerv miktarı 405 milyar metreküpe ulaştı. Bu
kuyudaki çalışmalarını tamamlayan Fatih gemimiz önümüzdeki ay yine Sakarya Gaz
Sahasındaki Türkali-1 kuyusunda sondaja başlayacak. Elimizdeki veriler
Türkali-1 kuyusundan da en az Tuna-1 kuyusu kadar önemli ve verimli keşif
haberleri alabileceğimize işaret ediyor." ifadelerini kullandı.
"KAZANCIN HER
KURUŞU MİLLETİMİZ İÇİN HARCANACAKTIR"
Bir asrı aşkın süredir hidrokarbon kaynaklarına sahip
olma arayışı içinde bulunan Türkiye'nin kayda değer bir netice elde
edebildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Dünyanın son bir asrında bu uğurda nice savaşlar çıkartılmış,
nice çatışmalar körüklenmiş, nice ülkeler bölünmüş, nice masumların kanı oluk
oluk akıtılmıştır. Pek çok toplumun böylesine ağır maliyetle elde ettiği bir
zenginliğe bizim sadece çalışarak, emek vererek, alın teri dökerek sahip
oluşumuz en az kaynağın kendisi kadar önemlidir. Karadeniz'de keşfedilen doğal
gazın her metreküpü bu ülkenin ve milletin refahı, huzuru, güvenliği, geleceği
için kullanılacaktır. Gazın sisteme verilmesiyle milletimiz bu hizmete daha
hesaplı şekilde ulaşma imkanı elde edecektir. Aynı şekilde buradan elde edilecek
kazancın her kuruşu yine milletimiz için harcanacaktır."
Keşfin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,
emeği geçenleri tebrik etti.
İbn-i Haldun Üniversitesine ait külliyenin açılış töreni
vesilesiyle sosyoloji ilminin kurucusu, tarihçi, siyaset bilimci ve devlet
adamı İbn-i Haldun'u hayırla yad etme imkanı bulduklarını ifade eden Erdoğan,
pek çok düşünür ve devlet adamı tarafından tekrarlanan tespitlerinden 'coğrafya
kaderdir' ifadesini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 600 yıl önce ortaya konan
bu analizin asırlara sari tartışmaların özetini oluşturduğuna işaret ederek, "Tabii bu 'kader' sözü dini anlamının
ötesinde tarihi ve toplumsal tespitler üzerinden yapılan bir değerlendirmeyi
anlatır. Ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşananlara baktığımızda bu
tespitin lafzi ifadesinin ötesindeki derin manasını daha iyi
görebiliyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin bir yanı Avrupa'ya, bir yanı Asya'ya, bir
yanı Afrika'ya uzanan, kıtaları birbirinden ayıran Akdeniz ve Karadeniz gibi
iki kadim iç denizi birbirine bağlayan coğrafyanın tam merkezinde yer aldığına
işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu
topraklar insanlığın bilinen en eski tarihine, bilinen en eski medeniyetlerine,
bilinen en eski mücadelelerine ev sahipliği yapıyor. Bilindiği gibi tarih
kitaplarının yeniden yazılmasını gerektirecek öneme sahip en eski yapı
topluluğu Şanlıurfa'mızda Göbeklitepe'de bulunuyor. Yine tarihin en eski
anlaşmaları, paraları, şehir planları, kütüphaneleri, su kanalları, ticaret
yolları, farklı inançların ibadethaneleri hep bizim ülkemizin sınırları
içindedir. Bugün de dünyadaki siyasi, ekonomik, ideolojik ve askeri
çatışmaların çok önemli bir kısmı çevremizde cereyan ediyor."
"OYUNLARI BOZMAYI BAŞARDIK"
Türkiye'nin tüm bu fotoğraf içinde istikrarı ve gücüyle
kararlılıkla hedeflerine yürümeyi sürdürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, şu
değerlendirmede bulundu: "Elbette
bölgemizdeki tüm krizleri sınırlarımız içine taşıma senaryoları, planları,
gayretleri oldu. Terör örgütlerinin saldırılarından darbe girişimlerine,
ekonomik tuzaklardan siyasi dışlama gayretlerine kadar her yöntem devreye
sokuldu. Hamdolsun tüm saldırıları boşa çıkarmayı, tüm oyunları bozmayı
başardık. Bu süreçte uluslararası kuruluşların ve güya demokrasi bayraktarı
devletlerin çoğu ülkemize karşı sergiledikleri çifte standartla gerçek
yüzlerini ortaya koydular. Biz bir yandan karşımızda kim varsa onun yanında yer
almayı temel politikaları haline getiren bu yapıların iki yüzlülüğünü ifşa
ederken diğer yandan kendi çizdiğimiz yolda ilerlemeyi sürdürdük."
Türkiye büyüdükçe ve güçlendikçe ilgi alanları ile
doğrudan veya dolaylı şekilde müdahil olduğu hususların tabii olarak
genişlediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu ilginin bir kısmı tarihi, vicdani
ve ahlaki duruşumuzdan bir kısmı da üzerimize binen yüklerin getirdiği
mecburiyetlerden kaynaklanıyor. Mazlumun, mağdurun, hakkın, adaletin yanında
dimdik yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Asya'dan
Afrika'ya kadar her coğrafyada gözünü ve kalbini bize yöneltmiş her
kardeşimizin yanında olduk, olmayı sürdüreceğiz. Irak'ın terör örgütlerinin
cirit attığı bir yer haline gelmesine göz yummadık, yummayacağız. Suriye'deki
milyonlarca kardeşimizi zalim rejimin ve terör örgütlerinin pençesine terk
etmedik, etmeyeceğiz. Libya'da bir darbecinin ülkeyi göz göre göre
parçalamasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve
Kıbrıs Türkleri'nin haklarının pervasızca gasbına boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.
Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine tüm kalbimizle
ve imkanlarımızla destek verdik, vereceğiz. Merkezinde yer aldığımız
coğrafyanın bize yüklediği hiçbir sorumluluktan kaçmadık, kaçmayacağız. Bin
yıldır vatanımız olarak gerektiğinde canımız pahasına sahip çıktığımız bu coğrafyadan
bizi tasfiye etme hayallerinden vazgeçmeyenlere daha çok kabuslar yaşatacağız.
Milletimizin istiklaline ve istikbaline, bayrağımıza, ezanımıza, devletimize,
vatanımıza uzatılan her eli kıracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin, yaşadığı kimi sıkıntılara rağmen krizlerden olumlu
yönde ayrıştığını, izan ve vicdan sahibi herkes kabul ediyor." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Erdoğan, "Malazgirt'ten Çanakkale'ye uzanan ve günümüzde sürekli yeni
cepheleri açılan büyük mücadelenin her safhasının mesajlarını, nesilden nesile
aktararak, maziden atiye kurduğumuz köprüyü sürekli güçlendireceğiz. Bu süreçte
en büyük güç ve en büyük güç kaynağımız milletimizin birliğimize,
beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak bize verdiği destektir." ifadelerini
kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne tarihte ne kendi siyasi
hayatında, beşeri düzeyde, milletin gücünün üstünde bir güç, milletin
iradesinin üstünde bir irade tanımadığını, görmediğini ve bilmediğini
belirterek, "İnşallah ülkemizi 2023
hedeflerine bu güzel tablo sayesinde ulaştıracak, evlatlarımıza güçlü ve
müreffeh bir Türkiye bırakacağız. Rabbim, bu kutlu yolda emeği, katkısı,
desteği duası olan herkesten razı olsun." dedi.
Terör örgütlerinin küresel düzeyde etkinliği artan
saldırıları ve tüm hızıyla süren koronavirüs salgınının, tüm dünyada bir panik
haline yol açtığını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Zahirde çok güçlü gözüken nice devletin terör ve salgın tehdidi
karşısında kökünden sarsıldığını gördük. Daha düne kadar kimi parasına, kimi
silahına, kimi sırtını dayadığı küresel yapılara güvenerek, efelik taslayan
devletler, bugün artık giderek derinleşen sosyo-ekonomik sıkıntılarla
boğuşuyor. Demokrasi, özgürlükler, hak ve adalet adına diğer ülkeleri yerden
yere vuranlar, her geçen gün kendi içlerine kapanarak, hızla ırkçılık ve
ayrımcılık bataklığına saplanıyor. Küresel ve bölgesel tüm dengeler, yerlerini
yenilere bırakmak üzere hızla yıkılıyor.
Türkiye, yeni
küresel ve bölgesel arayışlarının, güçlü siyasi ve ekonomik yapısı ile yükselen
yıldızı konumundadır. Ülkemizin yaşadığı kimi sıkıntılara rağmen krizlerden
olumlu yönde ayrıştığını, izan ve vicdan sahibi herkes kabul ediyor. Askeri
olarak sahada etkinlik gösterdiğimiz alan genişledikçe, önümüze çıkan
fırsatların tehditlerden çok daha büyük olduğunu görüyoruz. Girdiğimiz
mücadelelerden başarıyla çıktıkça, bölgemizde, birlikte tüm dünyaya umut
aşılıyor, umut veriyoruz. Bu tablo elbette birilerini rahatsız ediyor,
karşılarında geçmişte iki çift lafla veya birkaç küçük hamleyle sindirdikleri
Türkiye'nin olmadığını gördükçe de öfkeleri artıyor. Kimileri, bu öfkeyi
içlerinde tutup, siyasi manevralarla üzerimize gelirken, kimileri de
kendilerini, kinlerini ve nefretlerini açıkça sergilemekten alıkoyamıyor."
"DARBE VE
VESAYET HEVESLİLERİNİN ÇİRKİN YÜZLERİYLE VE AŞAĞILIK ÜSLUPLARI İLE
KARŞILAŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışarıdan yapabildikleri her şeyi zaten yapıyorlar, bunun yanında
içeride de kendilerine destek olacak kişileri devşirmeye, yapılar kurmaya
çalışıyorlar. Üstelik bunu açıkça söylüyorlar. Yıllarca Türkiye'deki
yönetimleri, demokrasiyi yeterince uygulamamakla itham edenler, şimdi demokrasi
dışı yollarla ülkemizde yönetim değiştirme hesabı içine girmiştir."dedi.
Türkiye'de darbeler ve vesayet döneminin kapandığını
söylediklerini, birilerinin buna karşı "eski
Türkiye'nin" hastalıklarını hatırlatan, imalı hezeyanlarla cevap
verdiğini belirten Erdoğan, "Biz,
milli iradenin üstünlüğüne, demokrasiye, hukuka vurgu yaptıkça, darbe ve
vesayet heveslilerinin çirkin yüzleriyle ve aşağılık üslupları ile karşılaşıyoruz.
Bunların hepsini de eski alışkanlıkları ile yapılan son çırpınışlar olarak
değerlendiriyoruz. Allah'ın izni ve milletimizin ferasetiyle artık bu ülkede
hiç kimsenin, vesayeti, milli iradenin üzerine çıkartmaya da demokrasiyi
tankların altında çiğnetmeye de gücü yetmeyecektir." ifadelerini
kullandı.
Millete söyleyecek sözü, anlatacak projesi, kuracak ortak
hayali, paylaşacak sevinci olmayanların son ümidinin, dışarıdan gelen destek
vaatleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "İşte bunlara kötü bir haberimiz var.
Eskilerin, 'Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede'
dedikleri şekilde destek bekledikleri yerler, artık kendi canlarının derdine
düşmüş durumdadır, bunu böyle bilsinler. Oralardan belki umdukları sözleri
duymaya devam edebilirler ama bekledikleri somut desteği asla bulamazlar.
Kendilerine tavsiyemiz, eski devir alışkanlıklarını bir kenara bırakıp bizim
yaptığımız gibi gözlerini ve gönüllerini sadece milletimize çevirmeleridir.
Halkımızın, 2023 seçimlerinde
bu değerlendirmeyi en güzel şekilde yapacağına ve herkesi hak ettiği yere
yerleştireceğine inanıyorum. Hükümet olarak, bir yandan sağlıktan eğitime,
güvenlikten dış politikaya kadar her alanda hizmet ederken, diğer yandan da 10
yıl, 20 yıl, 50 yıl sonrasının vizyonunu oluşturuyoruz. Bundan yaklaşık 10 yıl
önce 2023 hedeflerimizi ilk açıkladığımızda, birilerinin nasıl bizi müstehzi
bir ifade ile süzdüğünü hatırlıyoruz. Bizim sadece seçim kampanyasında
kullanılıp sonra bir kenara bırakılacak bir slogan icat ettiğimizi
sanıyorlardı. Halbuki biz, Cumhuriyet tarihindeki en iddialı demokrasi ve
kalkınma programı ile kamuoyunun karşısına çıkıyorduk.
Milletimiz de bizi
anladı ve 'durmak yok, yola devam' diyerek önümüzü açtı. İşte şimdi 2023'e
şurada üç yıl kaldı. Türkiye, bunca zamandır nice badireleri, 2023 hedeflerinin
rehberliğinde ve aydınlığında aştı. Gezi olaylarından 17/25 Aralık
kumpaslarına, terör saldırılarından sınırlarımızın tacizine, siyasi ve ekonomik
nice sinsi tuzaklara kadar pek çok sınamayı, bu çıpa sayesinde savrulmadan,
başarıyla verdik. Attığımız her adımın bir sonrasını hep bildiğimiz ve
gördüğümüz için hiçbir zaman yönümüzü şaşırmadık."
"BİR SONRAKİ SAFHADA 2053 VİZYONUMUZLA MİLLETİMİZİN KARŞISINA ÇIKACAĞIZ"
Sağlıktan savunma sanayine kadar pek çok alanda son
dönemde hızlandırdıkları projeler, verdikleri emekler, elde ettikleri neticeler
sayesinde, bugün güvenle ve huzurla yola devam ettiklerini belirten Erdoğan, "Karşımıza çıkanlar, adeta rüzgar gülü
gibi her gün başka şeyler söyleyip, başka istikametlere yelken açarken biz,
menzilimizi satmadık. Rotamızı bozmaya çalışanların önüne başka meşgaleler
koyarak asıl yolumuzu hep açık tuttuk." dedi.
Günlük meselelerle uğraşırken, gençlere emanet edecekleri
gelecek vizyonunu şekillendirmeyi de ihmal etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "İnşallah bir sonraki
safhada 2053 vizyonumuzla milletimizin karşısına çıkacağız. Bu vizyonu kısa,
orta ve uzun vadeli hedeflere dönüştürecek çalışmalara başladık. Her alanda
yürüyen bu hazırlıklar tamamlandığında, inşallah önümüzdeki 30 yılın yol
haritası elimizde olacak. Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler, ülkeler ve
milletler için böyle bir vizyonunun ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha
gösterdi." ifadelerini kullandı.
Küresel düzeyde yaşanan yeniden yapılanma sürecinde,
Türkiye'nin hangi alanda tam olarak nereye yöneleceği kararını bu çalışmayla
belirleyeceklerini bildiren Erdoğan,"Şimdi birilerinin çıkıp, birkaç rakam sıralayarak, 'Siz daha 2023
hedeflerine ulaşamadınız, hangi 2053'ten bahsediyorsunuz?' diyeceğini
biliyoruz. Çünkü biz, bu zihniyeti ciğerlerine kadar tanıyoruz. Bunlardan,
istikamet doğru olduktan sonra diğer hususların er veya geç gerçekleşeceği
gerçeğini görmelerini, kabullenmelerini ve ikrar etmelerini beklemiyoruz ama hakikat
budur, bunu bilmeleri lazım." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüz yüze eğitim-öğretim
faaliyetlerini, ortaokullarda 5'inci sınıflarda, liselerde 9'uncu sınıflarda 2
Kasım tarihi itibarıyla başlatacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği yapısal reformlar,
sadece çok daha büyük hamillerin temeliydi. Bu temel üzerinde 2053 vizyonumuzun
esasını oluşturacak olan büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına yeni
başlıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim, sağlık, adalet, güvenlik,
ulaşım, enerji, tarım, sanayi, ticaret, spor gibi tüm alanlarda mevcut altyapı
üzerinde geleceğin Türkiyesini kurmak üzere harekete geçtiklerini söyledi.
Her hal ve şart altında olduğu gibi bu hususta da tek
baktıkları yerin millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, vizyonlarını 83 milyonun
ortak hayallerini, hedeflerini, beklentilerini, taleplerini kuşatacak şekilde
şekillendirdiklerini belirterek, "İnşallah
2023 yılında hem hedeflerimize ulaşmanın sevincini hem yeni vizyonumuzu
milletimizle paylaşmanın heyecanını birlikte yaşayacağız." ifadelerini
kullandı.
"DENETİMLER ETKİN ŞEKİLDE SÜRDÜRÜLECEK"
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nda değerlendirdikleri
bazı hususları da paylaşacağını kaydeden Erdoğan, ulaşım araçları başta olmak
üzere, çok sayıda insanın bir arada bulunduğu mekanlar ve etkinliklerle ilgili
denetimlerin etkin şekilde sürdürüleceğini, özellikle temaslı kişilerin
takibinin çok daha sıkı şekilde yapılacağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerli aşı çalışmalarında iki hafta içinde insan üzerinde deneme
safhasına ulaşılacağının görüldüğünü" belirterek, şöyle devam etti: "Dünyadaki aşı çalışmalarının ülkemize
uygulanabilirliği hususunda da önemli gelişmeler kaydettik. Bu husustaki somut
adımları yıl sonuna atmış olmayı ümit ediyoruz. Hedefimiz önümüzdeki bahar
aylarına kadar aşı meselesini tamamen çözmektir. Eğitimde yeni bir adım daha
atarak ortaokullarda 5'inci sınıflarda, liselerde 9'uncu sınıflarda yüz yüze
eğitim öğretim faaliyetlerini 2 Kasım tarihi itibarıyla başlatıyoruz. Halen
uzaktan eğitimin sürdüğü diğer sınıflarla ilgili tarihi de gelişmelere bakarak
en yakın zamanda kamuoyuna ilan edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde sosyal destek,
kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, normalleşme desteği gibi başlıklar
altında milletin hizmetine sundukları kaynak tutarının 39 milyar lirayı
bulduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler tarafından 17 Ekim'in, Yoksullukla
Mücadele Günü olarak kabul edildiğini anımsatan Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturuyla ülkemizde yoksullukla
mücadele konusunda en kapsamlı programları biz hayata geçirdik. Hükümete
geldiğimizde yılda 2 milyar lirayı bulmayan sosyal yardımları, geçtiğimiz yıl
55 milyar liraya çıkardık. Böylece sosyal yardımların milli gelirimiz içindeki
payını yüzde 0,38'den yüzde 1,27 seviyesine ulaştırdık. Türkiye, Birleşmiş
Milletler verilerinde artık yüksek insani gelişmişlik seviyesine sahip ülkeler
arasında yer alıyor." diye konuştu.
"1 MİLYON 400 BİN SİGORTALIMIZA 1,1 MİLYAR LİRA PRİM DESTEĞİ VERDİK"
Dul, öksüz, yetim, yaşlı, hasta, asker ailesi, öğrenci
gibi kesimleri özellikle desteklediklerini dile getiren Erdoğan, "Milletimiz de bu çabalarımıza her
türlü katkıyı sağlıyor. Mesela Biz Bize Yeteriz Kampanyası'nda, ana muhalefete
ve diğerlerine özellikle sesleniyorum; toplanan 2 milyar 80 milyon liralık
kaynağı, hane başı 1000 lira olarak ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Normalleşme
desteği kapsamında 202 bine yakın iş yerinde çalışan 1 milyon 400 bin
sigortalımıza 1,1 milyar lira prim desteği verdik." açıklamasında
bulundu.
İstihdamla ilgili kalıcı düzenlemeler içeren bir paketin
de geçtiğimiz hafta Meclise sunulduğunu anlatan Erdoğan, şehit çocukları ile
harp ve vazife malüllerinin kendilerine ve çocuklarına verilen eğitim öğretim
yardımı rakamını 2020-2021 yılı için ilkokul ve ortaokulda 2 bin 317 lira,
lisede 3 bin 475 lira, yüksekokulda 4 bin 634 lira olarak belirlediklerini,
toplamda 19 bin 440 öğrenciyi kapsayan ödemelerin mevcut kayıtlara göre
herhangi bir müracaata gerek kalmaksızın bu hafta içinde yapılacağını bildirdi.
Üniversite gençliğine de bir müjde vermek istediğini
belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Lisans
seviyesindeki öğrencilerimiz için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK
vasıtasıyla kısa adı 'Star' olan Stajyer Araştırmacı Burs Programı'nı
başlatıyoruz. Lisans eğitiminin her seviyesindeki 1000 gencimiz, TÜBİTAK
enstitülerinde ya da TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırma projelerinde
görev almak suretiyle bu programdan faydalanabilecek. Ülkemizde ilk defa hayata
geçen bu denli büyük proje tabanlı lisans burs programının gençlerimize hayırlı
olmasını diliyorum."
YORUMLAR