Menopozla birlikte risk artıyor
Osteoporoz, kemik kalitesi ve gücünde azalma sonucu
kemiğin kırılgan hale gelmesidir. Toplumun yaşlanması ile önemli bir halk
sağlığı sorunu haline gelmektedir. Erkeklere göre kadınlarda daha fazla görülen
osteoporoz 50 yaş üstündeki her 3 kadından 1’inde ortaya çıkmaktadır. Bunda
kadınlarda kemik kütlesinin az olması ve menopozla birlikte kemik kaybının
hızlanması önemli bir etkendir. Osteoporozda
en önemli risk faktörü genetik etkilerdin ancak doğuştan gelen hastalıklar,
kronik hastalıklar, tiroit bezi hastalıkları ve romatizmal hastalıklar sonucu
da yaşanabilmektedir.
Beslenme
yanlışları ileride kemiklerinize zarar verebilir
Osteoporoz yaşam tarzı alışkanlıkları, beslenme düzeninde
yapılan yanlışlıklar veya gereksiz ilaç kullanımına bağlı olarak da ortaya
çıkabilmektedir. Hareketsiz bir yaşam, sigara ve alkol kullanımı önemli
çevresel riskler arasındadır. Beslenme düzeninde yapılan yanlışlıklar, düşük
kilolu olmak, vitamin ve kalsiyum eksikliğinin yanında fazla protein, fosfat ve
sodyum alımı da osteoporoza yol açabilmektedir. Kafein ve alkol tüketiminden
kaçınmak da önemlidir. Bunların yanı sıra kortizon, kan sulandırıcı, mide
koruyucu, anti-depresan ve antiepileptik ilaçların uzun süreli kullanımı, bazı
kanser ilaçları, organ nakillerinden sonra kullanılan bazı ilaçlar osteoporoz
gelişimine sebep olabilmektedir.
Kemik yoğunluğunu
ölçtürün
Osteoporoz kırık görülene kadar genellikle belirti
vermemektedir. Ama yine de gençlik boyuna göre 3 cm’den fazla boyda kısalma,
kamburluk ve yaygın ağrı osteoporoz belirtisi olabilir. Ani ve şiddetli bel -
sırt ağrısı ile birlikte belirgin bir hareket kısıtlığı osteoporoza bağlı omurga
çökme kırıklarından kaynaklanabilmektedir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden
doktora gidilmelidir. Osteoporoz teşhisi için kemik yoğunluk ölçümü yatırmak
yeterlidir. Kemik yoğunluğu ölçümü özellikle menopoza giren tüm kadınlarda
yaptırılmalıdır. Bunun yanı sıra risk faktörleri olan gençlerde ve erkeklere de
kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmak erken teşhis bakımından önemlidir. Kemik
yoğunluğu düşük çıkan kişilerde ve tedavi görenlerde ölçüm yılda bir kez
yenilebilir.
Kalsiyum ve D
vitamini takviyesini ihmal etmeyin
Osteoporoz tedavisinde amaç kemik kalitesini artırmak ve
kemiği güçlendirerek kırık oluşumunu önlemektir. Bunun için kan ve idrar
tetkiklerinin ardından uygun bulunan hastalarda kemik yıkımını azaltırken kemik
yapımını artıran ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavilerine en az 1 yıl devam
edilmeli ve yıllık kontrollerin ardından tedavinin devamına karar verilmelidir.
Her hastaya her osteoporoz ilacı uygun olmadığı için kullanılacak ilaçlar
doktor kontrolünden sonra belirlenmelidir. İlaçların yanı sıra kalsiyum ve D
vitamini gibi destek tedavileri mutlaka kullanılmalıdır. Yaşa göre ihtiyaç değişmekle
birlikte günlük ortalama kalsiyum ihtiyacı 1000-1500 mg arasıdır. D vitaminini
ise 30-60 ng/ml aralığında tutulacak şekilde gerekirse takviye olarak
verilebilir.
Kemiklerinizi keyifli
aktivitelerle güçlendirebilirsiniz
Osteoporoz tedavisinde fiziksel aktivite ve egzersiz önemli
bir yer tutmaktadır. Yürüyüş, hafif koşu gibi yük bindirici egzersizler ile kas
güçlendirme egzersizleri kemik kütlesinin yenilenmesi adına önemlidir. Haftada
en az 3 kez 20-30 dakika yapılacak hızlı yürüyüş kemikleri korumak için
faydalıdır. Yoga vücudun esnekliğini artırması, postürün iyileştirilmesi,
osteoporozun bir sonucu olan kamburluğun önlenmesi ve kişinin omurgasını
kontrol etmesi yönünden önerilen bir aktivitedir. Dans, yerçekimine karşı
yapılan ritmik hareketleri içeren bir aktivite olduğundan kemikler için oldukça
faydalıdır. Grup halinde yapılan dans çalışmaları kişinin motivasyonunu artırır,
sosyal katılımını sağlar ve yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkiler yapar. Tüm
bu fiziksel aktivitelerin doktor önerisi ve kontrolünde yapılması gerektiği
unutulmamalıdır.
YORUMLAR