Kentsel dönüşümü masaya yatıracağız
Reklam

Kentsel dönüşümü masaya yatıracağız

Çevre ve Şehircilik Çalıştayına katılmak üzere Kahramanmaraş’a gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, açılış ve ziyaretlerinin ardından bakanlığının çalıştayına katıldı. Programda 1 saate yakın konuşan Özhaseki kentlerin mutlaka bir kimliği olması gerektiğini belirtti.

16 Nisan 2018 - 04:17

Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde düzenlenen çalıştaya katılan Bakan Özhaseki bakanlığıyla ilgili Kahramanmaraş’ta yapılacak hizmetleri planlayacaklarını eksik kalan hizmetleri de masaya yatıracaklarını dile getirdi.

Şehircilik alanında tecrübelerini de paylaşan Özhaseki; “Faaliyetlerin ve problemlerin çözüm noktasında zaten çalışacağımızı ifade ettik. Belediyemizle ayrıca yapacağımız toplantıda kentsel dönüşüm işinin nasıl yapılacağını, bu noktada nelere dikkat edilmesi gerektiği hususunu izah etmeye çalışacağız.

 

İDEOLOJİK BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI BİTTİ

Bir tarihte ideolojik belediye anlayışı vardı ve belediyeye hâkim olanlar oraları kendi siyasal alanlarını oy alanları gibi görüyorlar. Bunları İstanbul'da, Ankara'da büyükşehirlerde hep yaşadık. Şimdi o grup gittikten sonra yerine gelen bir hizmet belediyeciliği anlayışı oldu. Alt yapıda üst yapıda binlerce güzel iş yaptık hamdolsun. Bizim yapmamız gereken Kahramanmaraş gibi Kayseri gibi, Konya gibi özellikle Anadolu şehirlerini söylüyorum. Hepimiz toplanacağız ortak aklı kullanacağız diyeceğiz ki; bu şehri gelecekte nasıl görmek istiyoruz?

 

ÖNCE, NASIL BİR ŞEHİR İSTİYORUZ

Belediye Başkanlığım döneminde Ticarette Kayseri'de neler yapılabilir? Sanayide neler yapılabilir? Sporda neler yapılabilir? Turizmde neler yapılabilir? Kültürde neler yapılabilir? Günlerce çalıştık herkesi davet ettik herkesin fikrini aldık. Gözümüzle görmek istediğimiz Kahramanmaraş hangi yerde olmalı? Elbette ki ben bakanlığın imkânlarını sunacağım buraya. Orada hibe adına, kredi adına ne varsa elbette vereceğim.

 

İKİ ALANIMIZ VAR; ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK

Bizim bakanlığımızın 2 tane alanı var. Bir tarafı çevre bir tarafı şehircilik. Bu can bize nasıl emanetse dışarıdaki doğa da bize emanet. O bizim yaşadığımız ortamları kirletmemek asli vaziyetinde tutabilmek dengesini koruyabilmek de doğrusu en önemli görevimiz. Çevreyi bozmamak için uğraşıyoruz. Bu son derece insani bir tavırdır, İslami bir tavırdır. Fakat dünyadaki geliştireler biraz farklı sanayi devrinde insanlar şehirlere göç etmişler, devasa şehirler çıkmış ortaya bu devasa şehirlerden çıkan atıklarda etrafı tahrik etmeye başlamış. Bir taraftan çok üretmeye başlamışız, arkasından çok tüketmeye başlamışız. Şimdi müthiş üretimler var, çok hızlı üretiyoruz. Çok hızlı tüketiyoruz, çok atıyoruz ve çok kirletiyoruz. O da tabiatta bir takım bozulmalara yol açıyor. Bunun bir sorumluluk olduğunu hepimizin bilmesi lazım. Birleşmiş milletler raporlarına göre 2050 yılında dünyanın nüfusu 9 milyara çıkacak. 9 milyara çıkınca bu devasa büyüme ekosistemin bozulması, bir takım felaketleri de yanında getirir. Zaten bozulmalar da görülmeye başladı. Mesela deniz yüzeyi 19 cm yükseldi. Karbon miktarı %42 arttı. Yüzey sıcaklık 1 derece arttı. Allah korusun 3 dereceye çıkarsa bu dünya yaşanmaz hale geliyor. Ondan sonra yaşayacak bir yer bulamayacağız. O yüzden bir takım sorumluluğumuzun olduğunu hepimizin bilmesi lazım.

 

2050 YILINDA SUSUZLUKTAN İNSANLAR ÖLECEK

Havadaki karbon miktarı %42 arttı. Yüzey sıcaklığı bir derece arttı. Bu artış üç dereceye çıkarsa dünya yaşanmaz bir hale gelir. Ondan sonra yaşayacak yer bulamayacağız. Yüzden ne üretiyorsak o üretim sonrası çıkan atıkların yok edilmesine dikkat etmeliyiz.  Atıkların yok edilmesi için yapılacak işlemleri masraf olarak görüyoruz ve uzak duruyoruz. Ama dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü verilen rakamlara bakıldığı zaman 2050 yılında su problemleri olacak ve ölümler artacak şu an bile çocuk ölümleri ve hastalıklar var su problemi olduğu için. Evet, büyümeye, gelişmeye, ilerlemeye, sanayiye ihtiyacımız var ama bu işi yaparken biraz dengede götürmek gerek. Gelişmemizi sağlayabiliriz ama bunu yaparken doğayı kirletmeden ve zarar vermeden yapmalıyız.

 

BÜROKRATLARIMIZLA BURADAYIZ

Sıkıntı varsa elbette çözecek çözüm yolarlıda vardır. Bütün arkadaşlarımız bunun için buradalar. Bakanlık bunun için burada zaten. Aksu deresi nasıl temizlenecek? Bunun için buradayız zaten. Bunlara çalışacağız ama işin başında olayların farkında olmalıyız. Ak hükümeti olarak çok gelişmeleri sağladık. Atık su tesisleri kurduk. Katı atıklar içinde ayrıştırma ve düzenli depolama tesislerimiz var. Tüm illerimizin hava kirliliği veya diğer sorunlarını izlediğimiz ekranlarımız var nerede ne sorun varsa takipçisiyiz. Önceden gemilerden çıkan atıkları alan bir sistemimiz yoktu ama şimdi 270 yerde tesis kurduk. Mavi bayraklı plaj diye bir şey var. Bizim ülkemizde mavi bayraklı plaj sayısı tam 454 oldu. Şu anda dünya üçüncüsüyüz. Bu başarılar hep yatırımla oluyor. Şimdi bir adım daha öne geçiyoruz sıfır atık projesine geçiyoruz.

 

SIFIR ATIK PROJESİ

Özellikle biz kendi bakanlığımız da şöyle yaptık. Önce kâğıtları, petleri şişeleri, elektronik atıkları, pilleri hepsini ayrıştırıyoruz. Yiyecek atıklarına hayvan barınaklarına gönderiyoruz geri kalanları da tesislerde işleme tabi tutuyoruz. Örneğin; kâğıtlar, 1 ton kâğıt 17 ağacın kesilmesi demek. Kâğıtlarımızı heba etmeden tekrar geri dönüşümle kazandırabiliriz. Atıkların dönüştürülmemesi doğadaki kayıpları arttıracaktır ve ekonomiye zarar vermektedir.  Belediyelerimiz sıfır atık projesi kapsamında gerekenleri yaptıklarında onlara nakit para vereceğiz. Mahallelerde temsilciler bulacağız deposu olanlarla anlaşacağız. Umarım bu projeyi hep birlikte başarıyla uygularız. Kahramanmaraş’ da da bu düşüncemiz var tabi ki de.

 

ÇOK ESKİ ŞEHİRLERE SAHİBİZ

Şehircilik noktasında şikâyetler fazla. Çok eski şehirlere sahibiz kadim bir medeniyetin temsilcileriyiz. Ama şehir planlamalarını çok geç yapmışız. İdeolojik bir belediyecilik çıkmış ortaya göçlerde üstüne gelince hazırlıksız yakalanmışız. Ve şehirlerimizin etrafı çepeçevre gecekondularla dolmuş. Sağlıksız ve plansız şehirlerimiz oluşmuş. Deprem bölgesinde olan bir ülkeye sahibiz ve buna göre hareket etmek zorundayız. Eğer öyle yapmıyorsak bu sizin ihmalkârlığınızdır.

 

TARIM ARAZİLERİNİ İMARA AÇMAYALIM

Ne yazık ki tarım arazileri olduğu gibi imara açılmış. Durdurmak için çok çabaladım bir kısmını durdurdum ama bir kısmını durduramadım. Benim ne kadar bilgi birikimim varsa çevremdeki ekiple, bakanlığımızın gücüyle bir çalışma yaptık son aşamaya getirdik. Bundan sonra kentsel dönüşümünde değişmez kurallarını tek tek yazıyoruz.

Deprem bölgesi bir şehir Kahramanmaraş ona göre binalar yapılmalı vatandaş daha bilinçli ve duyarlı davranmalı. Vatandaş mütahit ve belediyeler arasında iş birliğiyle düzenli bir şekilde yapılmalı. Rezerv alanlarımızı belediyelerimize tahsis ederek değerlendireceğiz ve geliştireceğiz.”

 

KAHRAMANMARAŞ’TA DEPREM RİSKİ VAR

64. Hükümet Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak ise Kahramanmaraş’ın depremselliğine dikkat çekti. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kentsel dönüşüm alanındaki başarılı çalışmalarının aynısını Kahramanmaraş’ta beklediklerini dile getiren Kaynak şöyle konuştu; “Hepiniz bilirsiniz Maraş kelime itibarı ile titreyen şehir manasına gelir. Düşünün ki şehre koyulan o ilk isimden beri zelzele ve deprem riskiyle karşı karşıya kalmışız. Çevre şehircilik bakanımız tüm depreme karşı uyarma görevini gerçekten başarıyla yerine getirmiş. Bir de AFAD’dan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak  görev yaptığımız esnada Türkiye’nin deprem haritasını güncellemek üzere önemli çalışmalar yapmıştır. Çalıştaylar yaptılar birçok konferanslar yaptılar. Ve Türkiye’nin yeri nerdeyse parsel bazında yeni deprem haritasını oluşturdular. Ve yine biz o tarihte yeni deprem haritasına uygun deprem yönetmelikleri, yapı yönetmelikleri bunların çalışmalarını yaptık.

 

İMAR PLANI 1980’DEN ÖNCE YAPILMIŞTIR

Kahramanmaraş’ın imar planı 1980 darbesinden sonra yapılmıştır. Göç alan büyüyen sanayileşen bir şehir. Bütün bu sorunları Allah’ın izniyle aşacağız. Allah’ın izniyle biz artık arkadan gelmeyeceğiz. Biz devlet olarak kamu olarak ön alarak bu işleri başaracağız. Bir tabir var deprem öldürmez yapı öldürür.

Kahramanmaraş bize rabbimizin lütfettiği Türkiye’nin en güzel topraklarından birisidir. Toprakların üçte biri orman, üçte biri sulanabilen tarım arazisi ve tek başına Türkiye’de en çok akarsuya sahip olan il. İşte çevre konusu da bu denli önemli. İnsanların, hayvanların tüm canlıların suyunu kirletmemeliyiz. İstihdam sağlanmış tesislerimiz var. Ama geri kalan bu tesisleri yapmayanların sıkıntısı gelecek kuşaklara kadar devam eder.”

 

“İYİLEŞTİRME ADIMLARI ATILACAK”

Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan ise üzerinde durarak ortaya çıkarttıkları sorun ve problemleri Bakan Özhaseki’ye sundu. Vali Özkan Yaptığı konuşmada, “Sayın bakanımızın ilimize teşrif etmeleriyle aslında ilimizin iyileşmesi gereken alanlarını hep beraber iyileştirme yönünde bir istişare toplantısı yapacağız. Sayın bakanımız buraya teşrif etmeden bir hafta öncesinde bizlere talimatları oldu. Vatandaşımızla, kurumlarımızla, bizimle toplantılar halinde istişarelerde bulundu. Çevre Şehircilik Bakanlığımıza bağlı konularda iyileştirebileceğimiz konular nelerdir? Ham olarak bütün il de toplantılar sonucunda ortaya çıkan konuları ben birazdan hemen ana başlıklar halinde size arz etmek istiyorum.

 Öncelikle şehrimize hoş geldiniz şeref verdiniz. Gerçekten şehrimiz manevi değerleriyle özellikle alın terine dayalı sanayileşme serüvenini yaşamış bir ilimiz. Zaten ilimizi hepimizden daha iyi tanıyor ve takip ediyorsunuz. Müteşşebislerimiz alın teriyle bu noktaya geldiler. Buranın sermaye birikimini de baktığınız zaman özellikle çiftçilikle gelen alın teriyle, helalinden kazandıkları parayla, milletimizin, şehrimizin daha da gelişmesi için büyük bir çaba içinde bu çerçevede özellikle Çevre Şehircilik Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar, yapmış olduğu hizmetlerden dolayı sayın bakanımıza teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Son zamanlarda da beraber ,özellikle iyileştirilmesi gereken alanlarla ilgili öne çıkan hususları kısaca arz etmek istiyorum.

Birincisi Büyükşehir olsun, TEMA Vakfı olsun, Ziraat Odası olsun, muhtarlar ve ticaret odasının ortaklaşa gündeme getirdiği bir konu. Endüstriyel atık sular nedeniyle Aksu suyunun kirlenmesi bununla ilgili neler yapabiliriz hususu.

 Ayrıca üniversitemizin yerleşkesi içinde suların açıkta akması nedeniyle oluşan bir konu vardı. Bununla ilgili bizim koordinasyon toplantılarında mahalli birimlerce karayolları, KASKİ üniversiteyle ilgili bir çalışmamız var.

Şeker fabrikalarıyla ilgili arıtma tesisleriyle ilgili bir talep var.

Keza katı atıklarla ilgili gündeme getirilen hususlar var.

 Ortak gideri depolama sahalarının kurulmasıyla ilgili ön plana çıkan bir fikir var. Hayvansal atıkların oluşturduğu çevre kirliliğiyle ilgili bir başlık halinde de düşüncemiz var.

Sanayi tesislerinin şehrin merkezine yakın olması ve iç içe olması nedeniyle oluşan riskler ve olumsuzluklar var.

 Afşin- Elbistan Termik Santralinde yoğun hava kirliliğinin oluşmasından dolayı bu konuyla ilgili neler yapabiliriz başlığı var.

 Cam ve plastiklerin geri dönüşüm kapsamında değerlendirme ve doğayı kirletmesiyle ilgili neler yapılabilir o var.

 Çet sürelerinin kısaltılmasıyla ilgili bir talep var. Özellikle ekonomik değeri olan alanlar dışında gecekondu ve ruhsatız yapıların bulunduğu alanlarda kentsel dönüşümün yoğunlaşması yönünde ortaya çıkan bir talep var. Kültürel değerlerin korunması yönünde neler yapılabilir var

Yapı denetim şirketlerinin talepleri var. Belediyelerimizin talepleri zaten belediye başkanları toplantılarında ele alınacaktır. Kahramanmaraş’ımızın siz saygı değer bakanımıza talepleri bunlardır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak değil, tüm bakanlarımızla ilimizin iyileşmesi için çaba sarf ediyorsunuz. Daha sonra bu talepleri sizin desteğinizle ve verdiğiniz talimatlar çerçevesinde yürüteceğiz.”  HABER: ÖMER FARUK SALMAN

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Büyükşehir, İhtiyaç Sahiplerinin Yanında
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım
Müzikte Buluşalım, Engelleri Aşalım