Günümüze
batılı ülkelerde ve bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde kiloları çok yüksek
olan insanların özellikle de kadınların negatif ayrımcılığa uğradıklarını
vurgulayan Baykal, psikologların birçok ülkede gerçekleştirmiş olduğu aşırı
kilolu insanların başkaları tarafından nasıl değerlendirildiklerine dair
yapılan incelemelerini anlattı.
“Bazı
iş ortamlarında insanlar aşırı kiloları sebebi ile terfi alamamaktadır”
Çağımızda
istisnasız herkesin kilolarıyla sorunları var. 20'nci yüzyılın sonlarına doğru
insanların beyinlerine kazınan düşünce “zayıf olmak eşittir sağlıklı olmak ve
beğenilmek ve toplumca daha kolay kabul edilmektir.” Bundan birkaç yıl önce,
tanınmış bir iş adamı, entelektüel yetenekleri üstün olmasına rağmen, sadece
aşırı kilolu diye bir kadın çalışanın işten çıkarılması için talimat vermişti.
Sonuçta iş hukuka havale edildi, Gazetelere düştü. Fakat kiloları fazla olan o
kişi işe tekrar alınmadı. Araştırmalar aşırı kilolu ve obez insanların, daha az
çekici, davranışlarını daha az kontrol edebilen, daha az zeki, başarısız,
sıkıcı, tembel olarak algılandıklarını göstermektedir. Ayrıca birçok araştırma
erkeklerin olabildiğince ince, hatta sıska denebilecek kadınlardan
hoşlandıklarını gösteriyor.
İş
ortamında, eğitim alanında, tıbbi merkezlerde, medyada ve diğer toplu yaşam
alanlarının birçoğunda aşırı kilolu ve obez insanlar “insanlar arası
ilişkilerde” olumsuz davranışlara maruz kalmaktalar. Buna “kilo etiketlemesi”
diyoruz. Etiketlenen insanlar birçok ön yargılı davranışlara maruz kalıyorlar.
Bazıları alay edilmek, hakaret edilmek, aşağılanmak, küçültücü isimler takılmak
gibi sözel ön yargılarla ilgili davranışlarla karşılaşırken; bazıları da
uygunsuz şekilde dokunulma, sarılınma, ve diğer saldırgan tutumlar gibi
fiziksel davranışlara katlanmak durumunda kalıyorlar. Dahası, gerçek hayatta,
bedenlerine uygun olmayan tıbbi gereçler, hava alanında fiziksel zorluklar,
uçak koltuklarının uygun olmaması, mağazalarda bedenlerine uygun kıyafet
bulamamaları gibi birçok farklı engeller de yaşamlarını zorlaştırıyor.
Bazı
iş ortamlarında aşırı kilolu insanlar yukarıda da bahsettiğim örnekte olduğu
gibi, sadece görünüşlerinden dolayı terfi alamamakta, daha az ücret ödenen
işlerde çalışabilmekte, hatta işten çıkarılmada ilk sırada yer almaktadırlar. Okullarda
kilolu çocuklara isimler takılmakta, alay edilmekte, aşağılanmakta ve
zorbalığın hedefi haline gelmektedirler.
Kilo
Etiketlemesinin Psikolojik Sonuçları Nelerdir?
Aşırı
kilolu ve obez insanlarda depresyon, anksiyete, sosyal izolasyon, psikolojik
uyum sorunları, normal popülasyona göre birkaç kat daha fazla görülmektedir.
Sosyal mesajlar kilonun, kişinin kendi kontrolü ile alakalı olduğu inancını
yaydığı için, bu kişiler klişeleşmiş, basmakalıp tasvirlere karşı çıkmak
yerine, kilo vermeye çalışıp baskılardan kaçınmaya çalışmaktadırlar. Eğer
diyetisyen ve psikolog desteğini alamazlarsa, başarı yüzdeleri çok az olmakta
ve kendilerini daha da başarısız gördükleri için özsaygıları daha da azalmakta
ve depresyon sıklığı artmaktadır.
Bu
etiketlenme çoğu zaman kilo verme girişimlerinde olumsuz sonuçlar doğurmakta,
bazı aşırı kilolu kişilerde daha fazla ve düzensiz yemek yeme isteğine yol
açmakta ve kilo vermek yerine, daha da fazla kilo almalarına neden
olmaktadırlar. Tıbbi ortamlarda etiketlemelerde ise o kişilerin daha az ve
yetersiz tıbbi destek almalarına neden olmaktadır. Araştırmalar özellikle kadın
aşırı kilolu hastaların randevularını daha fazla iptal ettirdiklerini ve
imkanlardan daha az yararlandıklarını göstermektedir.
Çocuklarda
“Kilo Etiketlemesi” Ne Gibi Psikolojik Sorunlara Yol Açıyor?
YORUMLAR