Geçtiğimiz aylarda Avrupa Kardiyoloji Kongresi’nde
açıklanan önemli bir araştırmanın sonuçları, son 16 yılda 280 bin kalp krizi
incelendiğinde hava sıcaklığı sıfırın altına indiği günlerde kalp krizlerinin
daha fazla olduğunu gözler önüne serrdi. Ayrıca sert rüzgarların, nemin
yükselmesinin ve güneş ışığının az olmasının da kalp krizlerini artırdığını
ortaya kondu. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr.
Gültekin Hobikoğlu, kalp damar hastalıkları ve buna bağlı olarak kalp krizinin
dünyada ve Türkiye’de başta gelen ölüm nedenleri arasında gösterildiğini
anlatarak, soğuk havaların kalbe etkileri hakkında şunları söyledi;
SOĞUK DAMARLARI
DARALTIYOR
Soğuk havaların etkisiyle vücudun ısı kaybetmesini
önlemek için özellikle yüzeysel cilt damarları daralarak deri yoluyla ısı alış
verişi azalır ve bu damar daralmaları tansiyonu yükselterek kalbin kan
pompalamasını güçleştirir. Soğukta stres hormonları olan ‘katekolaminlerin’
salgılanması artarken, damar içinden salgılanan damar genişletici nitrik oksit
yapımı azalır. Artmış katekolaminler ve azalmış nitrik oksit; tansiyonu, kalp
hızını arttırdığı gibi damar spazmları ve damar direncinin artmasına da neden
olur. Bunların sonucunda kalp damar hastalığı ve kalp yetersizliği olanlarda
hastalığın kötüleşmesine, kalp krizlerinin ve ani ölümlerin artmasına yol açar.
KIŞIN KALP
SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN FAKTÖRLER
Fiziksel aktivitenin azalması: Basınç, rüzgar
değişimleri, kötü hava şartları nedeniyle azalan fiziksel hareket, toplar damar
tıkanıklığı ve akciğer embolilerinin artmasına neden olur.
D vitamini yetersizliği: D vitamin düşüklüğü inflamasyon
(yangı) ve pıhtılaşmayı artırmaktadır. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan
D vitamini alımı, kardiyovasküler hastalıklardan korunmaya yardımcı olmaktadır.
Pıhtılaşma faktörleri: Pıhtı oluşumunda rol oynayan
fibrinojen ve faktör VII düzeylerinin kış aylarında artırdığı çeşitli
araştırmalarda saptanmıştır. Bu artışta kış aylarında artan solunum yolu
enfeksiyonlarının etkisi olduğu düşünülmektedir.
Hava kirliliği: Kış aylarında ısınma için kullanılan
yakıtlara bağlı hava kirliliği artmaktadır. Yapılan araştırmalarda hem kısa hem
uzun dönemde hava kirliliğine maruz kalmanın kardiyovasküler hastalıkları
artırdığı gözlenmiştir. Artışa yol açan sebeplerin hava kirliliğinin tansiyonu
ve kalp hızını yükseltmesi, pıhtılaşmayı artırması, yangı, damar duvarının
hasar görmesi olduğu düşünülüyor.
Enfeksiyonlar: Kış aylarında artan kalp krizlerinin ve
beyin felcinin (inme) en önemli sebebidir. Özellikler grip ve zatüreye bağlı
yangı ve pıhtılaşma faktörleri artmakta, kalp damarları içindeki plaklarda
aşınmaya neden olarak burada oluşan pıhtı ile damar tıkanması ve kalp krizleri
oluşmaktadır. Ayrıca grip ve zatüreye bağlı solunum sıkıntısıyla birlikte artan
kalp hızı ve kan basıncı da kalp krizlerini artırmaktadır.
HAVA ŞARTLARINA
UYGUN GİYİNİN
Soğuk havaya bağlı vücudumuzda oluşabilecek
olumsuzlukları önleyebilmek için hava sıcaklığına uygun giyinmek çok önemlidir.
Sıcak tutacak kıyafetler, eldiven, şapka, bere kullanmak vücut ısısını
koruyarak soğuğa bağlı stres hormonlarının salgılanmasını azaltarak tansiyon,
kalp hızı ve damar direncinin artmasını önler.
GRİP AŞISI
YAPTIRIN, EFORDAN KAÇININ
Özellikle risk grubundaki kişilerin grip ve zatürre aşısı
olmaları bu hastalıkları ve bağlantılı olarak kalp krizleri ve inmeleri
azaltacaktır. Kış aylarından önce doktora danışarak aşı olmak önemli bir koruma
sağlar. Grip veya zatürre gibi ateşli hastalıklara yakalanırsanız doktorunuza
görünüp uygun tedaviyi olun. Hastalık süresince efordan kaçınıp, bol sıvı
tüketin.
Hava kirliliğinin daha yoğun olduğu günlerde zorunlu
olmadıkça dışarı çıkmayın, evde yürüyün ve hafif egzersizler yapın.
Bağışıklığınızın kuvvetli kalmasını sağlamak için kış mevsiminin sebze ve
meyvelerini taze olarak tüketin ve haftada iki gün balık yemeye çalışın,
gerekirse D vitamini destekleri kullanın.
KARDA UZUN
YÜRÜYÜŞLER RİSKİ ARTIRIR
Karda soğuk havada ani ağır eforlar kalp hastalığı
olanlarda ve yatkınlığı olanlarda kalp krizlerini başlatabilir. Özellikle
fiziksel aktivitesi az olanlar ile düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmayanlar daha
fazla risk taşımaktadır. Bu yüzden
düzenli yürüyüş ve egzersiz yapmıyorsanız, karda uzun yürüyüş yapmayın, ağır
eforlardan kaçının. Kapalı spor salonları veya alışveriş merkezinde
yürüyüşünüzü yapın. Düzenli egzersiz yapanlar kar da çok rüzgarlı değilse,
uygun koruyucu kıyafetlerle yürüyüşlerini yapabilir. Ancak her zamankine göre
daha düşük tempo ve sürelerde yürümeleri uygun olur. Kayak, dağ yürüyüşü gibi
kış sporları yapacakların da kansızlık, kalp ve akciğer hastalıkları varsa
doktorlarına danışmaları uygun olur. Sanılanın aksine, dağların yükseklerinde
hava daha temiz olmakla birlikte oksijen miktarı deniz seviyesine göre daha
düşüktür. Kalp ve akciğer hastaları yüksek irtifada bir de ağır efor
sarfetmeleri gerekirse, kalp krizi ve ciddi solunum yetmezliği yaşama
ihtimalleri yüksektir.
AKUT DAĞ HASTALIĞI
Akut dağ hastalığı, yüksek irtifalarda özellikle 2 bin 400 metre sonrasında daha sık görülür. Hava basıncı ve oksijen miktarının azalması neden olur. Anemi, kalp hastalığı, akciğer hastalığı olanlarda özellikle eforla birlikte ortaya çıkar. Hafif olanlarda baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kas ağrıları, yüzde ellerde şişme olur. Şiddetli dağ hastalığında ise, öksürük, nefes darlığı göğüste tıkanma, yürüyememe ve denge bozukluğu olur.
YORUMLAR