Çocukluk ve genç erişkinlik çağında büyümeye ve genişlemeye devam eden sinüslerin, burnun iç yüzünü kaplayan zarın aynısı tarafından kaplandığını ve küçük açıklarla burun boşluğuna bağlandığını belirten Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyha Kahya Aydoğan, bu bölgelerin tıkanması ile oluşan ve alerjilerle daha da olumsuz yaşanan sinüzit ataklarına kış ve bahar aylarında dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.
Sinüzit nasıl oluşur?
Sinüsler, burun sisteminin bir parçasıdır. Normal olarak burun ve sinüsler günde yaklaşık olarak yarım litre mukus adı verilen salgıyı üretirler. Mukus, burun yüzeyi (mukoza) üzerinde hareket ederek toz parçacıklarını, bakterileri ve diğer havayla taşınan partikülleri süpürür ve yıkar. İşlevini gören mukus daha sonra geriye, boğaza doğru süzülür ve yutulur. Birçok insan bunun farkında değildir çünkü bu olay normal bir vücut fonksiyonudur. Bu salgının içeriğinde farklılık oluşursa o zaman burun akıntısı ya da geniz akıntısı şeklinde hissedilmeye başlar.
Ne zaman farkına varırsınız?
Hava kirliliği, alerji veya virüsler tarafından irrite edilen burun mukozası normalden çok fazla mukus üretir. Bu salgı, rahatsız eden etkeni yıkayıp ortamdan uzaklaştırmak için bol miktarda, berrak ve su gibidir. Burun önünden ve ayrıca arkasından gelen fazla miktarda akıntı şeklinde kendini gösterir. Bakteriler tarafından oluşturulan enfeksiyonlarda da yapışkan ve kıvamlı mukus gözlenir, aynı zamanda cerahatten dolayı mukusun rengi sarı veya yeşil olabilir.
Baş bölgesinde şiddetli ağrılar ortaya çıktıysa
Tipik bir akut sinüzit vakası soğuk algınlığı veya alerjik bir atak sonucunda fazla miktarda mukus salgılanması ile ortaya çıkar. Zarlar o kadar çok şişebilir ki sinüslerin küçük açıklıkları kapanır. Hava ve mukus burun ile sinüsler arasında rahat hareket edemezse mukus sinüsler içinde birikir ve basıncın artmasına neden olur. Hangi sinüsün etkilendiğine bağlı olarak yüzde veya alında üzerine basmakla oluşan, gözler arasında veya gerisinde, yanaklarda ve üst dişlerde ağrı meydana gelir. Akut sinüzit olgularında yüzdeki ve alındaki ağrı çok şiddetli olabilir. Baş ağrısına göz ağrısı, halsizlik, yüksek ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ağız kokusu ve geniz akıntısı eşlik edebilir. Sinüs çıkışının uzun süre kapandığı durumlarda kronik sinüzit gelişir.
Alerjik yapısı olanlar için daha olumsuz
Sinüs kanallarının tıkanıklığına sebep olan durumlar sinüzite zemin hazırlar. Alerjisi olan kişilerde sinüzit atakları daha sık görülür. Alerji, soğuk algınlığı gibi mukozanın şişmesine, sinüs kanallarının kapanmasına, mukus akımının engellenmesine ve bakteri enfeksiyonuna neden olur. Ayrıca iyi nefes almayı ve mukus akışını engelleyecek yapısal burun bozuklukları olanlarda da sinüzit atakları daha sık oluşur. Burun kıkırdağı eğriliği, geniz eti ve polip gibi durumlar buna örnek olabilir. Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve kalabalık ortamlarda bulunan kişilerde de yine sinüs enfeksiyonuna sık rastlanır.
Kronik sinüzit cerrahi müdahale gerektirebilir
Sinüzit olgularının büyük çoğunluğu tıbbi tedaviye cevap verir ve tehlikeli değildir. Bununla birlikte sinüs içindeki bir enfeksiyon hem göze hem de beyine yayılarak tehlikeli bir durum yaratabilir. Neyse ki enfeksiyonun göze veya beyine yayılması çok nadirdir. Enfeksiyonlu sinüslerden akan mukus akciğerlerde de enfeksiyona neden olabilir. Böylece sinüzit; bronşit, kronik öksürük veya astımı azdırır ya da bunların ortaya çıkmasına neden olur.
Bu nedenle sinüzitin tanısının konması ve tedavinin uygun şekilde planlanması çok önemlidir. Bazı durumlarda sinüslerin röntgeni gerekli olabilir. Tedavi olarak antibiyotik tedavisi veya cerrahi müdahale, ya da bazen her ikisi birden uygulanabilir. Akut sinüzit çoğunlukla antibiyotik tedavisine yanıt verirken kronik sinüzit tedavisinde genellikle cerrahi müdahale gerekmektedir. Son yıllarda uygulanan Endoskopik Sinüs Cerrahisi bu hastalıkların çözümünde uygulanan oldukça başarılı bir tekniktir.
Sinüzite karşı siz neler yapabilirsiniz?
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyha Kahya Aydoğan, sık sinüzit atakları geçiren kişilere kendilerini korumaları için şu tavsiyelerde bulunuyor:
• Alerjiniz varsa bunu kontrol edin.
• Yatağınızın baş tarafı daha yükseltilmiş bir şekilde uyuyun. Uyumadan önce dekonjestanlar kullanılabilir ancak içlerindeki kimyasal maddeler adrenalin gibi etki gösterebileceğinden yüksek tansiyonu olanlarda riskli olabilir. Aynı zamanda bunlar uykusuzluğa neden olan uyarıcıdırlar. Kullanmadan önce doktorunuza başvurun
• Burnunuzu tahriş eden kirleticilerden, özellikle sigara dumanından uzak tutun
• Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın
• Enfeksiyonu olduğunu bildiğiniz insanlarla temasınızı sınırlamaya çalışın, bu olmuyorsa el yıkamak, ortak havlu ve önlük kullanmamak gibi önlemler alın
• Sizi muayene eden ve şikayetlerinizi bilen doktorunuzun verdiği ilaçları kullanın.
YORUMLAR