Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Turgut Öztutgan hava
kirliliğine yol açan katı parçacıkların insan sağlığına olan etkilerini, “
PM2,5 ve PM10 oluşumuna neden olan dizel ve kömür tüketiminin azaltılması hava
kirliliğine maruz kalmaya bağlı kardiyovasküler ve kronik akciğer hastalığı
gelişimini önleyebileceği gibi, COVID-19 pandemisi sürecinde COVID-19’a
yakalanma ve hastalığın şiddetli geçmesi riskini azaltacaktır” ifadeleriyle
anlattı.
Hava kirliliğine karşı mücadelede ön saflarda yer alan
dünyanın en büyük alternatif yakıt teknolojileri üreticisi BRC’nin Türkiye
CEO’su Kadir Örücü, “Dizel, diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında 10 kat
daha fazla katı parçacığı atmosfere salıyor. Avrupa’nın pek çok ülkesinde bu
nedenle dizel yasağı uygulanıyor. Ülkemizde de zorunlu emisyon testi
uygulamasını 3 ay içerisinde göreceğiz” şeklinde konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 12 Mart tarihinde pandemi
ilanıyla tüm dünyayı alarma geçiren koronavirüs pandemisiyle alakalı bilimsel
araştırmalar hız kesmeden sürüyor. Hastalığın bulaşma şekillerini ve insan
sağlığına olan etkilerini araştıran bilim insanları hastalığı tanımamızı ve
mücadele etmemizi sağlayan verileri ortaya koyuyor.
Son olarak ABD’nin Harvard ve İtalya’nın Bologna
üniversitelerinde yapılan çalışmalar koronavirüsün, hava kirliliğine neden olan
katı parçacıklar (PM) ile olan etkisini ortaya koydu. Harvard Üniversitesi’nin
araştırması PM kirliliğinin koronavirüs ölümlerini tetiklediğini belirtirken,
Bologna Üniversitesi’nin çalışması koronavirüsün katı parçacıklar aracılığıyla
havada uzun süre asılı kaldığını ve seyahat edebildiğini ortaya çıkardı.
Koronavirüs salgınıyla ülkemizde mücadele eden Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Dr. Turgut Öztutgan, katı parçacıklar ile koronavirüsün
ilişkisini, “Hava kirliliğine neden olan katı parçacıkların yoğun olduğu
bölgelerde koronavirüsün bulaşma seviyesi ve hastalığın şiddeti artıyor”
ifadeleriyle anlattı.
‘HAVA KİRLİLİĞİ
KORONAVİRÜS ÖLÜMLERİNİ TETİKLİYOR’
Koronavirüs hakkında bilim dünyasının her geçen gün yeni
bilgiler edindiğini söyleyen Uzman Dr. Turgut Öztutgan, “COVID-19 hastalığına
yakalanan ve bu hastalıktan ciddi şekilde etkilenenler incelendiğinde,
beraberinde kardiyovasküler sistem hastalıkları, kanser hastalıkları ve kronik
akciğer hastalıkları gibi hava kirliliğine maruz kalma ile yakından ilişkili
hastalıklar önemli risk faktörü oluşturuyor. Bu ilişkiyi tespit eden Harvard
Üniversitesi araştırmacıları, Francesca Dominici ve arkadaşları ABD’de toplam
nüfusun %98’ini temsil eden 3 bine yakın yerleşim biriminde hava kirliliği ve
COVID-19 ilişkisini araştırmışlar. Yanma sonucu oluşan parçacıklar, organik
bileşikler gibi 2,5 mikron ve daha küçük parçacıklar PM 2.5 olarak
adlandırılır. PM 2.5 olarak adlandırılan ince parçacıklar enerji santralleri,
fabrikalar, motorlu taşıtlar ve uçakların yakıt artıkları, evlerdeki odun ve
kömür kullanımı, orman yangınları gibi kaynaklardan gelir. Francesca Dominici
ve arkadaşları PM 2.5 ‘da yalnızca 1 μg/m3’lük artışın COVID-19 ölüm oranında
%15’lik bir artış ile ilişkili olduğunu istatistiksel olarak anlamlı olacak bir
şekilde tespit etmişler. Hava kirliliği, koronavirüs ölümlerinde yadsınamayacak
kadar büyük bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.
‘KATI PARÇACIKLAR VİRÜSÜ
TAŞIYOR’
Bologna Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Turgut Öztutgan, “Aynı şekilde İtalya’nın Bologna Üniversitesi’ne mensup bir grup araştırmacı COVID-19’dan bariz şekilde daha fazla etkilenen Kuzey İtalya’da hava kirliliğine maruz kalmanın koronavirüs vakaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit etti. Bologna’da yapılan çalışmada 10 mikronluk katı parçacıkları belirten PM 10 temel alındı ve 10 Şubat ila 29 Şubat arasındaki zaman diliminde PM 10 günlük limitini aşan bölgelerde 3 Mart’dan itibaren COVID-19 tanısı alan kişi sayısında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptandı. Bu sonuç ile hava kirliliğine sebep olan katı parçacıkların üzerinde koronavirüsün taşınabileceği hipotezinin desteklendiği sonucuna ulaştılar” ifadelerini kullandı.
‘HAVA KİRLİLİĞİNE
MARUZ KALMAK İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR’
Katı parçacıklara maruz kalan insanların yaşadığı
rahatsızlıklara değinen Dr. Öztutgan, “Tedbir olarak yakın vadede olmasa da PM
2,5 (ince parçacıklar) ve PM 10 (katı parçacıklar) oluşumuna neden olan odun
fosil yakıtlar (özellikle kömür, dizel) tüketiminin azaltılması hava
kirliliğine maruz kalmaya bağlı kardiyovasküler ve kronik akciğer hastalığı
gelişimini önleyebileceği gibi, COVID-19 pandemisi sürecinde COVID-19’a
yakalanma ve hastalığın şiddetli geçmesi riskini azaltacaktır” dedi.
‘ŞEHİRLERDE KATI
PARÇACIK KİRLİLİĞİNİN SEBEBİ DİZEL YAKIT’
Hava kirliliğiyle mücadele eden dünyanın en büyük
alternatif yakıt üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Katı
parçacıkların en temel kaynağı kömür ve kömürün olmadığı yerlerdeyse dizel
yakıttır. LPG’nin ürettiği katı parçacık miktarı kömürden 35 kat, dizelden 10
kat ve benzinden yüzde 30 daha azdır. Bu nedenle Avrupa Birliği üyesi ülkeler
yeşil bölge dedikleri dizel araçların yasaklandığı bölgeler oluşturdu.
Almanya’nın Köln kentinde başlayan yasaklar geçtiğimiz yıl İtalya ve İspanya’ya
taşındı. Ülkemizdeyse 3 ay içerisinde başlaması beklenen zorunlu emisyon
testiyle katı parçacıkların atmosfere salınımı kontrol altında tutulmaya
çalışılacak” ifadelerini kullandı.
AVRUPA’NIN
YASAKLAYACAĞI DİZEL ARAÇLAR NEREYE GİDECEK?
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Avrupa ülkelerinde dizel
araçların tamamen yasaklanacağının altını çizen BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü,
“Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde başlayan dizel yasakları 5 yıl içerisinde tüm
üye ülkelerde uygulanmaya başlanacak. Bu araçların dizel yasağının
uygulanmadığı ülkelere ithal edilmesi ihtimali hepimizin sağlığı için tehdit
oluşturuyor” dedi.
TÜRKİYE’NİN DİZEL
ÖNLEMİ: ZORUNLU EMİSYON TESTİ
Avrupa’daki dizel yasaklarının Türkiye’deki iz düşümünün
zorunlu emisyon testi olduğunu belirten BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Dizel
yakıtın insan sağlığı ve çevreye olan zararı devletlerin yadsıyamayacağı
verilerle kanıtlandı. AB ülkelerinde başlayan ‘yeşil bölge’ uygulamalarının
büyük şehirlerimizde uygulamaya geçirileceğini öngörüyorduk. Yeni Çevre Kanunu
ile getirilen zorunlu emisyon testi olası dizel yasağının ilk adımı olarak
yorumlanabilir” şeklinde konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019
yılından beri gündeminde bulunan zorunlu emisyon ölçümü 2020 yılının ilk
günlerinde yasalaştı ve 3 ay içerisinde tüm Türkiye’de uygulanması bekleniyor.
PM 2.5 STANDARTI
TÜRKİYE’DE UYGULANACAK MI?
Hava kirliliğinin insan sağlığına olan olumsuz etkileri
hakkında farkındalık yaratmayı amaçlayan Greenpeace Türkiye girişimi
Havadakalmasın.org, Avrupa Birliği ülkelerinin uyguladığı katı parçacık PM 2.5
standartlarının Türkiye’de uygulanması için çalışıyor. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın konuyla ilgili taslak yasa çalışması bulunuyor.
YORUMLAR