Prof. Dr. Yaprak Organ Nakli Haftasına ilişkin
yaptığı açıklamada, Türkiye'de artan nakil ihtiyacına rağmen, organ
bağışlarının düşük kaldığına dikkati çekti.
Dünya çapında organ nakli bekleyen hasta sayısının her
yıl yüzde 15, kadavra donör sayısının yüzde 5 oranında arttığını belirten Prof.
Dr. Yaprak, “Dolayısıyla arz ile talep arasındaki fark her geçen gün açılıyor.
Artan ihtiyaç, maalesef kadavradan yetersiz organ bağışı yüzünden canlı
sağlıklı vericilerden organ alınması yoluyla kapatılmaya çalışılıyor. Tıp
dünyası şu an organ ihtiyacını gidermek için farklı arayışlara girdi. Genetiği
değiştirilmiş hayvandan insana transplantasyon ya da 3 boyutlu baskıdan suni
organ geliştirilmesine kadar farklı çözümler üzerinde çalışılıyor. Ancak bu
çalışmalar çoğu deneysel aşamada. Yani içlerinden biri başarılı olsa bile tıpta
kabul görmesi 20-30 yıllık bir süreç alabilir.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Yaprak, “Her ne kadar günümüzde en çok nakil
gerektiren nedenler arasında bulunan hepatit B’nin aşı, hepatit C’nin de yeni
çıkan ilaçlarla kontrol altına alınsa da kötü beslenme neticesi karaciğerin
yağlanmasının yol açtığı siroz sonucu organ nakline ihtiyaç arttı. Bunun yanı
sıra toplumda otoimmün hastalıklarındaki artış da diğer sebepler arasında yer
alıyor. Böbrek nakli ihtiyacının temel nedenlerine bakıldığında toplumda artan
diyabet ve hipertansiyon olduğunu görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşık 29 bin
hasta nakil bekliyor
Türkiye'de 28 bin 584 hastanın organ nakli beklediğine
işaret eden Prof. Dr. Yaprak, bunun sadece sisteme kayıtlı hastaların resmi
sayısı olduğunu, kayıt olmamış binlerce daha hasta bulunduğunu aktardı.
Prof. Dr. Yaprak, şunları kaydetti: "Ülkemizde organ
bağışını artırmaya yönelik Sağlık Bakanlığımız çok yoğun bir şekilde çalışıyor.
Bu çalışmaların hastane ayağında beyin ölüm tespiti konunun ilk aşamasıdır.
Yoğun bakımda tedavisi süren, beyin ölümü gerçekleşmiş ve yakınları tarafından
organ bağışı kabul edilmiş olan vakalar, kadavra organ vericisi olarak
değerlendirilir. Artırılan organ nakli koordinatörü ve eğitimli yoğun bakım
doktoru sayısı ile beraber 2009 yılında ülke genelinde saptanan beyin ölümü
sayısı 952 iken 2018’de bu sayı 2 bin 164’e yükseldi.
Ancak ne yazık ki 2009 yılında yüzde 33 aile organların
bağışlanmasına izin vermişken 2018’de aile onayı oranı yüzde 27,6’ya geriledi.
Polikliniğimize yanında bazen 8-10 yakını tarafından getirilmiş organ nakli
ihtiyacı olan bir hasta başvurduğunda hasta yakınları tarafından sorulan ilk
soru kadavradan organ bulunup bulunamayacağı oluyor. Toplumdaki bağış oranının
ne kadar az olduğunu ifade edebilmek için hastanın yanındaki yakınları arasında
organ bağış kartına sahip olan ya da vasiyeti olan birisinin olup olmadığını
sorduğumuzda herkesin başı öne eğiliyor. Maalesef çoğu kişi ancak olay
başlarına gelince farkındalık sahibi oluyor." (AA)
YORUMLAR