Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve
Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozon terapisi pek çok hastalığın
tedavisinde gözle görülür faydalı sonuçlar verirken, aynı zamanda söz konusu
hastalıkların oluşmasını önlemede de ciddi bir rol üstleniyor” açıklamasında
bulundu.
Oksijen atomundan oluşan ozonun özellikle iyileşmeyen
yaralar, diyabetik ayaklar, dolaşım bozuklukları ve kronik yorgunluk gibi
durumlarda kullanıldığını anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve
Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Ozonlama, yaklaşık yüz yıldır bilinen
bir teknoloji olmasına rağmen kıymeti daha yeni anlaşılıyor” dedi. Sağlıklı
bireylerin de vücut antioksidan kapasitelerine göre yıllık ozon dozu üzerinden
belirli sayıda seansa girilebildiklerini belirten Dr. Kayıran, “8-10 seanslık
bir tedavinin ardından ayda bir ya da iki ayda bir hatırlatma dozuyla zinde
kalmak mümkün oluyor. Dolayısıyla ozon terapisinin sağlıklı bireylerde veya
hastalarda, enerjik ve zindelik hali oluşturmak için de uygulanabilen
tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Kronik yorgunluğa
ve iyileşmeyen yaralara karşı ozon terapisi
Yüzey ve su temizliğinde kullanılan ozonun aynı zamanda
virüsleri ve bakterileri de öldüren bir gaz olarak bilindiğinin altını çizen
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Bu yönüyle tıp
alanında pek çok hastalığın tedavisinde, gözle görülür faydalı sonuçlar
veriyor. Ozon terapisi özellikle kronik yorgunlukta, bağışıklık sistemindeki
bazı bozukluklarda, kas ve eklem ağrılarında, iyileşmeyen yaralarda, diyabetik
ayaklarda, dolaşım bozukluklarında, zona ve herpes gibi sorunların tedavisinde
ve hepatit benzeri virüs hastalıklarının ağır seyrettiği durumlarda
kullanılıyor” dedi.
Tedavi kişiye özel
olarak planlanmalı
Atmosferin üst katmanlarında UVB ışınlarının O2’yi O3’e
çevirmesiyle oluşan ozon gazının hava kirliliği yapmadığını, kötü kokuları yok
ettiğini, yaşam alanlarındaki tozları emdiğini, mikropları öldüğünü, sağlıklı
bir ortam yarattığını ve insanlara ferahlık ve zindelik hissi verdiğini anlatan
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sadi Kayıran, “Tedavinin seansları
hastalığa göre de değişkenlik gösterirken en az 6 seans olma zorunluluğu var.
Antibiyotik gibi, bir gün kullanıldığında hiçbir anlamı olmayan bu tedavinin de
en az 6-8 seansı kullanılması önemli. Tedavinin dozu, seansı, seans sıklığı
kişiye özel olarak belirleniyor” açıklamasında bulundu.
İleri yaşlarda
daha olumlu sonuç alınabiliyor
Ozon terapisinin pek çok hastalıkta kullanıldığı gibi,
bazı yaş aralıklarında ve kimi ciddi hastalıklarda kullanılamadığını söyleyen
Dr. Kayıran, “Lenfoma gibi kan kanseri türlerinin birçoğunda, glukoz 6 fosfat
dehidrogenaz enziminin eksikliğinden kaynaklı favizm hastalığının tedavisinde,
kanama-pıhtılaşma zamanı bozuk olan hastalarda, T3, T4 ve TSH değerleri yüksek
olduğunda, hastanın tiroitlerinin çok çalıştığı durumlarda ve kalbin atım gücü
yüzde 40’ın altında seyrettiğinde uygulanmamalı. Tedavi için önerilen bir yaş
sınırı bulunmamasına rağmen, hastanın enerjisini ve bilişsel düzeyini çok
olumlu etkilediği için ileri yaşlarda daha verimli sonuçlar veriyor” dedi.
Ozon tedavisinin
uygulandığı durumlar
• Kronik yorgunlukta, akut enfeksiyonlarda, bağışıklık
sisteminin düşkün olduğu durumlarda yöntem uygulanabiliyor.
• Toplumda da yaygın bir hastalık olan genital uçuktan
sonra ortaya çıkan ağrılarda uygulanan ilk terapiden sonra, ağrıda 36-48 saat
içinde yüzde 70 oranlarında gerileme görülüyor.
• Diyabetik ayakta ozon terapisinden sonra iyileşme
hızında bir hafta içinde yüzde 42 artış gözlemlenebiliyor.
• Yanık tedavilerinde de kullanılabilen ozon terapide 2.
ve 3. derece yanıklarda 4. haftadan sonra ciddi iyileşmeler gözlemleniyor.
YORUMLAR